• Sonuç bulunamadı

2.4. MERKEZİ YÖNETİM VE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ

2.4.3. Türkiye’de Merkez Yerel İlişkileri

2.4.3.3. Türkiye’de Yerel Yönetimlerin Siyasal Karakteri

Türkiye’de yerel yönetimlerin siyasal karakteri konusu; Türkiye’ye özgü siyaset ve yerel yönetimlerde siyaset yasağı başlıkları altında incelenecektir.

2.4.3.3.1. Türkiye’ye Özgü Siyaset

İktidar mücadelesinin yapıldığı siyasal ve hukuksal zeminin objektif yönlerinin belirlenmesi, temelde çoğulcu görüşe dayanan ölçülerin, maddi ve manevi değerlerin dağıtılma sürecinde çatıştıkları görülmektedir. Belirtilen çıkarlar ile ilgili çatışmaların çözüme bağlanması ve uzlaştırılması siyasetin ilgi alanına girmektedir. Türkiye’de muhalefetin iyi olarak algılanmadığı ve çıkar grubu kavramının küçük düşürücü anlama sahip olduğu kabul edilmektedir. Dolayısı ile Türk yönetim sistemi, siyaset yerine idare kültürünün egemenliği altında süren bir sistem olarak ifade edilmektedir.80 Türk yönetim kültüründe idare ve en üst yöneticiler her zaman üstün görülmektedir. Bu nedenle muhalif seslerin ortaya çıkması kabul edilemez bir durumun göstergesi olarak görülmektedir.

Gelişmiş ülkelerden farklı bir siyasi anlayışın benimsendiği ülkemizde siyaseti değerlendirme şekli etkisini şüphesiz yerel yönetimler üzerinde de göstermektedir. Siyaset yapmanın merkezdeki siyasi elit grubunun görevi olarak görülmesi ve devletin kendisinin ideolojik bir yapıya bürünmesi yerel yönetimlere siyaset yapma yasağını da getirmektedir. Merkezden alınan ve doğru kabul edilen siyasi kararların kırılmaya uğramayarak ülkenin her tarafında uygulanabilmesi için yerel siyasetçilerin siyasi rolleri sınırlandırılarak sadece belirtilen görevleri yapan memur görevini üstlenmektedir. Siyaset ortamında uzlaşma değil rakibi bitirmenin amaçlanmış olması etkisini muhtarlık üzerinde de göstermektedir. 1950-1960 yılları arasında siyasi partilerin mahalle düzeyinde ocak yapılanmalarının varlığı, mahalle muhtarlığını siyasi partiler açısından önemli bir kurum haline getirmektedir. Belirtilen bu olgu muhtarlık yapısına müdahale şeklinde işlemiş ve bu dönem içinde muhtarlık seçimlerine ilişkin düzenlemelerde yapılmaya devam etmektedir. Türkiye‘de siyaset yapma şekli, muhtarlık seçimlerine müdahaleler ve çoklu parti dönemlerinde mahalle çapında bölünmeler olarak ortaya çıkmaktadır. Siyasal bölünmenin kahvehanelere varıncaya kadar yansımasının muhtar ve siyaset ilişkisini etkilediği de görülmektedir.81 Ülkemizde siyaset yapmanın merkez haricinde kabul

80 Metin Heper, (1990), Türk Demokrasisinin Dünü, Bugünü ve Yarını, Türkiye Günlüğü, Ankara: s. 129. 81 Ergun Özbudun, (1995), Türkiye’de Devlet Seçkinleri ve Demokratik Siyasal Kültür, Türkiye’de

edilmediği dönemlerde, merkezin benimsediği politikaların taşrada uygulanabilmesi için muhtarlık kurumunun devreye sokulduğu görülmektedir. Belirtilen bu durumdan anlaşılacağı üzere merkezi idare her daim yerel halkı kontrol altında tutup ideolojisini benimsetmek istemektedir. Yerel yönetimlerimizde siyasetin idarenin kontrolü altında sürdüğü çıkarımını kabul etmek önemli bir olgudur.

2.4.3.3.2. Yerel Yönetimlerde Siyaset Yasağı

Belediye yasasında yer alan yasaklamalarda “devrim kanunlarının yeni olduğu, saltanat ve halifeliğin kaldırılmasının üstünden az bir zaman geçtiği sıralarda kabul edilen bu karar ile belediye meclislerinin Cumhuriyet’in ilke ve kuruluşlarına cephe almaları ya da karşı durmaları önlenmek istenmektedir. Siyaseti dar bir görüş ile ele alan ve kaynağını bulan bu kısıtlama bu gün halen devam etmektedir. Siyasal partilerin eylemlerini düzenleyen kanunlar yerel yönetim birimlerinin defacto olarak devam ettirdikleri faaliyetler bu idari yapıların siyasi boyutunu ortaya çıkarmaktadır. Hukuki çerçeveden konuya baktığımızda Siyasal Partiler Yasası (m.3’te) Anayasa ve kurallara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimi yoluyla, tüzük ve programlarında belirtilen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandası ile milli iradenin oluşmasını sağlamalarını öngörmektedir. Belirtilen kanunun devamında siyasi parti teşkilatlanması başlığı altında (m.8) İl genel meclisi ve belediye meclis gruplarından söz edilmektedir.82

Yerel yönetim seçimlerinin düzenlendiği yasada köylerin dışında kalan yerel yönetimlerde, seçimde seçilebilme yeterliliğine sahip olan kişilerin siyasi partilerden aday olmalarında engel bulunmamaktadır. Açıklandığı üzere yasal düzenlemelerin siyaset ve yerel yönetimlerin örgüt ile işlevleri arasında doğrudan veya çapraz ilişkiler kurmasına yardımcı olduğu görülmektedir. Belirtilen nedenlerden dolayı siyasi partilerin il genel meclisi ile belediye meclis seçimlerine adaylarıyla birlikte katılabilmektedirler. Parti programları ile seçim bildirilerinde siyasi nitelikteki projelerin belirtilen meclislerin karar süreçlerine taşımaları ve gerçekleştirme telaşına girmeleri doğal karşılanması gerekmektedir. Yerel yönetimler üzerinde belirtilen bu yasakların kaldırılmaması yerel- merkez ile muhalefet-iktidar çatışmasında tarafsızlıktan uzak işlemlerin yapılmasına neden olmaktadır. Belirtilen bu yasaklar yerel yönetim birimleri üzerindeki Demoklesin

Demokratik Siyasal Kültür içinde, Türk Demokrasi Vakfı Yayınları, Ankara: s. 9.

kılıcı gibi durmaya devam ettiği görülmektedir.83 Yerel yönetim birimlerinin yaptıkları işlemler sonucunda denetim altında tutulmaya devam ettirilmeleri merkez ile yerel arasında hep bir hiyerarşik baskı ve hegemonik tutum göstergesi gibi anlaşılmaktadır.

Türkiye’deki siyaset Ankara ile sınırlanmakta ve resmi politika ile özdeşleştirildiği ve yerel yönetimlerin hizmet eksenli bir bakış çerçevesinde sadece yönetsel bir niteliği olmakta ve siyasi yapıları ihmal edilmektedir. Türkiye’deki siyaset algısının değişim göstermesi; yerel özerklikte kaynak, temsil ve yetki bakımından düzeltilmesi ve halk katılımının ciddi manada sağlanması, ayrılıkçı fikirlerin ortaya çıkması yerine bu tür akımların sistem ile bütünleşmesini sağlanmaktadır. Diğer bir taraftan günümüzde siyasetin yasaklanmasının particilik yapmanın veya yönetimi elinde bulunduran partinin kente hizmet sağlamada kendisine verilen oyların ölçü olarak kullanılmasının önüne geçmek olarak algılanmaktadır. Yerel yönetim birimleri için yasak olan siyaset, yasalara ve anayasaya aykırı yasak davranış ve tutumları ifade etmekte olan partizanlık ile aynı anlamı taşıyorsa ve sakıncalı ise devletin her kurumu için bu durum söz konusu olmaktadır. Dolayısı ile bu anlamı taşıyan partizanlık ile devleti yönetme sanatı olarak ifade edilen siyasetin birbirine karışmaması gerekmektedir.84 Ülkemiz de ki yerel yönetim düşüncesi incelendiğinde karşımıza siyasetten uzak merkezin baskısının sürdürüldüğü sadece resmi işlemlerin devamı için particilik faaliyetlerine müsaade edildiği göz ardı edilmemelidir. Son dönemlerde partizan düşüncelerin yerel nitelikli kurumlarda seçimler ile etkisini arttırması siyaset gibi düşünülmemeli çünkü yanlış olan bir işlemin devamı partizanlık, doğruyu sürdürebilme ise siyaset manasını taşımaktadır. Siyaset manevra kabiliyetine sahip olmakta, partizanlık ise kendisine çizdiği düz yolda ilerlemeye çalışmaktadır.

83 Mustafa Gönül, (1993), Yerel Yönetimlerde Siyaset Yasağı, Cumhuriyet Gazetesi, İstanbul: s. 68. 84 Ahmet Berk, (2003), Yerel Hizmet Sunumu ve Belediye İktisadi Teşebbüsleri, Sayıştay Dergisi, Sayı:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3.1. NEO-LİBERALİZM POLİTİKALARI VE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Kapitalizmin son zamanlarda içerisine düştüğü bunalımdan kurtulması için neo- liberal politikalar ortaya konulmaktadır. Kapitalist yönetim, gerçekleşen yeni dönemde eski yapının yerine yenisini koymakla yükümlü görülmektedir. Sistemin yük olarak tabir ettiği her şeyi, yaptığı şekil değişikliği sayesinde yeniden düzenlenerek krizin nasıl geride bırakıldığı anlatılmaya çalışılmaktadır. Yerel özerklik kavramı, yerel yöneticilerin, yerel nitelikteki işleri kendi içlerindeki personelleri aracılığı ile yerine getirmesi olarak tanımlanmaktadır. Bağımsız politika oluşmasına ve bunları yapmaya imkan veren kaynaklara sahip olması da yerel özerklik kavramını açıklayabilir. Özerklik, kurumların sorumlulukları altında, devletin yararı için yaptıkları hizmetlerin haklarının verilmesi de denilmektedir. Verilen bu hakların idari yapı ile alakalı olması idari özerklik; siyasi yapıyla alakalı ise siyasi özerklik adını almaktadır.85 Yerel özerklikte dikkat edilmesi gereken en önemli kavram kendi bünyesinde bulunan elemanlara sorumluluk yüklemesi hizmetlerin hızlı ve sorunsuz işlemesi gerçekleşmektedir.