• Sonuç bulunamadı

Antonio da Correggio (1489-1534)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: DÖNEMLERE GÖRE RESSAM ANALİZLERİ

4.2. Maniyerizm Dönemi’nde Anatomi Estetiği Bağlamında İncelenen Sanatçılar

4.2.3. Antonio da Correggio (1489-1534)

Antonio da Correggio doğduğu kasabada ressam Antonio Bertalotti’nin atölyesinde çıraklık yapmıştır. Mantua ve Parma’ya gitti. Kesin bilgi olmamasına

rağmen, resimlerinde Mantegna, Leonardo, Michelangelo ve Raffaello gibi Yüksek Rönesans ustalarının etkilerinin görünmesinden dolayı, Roma’da da bir süre kaldığına kesin gözüyle bakılmaktadır.

Correggio’nun ilk dönem eserlerinde Mantegna’nın klasikçi anlayışının etkileri vardır. Fakat Mantegna’nın biçimlerinde izlenen kaba ve kütlesel işçilik Correggio’da, daha ilk dönemlerinden başlayarak yumuşak niteliktedir. Konturların birbiri içinde eridiği bu sfumato etkisi, Leonardo’nun resimsel deneylerinden ve Lorenzo Costa’nın çizim üslubundan kaynaklanmaktadır. Correggio’nun erken dönem eserlerinde Rönesans ustalarının anatomi üzerinden şekillendirmek istedikleri estetik anlayışı benimsediği fakat keskin konturlar yerine daha yumuşak hacimlerle estetiği daha ileri noktalara taşıma kaygısı olduğu görülmektedir. Mihrap resimlerinin ilki olan Madonna ve San Francesco, Raffaello’nun Sistina Madonna’sının etkilerini taşımaktadır.

Correggio’nun kompozisyonları çoğunlukla birbiriyle kesişen köşegenler üstüne inşa edilmiştir. Bu eserlerde karmaşık bir mekân birinci derecede rol oynar ve gece gibi resimlerindeki açık-koyu ilişkisi katışıksız bir ışık etkisi yaratır. Bu etki çoğunlukla figürlerin konturlarıyla birbiri içinde erimesine yol açar. Correggio bu sayede figürlerinin ritmik hareketleri üzerinden bir estetik yakalar ve bu anlayış Rönesans desenlerinin sert, küt kalıplarını kırmaktadır.

Resim 34: Kutsal Gece, (1530), 256x188 cm, (Rynck-2016:166), Gemaldegalerie Alte Meister, Dresten.

“Correggio, on altıncı yüzyıl başında, en olağanüstü ve yenilikçi ressamlardandı. Özellikle ışığı ve gölgeyi çığır açan biçimde kullanması çok etkilidir. Kutsal Gece isimli tablosu Avrupa resminde ilk muhteşem gece sahnesi olarak anılan bu panelde ışık, soldaki hareketli sahne ile sağdaki dingin mutluluk arasında bir denge yaratmaktadır. İsa’nın doğumu burada ışığın bir mucizesi haline gelir (gerçi “Dünyanın Işığı” olarak İsa motifi, Correggio’nun keşfi değildir).

Correggio, dini temayı anlatan bu eserini Rönesans ustalarının hümanist yaklaşımı ile betimlemiştir. Çizgisel desen anlayışının git gide kırıldığı dönemlere denk gelen bu çalışma da doğanın sunduğu ideal olanı resmetme anlayışını bırakan düşünceye sahiptir. Figürlerin konturları gölgelerde erimeye başlamış ve çizgisel anlayış yerini renge, lekeye bırakmıştır. Figürlerin zarafeti, doğal görünümün altında yatan sanatçının belleğindeki güzellik anlayışı Raffaello’nun figürlerini andıran bir yumuşaklığa sahiptir. Rönesans’ın heykelimsi donuk yüz ifadeleri yerini loş insani ifadelere bırakmaya başlamıştır. İsa’nın doğumuna sevinen, şaşıran insanlar resme canlılık getirmiştir. Resmin Barok Dönemi tiyatral sunumunu ve yine Barok Dönemi ışık-figür ilişkisini aratmayan bu eser Correggio’nun nadir Maniyerist örneklerinden biridir.

Correggio’nun 1517-1520 arasında incelediği Michelangelo ve Raffaello’nun resimlerinin etkisiyle gerçekleştirdiği biçimsel yenilenmenin ilk izleri San Giovanni Evangelista Kilisesi’nin fresklerinde görülür. Kodan daha ağır basan figürlerin hareketleri ve her türlü biçimi çevreleyen ışığın atmosfer etkisi, Rönesans’ın geleneksel klasik tutumunu aşan Barok idealizmi ile sonlanır. Bunun yanında Correggio’nun Parma Katedrali freskleri ise kendi üslubunun doruk noktası sayılmaktadır. Figürlerin, ufuk çizgisinin altındaki bir noktaya gerçekleşen bir perspektif içinde betimlenmesi, o güne kadar eşi benzeri görülmedik bir rakursi (kısaltma) etkisi yaratmaktadır. 1530’ların başlarında yaptığı mitoloji temalı yapıtlarında ise lirik bir boşluk ve duyarlılık izlenmektedir.

Resim 35: Gemäldegalerie (1532), 191x152 cm, (Sanal), National Museums in Berlin.

Gizemli ve eklektik bir sanatçı olan Correggio’nun resimlerinin üslup bağlantısını belirlemek her zaman mümkün değildir. Correggio’nun kompozisyonları genellikle birbiriyle kesişen köşegenlerden oluşur. Karmaşık mekânın hâkim olduğu resimlerinde gece karanlığında açık-koyu zıtlığıyla saf bir ışık etkisi oluşturur.

Vasari gibi ünlü ressamlar Correggio’nun ölümünden sonraki yüzyılda çalışmalarını, kendilerini geliştirmek için yakından incelemiştir.

Maniyerist dönemde Avrupa sanatı değişir, çeşitli çehrelere bürünmeye başlar ve bir bütün halinde olan klasik, her ülkede değişik şekilde görünmeye başlar. Orta İtalya’da Michelangelo’nun şişkin adaleli vücutları çoğalmaya başlarken, Kuzey İtalya’da zarif bir hareket ifadesi moda olur. Bu moda Correggio’dan çıkmıştır” (Turani, 2014: 399).

Resim 36: Jupiter ve İo, (1532), 163,5x74 cm, (Rynck-169), Kunsthistorisches Museum, Viyana.

“Rönesans İtalya’sındaki elit tabakanın üyeleri, klasik mitolojiden şehvetli sahneleri hevesle sipariş ederlerdi. Correggio, büyük olasılıkla Mantua dükü Federico Gonzaga için, Jüpiter’in erotik kaçamaklarına adanmış iç gıdıklayan dörtlü bir tuval serisi resimlemiştir. Her birinde, yüce âşık tanrı kılık değiştirerek seçtiği hedeflerini baştan çıkarmaktadır: Leda ile bir kuğu, Danae ile altın yağmuru, Ganymedes ile bir kartal ve bu resimde İo ile bir bulut. Bu anlatılardan son ikisi, Ovidius’un Dönüşümler’inde geçmektedir. Dört resim de nispeten açıktır –aşk eyleminin gerçekleşmek ya a yaklaşmak üzere oluşu, içlerinde kanlı canlı bir erkek figürü olmadığı halde bu resimleri Rönesans’ın en erotik çalışmalarından bazıları haline getirir.

Kutsal bulut mest olmuş gibi duran İo’ya sarılmaktadır –muhtemelen resmi sipariş eden kişinin isteği doğrultusunda. İo’nun bedenini saran bulutsu pençenin içinde kanlı canlı bir el olduğu görülmektedir. Şaşırtıcı şekilde bu resim on sekizinci yüzyıl izleyicisinin zihnine yerleşecektir. Correggio’nun resmindeki ideal kadın güzelliği, şehvetli atmosfer pek çok sanatçıya ilham kaynağı olacaktır” (Rynck, 2016: 168).

Yumuşak fırça tuşeleri ve yalın, sade güzellik anlayışı ile anatomi ekseninde estetik tavır arayan Correggio, Maniyerist resmin keskin örneklerini sunan El Greco ile Rönesans resminin keskin örneklerini sunan ustalar arasında kalmıştır. Keskin kontur çizgileri ile figürler resmetmediği gibi, anatomide bilinçli deformasyona da gitmemiştir. Figürlerine hareketli pozlar verdirerek saflığın ve duruluğun üstüne gitmiştir. Figür konturlarını eriterek de onları küt, monoton kalıplardan kurtarmıştır.

Resim 37: Dört Aziz Şehitliği, (1524), 160x185 cm, (sanal), Parma National Gallery, Parma, Italy.