• Sonuç bulunamadı

Taoizm’in İnanç Esasları ve İpek yolundaki Durumu

I. BÖLÜM: İPEK YOLUNDA GEÇMİŞTEN VAR OLAN DİNLER

2- Taoizm’in İnanç Esasları ve İpek yolundaki Durumu

Taoizm, Çin’de ortaya çıkan ve gelişen, sırlarla dolu bir halk dinidir. Kökleri Çin uygarlığının doğuşundaki halk kültürüne kadar uzanır. Taocu geleneğin özüne ilişkin tarihi m.ö. 5000 yılına dayanan belgelere rastlanmıştır. Bu belgeler Taoizm’in bir isim altında toplanmadan çok önce Çin’de var olan bir gelenek olduğunu göstermektedir. Taoizm’in kurucusu olarak Çin kaynaklarında doğum tarihi m.ö. 604 olarak belirtilen Lao Tzu kabul edilir. Bu konu üzerinde değişik görüşler ileri sürülmekle beraber genel kabul bu yöndedir.80 Kendine has dinî kurumları, rahipleri ve ayinleri olan kurumsallaşmış bir dinî inanıştır.

Esasında Taoizm tanrı tanımaz bir sistemdir. Bu sistemin başyapıtı Tao Te Ching’de Tanrı’ya dair herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Bu felsefenin gelişmesinde ön ayak olmuş filozofların da Tanrı anlayışıyla ilgilenmediklerini rahatlıkla söyleyebiliriz.81 Ancak, Taocu felsefenin aksine Dinsel Taoizm çok tanrıcı olup, tasavvur edilebilecek hemen her şeyi ilah olarak benimsemektedir. Taoizm, bu yapısıyla dünyanın en çok tanrıya sahip dinlerinden birisidir. Taoizm, bir taraftan kendi tanrılarını üretirken diğer taraftan başka dinlerin tanrılarını kendisine adapte etmiştir. Bu noktada Budizm’in büyük etkisi olmuştur. İpek Yolu ticareti ile batıdan gelen bu dinin etkisiyle Taoist Tanrı inancı değişikliğe uğramıştır.82

Taoizm’de her şeyin bir Tanrısı olduğu kabul edilir. Canlı-cansız varlıklar, atalar, önemli tarihî şahsiyetler, meşhur tarihsel olgular tanrılaştırıldığı gibi Yeşim İmparator, Üç Saf Tanrı, yıldızların, şehirlerin, yazının, servetin, ilaçların, mutfağın, merhametin tanrısı vs. gibi tanrılara inanılır. Taoizm’de, tapınılan çok sayıdaki yıldıza 10 göksel mağara, 36 ikinci dereceden göksel mağara ve 72 kutsal krallık eklenmiştir. Bu İnanışa göre buralarda Taocu üstün insanlar ve ölümsüzler yaşamaktadır. Taoizm’in tanrıları incelendiğinde; tabiat güçlerinin tanrılaştırılması, metafizik kavramların tanrılaştırılması ve insanların tanrılaştırılması olmak üzere üç tür tanrılaştırma eğiliminin olduğu görülmektedir. Taoist Tanrılar, tanrılaştırılmış azizler hariç belirli bir kişilik veya isim sahibi değildir. Tanrılar kendilerine verilen unvanlarla anılırlar, bireylerin değil rollerin sıfatlarını taşırlar. Taoist tanrılar dünyayı

80

Ali Gül, Bir Din Olarak Taoizm, s. 28-29. 81

Ali Gül, Bir Din Olarak Taoizm, s. 89. 82

39

yöneten kural koyucu tanrılar değildir. Evrene müdahale etmezler, evren Tao’nun ilkelerine göre kendi kendine işler. Taoizm’de Tanrılar Tao’nun zuhûratları olarak kabul edilir. Var olan bütün tanrılar Tao’nun bir yönünü temsil etmektedir. Tanrıların çokluğu tekliğin bölünmesini göstermektedir. Bölünerek çoğalma Taoist kozmolojide de söz konusudur. Bir ikiyi, iki üçü, üç de on bin şeyi yaratmıştır.83

Taoizm’de birçok tanrı olduğunu yokarıda zikretmiştik. Ancak bu tanrılar arasında hiyerarşik bir sıralama mevcuttur. Taoist tapınaklarına giren bir ziyaretçi kendisini San-ching’in üç putu yani üç saf ve mukaddes varlık huzurunda bulur. Bu üç put Taoizm’in hiyerarşisinde üst sıralarda yer alır. Bu üç putun biri Lao Tse’yi, diğeri onun dinini, üçüncüsü ise cemaatini temsil eder. Taocu inanışa göre bu üç putun üzerinde ve tanrılar hiyerarşisinin tepesinde You-hoang-chang-ti denilen büyük ilah yer alır. Bu ilah dünyanın bütün işleriyle ilgilenendir. Bu nedenle maddeyi temsil eder. Diğer üç put ise zaman zaman düşünceye dalar ve büyük ilaha şaşkın ve hayran durumdadırlar.84

Taoizm’e göre hayatın gayesi sükûnet olmalıdır. İnsan duygusuyla harekete geçmeden önce hiçbir şey yapmadan (Wu-wey), hiçbir şey söylemeden (Puh-yen) ve denge durumuna (Hu-wu) ulaşmalıdır. Bu vaziyete erişildiğinde hayat her bakımdan güzel olur. Çünkü tabiat kanunları güçlüdür. İnsan kendi tabiatını geliştirmek için her şeyi yapmalıdır, ancak tabiata müdahale etmemelidir.85 Ateş, Su, Odun, Metal ve Toprak bu yolda kullanılan beş vasıtadır. Her şey beş vasıtadan birine tekabül eder. Bu yüzden beş istikamet, beş renk, beş organ, beş eski imparator, beş beşeri ilişki, beş büyük fazilet vs. vardır.86

Taoizm’de belirgin bir ahiret inancına rastlanmamaktadır. Ancak Taoizm geleneksel Çin inanışlarıyla kaynaşarak ölümsüzlüğe ulaşmayı amaçlamıştır. Taoistler ölümsüzlüğe ulasan insanların cennet vâri dünyalarda mutluluk içerisinde yaşayacaklarına inanarak bir öte dünya inancı kurmuşlardır. Bu manada Taoizm açısından öte dünya anlayışıyla ölümsüzlük anlayışı arasında sıkı bir bağlantı vardır.

83

Ali Gül, Bir Din Olarak Taoizm, s. 89-90. 84

Şemseddin Günaltay, Dinler Tarihi, s. 301. 85

Ekrem Sarıkçıoğlu, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, s. 227. 86

P. T. Raju, Wing-si Chan, Joseph M. Kitagawa, İsmail R. Faruki, Asya Dinleri, İstanbul 2002, s. 345.

40

Budizm’le karşılaşıncaya kadar Taoculuk’ta ruhların suçlanması, ölümden sonra yargılanması gibi bir inanç bulunmaz. Tanrı ile insan arasında sıkı bir ilişki de söz konusu değildir. Yine Taoculukta seçkin halk topluluğu, ayrıcalıklı kesim, bir soy ya da sivrilmiş birey yoktur. Mutluluk mutsuzluk önceden belirlenmiş değildir. Onları insanlar meydana getirir. İyinin de kötünün de ödülü veya cezası böyle ortaya çıkar. Geleneksel Taocu Felsefe cehennem, şeytan, yer altı karanlığı, ışık ve iyilik tanrısıyla çatışan güçler bilmez, ona göre evrende şeytanca işler yoktur. Taoculuk ödüllendirme anlamında bir cennete de inanmaz. Taocu öğretiler sevinçle üzüntüden kaynaklanan bütün aşırılıkları dışlamıştır. Gerçekte cennet ve cehennem insanın içinde bulunan erdem gibi nitelemelerdir, nesnel gerçeklikler değildir. Doğanın ve erdemin yasalarını izleyerek doğrulukla uyum içerisinde yaşayan kimse kendi cennetini, yaşayan kimsedir.87

Taoizm İpek Yolu sayesinde, Budizm’in Çin’e girmesiyle büyük bir etkileşim içerisine girmiştir. Budizm sadece tek taraflı olarak taozmi etkilememiş, aynı zamanda taoizmden etkilenmiştir. Budizmde mabet Buda’dan yaklaşık dört asır sonra oluşmaya başlamıştır. Budist mabetler Çinde varolan taoizmin mabetlerinden etkilenerek oluşturulmuştur. Çin kültüründe ve taoizmde varolan mabetlere yine Çince bir kelime pagoda denilmiştir. Taoizm, şu an sahip olduğu birçok dinî anlayışla beraber öte dünya anlayışını da bu süreç içerisinde Budizm’den almıştır. Özellikle Linç-pah geleneğinde yaşayan bütün canlıların kurtuluş anlayışında Budizm’in etkileri hemen fark edilir. Başlangıçta bireyin özgürlüğünü ve dönüşümünü amaçlayan Linç-pah anlayışı, sonraları toplumu suçları neticesinde hak ettikleri Budist menşeli purgatorilerden ve cehennemlerden kurtarmayı amaçlayan karışık liturjilere dönüşmüştür. Budizm’in etkisiyle Taoizm’in amacı sadece uzun yaşamak veya ölümsüzlüğü yakalamak olmaktan çıkmıştır. Taoizm, bedenden ziyade ruh kavramını öne çıkarmıştır. Ölümsüz olan ruhtur ve ölümden sonra hak ettiği şeye göre cennet veya cehennemde varlığına devam edecektir. Artık amaç cennette yer edinmeye ve cehennemin azabından uzak durmaya yönelmiştir. Cehennem azabı dünya hayatında işlenen günahlardan dolayıdır ve bir takım merhametli tanrıların şefaatiyle kaldırılabilir. Taoizm’de günahkâr insanların azap çekecekleri

87

41

cehennemlere de inanılmıştır. Budizm’in etkisiyle geliştiğine inanılan bu cehennemlere “alt dünya” denir. Alt dünya cehennemin beş kıralı (uyu) tarafından, özellikle de Tabi Dağının Doğu Cehennemi’nin Ruhu (dongyu taishan zhi shen) tarafından yönetilir. Alt dünyanın, Fengdu’nun büyük imparatoru (fengdudai) tarafından yönetildiği de söylenir. Alt dünyada günahkârların ruhları, hayaletler ve gulyabaniler vardır.88

Taoistler dünyadaki en büyük mutluluğun uzun yaşamak veya ölümsüzlüğe ulaşmak olduğuna inanmışlardır. Budizm dünya hayatını acı verici görüp, gerçekliğe ulaşabilmek için ölümün gerçekleşmesinin gerekliliğini vurgularken Taoizm, hayatı değerli bulur ve doğru yolda ilerleyerek hayatın uzatılması gerektiğini savunur. Taoculara göre yaşlılık mukaddeslik alâmetidir. Taocular ömrün yüzyıllar boyu sürebileceğini iddia ederler. Onlara göre ebedilerin en yücesi gündüzleri göğe yükselebilenlerdir. Taocular, ebediliğin bedenî ve ruhî eğitimle olabileceğine inanırlar. Kim, yine-yana öğretisini ve bunların beş element içindeki etkileşimini ve her yerde var olan Tao’yu kavrarsa kendisine üstün bir vücut kazandırabilir. Bunun sonucunda ölümsüzlüğe en azından uzun bir hayata ulaşabilir. Tanrılar doğanın bu üstün gücünü kullanan varlıklardır ve bu özelliklerinden dolayı kendilerine tapılmaktadır.89 Kişiyi oluşturan elementlerin hiç birisi aslında ölümsüz değildir. Ölümsüzlüğü isteyen insan, ölümsüzlüğünü kendisi imâl etmelidir. Taoculuk, ölümsüzlüğü fiziki bedenden ayrılmış spritüel bir ilke olarak kabul etmez. Hedeflenen şey, vücudu ölümsüz hale getirmek olmalıdır. Vücudun ölümsüz olması, ruhun ona yerleşmesine yarayacaktır.90

Taoist inanca göre bir kısım insanlar gerçekten ölümsüzlüğe ulaşmışlardır. Ölümsüzler kutsal dağlarda ve denizlerdeki adalarda yaşamaktadırlar.91 Taoizm günümüzde İpek yolunun çıkış merkezi olan Çin başta olmak üzere Japonya, Kuzey ve Güney Kore’de yaygın bir din olmasına karşın taraftarlarının büyük bir çoğunluğu Güney Kore’de yaşamaktadır. Bu ülkelerin dışında diğer uzak Asya ülkeleriyle göç

88

Ali Gül, Bir Din Olarak Taoizm, s. 100-101. 89

Ali Gül, Bir Din Olarak Taoizm, s. 101-102. 90

Alexandra David Neel, Çin, Tibet ve Hint Öğretilerine Göre Ölümsüzlük ve Tekrar Doğuş, Çev; Mehmet Kundakçıoğlu, İstanbul 1987, s. 10-11.

91

42

alan ülkelerde de taraftarlarına rastlanılmaktadır.92 Ayrıca Çin’de bulunan görkemli Taoist mâbetleri Budist felsefesinden de etkilenerek mîmari yapısı ve süslemesiyle Çin’e ayrı bir görüntü kazandırmıştır.

92

43

II. BÖLÜM: İPEK YOLU ÜZERİNDE DIŞARIDAN GELEN