• Sonuç bulunamadı

2. BÖLÜM: TEZKİRE ve HAT HAKKINDA BİLGİLER

3.4. HATTAT ve ÇEVRESİ

3.4.2. Hattatlar Arası Yakınlık ve Münasabetler

Hattatlar Arası Yakınlık ve Münasabetler bazı hattatlar için tezkirede zikir konusu olmuştur. Bu durumun açıklamaları ve metinlerdeki karşılıkları şöyledir:

3.4.2.1. Tezkiretü’l-Hattâtîn’de Hattatlar Arası Yakınlık ve Münasabetler

Abdullah bin Ömer zikrinde, Abdullah bin Ömer, Ebu Hureyre’nin hıfz ettiği hadis-i şerifleri yazmıştır. “Ve Ebū Hureyre rażıya’l-lāhu anha ĥażretlerinüñ cümle ĥıfž itdükleri eĥādįs-i şerįfeyi anlar yazarlardı.”676. Muaviye de bu ikisine hitaben yazmakla ilgili sözler söyler. “ Śāĥibü’l-ĥıfžı maġrūrun śāĥibü’l-ķāydı mesrūrun.677678

Abdullah es-Sayrafî, Mübarekşah-ı Kutub, Abdullah Aşpaz, Yahya Sufî, Ahmed Sühreverdî, Şeyh Ahmed Tayyib Şah Yakut-ı Mustasımî’nin talebeleridir. Bunlar Yakut-ı

673 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 6b. 674 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 7a. 675 Bkz. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn, v. 9a. 676 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 8a.

677 “ Ezberleyen aldanmış, yazarak kaydeden de sevinmiştir.” Muaviye. 678 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 8a.

Mustasımî arasında üstad-talebe ilişkisi mevcuttur: “Yāķūt-ı Musta‛śımī aķlām-ı sitteyi altı nefer kimesneye ta‛lįm itmişdür.”679

Abdullah Aşpaz, Mustasımî’nin aşçısıdır: “Musta‛śımī merĥūmuñ ŧa‛āmını ŧabħ itdügiçün aña Aşpāz denilmişdür.”680

Hayreddin el-Maraşî ve Şeyh Hamdullah arasında usta-çırak münasebeti bulunur. Şeyh, meşk derslerini ondan alır. “İbtidā-i sülūk u žuhūrlarında Ħayre’d-dįn el- Mar‛āşį “nevvera’l-lāhu mażca‛ahu”681’dan meşķ idüp...”682

Celalzâde Muhiddin el-Amâsî, Cemaleddin el-Amâsî ve Abdullah el-Amâsî; Şeyh Hamdullah ile yakın akraba ve hemşehridir: “Muĥį’d-dįn ve ķarındaşı Cemāle’d-dįn ve ‛Abdu’l-lāh el-Amāsį-bu ricāl-i ŝelāŝe- Şeyħ merĥūmla hem-şehr ü hem-diyār oldıķlarından mā‛adā ķarābet-i ķarįbeleri daħi vardur.”683

Bir rivayete göre Mustafa Dede küçük yaşta yetim kalmış ve Abdullah Amâsî onun terbiyesi ile meşgul olmuştur: “Ba‛żılar daħi dirler ki Muśŧafā Dede merĥūm sinn-i śıġarda iken yetįm olmışlar. ‛Abdu’l-lāh el-Amāsį anlaruñ terbiyetleri ile muķayyed olmışlar.”684

Şeyh Hamdullah ile öğrencileri ve onun vadisinde hat sanatıyla ilgilenenler; “Şeyħ merĥūmuñ vādįsinüñ erbābı ve aśĥābı źikri”685 kısmında sıralanmıştır.

Hasan Çelebi, Karahisarî Ahmed Efendi’nin kölesidir: “Kendü memlūki ve tilmįź-i ħāśśı çerākesü’l-aśl olan Ĥasan Çelebi...”686. Karahisarî Ahmed Efendi, Cemaleddin Yakut’un halifelerinden biridir: “Merĥūm meźbūr Mevlānā Cemāle’d-dįn Efendi ħażretlerinüñ ħulefālarından idiler.”687

Şerbetizâde İbrahim Efendi ve Karahisarî Ahmed Efendi bir müddet rakip olup birbirleriyle münakaşaya girmişler. Şerbetizâde İstanbul’a geldikten sonra sohbet eder olmuşlardır. “Ve bir zamān birbirinüñ mu‛ārıżı olup, ‛alā ŧarįķü’l-mu‛āraża mürāsele vü

679 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 10b. 680 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 11a. 681 “ Allah yattığı yeri nurlandırsın!” 682 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 12a. 683 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 16b. 684 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 17b. 685 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 19a. 686 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 19a. 687 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 19b.

mücādele ve fį’l-ħaŧŧ vuķū‛undan śoñra merĥūm-ı meźkūr Şerbetį-zāde İstanbul’a gelüp, Ķaraĥiśārį merĥūm ile kendü beyninde ‛ažįm muśāfāt vāķı‛ olmışdır.”688

Bu iki hattat arasındaki münakaşa şiirlerine de yansır:

“Bu beyti Ķaraĥiśārį el-merĥūm istimā‛ idüp, ‛alā ŧarįķü’l-mu‛āraża bu beyti irsāl itmişdür.

“Kāmilį bāyed ki der yābed uśul-i ħaŧŧ-rā Verne her nāķıś nedāned şįve-i Yāķūt çįst689

Śoñra yine beynlerinde mu‛āraża vāķı‛ olup, bu nažmı irsāl itmişdür. “Dįde-i inśāf çū bįnā būd

Der şümürd gerçi ki mįnā būd Çeşm-i hüner ü rubūd ez ‛aybbāk Bį-hüner er ‛ayb koned zū çe pāk Ustura her çend zebān-i tįz yāft Mū serd mū tevāned şikāft”690

Bu nažmı irsālden śoñra beynlerinde muśāfāt-ı tāmma vāķı‛ olmaġla “Hażman li- nefsihi”691 bu nazmı irsāl itmişdür.

Ey ĥüsn-i ħaŧŧla felege baş yetişdiren Bil kim vücūdum ayaguñ altında ħākdur Ger irişirse saña bu tāze ħuŧūŧumuz

688 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 20b.

689 “ Bir kamilin hat kurallarını/usulünü anlaması gerekir. Aksi takdirde her nakıs Yakut üslubunun ne olduğunu

anlamaz.”

690 “ İnsaf gözü görünce her ne olursa olsun onu varlık sayar. Sanat korkuyu ortadan kaldırdı. Hünersiz ayıp

ararsa ondan korkmaya ne gerek var. Usturanın ucu ne kadar keskin olursa olsun kılı tıraş eder, kesemez.”

Anlara dil uzatma śaķın zehir-nākdur Her ĥarf başķa başķa baĥrdür deñiz gibi Kim saŧr-ı mevc ü nuķta aña dürr-i pākdur

Bu nažmı anlaruñ muĥaķķaķ besmeleleri ĥaķķında dimişlerdür. “Ķāmet-i įn besmele der bāġ-ı ħaŧŧ

Serv-i şod toħım nümūd ez nuķaŧ ‛Asker-i manśūr şod įn ħarfhā Her elįfeş yek ‛alemį minnethā692693

Muhammed Rıza ve Nuri Çelebi birbirleriyle rekabet içindedir: “Ve anuñ daħi mu‛āśır u mu‛ārıżı bu diyār-ı dār-ı salŧanatda Ŧob-ħāneli Nūrį Çelebį…”694

Mir Ali’nin halefleri: Sultan Ali Meşhedî, Mahmud bin İshak eş-Şahabî, Mir İmad, Tophaneli Nuri Çelebi, Muhammed Rıza Tebrizî, Şah Mahmud Nişaburî, Mir Abdullahü’l- Hassenü’l-Buharî, Derviş Abdi. “Meźkūrlar daħi Mįr merĥūmuñ ħalefleri olduķları bu tārįhinden ma‛lūm olur.”695

Şah İsmail hükümdarlığının yanı sıra bir hattattır. Yavuz Sultan Selim ile yaptığı Çaldıran savaşında, Şah Mahmud Nişaburî ve Bihzad’ı kaçma ihtimallerine karşı kuyu gibi bir mağaranın içine saklar: “Şāh İsma‛įl ile Çaldıran śaĥrāsında muśāfāt itdükleri ĥįnde yed-i mü’eyyed-i şāhįye giriftār olmasunlar deyü Şāh Maĥmūd’ı ve Bihzād’ı bevdį bir gār içinde nihān itmişdi. Ol zamān ki münhezim olup geldi. Cümleden evvel meźbūrları tecessüs ķılmışdı. Zįrā bunlar Sünnįler idi. Bunlaruñ firār itmelerinden daħi emįn degül idi.”696

692 “ Bu besmelenin boyu hat bahçesinde servi oldu. Noktaları servinin kozalakları gibi göründü. Bu harfler zafer

kazanmış askeri, her elif göğe yükselen bir bayrağı andırıyor.”

693 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 20b, 21a. 694 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 24a. 695 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 24a. 696 Bkz. Tezkiretü’l-Hattatin, v. 24b.

3.4.2.2. Muhtasar Tezkire-i Hattâtîn’de Hattatlar Arası Yakınlık ve Münasabetler

Mirza İbrahim; Timur ve Uluğ Bey Mirza ile yol arkadaşlığı yapar: “Ĥıtāy seferinde Emir Timūr vefāt itdigin oġulların ve oġlı oġullarından Şāhruħ Mįrzā oġlı Uluġ Bey Mįrżā ve İbrāhįm’den ġayrı hem-rāh bulmamışdur.”697

Sultan Muhammed İbrişimî, sürekli birlikte olmaları hasebiyle Mevlânâ Ali’nin yazdığı kıtaları satışa çıkarır: “Bir ān Mevlānā ‛Alį’den cüdā degil idi. Monlā yazdıġı ķıŧ‛ayı ol fürūħt iderdi.”698

Hoca Mahmud Siyavuşanî’nin kâtipler arasında yakını, arkadaşı yoktur: “Beyne’l- küttāb ķarįnesi yoķdur.”699

Molla Şah Mahmud-ı Diğer, Molla Abdi’nin kız kardeşinin oğludur: “Mollā ‛Abdį’nüñ hemşįre-zādesidür.”700

Molla Rüstem Ali ise Bihzad’ın kız kardeşinin oğludur: “Mollā Rüstem ‛Alį hemşįre- zāde-i Bihzād’dur.”701