• Sonuç bulunamadı

Tanrı’nın Değişen (Somut Yönü) ve Değişmeyen (Soyut Yönü)

2. HARTSHORNE’UN DİN FELSEFESİNDEKİ BAZI TEMEL KAVRAMLAR

1.2 TANRI’NIN MAHİYETİ

1.2.1. Tanrı’nın Değişen (Somut Yönü) ve Değişmeyen (Soyut Yönü)

Tanrı’nın değişimiyle ilgili düşünceler yeni değildir. Bu değişimin ayak izlerini Herakleitos gibi bazı İlkçağ filozoflarında bulmak mümkündür. İlk bakışta Tanrı’nın değişmesi fikri aklımızda bir anlam kargaşası yaratıyor gibi gözükmektedir. Aslında değişen, insanların Tanrı’yı ifade ediş biçimleridir. Hartshorne da Tanrı’yı somut ve soyut kutuplarla ifade etmeye çalışmıştır. Kutup

158 Charles Hartshorne, “Synthesis as Polyadic Inclusion: A Reply to Sessions” Southern Journal of Philosophy, Volume 14, Issue 2, 1976, s. 245-55

159 NTOT, s. 8 160 OOTM, s. 31

161 George L. Goodwin, The Ontological Argument of Charles Hartshorne, Scholar Press, Missoula: Montana, 1978, s. 55

kavramı, içeisinde korelasyon ve bağlantısallığı da barındırır. Bir mıknatısın sadece bir kutbu olamaz; kuzey bir güney tarafından dengelenmelidir, bir sevgili sevgiliyi gerektirir; bir sonucun bir nedeni olmalıdır. 163 Hartshorne bu kuralı Tanrı kavramına uygular. Hartshorne’na göre değişimin kendisi olumsuz algılanmamalı, “değişim yıkım olarak analiz edilmemeli” dir.164 Soyut kutup, Tanrı’nın içinde, Tanrı’nın öz kimliği gibi asla değişmeyen unsurları ifade ederken, somut kutup, dünyanın kendisi gelişip değiştikçe Tanrı’nın dünya hakkındaki mükemmel bilgisindeki organik büyümeyi ifade eder.165 Aslında soyut yönüyle Tanrı klasik teizmin Tanrı’ya uyguladığı/atfettiği bazı sıfatlara sahiptir; mutlak, sonsuz, ebedi, ezeli, değişmeyen/hareket etmeyen (immutable) vb. Soyut kutup, olası veya gerçek dünya göz önüne alındığında, Tanrı’nın karakterinde sabit olan kutuptur. Somut kutup ise Tanrı’nın dünyada olan herhangi bir şeyi deneyimleme durumunu temsil eder.166 Alfred North Whitehead (1861-1947) Tanrı’nın mahiyeti/doğasındaki dipolar ayrımı asli (primordial) ve oluşan (consequent) olarak tanımlarken, Hartshorne soyut (abstract) ve somut (concrete) olarak tanımlamıştır.167 Her iki düşünür de Tanrı’nın mahiyetini tanımlarken O’nun doğasını ayırarak ifade etme gereksinimi duymuşlardır. Bu ayrımdaki oluşan (consequent) ve somut (concrete) yönler etkiye, etkileşime, değişime açık yönlerdir. Aslında Tanrısal, bütün yönleriyle yüce olduğu düşünülen bir varlığın mahiyetinin tanımlanmasında böyle bir ayrıma gidilmesine ihtiyaç duymak o varlığın ulviyetini zedelemektedir. Kanaatimizce Hartshorne klasik Hristiyan teizminin Tanrı’yı aşırı mutlaklaştırmasından kaynaklanan yanlış algılamalara yönelik olarak -daha kapsayıcı ve ılımlı olduğunu düşündüğü- böyle yeni bir ayrıma gitmiş olabilir.

Evren ve içerisindekiler sürekli değişmektedir. Başka bir deyişle, evrenin değişmeyen tarafı sürekli değiştiği taraftır. İnsanlık tarihinde güneş, ateş, evrendeki varolan değişebilen nesnelere tapanlar olmuştur. Bunlar içerisinde sorgulayıcı davrananlar ise baki olanı, değişmeyen ve yok olmayanı aramaya koyulmuşlardır.

163 David A. Pailin, Groundwork of Philosophy of Religion, Epworth Press, London, 1986, s. 148 164 DR, s. 84

165 Charles Hartshorne maddesi, https://en.wikipedia.org/wiki/Charles_Hartshorne, (Erişim Tarihi:01/06/2018) 166 Norman L. Geisles, William D. Watkins, “Process Theology: A Survey and An Appraisal” Themelios, Volume 5, Issue 1, September, 1986, s. 17

167Alan Richardson, John Bowden (Ed.), The Westminster Dictionary of Christian Theology, The Westminster Press, Philadelphia, s. 467-468

Tanrı’nın kalıcılığına inanan insanlar değişim olgusunun onunla birlikte anılmasının bir zayıflık göstergesi olduğunu düşünmüşlerdir.

Hartshorne’un Tanrı anlayışında, Tanrı’nın somut kutbunda bu değişim daimidir. Tanrı’nın somut/değişen kutbu bazı problemleri beraberinde getirir. Tanrı’nın dünü ve bugünü arasındaki değişimin yönü ve derecesindeki belirsizlik bunlardan bir tanesidir. Tanrı ibadet ve dualara o anki değişim moduna göre mi karşılık vermektedir? Ya da bu değişime karşılık verebilecek yetkinlikte midir? Gelecekteki olayların ayrıntılarını henüz o olaylar meydana gelmeden ya da gerçekleşmeden bilemeyen neo-klasik teizmin Tanrı’sı kendisindeki değişikliğin ne derecede seyredeceğini önceden bilebilmekte midir? Hartshorne Tanrı’daki değişimle (somut kutup) yaratıkların eylem ve hisleri anlık dönütlerle ve sempatik katılımla cevap verebilmeyi de ifade etmek istemiştir. Bu ifadeyle Tanrı’daki değişim olgusunun doğurduğu sorun bir nebze aşılmak iştenmiştir.

Onun tarafından evrendeki canlıların duygularına sempatik katılım izahatı klasik Hristiyan teizminin yaratıklarına karşı duygusuz ve duyarsız, onlara ontolojik olarak mesafeli bir Tanrı anlayışına karşı çıkmak için yapılmıştır. Tanrı’nın doğasını/mahiyetini tanımlarken klasik Hristiyan teizmi mükemmelliği tipik bir şekilde değişmeme olarak tanımlamıştır. Dahası Tanrı’daki değişme fikri klasik Hristiyan teistine göre dinden çıkma sebebidir. Aynı zamanda Tanrı’daki değişme fikri tanrısal realitenin enfeksiyon kapmasına neden olan metafiziksel bir virüstür.168Aslına bakılırsa klasik Hristiyan teizmindeki “oğul” Tanrı’daki değişen ve etkileşime konu olan yöne karşılık gelmektedir denebilir. Bu yönüyle klasik Hristiyan teistleri arasında da Tanrı’daki değişimi savunanlar bulunmaktadır. Hartshorne’nun uluhiyet anlayışındaki değişim düşüncesi bu açıdan yeni değildir. Klasik anlayışta Tanrı’nın mükemmelliği “basit”tir. Tanrısal basitlik düşüncesinde Tanrı’nın varlığından mahiyeti, zatından ise sıfatları ayrılmaz.169 Tanrı’nın değişen yönü zatıyla ilgili değildir.170 Hiçbir şey onda değişmez bu değişmezlik

Tanrı-âlem-168 Bruce G. Epperly, Process Theology: A Guide For The Perplexed, T&T Clark, India, 2011, s.13

169 Mehmet Sait Reçber, “Plotinus: Tanrı’nın Birliği ve Basitliği Üzerine”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 51: 1, Ankara, 2010, s. 59

170Kevser Çelik, Süreç Din felsefesinde Din-Bilim İlişkisi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2006, s. 32

insan arasındaki ilişkiye de yansır. O, Tanrı’nın değişimini O’nun âleme olan katılımını daha da somutlaştırmak için ortaya koymuştur.

Hartshorne’cu anlayışta değişebilirliğin içinde bir değişmezlik, değişmezliğin içinde de bir değişebilirlik bulunur. Tanrı’nın her bir özelliği/vasfı için bu söylemi tek tek ele almamız gerekir. Tanrı’nın mutlaklığı, ebediliği, zorunluluğu, bağımsızlığı soyut (değişmeyen) yönüyle ilgilidir. Elbette Tanrı yalın bir soyutlamadan daha fazlasıdır.171 Hartshorne’na göre somutluk ve soyutluk, soyut kavramlar olarak her biri kendi anlamı için bir diğerini, birbirini tamamlamak üzere gerekli kılar.172 Onun neo-klasik uluhiyet anlayışında Tanrı’nın somut ve soyut yönü birlikte ele alındığında bir bütünlük arz etmektedir.

Neo-klasik teizme göre bütün somut realite hatta Tanrı geniş bir kapsamda zamansaldır.173 Bu demek oluyor ki; Tanrı zamanda ise/zamanın içinde ise değişime maruz kalır. Bu bağlamda Hartshorne’un Tanrı’sının soyut yönü zamanın dışındadır. Soyut yön Tanrı’nın mutlak özelliklerine atıfta bulunur. Tanrı’nın somut kutbu olarak belirtildiği üzere Hartshorne’un metafiziğinde değişme ve gelişme evrensel özelliklerdir.174 Ahlakı ya da değerleri Tanrı’nın hangi yönü içerir? Sorusuna neo-klasik teizmde değerlerin kaynağı olarak Tanrı’nın soyut (değişmeyen) yönü gösterilebilir.175 Tanrı’nın somut doğası evrendeki yaşama katılımcıdır ve ondan etkilenir. Tanrı’nın somut süreçleri doğa ve insanlık aracılığıyla hareket eder. Bu süreçler doğa ve orada olup biten eylemlerle ilgilidir. Sonuç olarak, Tanrı’nın etkilendiği, değiştiği ve olaylar geliştikçe kazanımlar elde ettiği fikri güçlü bir Tanrı imajıyla bağdaşmıyor gözükmektedir. Çünkü devamlı bir şeyler değiştikçe gelişen, kendisine bir şeyler ekleyebilen bir Tanrı’nın eksik olduğu ya da daha tamamlanmamış taraflarının olduğu hatıra gelmektedir. Hartshorne Tanrı’nın mahiyetini tanımlarken hangi kutupları ön plana çıkarmaya çalışmıştır? Tanrı’nın çift kutuplu olması O’nun birliğine zarar verir mi? Hartshorne’da zıtlıkların birlikteliği ne anlama gelmektedir?

171 NTOT, s. 128 172 CSPM, s. 99 173 NTOT, s. 126

174 Sia Santiago, Religion Reason and God, Peter Lang GmbH, Frankfurt, 2004, s. 23

175 Kasım Mominov, Süreç Felsefesinde Ahlak, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2007, s. 8