• Sonuç bulunamadı

Medeni Usul Hukukunda Kesin Hüküm Ve Yargılamanın Yenilenmesi

kavramlar olup, tüm nihai kararlar şekli anlamda kesin hüküm haline gelir. Nihai karar ile mahkeme verdiği karar ile davadan elini çekmekte fakat kural olarak verilen karar henüz kesin değildir. Zira kararın kesinleşmesi için kanun yoluna başvuru süresinin geçmesi veya kanun yoluna başvurulup gerekli prosedürlerin tamamlanması gerekmektedir. Kanun yoluna başvurulması imkanı bulunmayana nihai kararlar, verildikleri anda kesin hüküm niteliğini haizdirler.43

Kesin hüküm, dar ve geniş anlamda kesin hüküm olmak üzere ikiye ayrılır. Dar anlamda kesin hükümle hükmün yalnızca maddi anlamda kesinleşmesi ifade edilirken geniş anlamda kesin hükümle, hükmün hem maddi hem şekli açıdan kesinleşmesi ifade edilir. Şekli anlamda kesin hüküm ile anlatılmak istenen, nihai karara karşı belli bir aşamadan sonra olağan kanun yollarına başvurulamayacağı yani karara karşı kanun yolunun bulunmaması veya mevcut olanların tüketilmiş olmasıdır. Şekli anlamda kesin hüküm ile dava sonlanır; ancak uyuşmazlık sonlanmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yeniden dava açılamaması için maddi anlamda kesin hüküm müessesesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bir diğer ifade ile maddi anlamda kesinliğin söz konusu olabilmesi için öncelikle kararın şekli anlamda kesinleşmesi gerekmektedir.44Şekli anlamda kesin hüküm HMK’ da açıkça düzenlenmemiştir.45

43 PEKCANITEZ Hakan/ATALAY Oğuz/ÖZEKES Muhammet, Medeni Usul Hukuku, Vedat Kitapçılık,

İstanbul, 2018, s.436-437

44 ARSLAN Ramazan/YILMAZ Ejder/TAŞPINAR AYVAZ Sema/HANAĞASI Emel, Medeni Usul Hukuku,

Yetkin Yayınları, Ankara, 2018, s.680-681

45 ARSLAN Ramazan, Kesin Hüküm İhtiyacı ve Yanılma Gerçeği C.45, S.5-6, Ankara Barosu Dergisi,

Ankara, 1988, http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/1988-5/5.pdf, s- 724-725, (Erişim tarihi:18.10.2019)

17

Maddi anlamda kesin hüküm, hükmün kararı veren mahkeme dahil hiçbir kurum veya kimse tarafından değiştirilememesi, olağan kanun yollarına başvurulamaması, tekrar dava edilememesi ve daha sonra açılan davada bağlayıcı olmasıdır. 46 Kesin hüküm HMK’ nın 303.maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşen hükmün diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının aynı olması, her iki dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm sonucu ile ikinci davanın talep sonucunun aynı olması gerekmektedir.

Medeni Usul Hukukunda maddi anlamda kesin hükmü sona erdiren haller, yargılamanın yenilenmesi ve değişiklik davasıdır. Çalışma konumuz itibariyle burada yalnızca yargılamanın yenilenmesi müessesi incelenecektir. Yargılamanın yenilenmesi, mahkemece verilen kararın kesinleşmesini müteakip kanunda sınırlı sayıda sayılan birtakım ağır yargılama hataları sebebiyle verilmiş olan kesin hükmün iptalini ya da iptalinden sonra yeniden yargılama yapılarak yeni karar verilmesini sağlayan olağanüstü kanun yoludur.47 Maddi anlamda kesinleşmeyen kararlara karşı, çekişmesiz yargı kararları ile icra mahkemesinin kesin hüküm teşkil etmeyen kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz.48 Ancak icra mahkemesinin delil sınırlandırması olmaksızın verdiği ihalenin feshine ve istihkak davasına ilişkin olarak vermiş olduğu kararları maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğinden bu kararlar için yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuru mümkündür.49 Medeni Usul Hukukunda yargılamanın yenilenmesi sebepleri HMK’nın 375.ve 376.maddelerinde tahdidi yani sınırlı biçimde sayılmıştır. Bu sebeple bu maddeler dışında yargılama hatası ne denli ağır olursa olsun yargılamanın yenilenmesi nedeni sayılamayacaktır. HMK’nın 375.maddesine göre; a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde

46 GÖRGÜN Şanal/BÖRÜ Levent/TORAMAN Barış/KODAKOĞLU Mehmet, Medeni Usul Hukuku, Yetkin

Yayınları, Ankara, 2018, s.651; PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, a.g.e.s.437

47 ARSLAN/YILMAZ/AYVAZ/HANAĞASI, a.g.e.s.668 48 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, a.g.e.s.494-495

18

olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi hallerinde yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilebilecektir. HMK’nın 376.maddesine göre ise davanın taraflarından birisinin alacaklıları veya aleyhine hüküm verilen tarafın yerine geçenler, borçluları veya yerine geçmiş oldukları kimselerin aralarında anlaşarak, kendilerine karşı hile yapmaları nedenine dayanarak hükmün iptalini isteyebilecektir.

Medeni Usul Hukukunda yargılamanın yenilenmesine kural olarak davanın tarafları, bunların külli ve cüzi halefleri diğer tarafın aleyhine gidebilirler.50Hükmün kesinleşmesinden önce davaya feri müdahil olarak katılan üçüncü kişi yargılamanın yenilenmesini talep edemez.51 Ancak taraflardan birisinin açtığı yargılamanın yenilenmesi davasına feri müdahil olarak katılmak mümkündür.52

Yargılamanın yenilenmesi talebi HMK’nın 378.maddesinin birinci fıkrası gereğince kararı veren mahkemeye yapılacaktır. Burada kararı veren mahkeme esas alındığından örneğin Yargıtay’ın onama ve bozma kararına karşı, o kararı veren

50 GÖRGÜN/BÖRÜ/TORAMAN/KODAKOĞLU, a.g.e.s.725 51 PEKCANITEZ/ATALAY/ÖZEKES, a.g.e.s.499

52 KURU Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, Ankara,

19

Yargıtay Dairesine karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamayacaktır.53 Yargılamanın yenilenmesine yoluna başvuru süresi kural olarak üç ay ve her halde yenileme talebine konu hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır. HMK’nın 378.maddesinin ikinci fıkrası gereğince yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuran taraf karşı tarafın uğraması ihtimal zararı karşılamak üzere mahkemece belirlenecek miktarda teminat göstermek zorundadır. Yargılamanın yenilenmesi kural olarak hükmün infazını durdurmaz; ancak talep halinde mahkeme teminat alarak icranın durdurulmasına karar verebilir.