• Sonuç bulunamadı

ġekil 1‟de Cumhuriyet Dönemi Türk eğitim tarihi, bu dönemin önemli olayları ve yenilikleri 1921 Maarif Kongeresi, 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 1928 Türk Harflerinin kabulü, 1973 Milli eğitim Temel Kanunu,1981 Onuncu Milli Eğitim ġurası, 1992 Ġlköğretim Kurumları Yönetmeliği ve 2012 kesintili eğitime geçiĢ ana baĢlıklar halinde toplanmıĢtır.

18

Cumhuriyet dönemine gelmeden önce KurtuluĢ SavaĢı döneminin özelliklerinden bahsetmek gerekmektedir. Çünkü Atatürk‟ün savaĢın en yoğun olduğu zamanda tam olarak 15 Temmuz 1921‟ de Ankara‟da Maarif Kongresi‟ni yapmıĢtır. Bu kongrede öğretmenlere milli terbiye programına sahip olmanın gerekliliği üzerinde durmuĢtur. Atatürk konuĢmasında Ģöyle demiĢtir:

ġimdiye kadar sürdürülen eğitim yöntemlerinin milletimizin tarihi geriliğinde en önemli bir etken olduğu inancındayım. Onun için bir millî terbiye programından söz ederken eski devrin saçma sapan ve yaratılıĢ özelliklerimizle hiç de iliĢkisi olmayan yabancı düĢüncelerden, doğudan ve batıdan gelebilen etkilerden bütünüyle uzak, millî ve tarihî karakterimize uyan bir kültürden söz ediyorum. Çünkü millî dehamızın tam olarak geliĢerek ortaya çıkması ancak böyle bir kültür ile sağlanabilir. GeliĢi güzel izlenecek bir yabancı kültür Ģimdiye kadar izlenen yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını tekrar ettirebilir. Kültür (Harâset-i Fikriyye) zeminle uygundur. O zemin (yer) milletin karakteridir.

Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiĢtirilirken onlara özellikle varlığı ile, hakkı ile, birliği ile taarruz eden genel olarak yabancı unsurlarla mücadele gereğini ve millî düĢünceleri boğmaya çalıĢan her karĢı fikre Ģiddetle ve özveri ile savunmanın gereği öğretilmelidir. Yeni neslin bütün ruhî güçlerine bu özellikler ve yeteneğin verilmesi önemlidir…

Ayrıntılarını tamamen uzmanlarına bırakmak istediğim bu mesele hakkındaki genel görüĢlerimi tamamlamak için yeni neslin donatılacağı manevî özellikler arasında kuvvetli bir erdemlilik ve kuvvetli, düzenli ve sağlam düĢünceden de söz etmek zorundayım.

ĠĢte biz, bu kongremizden sadece çizilmiĢ eski yollardan yürümenin Ģekli hakkında düĢünceleri konuĢmak değil, belki söylediğim Ģartları taĢıyan yeni bir sanat ve beceri yolu bulup millete göstermek ve o yolda yeni nesli yürütmek için rehber olmak gibi kutsal bir hizmet bekliyoruz… Gelecek için hazırlanan vatan çocuklarına, hiçbir zorluk karĢısında baĢ eğmeyerek sabırla çalıĢmalarını ve eğitimdeki çocuklarımızın ana babalarına da yavrularının eğitimlerini tamamlamak için her fedakârlığa katlanmaktan çekinmemelerini öneririm. Büyük tehlikeler karĢısında uyanan milletlerin ne kadar kararlı oldukları tarihçe ispat edilmiĢtir. Silâhıyla olduğu gibi beyniyle de mücadele etmek zorunda olan milletimizin, birincisinde gösterdiği gücü ikincisinde de göstereceğine asla Ģüphem yoktur… Hâkimiyet-i Milliye: 21.7.1921 (Sevim, Tural, ve Öztoprak, 2013)”

Atatürk‟ün de belirttiği gibi savaĢ devam ederken böyle bir toplantı yapılmasının önemi büyüktür. Yapılan konuĢma ile eğitimin modern ve milli bir sistem olması gerektiği ve eğitime verilen önem vurgulanmıĢtır. Atatürk‟ün savaĢta bile olsa eğitim faaliyetlerini takip ettiği görülmektedir. Maarif Kongresi‟nde; ilkokulların öğretim programları, öğretim süreleri, ortaöğretim basamağındaki okulların programları ve dersleri hakkında çalıĢmalar yapılmıĢtır (Okur, 2005). Aynı zamanda; ilkokulların öğretim süreleri dört yıldan beĢ yıla çıkarılması ve

19

köylüler ile Ģehirlilerin ihtiyaçlarının farklı olduğu gerekçesiyle ilkokul programlarında farklılıklar olması gerektiği ortaya konulmuĢtur (Deniz, 2001).

8 Mart 1923 genelgesi ile eğitimin amaçları belirlenmiĢtir. Bu genelge milli varlıklar ile çatıĢmayan fikirlere saygılı, ülkeyi ekonomik esaret altında bırakmayacak, güçlü ve azimli nesillerin yetiĢtirilmesi gerektiği belirtilmiĢtir. 29 Ekim 1923‟te Cumhuriyet‟in ilan edilmesiyle eğitim alanında yeniliklere baĢlanmıĢtır. 3 Mart 1924 tarihinde 430 sayılı Tevhid- i Tedrisat Kanunu çıkarılmıĢtır. Bu kanun ile tüm okullar Maarif Vekâletine yani günümüzdeki Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlanmıĢtır. Aynı kanun gereği medreseler kapatılıp, karma eğitime geçilmiĢtir (“Tevhidi Tedrisat Kanunu,” 1340). 8 Eylül 1924 genelgesiyle eğitimin amaçları daha ayrıntılı belirlenmiĢtir. Bu genelgeyle

“• Eğitimin millî esaslara ve Batı medeniyetinin yöntemlerine dayanması.

• Okulların insan iliĢkileri, toplumsal yaĢama kuralları, temizlik, düzen vs. gibi hususlarda medenî ve örnek alınacak bir eğitim yapmaları.

• Çocukların kalplerinde ve ruhlarında Cumhuriyet için fedakar olmak ülküsünü taĢımaları. • Okulların vicdan ve fikir hürriyeti ve bilinçli bir sorumluluk telkin etmesi.

• Okulların, beden ve fikrin dengeli geliĢimini sağlaması.

• Okulların toplumun ve ailenin ihtiyaçlarını dinletip göz önünde tutması. • Okulların tasarruf, yardımlaĢma ve iktisat fikirleri vermesi.

• Okulların çocuklarda hür ve mâkul bir disiplin oluĢturması (Akyüz, 2009, s.331)”

kararları alınmıĢtır. Ġlkokulların süresi 6 yıldan 5 yıla düĢürülmüĢ ve yeni ders kitaplarının yazılması gerektiği vurgulanmıĢtır. Ortaokul ve liseler birbirinden ayrılmasının yanında yedi yıl eğitim süresi üçer yıldan 6 yıla düĢürülmüĢtür (Gündüz, 2011).

1926 tarihli ve 789 sayılı Maarif TeĢkilatına Dair Kanunun 6 maddesi ile ilköğretim çağındaki çocukların meslek mekteplerine gidemeyeceği ancak bu çağı geçirmiĢ ama bu süre içinde hiç okula gitmemiĢ çocukların bu okullara devam edebileceği belirtilmiĢtir (Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1926). 1928 tarihinde Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunla Harf Devrimi yapılmıĢtır. Böylece Osmanlı Devleti‟nden beri kullanılan Arap alfabesi yerine Latin alfabesine geçiĢ yapılmıĢtır. Bununla birlikte bir yıl sonra halka okuma yazma öğretmesi için açılan millet mektepleriyle okuryazar oranı yükseltilmeye çalıĢılmıĢtır (Tongul, 1990).

1931 tarihli genelde ise bütün derslerdeki amacın, öğrencilerin milli hayata uyumlu ve ülkesi ile Cumhuriyetine faydalı vatandaĢ yetiĢtirmek olduğu vurgulanmıĢtır. 1936 tarihinde Ġlkokulların müfredat programları yeniden düzenlenmiĢtir. Bu programda ilkokulların

20

amaçları arasında milli terbiyeye yer verilmiĢtir. Ayrıca programların çocukların aile içinde kurdukları sosyal iliĢkileri okul arkadaĢlarına da yansıtmaları sağlayacak Ģekilde düzenlenmesi istenmiĢtir. Kısaca genelgeye göre okul, sadece sosyal iliĢkileri güçlendirmekle kalmamalı aynı zamanda öğrencide milli duyguları da güçlendirmelidir. 1931 genelgesini destekleyerek çocukların, Türk toplumunun vasıflarını taĢıması ve cumhuriyete bağlı bir vatandaĢ olarak yetiĢtirilmesi gerektiği vurgulanmıĢtır (Cicioğlu, 1985).

Atatürk, ülkemize yabancı eğitim uzmanları çağırarak, eğitimle ilgili görüĢ ve uyarıları içeren ilgili rapor yazmalarını istemiĢtir. Böylece milli eğitimdeki eksiklikler giderilip, milli bir eğitim politikası oluĢturulmak amaçlanmıĢtır. 1924 yılında Amerika BirleĢik Devletleri‟nden çağırılan John Dewey “pragmatizm”, 1925 yılında gelen Kühne, meslek eğitimi ve öğretimi ile ilgili “iĢ okulu” kuramlarına uygun raporlar vermiĢlerdir. 1927 yılında Belçika‟dan gelen Omar Buyse „da, Kühne gibi teknik okullar hakkında rapor hazırlamıĢtır (Tangülü, Karadeniz ve Sinan, 2014). 1932 yılında Ġsviçre‟den gelen Malche, üniversitelerin geliĢtirilmesi ile ilgili rapor yazmıĢtır. 1933 yılında Hins ve arkadaĢları iktisat ve eğitim hakkında rapor verirken 1934 „te Amerika‟dan gelen Parker, Ġlköğretim hakkında rapor vermiĢtir. Ancak bu raporlar 1950 sonrası yayınlanan raporlar kadar dikkate alınmamıĢtır (Altunya, 2013). Temmuz 1939‟ da yapılan I. Eğitim ġurasında üç sınıflı olan köy ilkokulları 5 yıla çıkarılmıĢtır. Ayrıca öğretim kademeleri arasında uyumlu bir geçiĢ sağlanması istenmiĢtir (Deniz, 2001). 1946‟ da köy ilkokullarının süresi 5 yıla çıkarılmıĢtır.

05.01.1961 tarih 222 sayılı kanuna göre 6 yaĢını doldurduğu yılın Eylül ayında baĢlayan mecburi ilköğretim, 15 yaĢına baĢladığı gün bitmektedir. Ġlkokul beĢ yıl ile sınırlandırılmıĢtır. Ġlköğretim, öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklara devlet okullarında eğitimin parasız verildiği belirtilmiĢtir. Ayrıca eğitimin gündüzlü, pansiyonlu veya yatılı olan ilkokullarda, özel eğitime muhtaç çocuklar için gezici okulların gezici öğretmenler ile birlikte verileceği açıklanmıĢtır (Resmî Gazete, 1961). 1961 Anayasası‟nın 50. maddesine göre ilköğretim kız-erkek bütün vatandaĢlar için zorunlu ve devlet okullarının parasız olduğu belirtilmiĢtir. Ayrıca maddi durumları iyi olmayan öğrencilere öğrenim hayatları boyunca burslar verilmesi veya gerekli yardımların yapılması gerektiği vurgulanmıĢtır. Bunun yanında özel eğitime ihtiyacı olan çocukların topluma yararlı kılınmasını sağlama görevi de devlete verilmiĢtir (1961 Anayasası, 1961).

14.06.1973‟ te kabul edilip, 24.06.1973 gün ve 14574 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile milli eğitimin amaç ve ilkeleri ayrıntılı olarak belirlenmiĢtir. Bu kanunun kapsamı 1. maddesinde de belirtildiği gibi,

21

“Türk millî eğitiminin düzenlenmesinde esas olan amaç ve ilkeler, eğitim sisteminin genel yapısı, öğretmenlik mesleği, okul bina ve tesisleri, eğitim araç ve gereçleri ve Devletin eğitim ve öğretim alanındaki görev ve sorumluluğu ile ilgili temel hükümleri bir sistem bütünlüğü içinde kapsar (Resmi Gazete, 2004).”

1739 sayılı kanunun birinci kısımda Milli eğitimin amaçları ve ilkeleri anlatılmıĢtır. Ġlgili kanun ile milli eğitimin amaçları kendi içinde, genel ve özel amaçlar olarak ikiye ayrılmıĢtır. Ġkinci maddesinde milli eğitimin genel özellikleri üç madde ile belirlenmiĢtir. Milli Eğitimin Temel Kanunu‟nun 3. maddesinde ise özel amaçlar açıklanmıĢtır. Bu madde ile eğitim sistemindeki tüm okulların her ne kadar kendi amaçları farklı olsa da milli eğitimin genel amaçlara uymak zorunda olduğu belirtilmiĢtir.

14574 sayılı Resmi gazetenin ikinci bölümde ise Türk milli eğitimin ilkeleri on dört madde olarak belirtilmiĢtir. Bu ilkeler, genellik ve eĢitlik, ferdin ve toplumun ihtiyaçları, yöneltme, eğitim hakkı, süreklilik, Atatürk inkılâpları ve Türk milliyetçiliği, demokrasi eğitimi, laiklik, bilimsellik, planlılık, karma eğitim, okul ile ailenin iĢbirliği ve her yerde eğitim olarak belirlenmiĢtir (Resmi Gazete, 2004). Ġkinci kısım ise Türk milli eğitim sisteminin yapısını örgün ve yaygın eğitim olarak iki bölüme ayırmıĢtır. Örgün eğitimde, okul öncesi eğitimi, temel eğitim, ortaöğretim ve yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler yapılmıĢtır. Yaygın eğitimde ise, örgün eğitimin yanında veya dıĢında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsayan düzenlemeler yapılmıĢtır. Ayrıca temel eğitimin 7-14 yaĢ arasındaki çocukların eğitimini kapsadığı belirtilmiĢtir. Bunun ilk beĢ yılının ilkokul, sonraki üç yılınsa ortaokul olduğu açıklanmıĢtır. Ġlkokul sonunda ilkokul diploması, ortaokul sonunda ise ortaokul diploması verilmesi uygun görülmüĢtür.

23-26 Haziran 1981 tarihinde yapılan Onuncu Milli Eğitim ġurası‟nda temel eğitimin, 6-14 yaĢları arasındaki çocukları kapsayan 8 yıllık eğitim programı geliĢtirilerek ilköğretim okullarının birleĢtirilmesi kararı çıkmıĢtır (Sağlam, 1981). 16.06.1983 tarih ve 2842 sayılı kanunla 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu‟nda “Temel Eğitim Kurumları” yerine “Ġlköğretim Kurumları” deyimi kullanılmasına ve sekiz yıllık eğitime geçilmesine karar verilmiĢtir. Atatürk inkılâplarının yanına ilkeleri yazılarak madde 1 ve madde 2 de de değiĢiklikler yapılmıĢtır. Ġlköğretime baĢlama yaĢı 6-14 olarak belirlenmiĢtir (Resmî Gazete, 1983a). Bütün bunlara rağmen, 8 yıllık olan zorunlu eğitimin son üç yılı olan ortaokul kısmı uygulamaya alınmamıĢtır. Aynı yıl ekim ayında çıkarılan 2917 sayılı Ġlköğretim ve Eğitim Kanunu ile zorunlu ilköğretimin ekim ayında 5 yaĢını dolduran yani 6 yaĢına giren çocukların okula baĢlaması,14 yaĢını doldurup 15 yaĢına giren çocuklarınsa eğitim yılının sonunda

22

verilen eğitimin sonlandırılmasına karar verilmiĢtir. Zorunlu ilköğretim kurumları olarak; gündüzlü, pansiyonlu, yatılı ve gezici olarak eğitim veren ilkokullar ve aynı Ģekilde eğitim veren ortaokullar, ilkokul ve ortaokulun birlikte bulunduğu ilköğretim okulları, yetiĢtirici ve tamamlayıcı sınıflar ve kurslar ile özel eğitime muhtaç çocuklar için kurulacak okullar ve sınıflar belirlenmiĢtir. BeĢ yıllık ilkokul bittiğinde ilkokul diploması ile üç yıllık ortaokul bitiminde ise ortaokul diploması verilmesi kararlaĢtırılmıĢtır (Resmî Gazete, 1983b). 1983- 1984 öğretim yılında 6 yaĢ uygulamasına baĢlanmıĢtır. Ancak çocukların uyum ve baĢarısındaki, öğretmenlerin hizmet içi eğitiminde, derslerin ve kitaplarının uyumunda ve sınıflarda kullanılan araç gereçlerde yaĢanan sorunlar nedeniyle uygulamanın sadece baĢarısı yüksek olan okullarda 1 yıl daha sürdürülmesine karar verilmiĢtir (Akyüz, 1989).

16.08.1997‟de yayınlanan 4306 sayılı kanunla 1997-1998 eğitim öğretim yılında 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçileceği duyurulmuĢtur. Bu kanunla okulların ismi ilköğretim okulu olarak çevrilmiĢtir. Ġlkokulla ortaokul birleĢtirilmiĢ ve okulların bitiminde tek diploma olarak ilköğretim diploması verileceği bildirilmiĢtir. Meslek liselerine, ilköğretim okullarının bitiminden sonra geçiĢ yapılmasına karar verilmiĢtir (Resmi Gazete, 1997). Sekiz yıllık zorunlu eğitim süresi 11.4.2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 30.3.2012 tarihli ve 6287 sayılı Ġlköğretim ve Eğitim Kanunu ile zorunlu eğitim süresi 12 yıla çıkmıĢtır. Bu kanuna göre 72 ay olan birinci sınıf kayıt dönemi 66 aya düĢürülmüĢ ve 5 yıl olan birinci kademe dört yıl olmuĢtur. Bu yeni sistem ile okulların isimleri de değiĢmiĢtir. Ġlköğretimde birinci kademe olarak adlandırdığımız bölüm ilkokul, ikinci kademe ortaokul, ortaöğretim ise lise olarak adlandırılmıĢtır. Ancak bu yeni sistem ile ilkokul 4, ortaokul 4, lise 4 yıl olarak zorunlu eğitim kapsamına alınmıĢtır. Mesleki eğitim önceki eğitim programında liseden itibaren verilmekteyken, bu yeni sistemde ortaokuldan itibaren bazı temel dersleri öğretilmesi sağlanmıĢtır (Resmi Gazete, 2012).

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaĢılacağı üzere Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze eğitim sistemimizde birçok geliĢme ve değiĢme olmuĢtur. Yapılan her geliĢme ve değiĢim ile yapıldıkları dönemin Ģartlarına veya yeniliklerine uyum sağlanmaya çalıĢılmıĢtır. Öyle ki günümüzde de alınan eğitim politikası kararlarıyla değiĢme ve geliĢme amaçlanmaktadır.