• Sonuç bulunamadı

5271 sayılı CMK’da, eski 1412 sayılı CMUK’dan farklı olarak 323. Maddesinin üçüncü fıkrasında; yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi halinde, önceki mahkumiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla kişinin uğradığı maddi ve manevi zararlar CMK’nın 141 ila 144. maddeleri hükümlerine göre tazmin edileceği düzenlenmiştir.430 5271 sayılı kanun ile eklenilen söz konusu yeniliğin oldukça yerinde olduğu kanaatindeyiz. Zira yargılamanın yenilenmesi neticesinde oluşturulan yeni hüküm, içerisinde adli hata barındıran eski hükmün zararlarını tamamen ortadan kaldırmaya yeterli olmayacaktır. Zira adli hata yalnızca karara tesir etmeyip aynı zamanda hükümlünün de yaşamına tesir edecek ve maddi manevi zararların doğmasına neden olacaktır. Bu sebeple adli hata içeren hükmün hükümlü üzerindeki olumsuz etkisi her ne kadar tam anlamıyla giderilemeyecek olsa da bir kısım dahi giderilebilmesi için ilgili düzenleme yerinde olmuştur.

CMK’nın 323. Maddesinin atfıyla 141 ila 144.maddeler dikkate alındığında yargılamanın yenilenmesi neticesinde tazminat talep edebilmek için dört şartın bulunması gerekmektedir.

Bulunması gereken ilk şart; CMK’nın 323.maddesinin üçüncü fıkrasında belirtildiği üzere yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat veya ceza verilmesine

430 1712 sayılı CMUK döneminde yargılamanın yenilenmesi neticesinde hakkında beraat kararı veya

ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilen hükümlünün tazminat istemesi olanağını yaratan herhangi bir yasal düzenleme bulunmamakta idi. CMUK döneminde, devletin tazmin yükümlülüğü sadece 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan ve Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunda düzenlenmişti. Ancak söz konusu kanun maddesi ise Yargıtay’ın da benimsemiş olduğu görüşe göre devlete tazmin yükümlülüğünü yükleyen sebepler sınırlı şekilde sayılmış olduğundan sadece hukuka aykırı yakalama ve tutuklama hallerinde uygulama imkanı bulunmaktaydı. Bu bakımdan yargılamanın yenilenmesi neticesinde bir kimsenin haksız yere mahkum edildiği ortaya çıksa bile haksız bir yakalama ve tutuklama söz konusu değilse 466 sayılı kanun uygulama alanı bulamayacaktı. Ayrıntılı bilgi için bakınız: TALAS, a.g.e.s.212; İÇEL, a.g.e.s.172

155

yer olmadığı kararının verilmesi gerekmektedir. Bir diğer ifadeyle yargılamanın yenilenmesi neticesinde bu iki hüküm dışında başkaca bir hüküm (örneğin; daha az ceza verilmesi gerektiği vb.)431verilmesi halinde hükümlünün ilgili maddeden yararlanma imkanı bulunmamaktadır.

İkinci şart ise; yargılamanın yenilenmesi olağanüstü kanun yolunda incelenen eski mahkumiyet hükmünün tamamının ya da bir kısmının yerine getirilmesi gerekliktir. Dolayısıyla kişi hakkında adli hata içeren hüküm ile güvenlik tedbirine hükmedilmiş ise yargılamanın yenilenmesi neticesinde beraat hükmü veya ceza verilmesine yer olmadığı hükmü verilmiş olsa dahi o kimse haksız uygulanan güvenlik tedbirinin yarattığı zararının tazminini isteyemeyecektir.432Bununla birlikte adli hata içeren hüküm kesinleşmiş ancak ceza infaz edilmemişse söz konusu hüküm sebebiyle zarar doğmuş olsa bile yargılamanın yenilenmesi neticesinde hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilen eski hükümlü tazminat isteyemeyecektir. Mahkumiyet hükmü hapis cezasına ilişkin olmayıp adli para cezasına ilişkin olması halinde, para cezası kısmen veya tamamen ödenmişse eski hükümlü tazminat talep edebilecektir.433 Erteleme halinde ise, hükümlü denetim süresini iyi halli veya yükümlülüklerine uyarak geçirmişse cezası infaz edilmiş olacağından diğer şartların varlığı halinde hükümlü zararının tazminini isteyebilecektir.

Bulunması gerekli olan üçüncü şart; adli hata içeren hüküm sebebiyle maddi ve manevi zararın doğması gerekmektedir. Burada doğacak zararın ağır olması veya oluşan zararda hükümlünün kusurunun bulunmaması şartları gerekli değildir.

Varlığı gerekli olan son koşul ise; Ceza Muhakemesi Kanunun 142/1 maddesinde ki süre sınırıdır. İlgili düzenlemeye göre; yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve herhalde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunulabilir.

431 Detaylı bilgi ve yabancı kaynak için bakınız: AKYÜREK, a.g.e.s.214 432 KARAKURT, a.g.e.s.169

156

CMK’da yargılamanın yenilenmesi neticesinde beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi durumunda kimlerin tazminat talep etme hakkı bulunduğu açıkça düzenlenmemiştir. Kanımızca ilgili durumda tazminat talep edebilecek kişi adli hata içeren hükümden doğrudan zarar gören eski hükümlüdür. Bir diğer ifadeyle, örneğin hükümlünün ölmesi durumunda eşi, altsoyu üstsoyunun tazminat istem hakkı olmayacaktır. Çünkü Ceza Muhakemesi Kanunun 323.maddesindeki sonuncu fıkra ile hedeflenen haksız şekilde infaz edilen ceza sebebiyle direkt olarak maddi manevi zarara uğrayan kimselerin zararının giderilmesidir. Bu bakımdan doğrudan maddi manevi zarara uğrayan tek kişi eski hükümlü yani cezaya katlanmak zorunda kalan kişidir.

CMK’nın 142.maddesinde tazminat istemenin başvurusunun nasıl yapılacağı ve başvurunun karara bağlanma usulü düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre, talep dilekçe ile yapılır. Tazminat isteminde bulunan talepçinin dilekçesinde, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesi gereklidir. Talep ise, zarara maruz kalan kişinin ikamet ettiği yer ağır ceza mahkemesinde ve şayet o yer ağır ceza mahkemesinin tazminata konu olan işlemle ilgiliyse ve aynı yerde başkaca bir ağır ceza dairesi bulunmuyorsa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde hükme varılacaktır.434

Başvuru yapılan mahkeme, talepçinin dilekçesinde, bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi hâlde istemin reddedileceğini ilgiliye duyurur. Süresinde eksiği tamamlanmayan dilekçe, mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere ret olunur.

Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra eksiklik olmadığını tespit ettiğinde dilekçe ve dilekçe ekindeki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmesini Devlet Hazinesinden talep eder. İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı

157

yapmaya veya hakimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir. Mahkeme, tazminat talebine ilişkin kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, meşruhatlı(açıklamalı) çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir. Karara karşı, istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir; inceleme öncelikle ve ivedilikle yapılır.

CMK’nın 143.maddesindeki düzenlemeye göre; yargılamanın yenilenmesi sonucunda oluşturulan yeni hüküm aleyhine yeniden yargılamanın yenilenmesi olağanüstü kanun yoluna başvurulursa ve ikinci sefer yapılan yargılamanın yenilenmesi davası neticesinde mahkumiyet hükmü verilirse ödenen tazminat geri istenebilmektedir.