• Sonuç bulunamadı

TARTIŞMA, SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

15. yüzyılda İtalya’da başlayan Rönesans (aydınlanma) Dönemi, Batıda bilim, sanat, felsefe, mimari, astronomi gibi alanlarda büyük yeniliklerin yapıldığı bir dönemdir. Özellikle bilimsel araştırmaların ve felsefi düşüncelerin de ışığında gelişmeye başlayan resim sanatı, bilimsel çalışmalar ile iç içedir. Hümanizm (insancılık) felsefesinin büyük bir hızla yayıldığı bu dönemde bilime ve bilimsel araştırmaların da ışığında sanata ciddi önem verilmiş ve büyük gelişmeler sağlanmıştır. Resim sanatında perspektifin, insan anatomisinin, insan ve doğa ilişkisinin bilimsel ve sanatsal keşifleri temelini bilimsel meraka ve bilimsel çalışmalara borçludur. Bu doğrultuda beslenen resim sanatında dini ve mitoloji temalı eserler resmedilirken insan merkeze alınmış ve insan ile doğa ilişkisi içerisinde konular şekillendirilmiştir. Sanat eserlerinin daha estetik bir güzelliğe sahip olması için birçok deneyler, arayışlar gerçekleştirilmiştir ve zaman içinde resim sanatında estetik kaygı yeşermeye başlamıştır. Hümanizm felsefesine olan destekten kaynaklı resimde estetik kaygısı da insan bedeni üzerinden şekillenmiştir. İnsan doğa ilişkisi ekseninde, doğanın insana sunduğu idealize kavramı estetik kavram kabul edilmeye başlanmış ve insan idealize resmedildiği oranda estetik olabilir düşüncesi kabul görmüştür. İnsan anatomisi araştırmaları üzerinden edinilen bilimsel bulgular resim sanatında insan betimlemesinde kullanılmış ve ideal insan anatomisi resim sanatı estetiğinin odak noktası olmuştur.

Resimde insan bedenini daha estetik hale getirmek için çalışmalar yapılmıştır. Kimi ressamlar insan bedenini çizgisel ve inşacı üslupla betimlemeyi denerken kimi ressamlar anatomiye hareket kazandırmayı, havada uçuyor gibi süzülürcesine betimlemeyi ya da dağınık saçlar ve fazlaca kıvrımlı kumaşlarla anatomiye hareket kazandırmayı daha estetik olacağı düşüncesi ile üslup haline getirmiştir. Ne kadar idealize edilirse o kadar kusursuz, ne kadar kusursuz olursa o kadar estetik olur düşüncesindeki Michelangelo, resimlerinde ve heykellerinde insan anatomisine muazzam titizlik göstermiştir. Raphael Sanzio, doğanın sunduğu belirli bir güzelliği monoton bulmuş ve kendisinin hayal ettiği saflığı anatomide kullanarak idealizeden mümkün mertebe etkilenmeyip kendi iç dünyası olarak yorumladığı anatomiyi estetiği geliştirmek için resimlerinde kullanmıştır. Leonardo Da Vinci insan anatomileri

üzerinde bilimsel çalışmalar yapan Rönesans’ın en önemli ismidir ve Rönesans Dönemi’ni zirveye çıkarmıştır. Sfumato (erime) tekniğini geliştirmiştir. Bu tekniğe göre resimde figürler sert, kaba konturlara sahip olmamakla birlikte daha yumuşak hatlar ile betimlenmiştir.

Estetiğe ulaşmak için yapılan bütün bu araştırmalar, insan anatomisi üzerinden şekillenmiştir ve resim sanatının estetik anlayışı insan anatomisi üzerinden doğmuştur.

Rönesans Dönemi’nin doruğa tırmandığı zaman diliminde, Barok Dönemi’ne geçiş olarak kabul edilen bir Maniyerizm Dönemi başlamıştır. Bu dönemde sanatçılar “resimde bulunması gereken her şey bulundu” düşüncesini benimsemeye başlamış ve estetiğe ulaşmak için idealize kavramının dışında müdahalelerin olması gerektiğini savunmuşlardır. Correggio, resimlerinde figürlerin konturlarını eritmeye başlayarak gölgeler ile figürü birleştirmeye ve yumuşak fırça darbeleri kullanarak resimlerini sertlikten arındırmaya başlamıştır. İspanyol ressam El Greco ise insan anatomilerini bilinçli olarak deformasyona uğratmış ve idealize kavramını kökten reddetmiştir. Tintoretto çizgisel desen anlayışından uzaklaşmaya başlamıştır ve desenler leke ve renk üslubunda ele alınmıştır. Bütün bu tepkiler, Rönesans’ın idealize kavramına bir tepki olduğu kadar insanlık tarihinde sanatsal kaygıların da doğuşu olmuştur. Nitekim, bu avangart yaklaşımlar, Barok Döneminin yaratılmasına zemin hazırladığı gibi daha sonraki yüzyıllarda ortaya çıkacak olan üslup ve fikirsel zenginliklerin de zeminini hazırlamıştır.

Barok Dönemi’nde resim sanatı dini otoriteden kurtulmaya başlamıştır. Coşku ve zarafete dayalı bir estetik anlayış resim sanatını kaplamıştır. Ve bu anlayış yine insan anatomisi üzerinden gelişen bir anlayıştır. İtalyan ressam Caravaggio resim sanatına güçlü ışık-gölge kavramını getirmiştir. Bu sayede figürlerin konturları gölgede tamamen kaybolmakta ve anatomi üzerinden şekillenen estetik anlayış çizgisel üslubu terk edip lekesel ve renksel bir hacim kazanmaktadır. Rubens daha coşkulu anlatımları ve aşırı kaslı erkek figürlerini, kilolu kadınları ve sevimli çocuk figürlerini betimleyerek erkeğe güç, kadına doğurganlık, çocuğa aile kavramlarını kazandırarak yeni bir anlayış getirmiştir. Rembrandt insan bedenini Rönesans anlayışı olan insan-doğa kavramından çıkarıp insan ve ışık kavramını resme kazandırmış ve

figüratif resim anlayışına yeni bir kapı açmıştır. Vermeer ise insan bedeni üzerinden şekillendirdiği estetik kavramını günlük yaşamın sıradan bir anını resmetmekte bulmuştur.

Bütün bu araştırmalar, fikirsel yaklaşımlar ve tepkiler, sanatsal estetik kavramının doğmasına neden olmuştur. İnsanı temele alan anlayış sadece felsefi bir görüş olarak kalmamış teknik üsluplarının giderek değişmesine ve bunun dışında estetik kavramının da şekillenmesine ve bunun teknik üsluplara yansımasına vesile olmuştur. En nihayetinde bu avangart tutum resim sanatını bilimsel araştırmalarla iç içe ilerlemekten kurtarmış ve sanatın kendi serüveninin önünü açmıştır.

Günümüzde birçok sanat akımı vardır. Resme yaklaşımda fikirsel ve tekniksel zenginlikler vardır ve bu giderek artmaktadır. Bu kaygıların, arayışların hepsi sanatsal kaygıdır ve sanatsal kaygı dediğimiz kavram insan anatomisinin daha estetik hale getirilmesi için ne yapılmalı düşüncesinden türemiştir.

Ben de resimlerimde Rönesans Dönemi’yle başlayan anatomi merkezli estetik kaygının her dönemde kabul edilen estetik anlayışlarını kullanmaktayım. Rönesans’ın hikayeci anlatımını modernize ediyorum. Maniyerizm’in figürleri merkeze alan sıcak- soğuk degrade anlayışını modernize ediyorum ve Barok Dönemi’nin anatomi merkezli ışık-gölge anlayışını modernize ediyorum. Tüm bu araştırmalarımdan elde ettiğim sonuç; anatomi üzerinden şekillendirdiğim kavramsal sanat anlayışımda figür ile izleyici arasındaki tüm nüansları ortadan kaldırarak figür ile izleyiciyi bir birine kenetlemenin dana plastik açıdan ve psikolojik açıdan daha estetik/daha etkili olduğu görüşüdür. Bu nedenle; Figürlerin konturlarını eritip çizgisel desenden kurtaran ama figürleri tiyatral-hikayeci anlatıma hapseden Barok Dönemi anlayışını reddedip tiyatral-hikayeci anlatımı mekandan azade beden ile anlatmayı daha avangart ve daha modern buluyorum. Mekandan azade edilen hikayeci anlatımlarda resimlerin plastik değerlerini kaybettiğini fark ettiğim için de bedenleri hiperrealizm üslubu ile resmedip çağımız resim sanatının “doku/etki” üzerinden şekillenen plastik etkilerini daha çok artırıyorum. Bu yaklaşımım geçmiş dönem ustalarının kendi çağına figür üzerinden getirdikleri yenilikçi anlayışlar gibi kendi çağıma beden anlatımı üzerinden getirdiğim bir yeniliği doğurmaktadır.

Sonuç olarak Rönesans ile Barok Dönemi arasındaki insan anatomisi üzerinden şekillenen estetik kaygı, sanatsal kaygıların doğuşu olması itibariyle önemlidir. Bu üç dönemde anatomi üzerinden yaratılmak istenen estetik kaygı yeni arayışları beraberinde getirmiş, her keşif kendinden öncekine bir tepki niteliği taşıyan avangart tutum halini almıştır. Bu devinim sayesinde günümüz sanatına yaklaşımlarda muazzam çeşitlilikler vardır ve şekillenmeye devam eden estetik arayışlar insan üzerinden devam etmektedir.

KAYNAKÇA

Barres, Maurice (1997). El Greco Ya Da Toledo’nun Gizi, İmge Yayınevi, Ankara Bramly, Serge (2004). Leonardo Da Vinci, Agora Kitaplığı, İstanbul

De Rynck, Patrick (2016). Resim Nasıl Okunur, Hayalperest Yayınları, İstanbul Farting, Stephen (2013). Sanatın Tüm Öyküsü, Hayalperest Yayınevi, İstanbul Kolektif (1999). ArtBook Rembrandt, Dost Kitabevi, Ankara

Kolektif (2008). ArtBook Caravaggio, Dost Kitabevi, Ankara

Leppert, Richard (2017). Sanatta Anlamın görüntüsü, Ayrıntı Yayınları, İstanbul Maccurdy, Edward (2003). The Notebooks of Leonardo Da Vinci

Neton, Eric (1952). Tintoretto

Pischel, Gina (1981). Sanat Tarihi Ansiklopedisi 1. Cilt, Görsel Yayınları Schneider, Norbert (1994). Vermeer The Complete Paintings, Taschen. Ulmann, Ernst (1980). Albrecht Dürer

Gombrich, E.H. (2007). Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi, İstanbul

Unat, Yavuz (2012). Rönesans Mühendisi: Leonardo Da Vinci (makale), Dört Öge - 1. Sayı: Dergi Park

Yetkin, Suut Kemal (2018). Leonardo Da Vinci (makale), DTCF Dergisi, Ankara Üniversitesi

Zollner, Frank (2015). Leonardo, Taschen

Hogarth, Burne (1999). Sanatsal Anatomi, Engin Yayıncılık, Ankara

Yetkin, Suut Kemal (1945). Leonardo Da Vinci’nin Sanatı, Maarif Matbaası, Ankara Groen, Karin (2011). Rembrandt’s Passion Serie, Paintings in the Laboratory

Zuffi, Stefano (2000). Rembrandt – Art Book – Büyük Felemenk Usta, Dost Kitabevi, Ankara