• Sonuç bulunamadı

Lagina Hekate Tapınağı ve Kutsal Törenler

1.11. Lagina’nın Tarihi Coğrafyası

1.11.3. Lagina Hekate Tapınağı ve Kutsal Törenler

Lagina ve çevresinde tespit edilen kalıntılara göre bölgedeki yerleşimler MÖ 3. bine kadar uzanmaktadır. Kesintisiz olarak çevredeki yerleşimler ve kutsal alandaki tapınım devam etmiştir. Hıristiyanlık dininin yayılmasıyla birlikte şapel ve bazilika gibi yapılar kutsal alana eklenmiştir. Bu dönemde, yaşanan ekonomik sıkıntılar, sosyal sorunlar ve savaşlar bölgede nüfusun azalmasında etkili olmuştur. Son olarak MS 4. yüzyılın 3. çeyreğinde bir deprem ile yıkılınca, tüm alanın terk edildiği anlaşılmaktadır (Tırpan ve Söğüt 2005: 3).

Hekate kutsal alanı 150 x142 m. ölçülerindedir. Kutsal alanın ortasına yakın bir yerde kuzeybatı-güneydoğu yönünde inşa edilmiş olan tapınak Helenistik Dönem’in en önemli plan tipi olan, pseudodipteros planda yapılmıştır. Korinth düzeninde, beş basamaklı bir alt yapı üzerine inşa edilen tapınak 29x22 m. ölçülerindedir. Dar kenarında 8, geniş kenarında 11 sütun vardır41. Tapınağın anteleri arasındaki sütunlar Ephesos tipi kaideli ve İon başlıklıdır. Çevresindeki sütunlar ise Attik-İon kaideli ve Korinth başlıklıdır42. Tapınak duvarları ve başlıkların üzerine gelen arşitravların birbirine bakan cephelerinde, üst fasciada antemion işlenmiştir. Tapınakta hem duvarların üzerindeki frizde, hem de sütunların üzerindeki frizde kabartmalar bulunmaktadır. Tapınak duvarları üzerindeki kabartmalar tam olarak bitirilememiştir. Friz kabartmalarında dört yönde farklı konular işlenmiştir. Tapınağa ait mimari blokların %80’i sağlam olarak günümüze ulaşmıştır (Tırpan ve Söğüt, 2005: 24).

Tapınaklar Doğu-Batı istikametine göre bir yerleşim planındadır. Lagina Hekate Tapınağı dolunayın oluştuğu Güneydoğu-Kuzeybatı istikametine yöneltilmiştir. Stratonikeia’da İmparatorlar Tapınağı da Güneydoğu-Kuzeybatı istikametindedir. Kumyer

      

41 “Lagina Hekate Tapınağı’nın Matematiksel Oranı” için bkz. Büyüközer, 2006.

42 En eski Suriye krallığından getirilmiş olduğu anlaşılan bu düzende yapılmış olan tapınaklar arasında Klikya’da

Olba’daki Zeus Tapınağı, Karya’da Lagina’daki Hekate Tapınağı ya da Atina’da Zeus Olirnpiyos Tapınağı gösterilebilir. Bkz. Williams, 1993: 267.

Nekropolü’ndeki Eski Tunç Çağı pitos mezarları da Güneydoğu-Kuzeybatı istikametinde yerleştirilmiştir. Bunun da bölgede dolunay ile ilgili bir geleneği ifade ettiği anlaşılmaktadır.

Bugüne kadar yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan sütunların üzerine gelen ve tapınağın dış cephesini süsleyen frizlerde dört ana konunun işlendiği belirlenmiştir. Tapınağın doğu cephesindeki frizde Zeus’un doğumu ve yaşamı konu edilmiştir. Burada Hekate doğan çocuklarını yutan Zeus’un babası Kronos’a bir taş sunmaktadır. Hekate “Kourotrophos” epitheti ile doğumun yardımcısı “Ana Tanrıça” rolündedir (Tırpan ve Söğüt, 2005: 33; Kraus, 1960: 46; Friedman, 2002: 159). Kuzey yönde Amazonlar ile Grekler arasındaki barış ve dostluk anı işlenmiştir. Hekate bu dostluğun onuruna yere kutsal içki dökerken betimlenmiştir. Batıda Tanrılar ile Gigantlar arasındaki savaş (Gigantomakhia) tasvir edilmiştir. Hekate’nin bu savaşa elindeki meşaleyi bir silah gibi kullanarak katıldığı görülmektedir (Tırpan ve Söğüt, 2005: 33). Güney yönündeki betimlemeler ise kesin olarak tanımlanamamış olmakla birlikte bu figürlerin karyalı tanrıları ve onların kentlerini simgelediği düşünülmektedir (Tırpan ve Söğüt, 2005: 34).

Tapınakta ele geçen yazıtlardan birinde Hekate’ye atfedilen Epiphanes kelimesi; tanrıçanın, hayatın ve ölümün her aşamasında insanları koruma gücünü ortaya koyar. Tapınağın antesi üzerine yazılan ve kent hayatını ilgilendiren, decrette (kararname) tanrılar tarafından açıkça korunan “demosun” tehlikelerden ve güç durumlardan kurtarıldığı ifadesiyle birlikte Hekate’nin sayesinde özgürlük ve otonomisine kavuştuğu hatırlatılır. Sonrasında ülkenin ve tapınağın zarara uğraması üzerine tanrıça Hekate’nin gücünü ve büyüklüğünü göstererek kutsal şeylere ve halka zarar veren kimseleri cezalandırıldığı yazılıdır (Sina, 2002: 107-109).

Hekate’nin Lagina’da ne zaman önemli bir tanrıça olduğu bilinmiyor (Şahin, 1976: 44) Strabon, Stratonikeia kentinde iki tapınağın bulunduğunu, bunlardan en ünlüsünün çok sayıda festivallerin yapıldığı Lagina’daki Hekate Tapınağı olduğunu söyler (Strabon, 2009: 234). Çeşitli araştırmalardaki yazıtlara göre, Hekate kutsal alanında birden fazla festivalin düzenlendiği bilinmektedir. Yeni ayın ilk defa göründüğü geceler ile her yıl belirli bir ayın otuzuncu gününde, yani dolunay zamanı, “tanrıçanın doğum gününü” kutlamak için törenler düzenlenirdi. Bu törenlerin yılın diğer aylarında da sembolik olarak kutlandığı düşünülmektedir. Bunlar arasında “Anahtar Taşıma”, “Doğum Günü Şenlikleri” ve “Gizli Dinsel Törenler” yer almaktadır. Bu törenlerin en önemlisi MÖ 81’de başlamış olan ve dört yılda bir kutlanması gelenek haline gelen “Hekatesia-Romaia” şenliğidir. “Hekatesia-

Romaia” şenliğine “anahtar taşıyıcıları” (kleidophoros) “bakire kızlardan” seçilirdi. Hekate’nin sembolü olan anahtar, kleidophoroslar’a eşlik eden ve tanrıçanın hizmetinde olan hadım rahipler ve devletin gözetiminde geleneksel ilahiyi söylemek için eğitilmiş erkek çocuk korusu eşliğinde kutsal yoldan bir sene boyunca saklanacağı yere götürülürdü. Lagina’da Hekate Tapınağı’nın kapısının anahtarı törenle Stratonikeia’ya götürülüp getiriliyordu. Bu tören hem yer altı dünyasının anahtarının Hekate’nin elinde olduğunu hem de dini merkezin Stratonikeia’ya bağlı olduğunu gösteriyordu. Anahtar taşıma törenine Lagina dışında başka bir yerde rastlanmaması ilginçtir (Tırpan ve Söğüt, 2005: 10-11; Kraus, 1960: 48; Anabolu, 1989: 332; Farnell, 1896: 506).

Tanrıça için kesilen kurban etleri de törene katılanlara sunuluyordu. Kurban haricinde tanrıça için hediyeler veriliyor, ayrıca zengin ve cömert kişiler, törene katılan halka para ve yiyecek dağıtarak halkın hoşgörüsünü kazanıyorlardı. Tapınağın Propylon yan duvarları üzerindeki yazıtlardan söz konusu törenlerde görevli olan anahtar taşıyıcıları ile rahip ve rahibelerin isimlerini öğrenmekteyiz (Tırpan ve Söğüt, 2005: 48).

Tapınak naosu içinde yalnızca rahiplerin katıldığı gizli ritüeller düzenlenirdi. Hekate rahipleri gizli büyü formülleri, gelecekten haber verme ve sihir için toplanıyorlardı (Daşbacak, 2007: 146). Fakat söz konusu törenlerin nasıl yapıldığına ilişkin kesin bilgi de mevcut değildir. Bu gizli törenler MÖ 2. yüzyıldan sonra belli aralıklarla düzenlenmiştir. Tapınağın naosunda bir bodros çukuru tespit edilmiştir. Burası yer altı ile ilişkili olup, sıvı sunuları için kullanılmaktadır. Tapınağın naosu sıradan insanların girip çıkacağı ve törenleri rahatça görebilecekleri bir yer değildi. Bu nedenle gizli törenler muhtemelen burada yapılıyordu. Friz kabartmalarında tanrıçanın bodrosa sunu yaparken betimlenmesi tapınak naosundaki törenlerle ilgili olmalıdır. Ritüellere ilişkin sunu sahnesi tapınağın kuzey frizlerinde tasvir edilmiştir (Tırpan ve Söğüt, 2005: 11).

Lagina’daki kült bir rahip tarafından yönetilir. Yunan kültlerinde hadımlık yoktur. Lagina anahtar törenlerinde hadımın yer alması bize Kibele kültünü hatırlatır. Hadımlık Kibele ve Artemis gibi Anadolu’lu büyük tanrıçalara aittir ve tanrıçaların hizmetinde bulunurlar. Lagina’da hadımlık çok önemli olup, Yunan olmayan Hekate kültü için güvenilir bir işarettir. Yazıtlarda sürekli olarak ϰλειδοφϱοϛ (kleidophros) geçmektedir. Eğer epigrafik malzeme taşıyıcının pozisyonunu açık bir şekilde ifade edebiliyorsa, burada kesin olarak bir kadın söz konusudur ve daha çok Hekate rahibinin kızıdır. Görevi ile ilgili çok fazla

açıklama olmadığı gibi xλειδόϛ πομή (klidos) ya da άγωγή (agoge) yazısının tam olarak ne anlama geldiğine dair herhangi bir açıklayıcı metin de bulunmamaktadır (Kraus, 1960: 48).

Yazıtlardan Lagina Hekate tapınağında rahip, rahibe, anahtar taşıyıcı gibi görev yapan kalabalık bir personelin yanı sıra tapınak hizmetkârı anlamına gelen hadımlar da görev yapmaktadır (Sina, 2002: 116). Ayrıca, daha geç döneme tarihlenen yazıtlarda “Tapınak Nöbetçisi”nden de söz edilir (Anabolu, 1989: 333). Külteki hadım erkekler; tapınak, sunaklar, rahip evleri, azık pazarı, stoalar ve revaklar ile bunların yanı sıra koru ve otlaklardan sorumludurlar. MÖ 3. yüzyıla tarihlenen ve baş kısmı tahrip olmuş bir tapınak yönetmeliğinde bu konuya da yer verilmiştir (Sina, 2002: 112):

“Her kim sürüyü veya sürüden bir hayvanı bu otlağa kaçırırsa tapınağa karşı suç işlemiş sayılacak ve tanrıça Hekate tarafından cezalandırılacaktır. Ayrıca korunun ağaçlarına zarar veren kişi bizzat kendisi o yıl aynı ağaçtan dikecek ve bu ağaçların bakımıyla da bizzat ilgilenecektir. Şayet koru ve otlağa zarar veren kişi tespit edilemezse o zaman rahiplerin görevlendireceği bir hadımın gözetiminde köleler ağaçları dikecek ve otlağı temizleyecekler.”