• Sonuç bulunamadı

Tazminat Miktarının Sınırı: Özel Çekme Hakkı (Sdr)

2. GENEL KURAL: SORUMLULUĞUN BELİRLİ BİR TUTAR İLE

2.3. Tazminat Miktarının Sınırı: Özel Çekme Hakkı (Sdr)

Genel kural gereğince taşımaya konu eşyanın gönderilen veya ilgili kimseye teslimi esnasında hasarın varlığı tespit edildiğinde taşıyıcı, eşyanın teslim alındığı yer ve zamandaki değeri dikkate alınarak eşyanın hasar sonucu oluşan değer kaybını tazmin etmek zorundadır. Fakat Konvansiyon 23/3’de ‘Herhalde tazminat, eksik brüt ağırlığın

beher kilogramı başına 8,33 hesap birimini aşamaz.’ ve TTK 882/1 ‘Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.’ Hükümleriyle ödenmesi gereken tazminatın

eşyanın eksik brüt ağırlığının kilogram başına 8,33 özel çekme hakkını (SDR) aşmayacağı kuralı getirilmiştir.

Eşyanın hasarından dolayı oluşan değer kaybında taşıyıcının maksimum sorumluluğu Konvansiyon 23/3 hükmü ile eksik brüt ağırlığın beher kilogramı başına 8,33 SDR’ı aşmayacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu hüküm Konvansiyon tarafından belirlendiği ve emredici hükümlerden olduğu için taraflarca hiçbir şekilde kaldırılamayacağı gibi miktarında değişiklik de yapılamaz. Fransa’da karşılaşılan eski tarihli bir olayda Yüksek Mahkeme tarafların daha düşük bir miktar kararlaştırdıkları taşıma sözleşmesinin bu hükmünü geçersiz kabul ederek hesaplamada 8,33 SDR hesap birimini uygulamıştır.321

İlgili hükümlerde geçen ‘hesap birimi’ ifadesi de Konvansiyon’un 7. Fıkrasında SDR olarak IMF’in belirlediği bir oran olarak açıklanmıştır. SDR her devlette merkez bankalarında yer alan Amerikan Doları, Euro gibi bir kur olarak karşımıza çıkmakta fakat bir para birimi olmayıp sadece para birimlerine ilişkin bir talepte bulunma hakkı olarak kabul görmektedir. İlave olarak SDR ulusal hesap birimi olarak işlem görüp, Amerikan Doları, Euro, Japon Yeni, Birleşik Krallık Poundu ve Çin Yeni olmak üzere 5 ülke hedef para birimlerini temel alarak oluşturulmuş bir birimdir.322 IMF tarafından SDR hedef 5

ülke para biriminden sadece birine değil de diğer toplamda 5 ülke para birimlerinin

321 Cour de Cassation, 17.05.1983 (1983), Bulletin des Transports et de la Logistique, 445. (Karar için bkz.

Messent/ Glass, s.234).

322 International Monetary Fund, Factsheet, Special Drawing Right (SDR) April 19, 2018.

https://www.imf.org/en/About/Factsheets/Sheets/2016/08/01/14/51/Special-Drawing-Right-SDR 09.02.2019, (14.02.2019).

144

ortalama değerine göre hesap birimini belirleme sebebi 5 ülke dışındaki ülkelerin para birimlerinin bu ülke para birimlerine göre ani dalgalanma veya artma-azalma göstermesi ihtimali olduğu söylenmektedir.323 Yine Konvansiyon 23/7 gereğince SDR 8,33 hesap birimi ile belirlenen tutar, kendisine başvurulan mahkemenin bulunduğu devletin milli parasına, hükmün verildiği veya tarafların üzerinde mutabık kaldıkları tarihteki değer üzerinden tahvil edilecektir.

2.3.1. Üst Sınırın Hesaplanması

Eşyanın hasara uğrayan kısmında oluşan değer kaybının hesabında dikkate alınacak olan eksik brüt ağırlıktır. Brüt ağırlık yani gayri safi ağırlık hesabında eşyanın net ağırlığının yanında buna bağlı ambalajı, koruyucusu, palet ve destekleme araçları yer almaktadır. Dolayısyla hem TTK hem de Konvansiyon, taşıyıcının tazmin edeceği bedelin en üst sınırını tespit ederken somut olayın durumuna göre eşyanın tamamının veya bir parçasının net kilogramına ilave olarak onun ambalaj, koruyucu veya destek ünitesini de dâhil ederek ortaya çıkan kilogram üzerinden SDR oranı ile çarpımını esas alacaktır. Üst sınırın hesaplanması basit örnekle daha kolay anlaşılabilecektir. İstanbul’dan Brüksel’e taşınmak üzere teslim alınan 500 kg ağırlığında 100.000 EUR değerindeki makinada taşıma esnasında meydana gelen olumsuzluklar neticesinde hasara uğraması ve bu hasardan makinanın bir bütün olarak zarar görmesi örneğinde değer kaybı olarak 30.000 EUR tespit edilmiştir. Fakat Konvansiyon gereğince taşıyıcının makine sahibine ödeyeceği en üst sınır eşyanın ağırlığının SDR karşılığı tespit edilecektir. Yani 500 kg x 8.33 SDR x 1.23324 = 5.122 EUR’dur. Dolayısıyla taşıyıcı her ne kadar eşyada 30.000 EUR değer kaybı yaşamışsa da taşıyıcı en fazla 5.122 EUR tazminat ödeyecektir. Eşyanın kısmi hasara uğraması durumunda da benzer yöntem izlenerek tazminat miktarı tespit edilebilir. Yukarıdaki örnek üzerinden hareket edildiğinde makinanın sadece bir bölümünde hasar oluştuğunda eşyanın teslim alındığı yerdeki hasara uğramış değerinin

323 L. Bristow, Gold franc – Replacement of Unit of Account, Lloyd's Maritime and Commercial Law

Quarterly, (No:1, 1978), s.31.

145

80.000 EUR olması halinde taşıyıcı 20.000 EUR değil yine üst limit olan 5.122 EUR tazminatı ödeyecektir. Fakat daha sonraki bölümde açıklanacak olan ve taşıyıcının ödemesi gerekli bir takım masraf ve taşıma ücretini ise eşyanın hasara uğramış haldeki değeri/eşyanın hasarsız haldeki değeri oranına göre tespit edilerek tazmin edecektir. Yani 80.000 EUR / 100.000 EUR = 4/5 oranında ödeme yapacaktır. Taşıma ücreti ve diğer masraflar bu oran üzerinden yapılacak hesaplamaya göre ödenecektir.

Yukarıda yer alan örnekte de görüleceği üzere her halükarda eşyada meydana gelen değer kaybı taşıyıcının ödemekle yükümlü olduğu en üst sınırdan az olmayabilir. Bu sebeple değer kaybı en üst sınırdan da fazla ise o halde yine en üst sınır tazmin edilecektir. Fakat her olayda yukarıdaki örnekteki gibi taşımaya konu bir eşya değil de birden fazla eşyanın olması da muhtemeldir. Bu gibi durumlarda eşyanın sadece birisinin mi yoksa tamamının mı değerlerinin dikkate alınacağı problemi ortaya çıkabilmektedir.

Bu konu uzun yıllar öncesi Fransa Yüksek Mahkemesi’nde değerlendirme konusu yapılmıştır. Mahkeme önüne gelen olayda taşımaya konu birden fazla eşyanın ve gönderilenin olduğu fakat bir taşıma senedinin düzenlendiği ve herbir eşya bilgilerinin ayrıntılı olarak yer aldığı bir olayda, hasar için eşyaların tamamının değer kaybını değil her biri için ayrı ayrı değer kayıplarının tespit edilerek tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğine karar verilmiştir.325 Her bir eşyanın ayrı ayrı değerlendirilmesinin daha adil

ve hakkaniyetli sonuca yol açacağını çünkü her bir eşyanın değerinin farklı olması ve bazısının değerinin üst sınırın altında bazısının da çok üstünde olabileceği bir bütün hesaplanınca hak sahipleri bakımından sebepsiz zenginleşmeye yol açabileceği savunulmuştur.326

Daha sonrasında Almanya Federal Yüksek Mahkemesi’nde görülen benzer bir konudaki davada ise görüş tamamen farklı olmuş ve her bir eşyanın birlikte değerlendirilerek hesaplamanın yapılacağına karar verilmiştir. İlgili karar gereğince taşımaya konu birden fazla eşyanın tek bir taşıma senediyle taşınmasında taşıyıcının sorumlu olacağı tazminat miktarının tespiti için her bir eşyanın değil bir bütün olarak eşyaların değer kaybı

325 Paris, 10.12.1971 (1972) Buletin des Transports et de la Logistique, 19. (Karariçin bkz. Messent/ Glass,

s.237).

326 Messent/ Glass, s.237; Hakan Karan, Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi Hakkında Konvansiyon,

CMR Şerhi, Ankara: Turhan Yayınevi, 2011, s.586; Aydın, s.119, yazar bu şekilde benimsenen yaklaşımın taşıyıcının sorumluluğunun belirli bir miktarla sınırlandırılmasında korunan menfaatle de uyumlu olduğunu ileri sürmektedir; Seven, Taşıyanın Yüke Özen Borcunun İhlalinden Doğan Sorumluluğu, s.195-197.

146

üzerinden tespit edileceği ifade edilmiştir. 327 Bu yöndeki görüş kanımızca da adil

sonuçlara yol açacaktır. Şöyle ki tek bir taşıma senedinde yer alan birden fazla eşyanın her birinin değerinin tespiti ve taşıma senedindeki payının hesabı bir takım gereksiz hesaplamalara ve karışıklıklara neden olabilecektir. Fakat taşıyıcı yönünden tek bir taşıma senedinin olduğu birden fazla eşya ve gönderilenin bulunduğu bu tarz bir taşıma esnasında eşyalarda meydana gelen hasarı toptan hesaplamak kolay olmakla birlikte sonrasında bu yöntem de karışıklığa neden olabilecektir. Yükte hafif pahada ağır olan bir eşya ile yükte ağır pahada hafif olan diğer bir eşyanın aynı taşıma senedinde taşınmasında üst sınırın hesaplamasında ayrı ayrı değil de birlikte değerlendirme yapmak adil sonuçlara yol açmayacaktır. Dolayısıyla üst sınırın hesaplanmasında her bir eşyanın ayrı ayrı değil bir bütün olarak hesaplanmasına katılmakla birlikte, ortaya çıkan tazminat miktarının da eşyaların değerine göre taksim edilerek hak sahiplerine paylaştırılması hakkaniyete uygun olacaktır.

Yine basit bir örnek olarak aynı taşıma senedinde farklı iki eşyanın taşınması esnasında hasar meydana gelmiş olduğunda A marka makine 1000 kg ağırlığında ve 10.000 EUR değerinde, B marka makine ise 500 kg ağırlığında ve 20.000 EUR değerindedir. Taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarı 1500 kg x 8.33 SDR x 1.23 EUR (bir önceki örnekteki kur baz alınmıştır) = 15.368 EUR en üst sınır miktarıdır. Fakat bu örnekte görüleceği üzere değeri yüksek olup da kg olarak daha az olan B eşyası ile değeri diğerine göre az olup daha ağır olan A eşyası ağırlık baz alınarak tazminatı paylaşarak adil olmayan bir netice ile karşılaşılmaktadır. Bu sebeple taşıyıcının ödeyeceği tazminatın üst sınırının hesaplanmasında eşyalar bir bütün olarak hesaba katıldıktan sonra eşyaların gönderilenleri arasında eşyaların değerlerine göre tazminat paylaştırılmalıdır.

Her bir eşyanın değerleri ayrı ayrı hesaplanacak olsaydı o halde 1.000 kg x 8.33 SDR x 1.23 (Euro kuru) = 10.245 EUR en üst sınır olarak belirlenecekti ki bu da eşyanın değerini aşamayacağı için üst sınır 10.000 EUR olacak; diğer eşya ise 500 kg x 8.33 SDR x 1.23 EUR (Euro kuru) = 5.122 EUR en üst sınır olmak üzere toplamda 15.122 EUR en üst tazminat miktarı olarak ödenecekti. Dolayısıyla Fransız Yüksek Mahkemesi’nin hesaplama yöntemi her bir eşyanın ayrı ayrı değerlerinin hesaplanması ile Almanya Federal Yüksek Mahkemesi’nin eşyaları bir bütün alarak yapılan hesaplama sonucu farklı

327 Bundesgerichtshof, 30.01.1981 (1981) 16 European Transport Law 455. (Karar için bkz. Messent/Glass,

147

çıkmaktadır. Netice olarak yukarıda da izah edildiği üzere taşıyıcının bir taşıma senedinde yer alan farklı eşyaların hasarı neticesinde ödeyeceği tazminatın üst sınırı hesaplanırken eşyaları bir bütün olarak dikkate alarak hesaplama yapmak, bunun sonucunda elde edilecek tazminat konusunda da eşyanın değerlerine göre eşya sahiplerine dağıtım yapmak en adil sonuç olarak görülmektedir.

2.3.2.Eşyanın Birden Çok Parçadan Oluşması Durumu

Burada dikkat edilmesi gereken husus ise eşyaların bir bütün mü yoksa ayrı ayrı mı değerlendirilerek hesap yapılacak olması tek bir taşıma senedinin söz konusu olduğu hallerde gündeme gelmektedir. Yani her bir eşyanın ayrı bir taşıma senedine konu olması halinde her bir eşya için hesaplama ayrı ayrı yapılacaktır. Her bir hesaplama neticesinde ortaya çıkarılacak bedel taşıyıcının ödeyeceği tazminat miktarını değil tazmin etmek zorunda olduğu hasar bedelinin en üst limitini teşkil etmektedir.

Taşımaya konu eşyaların ağırlığının tespiti bakımından taşıma senedi ile gerçekte farklı ağırlıkların söz konusu olması durumunda taşıma senedinde yer alanın mı yoksa gerçek ağırlığının mı dikkate alınacağı hususu da önem arz etmektedir. Konvansiyon 23. Maddede açık bir şekilde ‘eksik brüt ağırlığından’ bahsedildiği için taşıma senedinde yer alan ağırlığını değil de doğrudan eşyanın gerçek değerinin hesaplanması gerektiğini söylemek hakkaniyete uygun düşmeyecektir. Çünkü gönderen tarafından bilinçli olarak eşyanın gerçek ağırlığının taşıma senedinde yer verilmeyip daha az olarak belirtilmesi durumunda hasarın meydana gelmesi neticesinde gönderilenin taşıma senedine göre değil de gerçek ağırlığına göre üst sınır belirlenmesi talebi adil olmayacaktır. Yani her halükarda taşıyıcının sorumlu olacağını öngören Konvansiyon hükümlerine göre bilinçli olarak yanlış veya az bir ağırlık beyan eden gönderenin bu yanlışlığı veya bilinçli eksik ifadesini kabul etmek de hakkaniyete uygun düşmeyecektir. İlave olarak taşıyıcı da gönderilen veya eşya sahibinin taşıma senedinde belirttiği bedel kapsamında taşıtı seyir ve eşyaya hazır edeceği için taşıyıcı nezdinde de taşıma senedi esas alınmaktadır. Dolayısıyla tamamen gönderen veya gönderilenin eşyanın ağırlığını yanlış veya eksik bildirmesi halinde eşyanın ağırlığını hesaplarken taşıma senedine değil de gerçek ağırlığına başvurmak aslında gönderilen veya gönderenin yaptığı yanlışlığı geri almak

148

veya daha ağır bir ifadeyle ödüllendirmek anlamına gelecektir ki bu da hakkaniyete aykırı olacaktır. Bu gibi durumlarda netice olarak taşıyıcının sorumluluğu taşıma senedinde yer alan ağırlık üzerinden hesaplanan bedel ile sınırlı olmalıdır. Ayrıca gönderenin yanlış veya eksik bilgi vermesi sebebiyle gönderilen veya eşyanın malikinin buna katlanacak olması hakkaniyete uygun olmayacağı için taşıyıcı gerçek ağırlık üzerinden yapılacak hesaplama ile tazmin borcunu yerine getirdikten sonra gerçek ağırlık ile taşıma senedinde yer alan ağırlık farkı tazminat miktarını gönderenden Konvansiyon 7. Maddesine göre talep edebilmelidir. Bunun talep edilememesi hakkaniyete aykırılık teşkil edecek ve gönderen kendi hata, yanlışlığından veya kusurundan faydalanarak genel hukuk prensibine aykırı hareket edilmiş olacaktır. Bu sebeple yanlış bildirerek eşyanın gerçek değerini yansıtmaktan kaçınan gönderenin sebebiyet verdiği bu yanlışlık ortaya çıkan fazla ağırlık kadar tazminat ödemesiyle denkleştirilecektir.