• Sonuç bulunamadı

Üretim Faktörlerinin Kapasitesi ve Verimliliği

1.1.3. Uluslararası Rekabet Gücünü Belirleyen Faktörler

1.1.3.4. Üretim Faktörlerinin Kapasitesi ve Verimliliği

Günümüzde, her ne kadar üretim faktörlerinin kapasitesi eskiden olduğu gibi tek başına bir rekabet gücü belirleyeni olmasa da, uluslar arası rekabet gücü açısından belirleyici unsurlar arasındadır. Ülkenin ulusal refahının artışında rekabet gücüne yaptığı etkiler dolayısıyla verimlilik de bir diğer belirleyici unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.45

Sonuç olarak üretim faktörlerinin (işgücü, sermaye, bilim ve teknoloji, doğal kaynaklar ve girişimcilik) her biri uluslar arası rekabet gücü üzerinde hem verimlilik hem de kapasite açısından farklı etkilere sahip bulunmaktadırlar.

1.1.3.4.1. İşgücü

Üretim faktörleri arasında önemli yeri olan işgücü, uluslar arası rekabet gücü açısından üstünlüğü sağlayan unsurlardandır. İşgücü kapasitesi, yani çalışabilir nüfus ve bunun genel nüfusa oranı, eğitimli nüfus ve bunun genel işgücü içindeki payı, işgücü verimliliği gibi göstergeler uluslar arası rekabet ölçümlerinde etkisini ölçmek için kullanılan göstergelerdir.

İşgücü kapasitesinin yüksek olması, o ülkenin işgücü ithaline ihtiyacının olmadığını göstermekte, işgücü nüfusunun yani çalışabilir nüfusun yaş ortalamasının düşük olması, işgücü dinamizmini, eğitilebilir işgücünün yoğunluğunu vermekte, iş gücü verimliliğinin yüksek oluşu ise üretim kalitesini arttırmakta ve üretim maliyetlerini aşağıya çekmektedir. Tüm bu unsurlar bir arada değerlendirildiğinde, üretim faktörü olarak işgücünün uluslar arası rekabet gücü üzerindeki etkisi ortaya çıkmaktadır.46

45 Nusret Ekin, Küresel Bilgi Çağında Eğitim- Verimlilik- İstihdam, İstanbul Ticaret Odası

Yayınları, İstanbul, Yayın No:43, 1997, s.140

1.1.3.4.2. Sermaye

Bir ülkenin sahip olduğu sermaye potansiyeli, sermaye verimliliği, iç tasarrufların büyüklüğü ve yabancı sermaye çekebilme özelliği gibi unsurlar, o ülkenin yatırım ve üretim potansiyelinin belirleyenleridir. Ülke için sermaye birikimini sağlanması kadar eldeki sermayenin en etkin şekilde kullanımı da büyük önem taşımaktadır. Sermaye büyüme sürecindeki en önemli unsurlardandır. Gelirlerini arttırmak isteyen ülke, sermaye girdilerini önemli ölçüde arttırmalıdır. Yurtiçi tasarruflar sermayenin ana kaynağını oluşturmaktadırlar. Tasarruflar yüksek olduğunda, ülkede yatırımların artması ile birlikte ulusal gelirde artmaktadır. 47

1.1.3.4.3. Bilim ve Teknoloji

Uluslar arası rekabeti güdüleyen en önemli etmenlerden biri de teknolojik ilerlemelerdir. Teknolojik ilerleme sonucunda yeni iş alanları ortaya çıkmakta ve rekabette başarılı olabilmenin kuralları yeniden belirlenmektedir. 48Günümüz ekonomilerinde artan rekabet, gerek firma gerekse ülkelerin, yeni teknolojilerin ithali, adaptasyonu, üretimi, geliştirilmesi ve ihraç edilmesi gibi teknolojik çabalar içine girmesine neden olmuştur. 49

Ülkelerin teknolojik altyapıları ihracat potansiyellerini etkilemektedir. Ülkedeki mevcut teknik alt yapının geliştirilmesi ve yenilik sistemlerinin teşvik edilmesi ülke sanayinin uluslar arası piyasalarda rekabet gücünü arttırmaktadır.50

Küreselleşen dünya ekonomisinde uluslar arası rekabetçi üstünlüklerini belirleyen temel unsurlar arasında yer alan bilimsel ve teknolojik ilerlemeler kendi dinamikleri içerisinde bırakılmamaktadır. Ülkelerin bu konuda bilinçli çabaları ve politika üretme arayışları vardır. 51

47 Kotler, a.g.e., s. 255

48 Sıtkı Gözlü, “Verimlilik, Sınai Rekabet ve İleri İmalat Teknolojileri”, İktisat Dergisi, Sayı:345,

1994, s.66

49 Bal, a.g.e., s.3

50 İsmail Gökal, “Teknoloji Transferi: Türkiye İçin Bir Model Denemesi” , Dış Ticaret Dergisi,

Sayı:7, 1997, ss.37-38

Günümüzde, uluslar arası rekabetin temeli değişmiştir. İşgücü, enerji, hammadde maliyeti gibi geleneksel üretim faktörlerinin önemi azalmış, bunların yerini verimlilik artışı ve bilginin üstün bir şekilde kullanılması almıştır. Uluslar arası rekabet, düşük ücretlere bağlı rekabetten teknolojiye bağlı ve o teknolojiyi ürüne çevirebilmeye bağlı bir rekabete dönüşmüştür.52 Teknolojinin, uluslar arası rekabet alanındaki rolü o kadar belirleyici bir hal almıştır ki bugün, ekonomik gelişmişlik sınıflandırmalarının teknoloji üreten ve üretmeyen ülkeler şeklinde yapıldığı görülmektedir.

Bilim ve teknoloji açısından ülkeleri kıyaslayabilmek için ülkelerin AR-GE harcamalarının GSYİH’ya oranları, bilim adamı sayısı, yenilik yapma endeksi, patent verileri gibi birçok gösterge kullanılmaktadır. Değişen düzende, bilim ve teknolojiye daha fazla kaynak ve istihdam ayıran ülkeler, uluslar arası rekabet gücünü daha kolay kazanabilmektedirler.

1.1.3.4.4. Doğal Kaynaklar

Bir ülkenin doğal kaynaklarının zengin olması, o ülkenin rekabet gücünü olumlu yönde etkilemektedir. Ancak günümüzün küresel ekonomilerinde hammadde ulusal sınırları rahatlıkla aşabilmektedir. Bu nedenle, sanayi devriminden 1970’li yıllara kadar genel kabul görmüş olan, bir ülkenin yeraltı ve yer üstü zenginlikleri ile uluslar arası rekabet gücü bakımından üstünlüğe sahip olacağı görüşü günümüzde önemini yitirmiştir.

Geçmişte Hollanda ve İngiltere zengin doğal kaynakları sayesinde ekonomide liderliği ellerine geçirmişlerdir. Ancak bugün Avustralya’da kişi başına düşen doğal kaynaklar Japonya’ya göre 150 kat daha fazla olmasına rağmen, kişi başına düşen GSYİH bu ülkede Japonya’ya göre daha azdır. Örnekte görüldüğü gibi, günümüzde bir ülkenin yeraltı ve yer üstü zenginlikleri sayesinde uluslar arası rekabet gücü açısından üstünlüğe sahip olması tek başına yeterli olmamaktadır.

1.1.3.4.5. Girişimcilik

Girişimcilik, uluslar arası rekabet gücü bakımından belirleyici bir diğer üretim faktörüdür. Girişimcilik potansiyeli fazla olan ülkeler uluslar arası piyasa koşullarına daha kolay uyum sağlamakta, Pazar paylarını daha çok arttırabilmektedirler. Ülkenin girişimcilik potansiyeli, şirketleşme oranları ve ülkenin imalat sanayinin dinamizmi ile ilişkilendirilmektedir. Yeni piyasalara, ürünlere ve tekniklere açık bir potansiyeli olan dinamik ülkeler uluslar arası alanda rekabet güçlerini daha hızlı arttırabilmektedirler. 53

1.1.3.5. Altyapı

Ülkelerin zenginlik yaratma stratejilerini etkili bir şekilde uygulayabilmeleri için gelişmiş bir altyapıya gereksinimleri vardır. Toplumun refahını, sanayinin rekabet gücünü artırmak için ülkeler altyapı yatırımlarını arttırmaları gerekmektedir.

Bir ülkenin firmalar veya işgücü tarafından tercih edilmesinde, altyapı belirleyici bir unsur olmaktadır. Ulaşım, iletişim, enerji gibi temel faktörlerin yanı sıra teknik ve bilimsel altyapı, çevre ve sağlık koşulları da altyapı kriterleri kapsamında yer almaktadır. 54Yeterli altyapının olması, ulusal zenginliğin yaratılmasında kolaylık sağlayan bir unsurdur. Geri altyapıyı sağlayamayan ülkelerde, halkın geri kalmışlıktan ve yoksulluktan kendilerini kurtaramadıkları görülmektedir. 55

Ürünlere, kaynaklara ve pazarlara ulaşma göz önüne alındığında ekonomik gelişme açısından ulaştırma sisteminin zenginliği önemli rol oynamaktadır. Gelişmiş ulaştırma sistemine sahip olmayan ülkeler, ekonomik gelişmenin gerisinde kalmaktadırlar. Örneğin, Zimbabwe ekonomisinde tarım sektörü ihraç edilebilecek ürün seviyelerini aşmış olmasına rağmen demiryollarının artan stok karşısında

53 Tansu, a.g.e., s.82

54 TÜSİAD, Yeni Rekabet Stratejileri ve Türk Sanayisi, TÜSİAD Yayınları ,Yayın No:T/2002-

07/322, 2002, s.72

yetersiz kalması nedeniyle ihraç edilebilecek 1,5 milyon ton mısırın sadece üçte biri limanlara ulaştırılabilmektedir. 56

İletişim altyapıları ekonomi içinde sağlıklı bilgilere erişilebilinmesini için kritik bir altyapı niteliği taşıyan bilgi otoyollarının kurulması için gerekliyken, enerji üretim sürecinin devamlılığı için vazgeçilmez bir unsurdur. Uluslar arası rekabet gücü açısından ülkenin ne kadar enerji ürettiği, ne kadar enerji ithal ve ihraç ettiği önemli bir etkendir.