• Sonuç bulunamadı

2. Mecmua’da Yeni Harflerle Yayımlanan Tarih ile İlgili Makaleler

2.8. Tahtacılar Dinî ve Sırrî Hayat 2 (Ayini Cem’e Methal)

Y.Ziya [YÖRÜKAN] ,sy. 17

Tahtacılar’da Dinî ve Sırrî Hayat 2 Ayini Cem’e Methal

Konu

Önceki sayıda Tahtacılar’ın dini hayatlarına giriş yapılmış olmasına rağmen, Alevîliğin gerekliliklerinden biri olan “cem ayini” hakkında bilgi verilmemiştir. İşte bu sayıda, Alevîler’de mevcut üç topluluktan bahsedilmiş, Sohbet ve Dernek üzerinde durulmuştur.

Alevî oldukları halde kendilerini Alevîler’den ayrı tutan bu zümrenin dinî hayatları ile ilgili olarak inanç ve ibadet sistemlerini ayırmak mümkün görünmemektedir. Çünkü bunlarda âdet ve ibadetler ile inançlar birbirine girmiş halde bulunmaktadır.

Cem ayinine ayrı bir başlık açılmasının nedeni; her Alevî için olmazsa olmaz oluşu ve bunu bilmeyen, ceme girmeyenlerin, tembel ve cahil addedilmesidir.

Alevîler’in mevcut üç topluluğundan biri olan “Sohbet”e bazı yerlerde “Muhabbet” de denir. Cuma ve pazartesi geceleri ya da bazı yörelerde çarşamba ve pazar geceleri yapılır. Son zamanlarda azaldığı görülürse de, nikâh, davet, dedenin ziyareti gibi durumlarda yine yapılmaktadır. Sohbetlerin düzeni, duruma göre kurulur. Genellikle buralarda saz çalmak, Düvazde İmam okumak, birkaç nefes söyledikten sonra insana nefis muhasebesi yapması için tövbe duaları okumak sohbetin gerekliliklerindendir. Balâ kazasında tanık olduğu belirtilen Sohbet’te önce kurban kesilmiş, kadınların bir kısmı ev sahibine yardım ederek saç böreği yapmış, bir kısmı odada oturmuşlardır. Erkekler de kurbanı saçta pişirmişlerdir. Zakir başı Ali Çavuş bağlamayı eline alarak Düvazde İmam’ı söylemiş, sonrasında Çorumlu Âşık Sadık’ın deyişini söylemiştir. Sonra Âşık Arif’in deyişlerini okumuştur. Bundan sonra dışardan davet edilen kişiler, uzun süren bir nefes okumuşlardır. Zikir’in devamında bazı kimseler, semaha kalkmışlar ve saz oyun havasına dönerek tekrar çalmaya başlamıştır. Bu suretle deyişler devam etmiştir. Semaha kalkanlar bunu iyi

bilen kimseler olup, ellerini belden aşağı ve omuzdan yukarı indirip kaldırmakta ve bazen göğüslerine doğru hafif hareketler yapmaktadırlar. Ayaklar iki adım sol tarftan geri, üç adım sağa doğru ileri gitmektedir, oyunda bel kırmak, diz kesmek yoktur. Başları öne doğru olup, dini bir teslim oluş ile gözleri yere bakmaktadır. Semah oyununun sonlarına doğru el ve ayak hareketleri ile birlikte sazın darbeleri de artmaktadır. Sonrasında yemek gelmiş ve sohbetin sebebi olan evli bir gencin nikâhlı bir kadını kaçırması meselesi gündeme gelmiştir. Sohbet tabii şekilde devam ettiği takdirde oyunlardan sonra tekrar nefesler söylenir ve sakiler “üçleme”ye başlarlar. Dolunun üleştirmesinde birleme ve üçleme içilen rakının miktarını bazı yerlerde bu esnada "Faziletnamei cenabı sahi vilayet” den ve "Kumru”dan parçalar okunmakta, Abdallarda “Türabi divanı”, Tahtacılar’da “Sakiname” ve “Nutuklar” okunmaktadır. Sonrasında yine deyişler okunur. Sohbet devam edecek olursa, oyuncular semaha kaldırılır. Kadınlar da bu suretle semaha kaldırılır. Bundan sonra ruhlar doyuma ulaşır ve dede ortak bir dua (Gülbank) ile dirlik ve bereket duası okur. Bazı yerlerde on iki imamasalavat okunur, bazılarında da Kur’an’dan sureler okunur. Sohbet sona erdilir. Bu tür sohbetlerde kurban genellikle bulunmaz. Semah oyunu erkekli ve kadınlı olarak yapıldığında “Çiftler semahı” adını alır. Bundan daha üstün olanı, “Erenler semahı”dır ve buna “Yeldirme” de denilir.

Ayine yabancı biri dahil olduğunda durumu hissettirmemek için, genel türkülerden birkaç tane söyledikten sonra nefeslere, semaha başlarlar. Bazen kişilerin Alevî olup olmadıklarını anlamak için yanlarında birkaç nefes söyleyerek onların buna iştirak etmesini beklerler. Tahtacılar ’da sohbetler rakısız olmaz ve herkes kendi rakısını yanında getirir. Kadınların sohbetleri, rüya gördüklerinde ya da çamaşır yıkamak üzere bir araya geldiklerinde olur.

Düvazde imam

Her sabah her sabah ötüşür kuşlar, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Bülbüller gül için figana başlar , Allah bir Muhammet Ali diyerek. Arıyız uçarız kudret balına,

Kudretinden kısmetimiz buluna! Veysel Karan gitti yemen yoluna, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Düldül, Kanber Fatıme durdu duaye, İsa Kahreyledi ağdı hayâya,

Şehriban soyundu bindi deveye, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Mümin olan ince elekten elenir, Sofu olan hak yoluna dolanır, Şah Hüseyin al kanlara bulanır, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Biz çekelim imamların yasını, İşitelim gerçeklerin sesini, İmam Hasan işti âgu tasını, Allah bir Muhammed Ali diyerek. İmam Zeynel paralandı bulundu, İmamı Bakır’a secde kılındı, İmamı Cafere erkân verildi, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Gönül kuşu bulamadı yuvasını, Sırrımızdan gitmez şahın havasın, Kâzım, Musa, Ali Rıza duasın, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Taki île nam bir oldu gitti,

Mehdi mağaraya sır oldu gitti, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Dört kitap indi,

Dördüne düştü.

Kur’an Muhammed’in verdine düştü, “Kul Himmet”Ali’nin derdine düştü, Allah bir Muhammed Ali diyerek. Çorumlu Âşık Sadık’ın deyişleri:

Ya medet of Gönül gördü göz görmedi cananı Bilmem kime arz edeyim halimi.

Zelhayı gençlendirip Yusuf’u sanî Şerh etti sineme mirat dilimi... hey hey... Çorumlu Âşık Arif’in deyişi:

Ya medet of Aşkın deryasına gönlümü doldur. Bir olu çay yoldur kabım doldur…

Hey hey

Şu üç nefes okunduktan sonra dışarıdan davet edilen üç kişi gelir. Birinin elinde keman bulunmaktadır. Ali Çavuş bağlama ile şu nefesleri okur, keman onu takip etmektedir:

Nefes

Gel sana beyan edeyim dinle cevap, Vechine derler ümmül kitap. Dört muhtelif nesneden halk etti hak Hâk, ateş, bat zahirdirki ap.