• Sonuç bulunamadı

2. KURAMSAL TEMELLER/GENEL BĠLGĠLER

2.2. Okul Yönetimi ve Mentorluk

2.2.5. Türkiye‟de Okul Yöneticisi YetiĢtirme

Türkiye‟de okul müdürlerinin yetiĢtirilmesi için değiĢik dönemlerde çeĢitli yöntemler benimsenmiĢtir. Cumhuriyetin ilk yıllarında John Dewey tarafından hazırlanan raporda okul yöneticisi yetiĢtirmeyle ilgili öneriler bulunmakla beraber, uygulama aĢamasında önemli bir geliĢme olmamıĢtır (Cemaloğlu, 2005). Maarif TeĢkilatına Dair Kanun‟da belirtilen “Meslekte aslolan öğretmenliktir” ibaresiyle öğretmenlerin yönetim görevlerini gerçekleĢtirecekleri belirtilmektedir (Anonim, 1926). 1928 yılında eğitim örgütlerinin yönetici ve öğretmen ihtiyacını karĢılamak üzere Gazi Eğitim Enstitüsü‟ne bağlı olarak Pedagoji Bölümü açılmıĢtır. Yöneticilik ve müfettiĢlik için yetenekli öğretmenler arasından yazılı ve sözlü sınavla seçilen adaylara eğitim bilimleri, yönetim ve denetim üzerine dersler verilmiĢtir. 1970‟li yıllara kadar Bakanlık merkez ve taĢra örgütündeki yöneticilerin büyük bölümümün Pedagoji Bölümü mezunu oldukları belirtilmektedir (Can ve Çelikten, 2000, s. 2).

1953 yılında kurulan TODAĠE ile Türkiye‟de kamu kuruluĢlarına yönetici yetiĢtirme adına önemli bir adım atılmıĢ, 1979–1980 yılından baĢlayarak eğitim yönetimi uzmanlık programı açılmıĢtır. 1962 yılında hazırlanan MEHTAP raporunda üniversitelerin eğitim yönetici yetiĢtirmek için bölümler açması için öneriler getirilmiĢtir (Cemaloğlu, 2005).

Okul yöneticisi yetiĢtirme çeĢitli eğitim Ģûralarında da tartıĢılmıĢtır. Özellikle 14. Milli Eğitim ġûrası‟nda okul yöneticilerinin yetiĢtirilmesi konusu kapsamlı bir Ģekilde ele alınmıĢtır. 14. Milli Eğitim ġûrası‟nda idarecilik iĢi bir uzmanlık olarak tanımlanmaktadır, Eğitim fakültelerinin eğitim yöneticiliği ve yönetim konusunda lisans, yüksek lisans ve doktora programları açılabileceği, Milli Eğitim Akademisi‟nin yönetici yetiĢtiren bir yapıya kavuĢturulabileceği belirtilmektedir. Ayrıca yöneticilerin belirtilen yetiĢtirme süreçlerinden geçmediği ve daha ziyade politik tercihlerle atandıkları belirtilerek eğitim yöneticilerinin büyük sorunlarının bulunduğu üzerinde durulmaktadır. Aynı Ģûrada eğitim yöneticilerinin yetiĢtirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve üniversitelerin iĢ birliği yapması gerektiği belirtilmektedir. Eğitim yöneticilerinin en fazla iki yıl için stajyer olarak atanıp, daha sonra müdür yardımcılığıyla idari kadrolara geçebilecekleri Ģûrada okul yöneticisi yetiĢtirme için bir öneri olarak yer almaktadır. Eğitim yöneticilerinin seçimi, atanması ve

yer değiĢtirmesinde politik etkilerin kaldırılması gerektiği; eğitim yöneticiliği görevinde bulunanların yöneticilik alanında lisans tamamlama programlarına alınabileceği de Ģûrada değinilen konular arasındadır (Anonim, 1993).

15. Milli Eğitim ġûrası‟nda eğitim yöneticilerinin lisansüstü eğitimle yetiĢtirilmesi gerektiği vurgulanmıĢtır (Anonim, 1996). 2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim ġûrası‟nda okul yöneticisinin atanması sürecindeki ölçütlerin belirlenmesi ve okul yöneticisinin liderlik rolünün günümüz koĢullarda daha etkin olmasına yönelik öneriler bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye‟nin koĢulları düĢünülerek okul müdürlerinin zor koĢullarda görev yapabilecek ve sorumluluk alabilecekleri yeterliklerin kazandırılması gerektiği belirtilmektedir. Okul yöneticilerinin yeterliklerinin geliĢtirilmesi için beĢ yılda bir yönetim, biliĢim, iletiĢim, liderlik, toplantı ve zaman yönetimi gibi konularda hizmetiçi eğitim semineri almaları gerektiği ve eğitimlerin sorun çözmeye odaklı, uygulamaya dönük olması gerektiği vurgulanmaktadır (Anonim, 2010a, s. 6)

Türkiye‟de eğitim yönetiminin bir çalıĢma alanı olarak ortaya çıkıĢı 1960‟lı yıllarda gerçekleĢmiĢtir (ġimĢek, 2004). 1964 yılından baĢlayarak Ankara Üniversitesi öncülüğünde baĢlayan eğitim fakültelerinin eğitim yöneticisi yetiĢtiren lisans bölümleri 2000‟li yıllara kadar bu göreve devam etmiĢtir. Eğitim yönetimi lisans programlarının birçoğuna kaydolmak için belirli bir süre baĢarılı bir Ģekilde öğretmenlik yapmıĢ olmak Ģartı bulunmaktaydı. Lisans programları eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılması sırasında kapatılmıĢtır. 1997 yılından baĢlayarak ise üniversitelerin yüksek lisans ve doktora programlarıyla aynı iĢlevi sürdürmüĢtür. Yüksek lisans programları tezli ve tezsiz olarak iki çeĢittir. Tezli yüksek lisans programlarında ortalama 24 kredilik ders yükünü tamamlayıp tez yazmak gerekmektedir. Tezsiz yüksek lisans programları ise MEB merkez ve taĢra teĢkilatı yönetici ve personeline yönelik olarak hazırlanmaktadır. Doktora programları ise daha çok üniversitelere akademisyen yetiĢtirme amacını taĢımaktadır (IĢık, 2003). Eğitim yönetimi lisans ve yüksek lisans programlarından mezun olan adayların yönetici olarak atanması gündeme gelse de, bu beklenti gerçekleĢmemiĢtir. Eğitim yönetimi üzerine açılan lisans programlarından mezun olanlar çoğunlukla öğretmen olarak istihdam edilmiĢlerdir. Yüksek lisans programlarının bazı dönemlerde yönetici atamada ek bir ölçüt olarak kullanıldığı görülmektedir (ġimĢek, 2004).

Ayrıca, hizmet içi eğitim faaliyetleri, eğitim yöneticilerinin mesleki geliĢimini sağlamak ve göreve hazırlamak için belirli dönemlerde baĢvurulan bir uygulama olmuĢtur. Özellikle Kasım 1998 tarihinde yayınlanan Okul Yöneticilerinin Atama Yönetmeliği kapsamında okul yöneticileri belirli ölçütlere göre atanmıĢlar, sınava tabi tutulmuĢlar ve hizmet içi eğitimden geçirilmiĢlerdir (IĢık, 2003). Sınavı geçen yönetici adayları 1999– 2000 yıllarında üniversiteler tarafından düzenlenen eğitim programlarına alınmıĢlardır. Üç kez açılan okul yöneticisi yetiĢtirme kursları çeĢitli üniversitelerde açılmıĢ ve kurs sonunda yapılan sınavdan 70 puan alan adaylar baĢarılı sayılmıĢlardır (Can ve Çelikten, 2000, s. 4)

Türkiye‟de okul yöneticilerinin atanması MEB‟in 13.8.2009/27318 sayılı “Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer DeğiĢtirmelerine ĠliĢkin Yönetmeliği”ne göre yapılmaktadır. 27318 sayılı yönetmelikle MEB bünyesindeki okulların okul müdürlerinin, müdür baĢyardımcılarının ve müdür yardımcılarının belirlenmesine iliĢkin usul ve esaslar düzenlenmiĢtir. Bu yönetmeliğe göre eğitim kurumlarına atamalarda esas alınacak temel ilkeler Ģunlardır (Anonim, 2009a):

a) Atamalarda kariyer ve liyakat esas alınır,

b) Atamalarda norm kadro esasları göz önünde bulundurulur, c) Atamalarda puan üstünlüğü dikkate alınır.

Aynı yönetmeliğe göre yönetici olarak atanacaklarda aranan genel Ģartlar Ģunlardır: a) Yükseköğrenimi bitirmiĢ olmak,

b) Öğretmenlikte ve devlet memurluğunda adaylığı kaldırılmıĢ olmak,

c)Bu yönetmelik kapsamında sayılan yöneticilik görevleri dahil öğretmenlikte en az üç yıl görev yapmıĢ olmak,

ç) Varsa son üç yıllık sicil notu ortalaması olumlu olmak,

d)Yöneticilik görevi, son üç yıllık hizmet süresi içinde adli veya idari soruĢturma sonucu üzerinden alınmamıĢ olmak,

e) Zorunlu çalıĢma yükümlülüğü öngörülen yerler dıĢındaki eğitim kurumu yöneticiliklerine atanacaklar için ilgili mevzuatına göre zorunlu çalıĢma yükümlülüğünü tamamlamıĢ, bu yükümlülükten muaf tutulmuĢ ya da sağlık veya eĢ durumu özrüne dayalı olarak bu yükümlülüğü ertelenmiĢ olmak,

Ayrıca bazı eğitim kurumlarına yapılacak yönetici adaylarında özel Ģartlar da aranmaktadır. Eğitim kurumlarında görev alacak müdür ve müdür yardımcılarının belirlenmesi için seçme sınavı yapılmaktadır ve bu sınavın uygulama esasları aynı yönetmelikle belirlenmiĢtir.

Ġller arası yer değiĢtirmeyle atama hariç, yönetmelik kapsamındaki eğitim kurumlarının her kademedeki yöneticileri valiliklerce atanır. Müdür yardımcılığı için, adaylar tercih iĢlemlerini yaparlar ve sınav puanı üstünlüğüne göre adayların atamaları yapılır. Müdür baĢyardımcılığı ve müdürlük için ise adaylar yönetmeliğin ekinde yer alan Ek- 2 Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda oluĢacak puan esas alınarak tercihlerine göre puan üstünlüğü esas alınarak atanırlar (Anonim, 2009a).

Türkiye‟de günümüze kadar okul yöneticisi yetiĢtirmek için çeĢitli yöntemler kullanılmıĢtır. Fakat okul yöneticisi yetiĢtirmek için kullanılan yöntemlerin okul yöneticisinin göreve gelmesi aĢamasındaki etkisi az olmuĢtur. Görevdeki okul yöneticileri için düzenlenen eğitimleri ise genellikle yetersiz kalmıĢtır. Okul yöneticisi yetiĢtirmede programların uygulama basamağı da genellikle göz ardı edilmiĢtir. Atanan okul yöneticileri genellikle kendileri mesleki geliĢimlerini sağlamaya çalıĢmıĢlardır.