• Sonuç bulunamadı

TEDAVİNİN İŞE KARIŞMASI

Psikanalizin, iyice kapsamlı olması ve uzaması nedeniyle, okuyucu için karanlık olduğunun farkındayım. Bu nedenle, olup bitenleri, kısaca yeniden ele alacağım. Katılmış türden bilgileri atacağım. Ana sonuçlara ağırlık vermeye çalışacağım.

Öğrendiğimiz ilk şey, kaygının, ilk bakışta sanıldığı gibi birden ortaya çıkmadığıdır. Kaygıdan birkaç gün önce, bir kaygı rüyası görmüştür çocuk. Rüyaya göre, annesi uzaklaşmıştır. Okşayacağı bir anne yoktur artık. Bu rüya bile, hatırı sayılır yoğunluktaki bir geri itme sürecine işaret eder.

Çocuğun açıklaması, kaygı rüyalarının çoğunda olduğu gibi, onun rüyasında, bedensel kaynaklı bir kaygıya kapıldığını ve bu kaygının, geri itilmiş bir hiç bilinç (bilinç altı) isteğinin (yoğun biçimde geri itümiş bir istek) kullanıldığını göstermez. (Bkz. Rüyaların Yorumu, 8. Baskı, s. 399). Bu rüya bir ceza ve geri itme rüyasıdır. Rüya işlevi başarısızlığa uğramıştır orada. Çocuk uykudan kaygıyla uyanmıştır.

Hiç bilinçteki süreci yeniden kurmak kolaydır. Annesinin sevecenliğini hayal etmiştir. Bütün, şehvet kaygıya ve bütün tasavvurlar, karşıtlarına dönüşmüştür. Geri itme, rüya mekanizması üzerine egemen olmayı sağlamıştır.

Ancak, bu ruhsal durumun başlangıcı, daha da geri gitmektedir. Daha yazın, benzer özlemsel ve kaygısal davranışlar kendini göstermiştir. Onların, annenin yatağına girmek gibi bir yararı da olmuştur. O zamandan bu yana, Hans'ta, artan cinsel bir uyarımın, nesnesi anne olan bir uyarımın varlığını kabul edebiliriz. Bu uyarımın yoğunluğu, Hans'ın annesini baştan çıkarmaya yönelik iki çabasında

kendini gösterir. Çabalardan ikincisi, kaygı patlamasından tam öncedir.

Hans'ın cinsel heyecanı, her akşam mastürbatik doyuma gider. İkinci derecede bir doyumdur bu. Yani asıl doyum değildir.

Cinsel heyecanın, bu biçimde bir doyuma dönüşümü, ya kendiliğinden olur, ya da annenin reddedişleri sonucu, ya da, daha önceki izlenimlerin, hastalığın, daha sonra öğreneceğimiz elverişli bir durumun etkisi altında birden ortaya çıkmasıyla gerçekleşir.

Bu üç durum, birbirinin karşıtı sayılamayacağından, teki tek belirleyici olamaz ve her biri eş değerlidir. Kaygının başlangıcında çocuğun nasıl davrandığı üzerine bilgimiz var.

Kaygının ilk içeriği de şöyle: "Bir at beni ısıracak."

Şimdi, tedavinin ilk işe karışması burada söz konusu.

Ana baba, kaygının, mastürbasyon sonucu olduğuna değiniyor. Onu mastürbasyondan kurtarmaya çalışıyor.

Atlardan korkusunun yerine koymak istediği anne sevecenliği özenle vurgulansın istiyorum. Bu ilk etkileme çabasından sonra kendini gösteren belli belirsiz iyileşme, çocuğun kısa bir hastalığın ardından yeniden ortadan kalkmıştır. Hans'ın durumunda bir düzelme yoktur. Kısa bir süre sonra Hans, bir atın kendini ısıracağı korkusunu, Gmunden'deki bir izlenimden türetir.

Baba, yola çıkmadan uyarmaktadır çocuğu; parmağını ata uzatma. Yoksa ısırır seni. Bu sözcük içeriğine Hans, babasının bir uyarısını oturtmuştur. Baba, parmağını sallayarak, onani'yi yasaklamak istemiştir. Anne baba, Hans'ın başlangıçta, kendini onani'yle doyurmaktan (tatmin etmekten) korktuğunu ileri sürmüşlerdir haklı olarak. Fakat onaniyle, at korkusu

arasındaki ilişki, güçsüz bir hastanın ilişkisidir yine de. Atın, bütünüyle rastlantısal olarak korkutucu rolünü yüklendiği anlaşılıyor.

Ben şu görüşü ileri sürdüm; Hans'ın geri itilmiş isteği, annesinin çiş aygıtım görmek olabilirdi. Yeni alınan hizmetçiye karşı davranışı bu görüşe uyduğundan, ilk cinsel açıklamayı yapıyor baba: Kadınların çiş aygıtı erkeklerinkine benzemez. Bu yardıma çocuk, annesinin çiş aygıtını gördüğünü, onun erkeklerinkine benzediğini söyleyerek tepki gösteriyor. (60)

Bu fantezi ve kendi çiş aygıtının büyüdüğü görüşü hastanın hiç bilinçsel görüşüne ilk bakış olanağı sağlamaktadır.

Gerçekte o, annesinin 15 ay önce iğdiş etme tehdidinin etkisi altındadır. Çocukların "Retourkutsche" oyununda yaptığını (bu oyunda çocuklar, birbirlerine eşdeğer cezalar verirler.

Ç.N.) annenin yapması, Hans için bir suçtan kurtulma aracıdır. Annesinin, erkeklerinkine benzer çiş aygıtını gördüğü fantezisi, bir korunma ve rahatlama fantezisi olmaktadır dolayısıyla. (Hans, kendi çiş aygıtının büyüyeceğini ve annesininkinin küçüleceğini bilmektedir.

Annesinin iğdişleme tehdidine karşı uydurduğu fantezi, gerçeğin, kendi istediği yönde gelişmesi isteğini simgeler.

Annenin tehdidine, kendi isteğine göre değişecek bir gerçeklik fantezisine baş vurarak yanıt vermektedir Hans.

Ç.N.)

Bu durumda, Hans'taki, etkili patojen gereci, çiş aygıtıyla uğraşmayı ön plana çıkaranın bizzat ana baba olduğunu kabul etmeliyiz. Çocuk, anne babanın açtığı yolu izlemiştir. Ancak, psikanalizde bağımsız bir yer almamıştır. Bu bakımdan sağaltımsal (tedavisel) bir başarı gözlenememektedir.

Psikanaliz, atlardan çok uzaklaşmıştır. Kadınların, erkeklerinkine benzer çiş aygıtı olmadığının söylenmesi, daha çok kendi çiş aygıtını koruma endişesi yaratmaya yaramıştır.

İlk ağızda elde etmeye çalıştığımız, tedaviye bağlı bir başarı değildir. Yapmak istediğimiz, hastanın hiçbilinçsel (bilinçaltısal) istek uyarımlarını, bilinçli olarak kavrayacak bir duruma getirmektir. Bunu şöyle yapmaktayız:

Hastanın verdiği işaretler temelinde, bizim, hiçbilinçsel karmaşıklığı, yorumlama sanatımıza baş vurarak, bilinçsel duruma getirmekteyiz. Bizden duyduğuyla, bütün direnişlere karşın, bilince getirmeye çabaladığı arasındaki benzerlik, hastayı, hiçbilinçsel olanı bulma durumuna getirecektir.

Tabib, anlayış bakımından biraz daha ilerdedir. Hasta biraz arkadan kendi yolunu izler. Sonunda her ikisi de bir noktada buluşurlar. Öngörülen bir noktada.

Psikanalize yeni başlayanlar, bu iki noktayı karıştırarak, hastanın, hiçbilinçsel karmaşıklığının kendilerince bilindiği noktayı, hastanın onu kavradığı noktayla bir tutarlar. Onlar, ortaya çıkardıkları bilgiden, hastaya, söylettikleri sözlerden çok şey beklerler. Halbuki hasta, bildirdiklerini, saplandığı hiçbilincinde, hiçbilinçsel karmaşıklığını bulup çıkarmak için kullanılır. Bu tür bir başarıyı, Hans'ta da gözlemekteyiz.

İğdişleşme kompleksinin kısmen kontrol altına alınmasından sonra Hans için, isteklerini annesine duyurması olanağı doğmuştur. Bunu, zürafa fantezisiyle, bozulmuş biçimde yapar. Zürafalardan biri, Hans, öbürünü elinden aldığı için boşuna ağlar. Hans'ın, zürafaya el koyması, onun üstüne binmekle simgelenmektedir.

Bu fantezide baba, sabahları oynanan, anne - baba -çocuk oyununun yansısını bulur. İsteği bozulmuş biçiminden

kurtarmayı da savsaklamaz. Anne ve kendisi (baba), zürafadır.