• Sonuç bulunamadı

Tarihsel Süreç İçerisinde Türkiye – Avrupa Birliği İlişkileri

1.3. ULUSLARARASI REKABET GÜCÜNÜ ÖLÇEN YÖNTEMLER

2.1.1. Tarihsel Süreç İçerisinde Türkiye – Avrupa Birliği İlişkileri

Türkiye’nin Avrupa serüveni dünyadaki en başarılı bölgesel bütünleşme hareketlerinden biri olan Avrupa Ekonomik Topluluğu’na 1959 yılında ortak üyelik için başvurmasıyla başlamıştır. Ancak, geride kalan yarım yüzyıla yakın zaman içinde hiçbir dönemde bu ilişkiler sorunsuz olmamıştır. İlişkiler kimi zaman ekonomik, kimi zaman ise siyasi nedenler ile kesintiye uğramış ve tekrar canlandırılması zaman almıştır. İlişkilerde yaşanan tüm sorunlara rağmen, ortaklık antlaşmasının öngördüğü aşamalara erişilmiş ve Gümrük Birliği’nin tesisi ile AB ile

158 Mustafa Paksoy, Avrupa Birliği – Türkiye İlişkilerinin Gelişimi, editörler: Muhsin Kar ve Harun

Arıkan, Avrupa Birliği Ortak Politikalar ve Türkiye, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2003, s.99

159 Esra Çayhan, Dünden Bugüne Türkiye – Avrupa Birliği İlişkileri ve Siyasi Partilerin Konuya Bakışı, Boyut Kitapçılık, Ankara, 1997, s.36

ilişkiler daha da derinleşmiştir.160 Günümüzde Türkiye ve Avrupa Birliği arasında tam üyelik müzakereleri yapılmaktadır.

2.1.1.1. Ankara Anlaşması ve Tam Üyelik İçin Öngörülen Aşamalar Türkiye 31 Temmuz 1959 tarihinde Roma Antlaşması’nın 238. maddesine dayanarak ortaklık antlaşması yapmak üzere Avrupa Ekonomik Topluluğu’na başvurmuştur. Türkiye’nin batılaşma, gelişmiş Batı Avrupa Ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme ve geniş Avrupa pazarına tarım ve sanayi ürünlerini ihraç edebilme düşüncesi bu başvuruda etken olmuştur. 27 Eylül 1959’da başlayan görüşmeler sonunda, 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara’da Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında bir ortaklık kuran “Ankara Antlaşması” imzalanmıştır. 161 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe giren Ankara Anlaşması, Türkiye’nin AET’ye tam üyeliğe geçiş şartlarını düzenleyen bir ortaklık antlaşmasıdır. 162 Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında Ortaklık kuran Ankara Anlaşması bir çerçeve anlaşma niteliğindedir.163

Ankara Antlaşması’nın 2. maddesine göre Anlaşmanın amacı; “Türkiye ekonomisinin hızlandırılmış kalkınmasını ve Türk halkının istihdam seviyesinin ve yaşama şartlarının yükseltilmesini sağlama gereğini göz önünde bulundurarak, taraflar arasındaki ticari, ekonomik ilişkileri aralıksız ve dengeli olarak güçlendirmeyi teşvik etmektir.” 164

Ankara Anlaşması ile Türkiye – AET arasında kurulan ortaklığın, nihai amaç olan Türkiye’nin tam üyeliği yönünde gelişmesini sağlamak üzere üç aşama

160 Hakan Arslaner, “Avrupa Birliği Entegrasyon Sürecinde Maastricht ve Amsterdam

Antlaşmalarının Türkiye Ekonomi Politikaları Açısından Değerlendirilmesi” (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2004

161 İlkay Kaçmaz, “Avrupa Birliğine Üyelik Sürecinde Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin

Uyum Sorunları”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi) Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998, s.33

162 DPT, Ankara Antlaşması ve Katma Protokol, T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı

Yayınları, Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği, Ankara, 1993, s.6

163 Haluk Günuğur, “Ortaklık Antlaşmaları ve 6 Mart 1995 Ortaklık Konsey Toplantısı Kararları

Işığında Gümrük Birliği”, Avrupa Birliği El Kitabı, TCMB Yayınları, Ankara, 1995, S.281

164 Vakıfbank , Gümrük Birliğinin Türkiye Ekonomisine Muhtemel Etkileri, Vakıfbank Araştırma

öngörülmüştür. Söz konusu aşamalar; hazırlık dönemi, geçiş dönemi ve son dönemdir. Bu dönemler Türkiye’nin Topluluğa tam üye olmasıyla son bulacaktır.165

2.1.1.2. Hazırlık Dönemi

Ankara Antlaşması’nın imzalandığı dönemde Türk ekonomisinde önemli sorunların varlığı, Türkiye’nin Avrupa Toplulukları ile belli bir hazırlık dönemi olmaksızın, Gümrük Birliği oluşturulmasını olanaksız kılacak nitelikteydi. Bu nedenle topluluk görüşmeler sırasında Türk ekonomisinin Gümrük Birliği için hazır duruma getirilmesini sağlayacak bir hazırlık döneminin uygulamaya konmasını ve Türkiye’ye bu amaçla mali destek sağlanmasını öngörmüştür.166 Normal süresi 5 yıl olarak öngörülen bu dönem, gerekli görüldüğü takdirde 11 yıla kadar uzatılabilecekti. Türkiye bu dönemi uzatma yoluna gitmeden, normal sürenin bitiminde ikinci aşama olan Geçiş Dönemine geçmek üzere görüşmelere başlamıştır.167

Topluluğun tek taraflı tavizlerine dayalı olarak geçen hazırlık döneminde 1 Aralık 1964 tarihinden itibaren Türkiye’ye “tarife kotaları” açılmıştır. Böylece Avrupa Ekonomik Topluluğu, Türkiye’nin geleneksel ihracat ürünleri; tütün, kuru üzüm, kuru incir ve fındık için Türkiye’ye tek taraflı tarife kotaları açmıştır. Antlaşmanın yürürlüğe girişinin üçüncü yılı sonunda; el dokuma halıları, taze meyveler, taze balık, kabuklu deniz hayvanları, yumuşakçalar, taze üzüm, limon, portakal, bazı şarap ve tekstil ürünleri için de tarife kotaları açılmıştır.168 Ankara Antlaşması ile kabul edilen I. Mali Protokol uyarınca Topluluğun Türkiye’ye 175 milyon ECU yardım vermesi öngörülmüştür. Türkiye’ye verilecek yardımın hibe değil kredi niteliğinde olacağı da hükme bağlanmıştır.169

165 Ahmet Can Bakkalcı, “Gümrük Birliği’nin Dış Ticaret Üzerindeki Etkileri Açısından Türkiye –

Avrupa Birliği İlişkilerinin Analizi”, ( Yayınlanmamış Doktora Tezi) Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002, s.39

166 Deniz Güney, “Gümrük Birliği’nin Türkiye’nin Dış Ticaret Dengesine Etkisi” (Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Projesi), Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004, s. 36–37

167 Kaçmaz, a.g.e, s.34

168 Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, Beta Yayınları, 7. baskı, 2003, s.551

169 Çınar Özen, Türkiye – Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği ve Tam Üyelik Süreci Üzerine Etkileri, 1. Baskı, Ceylan Kitapevi, İzmir, Mayıs 2002, s.14–15

2.1.1.3. Geçiş Dönemi

Beş yol olarak öngörülen hazırlık dönemi sonunda Türkiye uzatma yoluna gitmeyerek 16 Mayıs 1967 tarihinde Geçiş Dönemi’ne geçmek üzere başvuruda bulunmuştur. Türkiye ile Topluluk arasında yapılan görüşmeler neticesinde 23 Kasım 1970 tarihinde Katma Protokol (Addition Protocol) imzalanmıştır. Katma Protokol ilgili ülke parlamentolarınca kabul edildikten sonra 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve bu tarihten itibaren 22 yıl sürmesi öngörülen geçiş dönemi başlamıştır. 170Geçiş döneminin amacı Topluluk ile Türkiye arasında zamanla Gümrük Birliğini gerçekleştirmek olduğu için, Topluluk makine halıları, pamuk ipliği ve öteki pamuklu dokuma maddeleri dışında, Türkiye çıkışlı sanayi mallarına uyguladığı gümrük vergisi ve miktar kısıtlamalarını kaldırmıştır. Buna karşılık Türkiye’de topluluk çıkışlı mallara uygulanan gümrük vergilerini 12 yıllık normal ya da en geç 22 yıllık olağanüstü dönem içinde zamana yayarak kaldırmayı taahhüt etmiştir.171 12 yıllık liste172 rekabet gücünü kısa dönemde kazanması öngörülen sektörleri kapsarken, 22 yıllık listede173 dış rekabete karşı uzun süre korunması gereken sektörler yer almaktaydı.174

Geçiş Döneminin ilk yıllarında Topluluk ile ilişkilerde beklenen gelişmeler kaydedilemeyerek, Türkiye’nin tarım ürünlerindeki avantajları azalmış, sanayi ürünlerindeki yükümlülükleri ise artmıştır. Türkiye’nin tekstil ürünlerindeki ihracatına getirilen kısıtlamalar büyük hoşnutsuzluk yaratmıştır. Kişilerin serbest dolaşımı ile ilgili sorunlara dair belirtiler görülmüştür. 175

170 Kaçmaz, a.g.e., s.35

171 Mehmet Gönlübol, Olaylarla Türk Dış Politikası (1919 – 1995), 9. Baskı, Siyasal Kitapevi,

Ankara, 1996, s.716

172

12 yıllık listede bulunan mallar: Suni gübre mamulleri, kurşun ve mamulleri, çinko ve levha mamulleri, cam, seramik ve kauçuk, elektronik sanayine alt mallar, buzdolapları ve diğer ev eşyaları, kimya sanayi ürünleri, bakır, nikel ve bunların mamulleridir.

173 22 yılık listede bulunan mamuller: Kâğıt, plastik, petrol sanayine alt mallar, elişi dokumalar, tarım

ve elektrik makineleri, taşıt araçlarıdır.

174 Bakkalcı, a.g.e., s.40 175 Güney, a.g.e. , s.39

2.1.1.4. Son Dönem

1 Ocak 1996 tarihinde Türkiye ile Avrupa Birliği arasında gümrük birliğinin kurulması ile başlayan tam üyeliğin sağlanmasına kadar devam etmesi beklenen ve bitiş tarihi belli olmayan bir dönemdir.