• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: TEZKİRE ve HAT HAKKINDA BİLGİLER

3.2. HAT KÜLTÜRÜ VE GELENEĞİ BAKIMINDAN HATTAT

3.2.4. Tanzir, Mukabele

Tezkirelerde hattatlar ve yazıları diğer hattatların yazılarına benzerlikleri yönünden değişik değerlendirmelere tabi tutulmuştur.

3.2.4.1. Tezkiretü’l-Hattâtîn’de Tanzir ve Mukabele

Eserde farklı hattatlar için tanzir ve mukabele değerlendirmesi yapılmıştır. Bu değerlendirmeler ve tezkiredeki karşılıkları burada zikredilecektir.

521 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 7b. 522 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 8a. 523 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 8b. 524 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9a. 525 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9b. 526 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 10a. 527 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 10a. 528 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 10b. 529 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 11b.

İbni Bevvab Yakut-ı Mustasımî’nin hattını taklit etmiştir. “İbni Bevvāb ‛alehi’r- raĥmetü’ŝ-ŝevāb ħaŧŧına mutaba‛at u muvāfaķat idüp, ķalem-i cezm ile nice rūzgār ħaŧŧını anuñ ħaŧŧına taķlįd ü taŧbįķ itdükden śoñra “ħarfü’l-ķalem”530 ĥadįŝ-i şerįfinden istidlāl ile ķalemini muĥarref eyleyüp aķlām-ı sittede nezāket-i ķalem cihetinden ŧarz-ı cedįd iħtirā‛ vü ibdā‛ itmekle...”531

İbni Bevvab, İbni Mukle’nin hatta izlediği yolu ıslah edip daha anlaşılır kılmıştır. “Lākin İbni Bevvāb anuñ ŧarįķasına tenfįĥ ü tehźįb ü tebeyyün eylemişdür.”532

Mübarekşah-ı Kutub ve Yakut’un hatları birbirine benzer. Bu durum; “Cevdet-i ķalem-i Yāķūtį aña müyesser olup, ŝülüŝ ü muĥaķķiķ ü nesħ’de mānend-i Yāķūt olup, anuñ ħaŧŧı ile Musta‛śımį’nüñ ħaŧŧını teşĥįś ü temyizde nice aĥāli mütereddid olup, meźkūruñ ħaŧŧı nice kimesneleri taġlīŧ itmişdür.”533 sözleriyle tezkirede kaşılık bulur.

Yahya-yı Rumî tezkirede; “Yaĥyā Rūmuñ Yāķūt’ı idi. Cevdet-i ķalemde mānend-i Śayrafį idi.”534 ifadeleriyle Yakut ve Sayrafî’ye benzetilir.

Karahisarî, muhakkak yazı için Yahya-yı Rumî’yi kendisine örnek alır: “Ekŝer Ķaraĥiśārį vādį-i muĥaķķaķda olan şikāfları ve metānet ü istiĥķām vādįsini, meźbūr Yaĥyā’nuñ ħaŧŧından aħź itmişdür.”535

Hayreddin el-Maraşî, Şeyh Hamdullah’ın meşk ustasıdır. Sultan Bayezid, dönemindeki eser sahibi alimlerini toplayıp onlara Şeyh Hamdullah’ın yazdıklarını gösterip, bunlara karşılık gelebilecek bir hattat ve yazı var mıdır, diye sorar ve dönemin alimleri Sultanı tasdik eder: “ Böyle bir ħaŧŧāŧ-ı muĥtereme ve kātib-i mes‛ūd-raķama mülūk-i māżiyyeden kimesne mālik olmuş mıdur?” deyü su’āl itdüklerinde Ĥażret Bāyezįd Ħanı kemāl-i taśdįķ ile taśdįķ itdiler.”536 Sultan Bayezid bir başka ifadesinde de Şeyh Hamdullah’ın hattına emsal gösterilecek bir hat olmadığını ifade eder: “Buyurmışlar ki bu ‛azįzüñ ħaŧŧına mümāŝil bir ħaŧŧ yoķdur.”537 530 “ Kalemin ucu” 531 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 9a. 532 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 10a. 533 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 11a. 534 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 11b. 535 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 11b. 536 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 14a. 537 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 15b.

Şeyh Hamdullah’ın oğlu Mustafa Dede, tezkireye göre Şeyh vadisine en çok yaklaşan hattattır: “Ve daħi ma‛lūm ola ki Şeyħ merĥūmuñ ħaŧŧ u kitābetine ħaŧŧan ve kitābeten ziyāde aķrab u eşmel ü emŝel olan anūñ veled-i śulbįsi Muśŧafā Dede merĥūmdur.”538 Babasının hattını meşk ve taklit eder: “Babası Ĥamdu’l-lāhuñ ħaŧŧından meşķ u taķlįd idüp”539 sonrasında yazdığı mushaf-ı şerifler ve kitabelerle onun vadisini devam ettirir: “Nice muśĥaf-ı şerįfler yazup ve nice kitābetler idüp, vālidi Ĥamdu’l-lāh merĥūmuñ ŧarįķasını iĥyāda kemāl- i ictiĥād ile sa‛y-i belįġ itmişdür.”540

Karahisarî Ahmed Efendi’yi Anadolu’nun Yakut’u diye anarlar. O, Yakut tarzının Anadoludaki en önemli takipçisi ve uygulayıcı olmuştur: “Merĥūm ve maġfūr Ķaraĥiśārį Efendi şeş ķalemde Rūmuñ Yāķūt’ı ve Yāķūt’uñ maŧbūķ-ı meŝbūķı idi.”541

Mir Ali’yi taklid eden hattatlar tezkirede anılır: Ali Rıza-yı Atik, Mir Ali’nin oğlu Muhammed Bakır, Hasan Ali, Ali Şir Nevaî.542

3.2.4.2. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn’de Tanzir ve Mukabele

Eserde farklı hattatlar için tanzir ve mukabele değerlendirmesi yapılmıştır. Bu değerlendirmeler ve tezkiredeki karşılıkları burada zikredilecektir.

Sultan Muhammed, içkiye düşkün olduğu için benzerlerinde onun yazsındaki keyfilik bulunmaz: “‛Ale’d-devām-ı mey görürdi. Dā’imā sebūyı kepenk altında saķlardı. Bį- tekellüfāne yazardı. Ammā piyāleyi çekmeden dürüst keşįde çekemez idi. Bu sebeb ile Mevlānā’nuñ ħaŧŧında olan keyfiyyet sā’irlerinde bulunmaz idi.”543

Sultan Muhammed Nur, kağıt renklendirmede ve kavuşturmada benzersizdir. Onun hattını Sultan Muhammed’in hattıyla eş tutarlar: “Ve kaġıda renk virmekde ve viśāllıķ itmekde nažįri yoķ idi. Merķūmuñ ħaŧŧın Ħandān’a muķābil ŧutarlar.”544

Mevlânâ Mir Ali ve Molla Sultan Ali’nin hatları bir ara kıyaslanır. Halk Mevlânâ Mir Ali’den yana olur. Bu durum Sultan Ali’yi sıkıntıya sokar. Bir gün yazdıklarını taklit için 538 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 17a. 539 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 17b. 540 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 17b. 541 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 19a. 542 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 24a. 543 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 6b. 544 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 6b.

Sultan Ali gelir. Yazılar karıştırılınca Sultan Ali yazdığını bilemez. Mevlânâ Mir Ali, Sultan Ali’nin kaldırdığı yazı için benim yazım deyince Sultan Ali ona gücenir: “Ħaŧŧı kemāle irdikde mükerrer imlā ile da‛vā-yı ħaŧŧ itdikde ħalķ Monlā ŧarafın ŧutmaġla Sulŧan ‛Alį ziyāde ġuśśaya düşer. Bir gün Monlā-yı mezbūrıñ öñüne gelüp, bir ķıŧ‛ayı diledi ki taķlįd ide. Ol vechle yazdı ki ķıŧ‛ayı ķarışdırdıķlarında Monlā yazdıġı ķıŧ‛ayı bilemeyüp, Monlā Mįr ‛Alį yazdıġı ķıŧ‛ayı ķaldırmaġla Monlā Mįr ‛Alį tebessüm idüp, bu ħaŧŧ ki ķaldırdun benüm ħaŧŧumdur didikde Mollā Sulŧan ‛Alį münfa‛il oldı.”545

Molla Abdi, Şah Mahmud’dan kendi gibi yazmasını ister. Bu olmayınca Sultan Ali, Mir Ali ve İshak gibi yazmasını ister: “Buña dimişdür ki: “ Ey bed-baħt çünki bencileyin yazmazsın, bārį Sulŧan ‛Alį’nüñ ve Mįr ‛Alį’nüñ ve püser-i İsĥaķ gibi yaz.””546

Molla Dost gibi kimsenin yazmadığından bahsedilir: “Kimesne buncalayın yazmamışdur.”547

Sultan İbrahim Mirza, Molla Dost’un hattı gibi yazmak için çaba gösterir: “Sulŧan İbrāhįm Mįrzā ħaŧŧına rüşd-i ‛ažįm eyledi.”548

Molla Rızaeddin hattı, Şah Mahmud ve Mevlânâ Hüseyin Herevî hattından seçilemezdi: “Mevlānā Şāh Maĥmūd, Mevlānā Ĥüseyin Herevį’den farķ itmek olmaz idi.”549

Onun hattı yine iki Sultan Muhammed’in yazılarından ayırt edilemezdi: “Hiç kimesne ħaŧŧın iki Sulŧan Muĥammed’den farķ itmemişlerdür.”550

Şirazlı hattatların yazılarının hepsi birbirine benzetilir: “Ammā cümlesinüñ ħaŧŧı birbirine müşābihdür.”551

Seng Ali Bedahşî katı‛ sanatıyla ilgilenir. Mevlânâ Mir Ali’nin hattından dolayı böyle bir iş yapar. Yaptığı işi hat gibi saysalar onda en ufak bir kusur bulunmazdı: “Mevlānā Mįr

545 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 7a. 546 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9a. 547 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9b. 548 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9b. 549

Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 10b.

550 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 11a. 551 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 11a.

‛Alį ħaŧŧı yüzinden bir bürįde-i bį-‛iberiyyet vücūda getürmişdür. Eger bürįdeyi ħaŧŧ muķābelesinde ķosalar idi, bir ķıl başı denlü üslūb-ı ħaŧŧda ķuśūr bulunmazdı.”552