• Sonuç bulunamadı

Habacı, ÇalıĢkan, Dilbaz ve Küpeli (2014), “Ġlköğretim 1- 2. Sınıf Öğretmenlerinin 4+4+4 Eğitim Sistemine Yönelik GörüĢleri” adlı bildirilerinde, Balıkesir ve Çanakkale illerinde altı ilkokulda görev yapan 1.-2. sınıf öğretmenlerinden yarı yapılandırılmıĢ görüĢme formu kullanarak elde ettikleri verileri sunmuĢlardır. Bildiride; 12 yıllık eğitimi teĢvik ettiği için yararlı olduğunu ancak öğrencilerin yaĢlarının küçük olmasından dolayı sıkıntılar yaĢandığını açıklamıĢlardır. Öğrencilerin ilgi ve becerilerine göre esnek eğitim hedeflenirken, öğrenciler arasında ciddi farklılıkların belirdiğini vurgulamıĢlardır. Ayrıca 60 aylık öğrencilerin sürekli oyun oynayamadığından, 72 aylıkların ise sürekli tekrardan dolayı sıkılmaları 60-72 ay arasındaki uyum sorununu belirginleĢtirdiğini açıklamıĢlardır. Bununla birlikte 60 aylık öğrencilerin 72 aylıkların yanında okuma- yazma öğrenme, okul kurallarına uyma, okulu benimseme ve sevme konusunda sıkıntılar yaĢadıklarını belirtmiĢlerdir. Bunlara ek olaraktan küçük yaĢ grubunun dikkatlerinin çabuk dağıldığını, yorulduğunu ve temizlik yapmakta zorlandıklarını belirtmiĢlerdir. Okullar açısından ise, fiziki yapılarının yeterli olmadığını, oyun, resim ve müzik odalarının olmadığı için sürekli sınıf ortamında olmalarından dolayı öğrencilerin mutsuz olduğunu vurgulamıĢlardır. Sistemin bir baĢka eksikliği olarak, öğretmenlerin yeterli hizmet içi eğitim almadığını ve danıĢabilecekleri bir yer olmamasını vurgulamıĢlardır.

Kırmızı Susar, Kıran ve Yurdakul (2014), “4+4+4 Eğitim Modeli DeğiĢikliğinin 60-66 Çocuklar Üzerinde Etkisine ĠliĢkin Sınıf Öğretmenlerinin GörüĢ ve DüĢünceleri (Denizli Örneklemi)” araĢtırmalarında nitel araĢtırma desenlerinden olan durum desenini

45

kullanmıĢlardır. Denizli merkez ilçe ve ilçelerindeki beĢ bölgeden üçer ilkokul, ilçe merkezlerinden ve köylerinden birer ilkokul toplamda 51 ilkokul 158 birinci sınıf öğretmeni ile açık uçlu sorularla araĢtırmalarını yaptıklarını belirtmiĢlerdir. Sonuç olarak katılımcı öğretmenler 60- 66 aylık öğrencilerin, kemik ve kas geliĢimlerinin yeterli olmadığından veya okul öncesi eğitim almadıklarından baĢarısız olduklarını belirtmiĢlerdir. Ġlk okuma ve yazma sürecinde problem yaĢadıklarını ve 12 haftalık uyum ve hazırlık çalıĢmalarına rağmen öğrencilerde istenen sonuca ulaĢamadıklarını açıklamıĢlardır. Okuldaki fiziksel donanımların 60-66 aylık öğrenciler için yetersiz olduğunu vurgulamıĢlardır. Sınıf mevcutlarının yüksek olmasının yanında sıraların, masaların ve tahtaların öğrencilerin fiziksel özelliklerine uygun olmadığını da belirtmiĢlerdir. Oyun alanlarının ve sınıfların 60-66 aylık öğrencilere uygun hale getirilmesi gerektiğini açıklamıĢlardır. Ġlk okuma ve yazma için yeterli materyal bulunsa da 60-66 aylık öğrenciler için uygun olmadığını belirtmiĢlerdir. AraĢtırmacılar merkezde görev yapan öğretmenlerin ilçe merkezinde görev yapanlara göre araç- gereç problemine daha ılımlı yaklaĢtıkları ve yeterli araç gereç temin ettiklerini belirtmiĢlerdir. AraĢtırmacılara göre; yeni eğitim sistemi pilot uygulama yapılmadan uygulanmasının sonucunda özellikle de yaĢın düĢürülmesinden dolayı uygulama sırasında olumsuzluklar ortaya çıkmıĢtır. Ayrıca büyük ve küçük çocukların aynı sınıfta eğitim görmesinden dolayı sınıflarda seviye farkının oluĢtuğunu belirtmiĢlerdir. Okul öncesi eğitimi alıp yaĢı büyük olan öğrencilerin 12 haftalık uyum haftasından sıkılırken, okul öncesi eğitim almamıĢ öğrencilerin okuma-yazma uygulamalarında baĢarısız olduklarını veya zorlandıklarını belirtmiĢlerdir. Öneri olarak araĢtırmacılar, uygulanacak olan yeni modelin ya da sistemin öğretmenlere sorulmasını, öğrencilerin fiziksel ve biliĢsel özelliklerine dikkat edilmesini sunmuĢlardır. Ayrıca uygulamaya baĢlanmadan önce okulların fiziki koĢullarının da uygun hale getirilmesi önerilmiĢtir.

Arı (2014), “Ġlkokula Birinci Sınıfa BaĢlama YaĢına ĠliĢkin Öğretmen GörüĢleri” adlı araĢtırmasında tek durum yaklaĢımı kullanarak nitel bir araĢtırma yapmıĢtır. AraĢtırmacı, EskiĢehir il merkezinde 15 ilkokulda görev yapan öğretmenlerden 50 sınıf öğretmeni ile görüĢme tekniği kullanarak veri toplamıĢ ve betimsel analiz yöntemiyle yorumlamıĢtır. AraĢtırmasında birinci sınıfa erken baĢlama uygulamasının öğretmenlere etkisini, öğretmenlerin programı uygulama sürecinde neler yaĢadıklarını araĢtırmıĢtır. Ayrıca birinci sınıf öğrencilerin fiziksel, zihinsel ve duyuĢsal geliĢimleri ile onların okula uyumlarını incelemiĢtir. Bununla birlikte erken baĢlama uygulamasının veliler tarafından nasıl karĢılandığı ve erken baĢlama uygulaması için gereken öneriler konusunda öğretmenlerin

46

düĢünceleri de araĢtırılmıĢtır. Kesme, boyama, çizgi vb. çalıĢmalarının yapıldığı ilk üç ayı kapsayan oryantasyon programı ile ilgili bulgularda öğretmenlerin olumsuz görüĢ bildirdiği belirtilmiĢtir. Katılımcı öğretmenlerin çoğunluğu, anaokuluna giden ve 66 ay üzeri çocukların bu programdan sıkıldığını ve üç ayın uzun bir süre olduğu vurgulanmıĢtır. Ancak araĢtırmada 9 katılımcı hiç anasınıfına gitmeyen ya da küçük öğrenciler için programın yorucu ve zor olduğunu belirtirken; 7 katılımcı sınıflarında yaĢ ve hazır bulunuĢluk seviyeleri bakımından farklılıklar oluĢturduğu ve hatta bu yaĢ farkın 12 aydan fazla olduğundan aralarında birçok sıkıntıya yol açtığı açıklanmıĢtır. AraĢtırmada 4 katılımcı yaĢı küçük öğrencilerinin makas tutamadığı, tuvalet ihtiyacını gidermediği, sürekli yardım istediği ve okula uyum sağlayamadığı için sorun yaĢandıklarını belirtmiĢtir. AraĢtırmaya katılan 5 katılımcı öğretmen, programın içerik ve materyal bakımından eksik ve yetersiz olduğunu vurgularken, 4 katılımcı oryantasyon programının uygulanabilmesi için yeterli bilgi birikimine sahip olmadıklarını ve uygulamakta zorluk çektiklerini açıklamıĢlardır. 1 katılımcı öğretmen ise velilerin birinci sınıfta hemen okuma yazma öğrenileceğinin düĢündükleri araĢtırmacı tarafından açıklanmıĢtır. Bütün bu olumsuz görüĢlere ters olarak 4 katılımcının programı olumlu ve faydalı bulduğunu açıklanmıĢtır. AraĢtırmacı öğretmenlerin çoğunun hazır bulunuĢluk düzeyleri farklı olan öğrencilerin aynı gruplarda öğrenim görmeleri konusunda öğretim sürecini olumsuz etkilediği görüĢünde olduğunu belirtmiĢtir. Ancak iki öğretmen sınıfındaki yaĢ farkının belirgin olmadığı için sorun yaĢamadığını belirtmiĢtir. Bunlara ek olarak 42 öğretmen tarafından, hazır bulunuĢluk seviyelerinin yeterli olmadığı ve çalıĢmaları geç bitirdiklerinden dolayı öğrencilerde bıkkınlık, isteksizlik, kendilerine karĢı güvensizlik yaĢadıklarını, öğrencilerin derslerde sıkıldıkları açıklanmıĢtır. Öğrencilerin okula uyumları konusunda araĢtırmacı, 48 katılımcının farklı yaĢ gruplarının bir arada olmasının olumsuzluklara yol açtığını açıklamıĢtır. 29 katılımcı tuvalet sorununun en çok yaĢanan sorun olarak belirtmiĢtir. 27 katılımcı ise iletiĢim kurmada güçlükler yaĢadıklarını, küçüklerin oyuna katılamadığı ve sınıfta ezildiğini belirtmiĢtir. 19 katılımcı ise küçük yaĢ grubunun olgunlaĢma düzeylerindeki gerilikten dolayı oluĢan farklılıkların okula uyum konusunda zorluklara sebep olduğunu vurgulamıĢtır. 13 katılımcı ise öğrencilerin dikkat sürelerinin kısalığından, sabırlarının çabuk bittiğinden, sık sık tuvalete gitmek istediklerinden, oyun istediklerinden, derslerin süresinin uzun geldiğinden ve dinleme kurallarını uygulayamadıklarından dolayı sorun yaĢadıklarını belirtmiĢtir. Ayrıca küçük yaĢtaki öğrencilerin algılamada ve anlamada problem yaĢadığını belirten 5 katılımcının olduğu açıklanmıĢtır. Sınıfın ve okulun fiziki koĢullarıyla ilgili olarak araĢtırmaya katılan öğretmenlerden 31‟i sınıfın ve okulun fiziki koĢulların birinci sınıf öğrenciler için olumsuz etki olduğunu belirtmiĢtir. Katılımcılardan

47

13‟ü lavabo ve tuvaletlerin küçük yaĢ grubuna uygun olmadığını, 11‟i sıra, sandalye, masa, yazı tahtası ve panonun öğrencinin boyuna göre olmadığını, 4‟ü ise öğrencilerin merdiven inmede ve çıkmada sorun yaĢadıklarını belirtikleri ifade edilmiĢtir. Öğretmenlerin öğrencilerin duyuĢsal geliĢim düzeylerinin getirdiği gereksinimleri karĢılamasıyla ilgili araĢtırmacı, 25 katılımcının duyuĢsal düzeylerini karĢılamada yetersiz kaldığını, 4 katılımcının ellerinden geleni yapmaya çalıĢtıklarını, 5 katılımcının kendilerine küçük yaĢ grubu öğrencilerinin eğitimine yönelik seminer/eğitim verilmesi gerektiğini açıkladıklarını belirtmiĢtir. Birinci sınıf öğretim programının uygulanması süreciyle ilgili ise araĢtırmacı, katılımcılardan 44‟ünün birinci sınıf öğretim sürecinde bir takım sorunlar ve zorluklar yaĢadığını, 19‟unun farklı yaĢ gruplarının farklı hazır bulunuĢluk düzeyine sahip olduğundan programın uygulama sürecinde sorun yaĢadığı vurgulanmıĢtır. Ayrıca, 18 katılımcı üç aylık oryantasyon haftasına rağmen birinci sınıf programında değiĢiklik yapılmadığını, 9 katılımcı ders kitaplarının yetersiz olmasının yanında oryantasyon kitaplarının dikkatli hazırlanmadığını, 4 katılımcı ise öğrencilerin bitiĢik eğik yazıda yazarken zorlandığına ve zor okuduğunu belirtmiĢtir. Birinci sınıfa erken baĢlama uygulamasını velilerin nasıl karĢıladıklarıyla ilgili araĢtırmacı, 35 öğretmenin velilerin bu durumu olumsuz karĢıladığını, 14 öğretmen ise küçük yaĢ grubu velilerinin çocuklarının okula baĢlamakta zorlandığını açıklamıĢtır. 12 öğretmen velilerin çocuklarını birinci sınıfa baĢlattıklarından piĢman olup ya veli isteği ile okuldan aldıklarını; ya anasınıfına gönderdiklerini ya da göndermemek için rapor aldıklarını belirtmiĢtir. Bununla birlikte 9 öğretmen velilerin genel olarak kaygılar taĢıdıklarını, tedirgin olduklarını ve huzursuzluk yaĢadıklarını ifade ettiklerini belirtirken, 3 katılımcı öğretmen velilerin çocuklarını yalnız bırakmak istemediğini ve derslere birlikte girdiğini vurgulamıĢtır. 8 katılımcının çocukların evde ödev yada ders yapmakta zorlandığını ifade ettiğini belirtmiĢtir. Birinci sınıfa erken baĢlayan öğrencinin fiziksel ve zihinsel geliĢimini inceleyen araĢtırmacı, 46 katılımcının öğrencilerin bu durumdan olumsuz etkilediğini belirtirken, 21 katılımcı kas geliĢimi gerektiren etkinlikleri yapmakta öğrencilerin zorlandığını, 13 katılımcı küçük öğrencilerinde okula karĢı korku, güvensizlik, baĢarısız olma korkusu, güvensizlik ve umutsuzluk gibi duyuĢsal durumlarda sorunlar yaĢandığını ifade etmiĢtir. Bunlara ek olarak 5 katılımcı yaĢı küçük öğrencilerin geç algıladığını veya algıda problem yaĢadıklarını ve 4 katılımcı ise kendilerini ifade edemediklerini belirtmiĢtir. 3 katılımcı öğretmenin, küçük çocukların fiziksel ve zihinsel yönden daha geliĢmiĢ çocuklarla aynı kategoride değerlendirilme yapıldığı için bu çocukların hep bir adım geride olacağını sorun olarak açıklamıĢtır. Birinci sınıfa erken baĢlama uygulamasının öğrenciler üzerindeki etkileri veya yansımaları konusunda, 40 katılımcının bu durumun öğrenciler üzerinde olumsuz

48

etkileri olduğunu açıkladıklarını ifade etmiĢtir. 9 katılımcının bunun sadece birinci sınıfla sınırlandırmayıp; bütün eğitim hayatında sıkıntı yaĢayacağını belirttiğini, 18 tanesi öğrencilerin okuldan sıkıldığını ve mutsuz olduğunu, 6 katılımcı ise çocukların anneyi istediğini eve gitmek istediğini belirttiğini açıklamıĢtır. Birinci sınıfa erken baĢlama uygulamasının öğretmenleri nasıl etkilediği ile ilgili ise 42 katılımcı bu durumun kendilerini olumsuz etkilediğini belirtmiĢtir. 22 katılımcı öğretmen sınıflarında küçük öğrencilerin veya farklı seviyelerde öğrencilerin olmasıdan dolayı zorlandıklarını, 14 katılımcı eğitim öğretim süresince mutsuz olduğunu, 12 öğretmen çok yorulduklarını, 42 öğretmen psikolojik olarak olumsuz etkilendiklerini açıklamıĢtır. Bunlara ek olarak 7 katılımcı çok yıprandığını, 7 öğretmenin endiĢe, kaygı ve tedirginlik verici bir süreç yaĢadıklarını araĢtırmacıya belirtmiĢlerdir. Birinci sınıfa erken baĢlama uygulamasının daha etkili ve iĢlevsel olabilmesine yönelik olarak öğretmenlerden 34‟ü erken yaĢta okula baĢlama uygulamasından vazgeçilmesini, 5 katılımcı velilerin zorlanmamalarını, 14 öğretmen anasınıfının gerekliliğini, 9 öğretmen yaĢ gruplarına göre sınıflara ayrılmasını tavsiye ettiklerini belirtmiĢtir. Bunlara ek olarak 6 öğretmen programın hafifletilmesini, 5 katılımcı öğrenme ortamlarının yaĢlara göre düzenlenmesini ve 3 katılımcının ise öğretmenlere bu yaĢ grubu ile ilgili ciddi eğitim verilmesini tavsiye etmiĢtir. AraĢtırmacı, araĢtırmanın sonucunda sınıfların hazır bulunuĢluk düzeyine veya yaĢlara göre oluĢturulmasını tavsiye etmiĢtir. Ayrıca oryantasyon programının öğrencilerin okul öncesi eğitimi alma ve almama durumuna göre sınıflara ayrılmasını ve bu farklı öğrencilerin ayrıldığı sınıflarda hazır bulunuĢluklarına göre programın farklı uygulanmasını tavsiye etmiĢtir. Buna ek olarak programın gözden geçirilmesini ve ona göre materyallerin hazırlanmasını, öğretmenlerin kapsamlı hizmet içi eğitim almasını, velilerin bilgilendirilmesini ve okula baĢlayacak çocuklara okul olgunluk testinin uygulanmasını ve öğrencilerin süreç içerisinde gözlemlenmesini tavsiye etmiĢtir.

Aykaç, Kabaran, Atar ve Bilgin (2014), “Ġlkokul 1. Sınıf Öğrencilerinin 4+4+4 Uygulaması Sonucunda YaĢadıkları Sorunların Öğretmen GörüĢlerine Dayalı Olarak Değerlendirilmesi (Muğla Ġli Örneği)” adlı araĢtırmalarında 2012-2013 eğitim öğretim yılında Muğla merkezde görev yapan 102 ilkokul birinci sınıf öğretmeni ile öğretmenlerin cinsiyet, mesleki kıdem, mezun oldukları bölüm, çalıĢtıkları okulun yerleĢim yeri ve birleĢtirilmiĢ sınıfta görev yapmaları gibi değiĢkenler açısından inceleme yapmıĢlardır. Veri toplama aracı olarak kiĢisel bilgi formu ve 5‟li Likert tipinde “4+4+4 eğitim sisteminde 1. sınıflarda karĢılaĢılan sorunlara iliĢkin öğretmen görüĢleri anketi (2013)” anketini kullandıklarını belirtmiĢlerdir. AraĢtırmacı, öğretmenlerin 4+4+4 eğitim sisteminde birinci sınıflarda karĢılaĢtıkları sorunlara iliĢkin

49

görüĢlerde öğrencilerin uyum sorunları ile, hazır bulunuĢluk, dersler ve disiplinle ilgili problemler yaĢadıklarını açıklamıĢlardır. Okula 60 aylıkken baĢlayan çocukların uzun süre kapalı kalmaktan sıkıldıkları, okulu sevmede zorlandıklarını ve öğrenciler arasında iletiĢim problemleri yaĢandığı açıklanmıĢtır. Ayrıca yaĢı küçük olanların derslerde uzun süre dikkatlerini koruyamadığı, ince kas koordinasyonları gerektiren hareketlerde zorlandığını ve kağıt tutmada ve oturma Ģekillerini kavramakta güçlük çektiği vurgulanmıĢtır. Bunlara ek olarak öğretmenler küçük öğrencilere derslerde fazladan tekrar yapmak zorunda kaldıklarını ve bu nedenle derslerdeki hedeflere belirlenen süre içerisinde ulaĢılmadıkları açıklanmıĢtır. 60- 66 aylık öğrencilerin okul kazalarını arttırdığı, okul ve sınıf kurallarını kavrayamadıkları ile okul içi disiplin sorunlarında artıĢ olduğu açıklanmıĢtır. AraĢtırmacı, öğretmenlerin cinsiyeti değiĢkenine göre kadın öğretmenlerde anlamlı farklılıklar görüldüğü belirtilmiĢtir. Öğretmenlerin mesleki kıdeme, mezun oldukları bölüme, çalıĢtıkları yerleĢim yerine ve birleĢtirilmiĢ sınıf okutup okutmadıklarına göre istatistiksel alanda anlamlı farklılar olmadığını açıklanmıĢtır. Ancak anket puanına göre bakıldığında sınıf öğretmenliği bölümü mezunu olmayan ve birleĢtirilmiĢ sınıfta öğretmenlik yapanların sorunlar yaĢadığını belirtilmiĢtir. Sonuç olarak araĢtırmacı 4+4+4 uygulamasının öğretmenlerin görüĢlerinin olumsuz olduğunu vurgulamıĢlardır Sonuç olarak; ilkokula baĢlama yaĢının yada ayının yeniden düzenlenmesini, yeni öğretim programlarının düzenlenmesini ve ilk sınıflarda okula okul yaĢamı ile birlikte sınıf ortamına uyum sağlamayı etkinleĢtirmeyi önermiĢtir. Ayrıca okul döneminde kazanılacak davranıĢa göre kazanımların belirlenmesini, sınıf mevcutların 30‟dan fazla olmamasını ve programların esnek olmasını ve çocuk zihnini yormadan bedensel ve zihinsel kazanımları yaĢına uyacak Ģekilde etkinleĢtirilmesini önermektedir.

Cerit, Akgün, Yıldız ve Sosyal (2014); “Yeni Eğitim Sisteminin (4+4+4) Uygulanmasında YaĢanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri (Bolu Ġl Örneği)” adlı araĢtırmalarında 2012-2013 eğitim öğretim yılında Bolu ili Merkez ilçelerinde bulunan resmi ilkokullarda görev yapan yönetici ve öğretmenlere uygulanmakta olan sistemin baĢlangıcında yaĢanan sorunlar ve bu sorunlara iliĢkin çözüm önerilerini belirlemek ve sağladığı yararları belirlemek için araĢtırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmıĢ görüĢme formu ile görüĢ alınmıĢtır. AraĢtırmacılar araĢtırmalarında yeni eğitim sisteminin baĢlangıcında yaĢanan sorunları ile sistemin yararları hakkında okul yöneticileri ve öğretmen görüĢlerini ve onların bu konuların çözüm önerilerini incelemiĢlerdir. Okula baĢlama yaĢının küçültülmesini çalıĢmanın konuyla ilgili bölümüne göre araĢtırmacılar, araĢtırmaya katılan öğretmenler tarafından okula baĢlama yaĢından kaynaklanan sorun olarak belirtmiĢtir. Öğretmenler, öğrencilerin kalem tutmada;

50

dinlemede, okumada, yazmada, anlamada, dikkat eksikliğinde, verilen görevi yapamamada, fiziksel yetersizliklerde, kendisini ifade edememede, tuvalet ihtiyaçlarını karĢılayamamada, kazanımların uygulanmasında uyum sorunu yaĢadığını belirtmiĢlerdir. Eğitim öğretim sürecinde karĢılaĢılan sorunlarından baĢındaysa müfredat sorunu geldiğini açıklamıĢlardır. Öğretmenler, uyum sürecinden sonra ders kitaplarına geçildiğinde bu kitaplardaki kazanımların yetiĢtirilip yetiĢtirilmeyeceği konusunda korku yaĢandıklarını, uyum programının uzun olması nedeniyle okuma ve yazmaya geç geçildiğini, sınıflarda farklı yaĢ gruplarının olduğundan bu farklı yaĢ gruplarını birlikte götürmeye çalıĢtıklarını ve ders materyallerinin eksik gelmesini sorun olarak belirtmiĢlerdir. Ayrıca öğretmenler birinci sınıfa uyum konusunda zorluklar yaĢanmadığını, 3 ay oyunun uzun bir süreç olduğunu, matematik dersinin 66-70 ay grubu için soyut olmasını nedeniyle zorluk çekilmediğini, ders kitaplarının içerik bakımından yetersiz olduğunu ve ikinci dönemde birinci dönemi pekiĢtirilecek zamanın kalmadığını sorun olarak açıklamıĢlardır. Ayrıca birinci sınıf öğretmenleri, erken yaĢ grubuyla deneyimleri olmadığından ve pedagojik açıdan bu yaĢ grubuna rehberlik edemediklerinden konusunda sıkıntı yaĢadıklarını vurgulamıĢlardır. Bununla birlikte öğretmenler araĢtırmacılara sistem ve yapı bakımdan, ilkokul ve ortaokulların sadece isim üzerinden ayrıldığını, okul dönüĢümlerindeki bilgi kirliliğini, öğretmenlerin fikrinin alınmadan geçiĢ yapıldığı için yenilikleri kabullenemediklerini ve aĢamalı geçiĢ yapılmasını sorun olarak belirtmiĢtir. Ayrıca gerek okul dönüĢümleri gerekse uygulanmaya baĢlanan sistem hakkında yeterince bilgilendirilmemelerini, kendilerinin bu konuda yeterli hizmet içi eğitim almamalarını ve alt yapının hazır olmamasını da sorun olarak belirtmiĢlerdir. Öğretmenler öğrencilerinden bazılarının okul öncesi eğitim almamıĢ olmasını sorunları arasına eklemiĢlerdir. Fiziki yetersizliklerden kaynaklanan sorunları hakkında araĢtırmacılara, sınıf mevcutlarının arttığı için binaların ve dersliklerin yetmediği, aynı okul alanı içinde binaların ayrılmasını, yapılan tamiratlar yüzünden eğitimde aksaklıkların olduğunu, okul ve sınıfların ihtiyaçlarının arttığını belirtmiĢlerdir. Personelden kaynaklanan sorunlarını öğretmenler, ayrı binaların olmasını, fazla yıprandıklarını ve personelin eksik olmasını araĢtırmacılara açıklamıĢlardır. Öğretmenler eğitim öğretim sürecinde karĢılaĢılan sorunlar için, okul öncesi eğitim yaygınlaĢtırılmasını veya okul öncesi eğitim almayan öğrencilerin kaydının yapılmamasını, sınıfların oluĢturulmasında hem seviye, hem ana sınıfına gidip gitmeme ile yaĢın dikkate alınmasını ve uyum haftasının 12 hafta olarak kısaltılmasını önermiĢlerdir. Bunlara ek olarak ders kitaplarının sisteme ve ders saatine göre yenilenip içerik açısından verimli hale getirilmesini, kitap ve materyallerin okullara zamanında eksiksiz gelmesini, ders saatlerinin tekrar düzenlenmesinin yanında özellikle 1. sınıflarlar için ilk

51

dönem harflerin bitmesini, ikinci dönemse pekiĢtirilmesini önermiĢlerdir. Bununla birlikte okuma yazma çalıĢmalarına erken baĢlanmasını, kesin kayıt yapılmadan önce uzmanlarca bedensel ve zihinsel geliĢimler ile fiziki yeterlilikler değerlendirilmesini ve bunu yaparken yaĢ gruplarının dikkate alınmasını araĢtırmacılara önermiĢlerdir. Birinci ve ikinci kademenin ders saatlerinin eĢitlenmesinin yanında öğrencilerin gerekirse birinci sınıfta kalmalarının sağlanmasını ve konu baĢlarında konuya ön hazırlıkların verilmesini, matematik kitaplarının boyamalı ve oyunlu olmasını öneri olarak açıklamıĢlardır. Bunlara ek olarak, serbest etkinliklerin baĢka amaçlar için kullanılmasının engellenmesini, küçük çocuklarla oyun yoluyla öğretim yapılmasını, ana sınıflarda öğrencilerin el- göz koordinasyonunu destekleyen etkinliklerin yapılmasını önermiĢlerdir. Ayrıca öğretmenler, araĢtırmacılara düz yazıya geçilmesini, okuma, anlama, anlatma, sözlü ve yazılı ifade çalıĢmalarının artırılmasını ve yardımcı kitap seçimini yapmalarına olanak tanınmasını öneri olarak açıklamıĢlardır. Öğretmenlerin sistem ve yapıdan kaynaklanan sorunlara karĢı çözüm önerileri ise, sürecin 5+3+4 yada 1+5+3+4 olmasını, velilere yıl baĢında seminerler verilmesini ve uzmanlarca gerek bedensel gerekse zihinsel geliĢimleri birinci sınıfa uygun olarak belirlenen öğrencilerin kesin kayıt yapılmasını önermiĢlerdir. Ayrıca ilkokullarda resim, müzik, beden eğitimi derslerine branĢ öğretmeninin girmesini, birinci sınıf okutacak öğretmenlere öncelik verilerek tüm öğretmen ve idarecilere eğitimlerin verilmesini tavsiye etmiĢlerdir. Bunların yanında rehberlik derslerinin yeniden düzenlenmesini ve programa konulmasını, alt yapının uygun hale getirilmesini, okul dönüĢümlerinin hemen yapılmasını, birinci sınıfta uyum sürecinin olmamasını ve okul öncesi dönemini 3-4 yaĢa indirilmesini önermiĢlerdir. Öğretmenler, öğretmen yetiĢtirilmesinde yeni programın aktif yönleri ve değerleri konusunda bilgiler verilmesini, öğrencilerin pedagojik eksiklikleri için okul öncesi eğitimle iĢbirliği yapılmasını, 4+4+4 yeniden değerlendirilmesini, sitemin artıları ile eksilerinin iyice araĢtırılıp düzenlenmesini de önermiĢlerdir. Öğretmen- velilerin iĢbirliğinin yapılmasını ve