• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: TEZKİRE ve HAT HAKKINDA BİLGİLER

3.4. HATTAT ve ÇEVRESİ

3.4.1. Hattatlar Arası Mukayese ve Aynîleştirme

Eserlerde çeşitli mukayese ve aynîleştirmeler müelliflerin kaleminden çıkmıştır. Bu kısımla ilgili açıklamalar ve metinlerdeki karşılıkları aşağıda sıralanmıştır.

3.4.1.1. Tezkiretü’l-Hattâtîn’de Mukayese ve Aynîleştirme

Yakut-ı Musta‛sımî kendini diğer hattatlarla kıyaslar, hatta tüm hattatlara meydan okur. Bu alanda en iyi kendisi olduğunu iddia eder. Ve müellif bunu tasdikler.

640 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 8b. 641 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9a. 642 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9a. 643 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9a. 644 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 10b. 645 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 11a. 646 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 16a. 647 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 3b. 648 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 4b. 649 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 6b.

“Erūni mürşiden fį’l-ħaŧŧ-ı miŝli Ve men aĥye’l-kitābete fi’l-bilādi Felā fį’ş-şarķı lį niddün yüżāhi

Ve lā fi’l-ġarbi men belaġa ictihādi650

Ya‛nį fenn-i ħaŧŧa baña mümāŝil mürşid-i kāmil var ise anı baña gösterin. Ve daħi bilād-ı İslāmiyye’de kitābeti kim iĥyā itmişdür? Bilād-ı şarķiyyede bir miŝli yoķdur ki baña mümaŝil ü müşābih ola. Ve daħi bilād-ı ġarbiyyede kimdür ki fenn-i ħaŧŧda benüm ictihādıma irişmiş ola? İddi‛āları cümle śıdķ olduġına ħaŧŧ-ı kitābetleri şāhiddür.”651

Nefeszâde, İbni Bevvab’ı; “Ve cümle küttāb źikr olınan İbni Bevvābuñ teferrüd-i sebķine ve bu fende mu‛ārıż u müşāriki olmadıġına muķirr olup, hiç biri anuñ mertebesine vuśūl ve da‛vāsına ķādir olmamışlar idi.”652 ifadeleriyle diğer hattatlarla kıyaslar, hiçbirinin onun mertebesine ulaşamadığını söyler ve mevcut kâtiplerin de bunu kabullendiğini yazar. Onun için; “Resānede-i müteķaddimįn ü mehere-i müte’āħirįn-i üstād-ı külldür.”653 geçmişte kalmış ve gelecek hat ustalarının üstadıdır, der.

Karahisarî Ahmed Efendi, bir süre Yahya Sufî tarzını sürdürmüştür: “Ķaraĥiśārį merĥūm anuñ vādisinde çoķ tek[a]-pū itmişdür.”654

Sultan Bayezid Şeyh Hamdullah’a Yakut’un varaklarından gösterip, ona şimdiye kadar Yakut gibi yazan olmadığını Yakut’un tarzından daha üstün bir üslup geliştirilse daha iyi olurdu, der. Şeyh Hamdullah da bunun üzerine Yakut’un varaklarını alır, inceler ve bir müddet üzerinde çalışır. Nihayetinde Yakut’tan üstün bir tarz geliştirmeyi başarır: “Ol maķarrı Ĥażret-i Sultan Bāyezįd Ħan ‛aleyhi-r-raĥmete ve’l-ġufrān bir gün teşrįf idüp, Yāķūt- ı Musta‛śımį’nüñ ħaŧŧ u kitabetde olan ķuvvet-i rāsiħasından ve ķuvvet-i ‛aśabiyyesinden su’āl itdiler. Şeyħ merĥūm zu‛m itdi ki belki ol miķdār olup veyāħūd kendüleri Musta‛śımį’den daħi pįşter ola. Sultan Bāyezįd Ħan eytdi ki: “Musta‛śımįnüñ i‛tinā idüp yazdıķları yazıyı

650 “ Hat ilminde bana denk bir mürşid-i kamil varsa onu bana gösterin! İslam memleketinde yazı yazmayı kim

canlandırdı? Şark’ta bana denk ve benzeyen biri yok! Garp topraklarında da bana benim ictihadıma ulaşan kimse yok!”

651 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 9a. 652 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 10a. 653 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 10a. 654 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 11b.

görmemişsiz.” deyü buyurdılar. Ve kendülerinüñ ħazįne-i ‛āmiresinde maĥfūž olan ķara varaķlardan yedi evrāķ virüp eytdiler ki: “Bu ŧarz-ı Yāķūtį’den bihter ü pįşter bir ŧarz-ı ħāś daħi iħtirā‛ olunsa idi ola ŧarz ġāyet ħoş-āyende vü dil-cūyende olurdı.” deyü buyurdıķlarında Şeyħ merĥūm daħi ol evrāķ-ı mezbūrı alup, müŧāla‛a vü meşķinde nice erba‛įn çeküp, iķdām-ı aķlām ile menāzil-i meydān-ı śaĥā’if-i evrāķda nice eyyām arām itmeyüp, tek[a]pūdan śoñra feres-i cevdet-ārā-yı ķalemi anuñ bir menzile irdi ki şįve vü ĥüsn ü nezāket cihetinden Yāķūt’dan pįşter ü bihter olduġı bahā vü ķıymet cihetinden daħi nümāyān oldı.”655

Şu şiirle de Şeyh Hamdullah’ın bu becerisi övülür: “Şeyħ oġlı Ĥamdį ħaŧŧı tā kim žuhūr buldı

‛Ālemde bu muĥaķķaķ nesħ oldı ħaŧŧ-ı Yāķūt”656 Bir diğer beyitte onun yeni tarzına dikkat çekilir: “Şeyħi śāĥib ŧarzı ‛ālį iĥtiśāś

Āb-rūyı cevheri Yāķūt-ı ĥāś657”658

Şeyh Hamdullah için asrının kusursuz tek hattatı olduğu dile getirilir: “Cevdet-i ĥüsn-i kitābet ile vaĥįd-i küll-i ‛aśr olmaķ kendüye munĥaśırdur.”659

Cemaleddin el-Amâsî kardeşi Celalzâde Muhiddin el-Amâsî’den nesih hatta üstündür. Fakat şeş kalemde Celalzâde’den geridir. Kendi vadisinden çıkmaz. Seviye olarak Yakut’tan aldığı üslupta kalır: “Ve mezbūruñ ķarındaşı Cemāle’d-dįn el-Amāsį daħi ķarındaşı Muĥį’d- dįn’den kitābet-i nesħ’de bihter idi, nezāket-i ķalem cihetinden ammā şeş-ķalemde Muĥį’d- dįnüñ mahāret-i külliyesi olup, aślā kendü iħtirā‛ itdügi vādįden ħurūc itmemişlerdür. Ancāķ ħaŧŧ-ı Yāķūt-ı Musta‛śımį’den istiħrāc u istinbāŧ itdükleri vādįde ķalmışlardur.”660

655 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 11b. 656 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 13a.

657 “ Özel bir tarz sahibi olan Şeyh Hamdullah, has yakut cevherinin yüzsuyudur.” 658 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 13a.

659 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 13b. 660 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 16a.

Cemaleddin el-Amâsî döneminde ondan başka kimse müsenna hattı yazmamış: “Zamān-ı şerįflerinde ħaŧŧ-ı Müŝennā ile ħaŧŧ yazdırılmaķ andan ġayri vāķı‛ olmamışdur.”661

Cemaleddin el-Amâsî, Şeyh Hamdullah tarzı ile kendi tarzını bir miktar karıştırmış veyahud Şeyh Hamdullah’ın vadisinden beceri gösterebildiği kadarını alır: “Cemāle’d-dįn merĥūm Ĥażret-i Şeyħüñ vādįsin aħź idüp kendü vādįsiyle bir miķdār ħalŧ itmişdür. Veyāħūd Şeyħüñ vādįsinden ancaķ kendü mālik olduġı vādįyi aħź itmişdür.”662

Celalzâde Muhiddin ve Cemaleddin el-Amâsî’nin ortaya koydukları tarzı kimse icra etmez ve bu ikisinin vadisi terkedilmiş kalır: “Celāl ü Cemālüñ iħtirā‛ itdükleri vādįlerüñ ŧālibi ve rāġıbı žuhūr itmemekle ĥālā ol iki vādį bi’l-külliye metrūkdur.”663

Şeyh Hamdullah’ın oğlu Mustafa Dede, hat ve şeş kalemde Şeyh kadar maharetlidir: “Anūñ veled-i śulbįsi Muśŧafā Dede merĥūmdur ki ķuvvet-i metānet-i ħaŧŧda ve şeş ķalemüñ cümlesinde vālid-i mācįdi Ĥamdu’l-lāh gibi māhir idi.”664

Derviş Muhammed şaşı olması bakımından seviye olarak babası Mustafa Dede ve dedesi Şeyh Hamdullah seviyelerine çıkamaz: “Ol sebebden babasınuñ ve ceddi Ĥamdu’l- lāhuñ mertebelerine vuśūl-ı müyesser olmayup, kendü mertebesinde ķalmışdur.”665

Hasan Çelebi’nin nesih yazısı Karahisarî Ahmed Efendi’den üstündür, diye takdim edilir. Gerekçe ise onun Hasan Çelebi’nin neshinin daha parlak ve açık olması: “Belki ħaŧŧ-ı nesħ’de üstādı Ķaraĥiśārį merĥūma ġālib idi. Zįrā Ĥasan Çelebi merĥūmuñ nesħ ħaŧŧı Ķaraĥiśārį merĥūmuñ ħaŧŧından daħi bülend ü vāżiĥdur.”666

Karahisarî Dervişi ve Muhiddin Halife, Karahisarî tarzında yazarlar: “Ķaraĥiśārį Dervįşi ve Mūĥį’d-dįn Ħalįfe ŧarz-ı Ķara Ĥiśārį’de eyü yazmışlardur.”667

Demircikulu Yūsuf Efendi Şeyh Hamdullah vadilerinin hepsini öğrenmiş, sülüs yazmada Karahisarî’ye benzemiş, Celalzâde ve Abdullah Amâsî tarzlarına hakim olmuştur: “Yūsuf Efendi İbni ‛Abdu’l-lāh eş-Şehįr Be-Temirci Ķulı her semti żabŧ itmişlerdi. Şeyħ 661 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 16a. 662 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 16b. 663 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 16b. 664 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 16b. 665 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 18a. 666 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 19b. 667 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 19b.

merĥūmuñ cümle iħtirā‛ itdigi vādįler bi’l-külliye mażbūŧları idi. Ŝülüŝ ħaŧŧ yazmada mānend- i Ķaraĥiśārį idi. Ve Celāl ve ‛Abdu’l-lāh vādįleri daħi mażbūŧları idi. Ve nesħ yazmada Celāl- zāde Muĥį’d-dįn’e taķlįd itmişlerdi. Zįrā kendünüñ ŝülüŝ ħaŧŧları Ķaraĥiśārį vādįsi olup, ol nesħ’de Ķaraĥiśārį vādįsine evķaf olmaġla anı iħtiyār itmişlerdi.”668

Tezkirede zikredilen bir ihtimalde Mir Ali, Sultan Ali Meşhedî’nin tarzını ıslah ve ihya edip, nestalik yazıyı sistemleştirir. O, Sultan Ali Meşhedî’den bu konuda üstün olmuş. Nitekim Nestalik yazınıın mucidi konusunda Mustafa Ali, Menakıb-ı Hünerveran’da Mir Ali’yi işaret etmez. Ona göre bu yazı Mir Ali tarafından ıslah edilip sisteme konmuştur: “Ba‛żılar daħi dirler ki Sulŧan ‛Alį Meşhedį Mįr merĥūmdan muķaddem olup, Mįr merĥūm anuñ ŧarįķasını iĥyā idüp, andan daħi berter [ü] bihter olmışdur, dirler.”669

Mir Ali, Mahmud bin İshak eş-Şahabî’ye kendi yazısını yazma konusunda izin verir. Fakat Mahmud bin İshak eş-Şahabî saygısızlık olur diye onun yazısını yazmaz: “Mįr merĥūm aña kendü ketebesin yazmaġa iźin virmiş idi. Lākin terk-i edebdür deyü yazmamışlardur.”670

Muhammed Rıza ve Nuri Çelebi arasında kıyası Sadeddin Efendi, Muhammed Rıza’yı Tebriz’den getirtip bizzat kendisine yaptırmış. Muhammed Rıza’ya Nuri Çelebi’nin hat örneklerini göstermiş ve Muhammed Rıza Anadolu’da böyle yazıların olmasını bir keramet olarak nitelemiştir: “Sa‛de’d-dįn Efendi merĥūm Muĥammed Rıżā-yı meźbūrı ĥüsn-i ħaŧŧ-ı kitābeti ecill içün getürdüp, Nūrį merĥumuñ bir ĥarįr üzerine Mįr ‛Alį merĥūma taķlįdi gösterüp, taġlįŧden śoñra Nūrį Çelebį merĥūmı getürdüp ve ħużūrında yazdurup, Muĥammed Rıżā Tebrįzį Rūm’da bu maķūle kimesne olmaķ kerāmetden ġayri degüldür, deyü ‛ažįm- pesend ü istiĥsān idüp.”671

3.4.1.2. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn’de Mukayese ve Aynîleştirme

Sultan Muhammed içkiye düşkün olduğu için benzerlerinde onun yazsındaki keyfilik bulunmaz: “‛Ale’d-devām-ı mey görürdi. Dā’imā sebūyı kepenk altında saķlardı. Bį- tekellüfāne yazardı. Ammā piyāleyi çekmeden dürüst keşįde çekemez idi. Bu sebeb ile Mevlānā’nuñ ħaŧŧında olan keyfiyyet sā’irlerinde bulunmaz idi.”672

668 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 20a. 669 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 23a. 670 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 23a. 671 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 24a. 672 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 6b.

Sultan Muhammed Nur, kağıt renklendirmede ve kavuşturmada benzersizdir. Onun hattını Sultan Muhammed’in hattıyla eş tutarlar: “Ve kaġıda renk virmekde ve viśāllıķ itmekde nažįri yoķ idi. Merķūmuñ ħaŧŧın Ħandān’a muķābil ŧutarlar.”673

Mevlânâ Mir Ali ve Molla Sultan Ali’nin hatları bir ara kıyaslanır. Halk Mevlânâ Mir Ali’den yana olur. Bu durum Sultan Ali’yi sıkıntıya sokar. Bir gün yazdıklarını taklit için Sultan Ali gelir. Yazılar karıştırılınca Sultan Ali yazdığını bilemez. Mevlânâ Mir Ali, Sultan Ali’nin kaldırığı yazı için benim yazım deyince Sultan Ali ona gücenir: “Ħaŧŧı kemāle irdikde mükerrer imlā ile da‛vā-yı ħaŧŧ itdikde ħalķ Monlā ŧarafın ŧutmaġla Sulŧan ‛Alį ziyāde ġuśśaya düşer. Bir gün Monlā-yı mezbūrıñ öñüne gelüp, bir ķıŧ‛ayı diledi ki taķlįd ide. Ol vechle yazdı ki ķıŧ‛ayı ķarışdırdıķlarında Monlā yazdıġı ķıŧ‛ayı bilemeyüp, Monlā Mįr ‛Alį yazdıġı ķıŧ‛ayı ķaldırmaġla Monlā Mįr ‛Alį tebessüm idüp, bu ħaŧŧ ki ķaldırdun benüm ħaŧŧumdur didikde Mollā Sulŧan ‛Alį münfa‛il oldı.”674

Molla Şah Mahmud-ı Diğer, Acem şahlarıyla kıyaslanır ve hepsinden üstün tutulur: “Ve ‛Acem şāhlarına ve müşaħħaś olmuşdur ki kimesne andan a‛lā ħafį-i yegrek ü nāzik yazmamışdur.”675