• Sonuç bulunamadı

Tapınım Gördüğü Yerler Bağlamında Tanrıça Hekate’nin Menşei

Hekate kültününün bugüne kalan en eski şahidi Anadolu’da Miletos’ta “Apollon Delphinios” kutsal alanında bulunan Hekate’ye adanmış yuvarlak sunaktır. Ancak söz konusu yazıda ne kutsama sebebi, ne de din ile ilgili herhangi bir nesne veya kültü tasavvur etmektedir (Kraus, 1960: 11):   [] -  

(Eotras Leoodamas onakso prua veuontes a- nethesante katei)

      

10 Hesiodos’un soy ağacı çizelgesi için bkz. Mooney, 1971: 57.

11 Yunanlıların Hades’ine ve İbraniler’in Şeol’ine Sümerler, ilk zamanlarda “dağ” sonraları, etrafındaki dağlık

yerlerde devamlı olarak kendilerini tehdid eden düşmanlar oturduğundan, “yabancı memleket” anlamına gelen kur kelimesini kullanmışlardır. Kur’un anlamı yeryüzü ile en eski deniz arasındaki boşluktur ve oraya ölülerin ruhu gider. Oraya gidilebilmek için özel bir sandalcının sürdüğü sandal ile “insan yutan” bir nehri geçmesi lazımdır. Bu nehrin adı Yunanca’da styx, kayıkçı da charon’dur. Bkz. Kramer, 1999: 133.

Karya’da Hyllarima antik kentinde ele geçen yazıtlı arşitrav12 blogu üzerinde ise Hekate ismi Apollon ile birlikte geçmektedir. Ayrıca, Didyma’da da Temenos’un anıtsal kutsal girişinin koruyucusu olarak Phosphoros (ışıklı-parlak) niteliği ile saygı görmüştür (Kraus, 1960: 13 vd.).

Richard Farnell, The Cult of the Greek States II, adlı eserinde çeşitli gerçeklerden yola çıkarak Hekate’nin Yunan’a ait olamayacağını, muhtemelen komşu ülkeden ödünç alınmış olan bu kültün; Boiotia’ya kuzeyden ithal edildiğini, Hekate’nin Doğu kökenli bir “Ulu Ana” figürü olabileceğini, ancak, bu olasılığı ispatlamak için çok az kanıt olduğunu söyler (Farnell, 1896: 502-504). Tanrıça Hekate hakkında bugüne kadar en kapsamlı araştırmayı yapan Theodor Kraus, Hekate, Studien zu Wesen und Bild der Göttin in Kleinasien und Griechenland adlı kitabında 13 ; Anadolu’da Stratonikeia, Aphrodisias, Halikarnassos, Hyllarma, Kidrama, Knidos, Mylassa, Tralleis gibi Karya kentlerinde Hekate tapımına ilişkin ele geçen buluntulardan hareketle Karya bölgesini Hekate’nin anayurdu olarak kabul eder (Kraus, 1960: 166-167).

Martin West de Hesiodos: Theogony, adlı eserinde Kraus’un savunduğu görüşleri benimser ve Hesiodos’un “İşler ve Günler”de belirtildiği üzere; babasının Anadolu’nun Kyme kentinden Boiotia’ya göçtükleri ve Hekate inancının da bu şekilde Yunanistan’a yerleştiğini belirtir. Hatta West, Hesiodos’un kendisinin ve ailesinin Boiotia’da Hekate’ye ibadet etmiş olabileceğini, bu nedenle dizelerinde sevdiği tanrıçayı selamladığı sonucuna varır (West, 1966: 277-278). Ancak, William Berg, “Hekate: Greek or Anatolian?”, adlı çalışmasında Hekate’nin Anadolu orijinli olduğuna ilişkin Kraus ve onu destekleyenlerin aksine Karya Bölgesindeki yeni arkeolojik belgelerden yola çıkarak Hekate’nin anayurdunun Yunanistan olduğunu göstermeye çalışır. Üstelik Hekate’nin diğer Olympos tanrıları gibi Yunanistan’a ait olabileceğini de söyler (Berg, 1974: 140).

      

12 Lagina arşitravları için daha detaylı bilgi için bkz. Aslan, 2006.

13 Eda Akyürek Şahin, Kraus’un 1960’a kadar bilinen belgeleri bir araya getirilip, yorumladığı en kapsamlı ve

bugün için de değerli bilgiler içeren, üzerinden çok uzun bir süre geçmesine rağmen önemli başvuru yapıtı olduğunu, ancak, sadece Anadolu’da bulunmuş olan bütün Hekate belgelerini ele alan bu Tanrıça ve kültünün antik Anadolu insanı için anlam ve önemini ortaya koyan bir çalışmanın henüz yapılmadığını, ayrıca zaman içerisinde Anadolu’da bu tanrıçayla ilgili yazıtlı veya yazıtsız birçok eser bulunduğunu kaydederek, 1998 yılından beri çeşitli müzelerde Tanrıça Hekate ile ilgili tüm eserlerin toplandığı bir kaynak kitabın hazırlandığını belirtmektedir. Bkz. Akyürek Şahin, 2006: 61-64.

Carol M. Mooney, Hekate: Her Role And Character in Greek Literature From Before The Fifth Century B.C. adlı doktora tezinde çeşitli mitlere atıfta bulunarak, Hekate’nin de tıpkı Yakın Doğu mit versiyonları gibi Miken Çağ’ında Küçük Asya olarak nitelenen Anadolu’dan Yunanistan’a seyahat ettiğini vurgular (Mooney, 1971: 86 vd.). Elpis Mitropoulou da Triple Hekate Mainly On Votive Reliefs Coins Gems and Amulets adlı çalışmasına; Hekate inancının kuzeyden geldiğini, Samothrace Adası’nda Kabiroi’de tapınım gördüğünü, fakat asıl kökeninin Asya bölgesindeki Karya olduğunu kaydeder (Mitropoulou, 1978: 17).

Öte yandan, Hesiodos’un yaşadığı Boiotia’nın Thespiai kasabasında bir Hekate tapınımı olduğu belgelenmiştir. Boiotia’da bulunan ve MÖ 8. yüzyıla tarihlenen bir amphora üzerindeki tasvir ise; yerde, gökte ve suda egemen bir tanrıça imgesini vermektedir. Kolları iki aslan üzerine uzanmış, çevresinde bir sığır, kuşlar ve balıklar bulunan bu tanrıçanın “Potnia Theron” yani “Hayvanlar Hakimi” Ana Tanrıçayı simgelediği açıktır. Hekate tapımının Anadolu’dan geldiği konusunda bilim insanlarının artık kuşkusu kalmamış gibidir14. Böylece, Hekate kültü Hesiodos’un babasının yurdu olan Anadolu’nun Kyme

(Namurtkale) kentinden, özellikle ozanın soyu ile birlikte Boiotia’ya göç ettiği savını güçlendirmiştir (Eyüboğlu ve Erhat, 1999: 53).

Hekate’nin Anadolu’da en çok tapım gördüğü yerler Batı Frigya ve Karya bölgesidir. Bu bölgeler arasında en eski kült ile en büyük kutsal alan ise Karya bölgesindeki Lagina’dır. Büyük İskender’in ardılları olan Diadokhoslar Dönemi’nin en önemli yapıtlarından birisinin bu tanrıça için yapılmış olması da, tanrıçanın bölge halkı için öneminin bir göstergesidir. Ayrıca Tanrıçanın tapınağının bir barış simgesi olarak kullanıldığını, hiçbir bölgede bir tanrı/tanrıça için bu kadar çok destekleyici bilginin bir arada bulunmasının zor olacağı belirtilmektedir. Elde edilen tüm bulgular Hekate’nin Anadolulu ve Karya kökenli bir tanrıça olduğunu göstermektedir (Tırpan ve Söğüt, 2005: 8).

Anadolu’nun Ana Tanrıçası olan Hekate, Hesiodos’un eserinde yer alması ile birlikte MÖ 7. yüzyıldan itibaren Yunanistan şehirlerinde tapınım görmeye başlamış ve Yunan edebiyatında gizemli bir tanrıça olarak efsaneleşmiştir.

      

14 Kern ve Charbonneaux, bu tasvirin Hekate’ye ait olduğuna hemfikirdirler. Ancak Nilsson’a göre de tasvirdeki