• Sonuç bulunamadı

Nüfusu 10 Milyonun Üzerinde Olan Megakentler

1. Boyut: ekonomik, sosyal, küresel ve yerel faktörler

2.2. Türkiye’de Orta Tabakala•ma ve Toplumsal De•i•me

“Türkiye’de ilk orta tabakala•ma e•ilimleri Osmanl• •mparatorlu•u’nun son yüzy•l•nda Bat•’ya ba••ml• i• örgütlerinde çal••anlar ve orta çapl• tüccarla•ma olu•umlar• ile ortaya ç•km••t•r. Bu iki grup da özellikle gayrimüslimlerden olu•maktayd•. Dolay•s•yla önce s•ra evler, sonra apartmanla•ma, Beyo•lu’nda ve gayrimüslim mahallelerinde, dinsel ve etnik kökenlerine ba•l• olarak bir taklit ve de•erler iticili•iyle de•il, orta tabakala•maya, yeni banka, •irket gibi örgütlü i•yerlerinde çal••anlara ve say•lar•na ba•l• olarak ortaya ç•km••t•r. Bu tür çal••ma ve yeni orta tabakalara kat•lma Müslüman kesim için çok sonralar• h•z kazanm••, onlar da benzer konumlara geçtikçe apartmanla•ma yay•lm••t•r” (K•ray, 2007:139).

Türkiye’de bu tür büyük yap•sal de•i•meler 1950’lerde yayg•nla•m••t•r. Yeni orta tabakalar•n, çok farkl•la•m••, ihtisasla•m•• örgütlü meslek gruplar•n•n ortaya ç•k•••, büyük giri•imcilerle esnaf ve zanaatkârlar•n aras•nda orta çapl• tüccarlar•n say•lar•n•n artmas• 1960’lar• bulmu•tur. #•yerlerinin merkezi i• alanlar•nda toplanmas•, hepsinin eri•ilebilir mesafelere yerle•ebilmesinin çözümü burada da apartmanla•ma •eklinde kendini göstermi•tir. Nüfusun hangi kesimi –Müslim, gayrimüslim, eski kasabal•, eski #stanbullu, eski köylü- bu yeni i• ve hayat kazanma düzenine giri•mi•se hepsi apartman sakini olmu•lard•r (K•ray, 2007:139-140).

Orta tabakalar•n•n say•s•n•n h•zla artt•!• 1950’ler sonras•ndan 1970’lere kadar Türkiye’de özellikle tar•mla ve küçük giri•imlerle birikmi• bütün sermayenin çok büyük bir bölümü apartman yap•m•na yat•r•lm•• olmas•na ra!men, tek yat•r•mc•s• olan bu yap•lar talebi kar••layamam••t•r. O zaman toplumun ekonomisinin özellikleriyle tutarl• olarak, bir örgütle•memi• enformel sektör etkinli!i gibi, önce yap-satç•l•k ve kat mülkiyeti, sonra çe•itli kooperatifle•meler ve banka kredileri gibi çözümler bulunmu•tur. Böylece sözünü etti!imiz orta tabakalar•n sat•n alma gücü içinde i•yeri-konut ili•kisi ve eri•ilebilirli!i ayn• olan çok say•da apartman üretilmi•tir (K•ray, 2007:140).

Böyle bir durum her •eyden önce nüfusun tar•mdan kopup sanayiye, dolay•s• ile köyden ba•ka yerlerde, kentlerde hayat•n• devam ettirmesi anlam•na gelir. Bu olu•um yaln•zca bu süreci ya•ayanlar için de!il, toplumun bütün kesimleri için geçerli olan bir süreçtir. Yap•sal de!i•iklikler her tür insan ili•kisinin yeniden düzenlenmesini, de!i•mesini içerir. Böyle bir de!i•ikli!in fiziki yönü kadar, örne!in i• yeri ya da konut yap•lar•, sokaklar• ya da ula••m araçlar• kadar, ki•ilerinin davran••lar•n•, dü•üncelerini, ya•am •ekillerini de etkilemesi demektir (K•ray, 2007:141).

Toplumlar•n yap•sal de!i•melerinin en göze çarpan yönü olan kentle•me sürecinde zaman boyutunun da göz önünde tutulmas• gerekir. Bu transformasyon, örne!in 10 milyon köylünün topra!•n• b•rakmas• 10 senede oluyorsa ba•ka, 30 senede oluyorsa ba•ka, yüz y•lda oluyorsa ba•ka tür süreçlerle gerçekle•ir. Türkiye bugün saban ve öküzle tar•ma dayal• bir toplum yap•s•ndan kabaca alt• bin y•l sonra gerçekten bir ba•ka toplum yap•s•na, sanayi toplumu haline, özellikle son otuz y•l içerisinde azal•p ço!alan fakat hiç kesilmeyen bir h•zla geçmektedir (K•ray, 2007:141).

2.3. Kapal• Yerle•melerin Türkiye’de Ortaya Ç•k••• ve Yayg•nla•mas•

Ya•am tarz•n• ön plana ç•kartan ve tüketim e•ilimleriyle ili•kilendirilen kapal• yerle•meler, genel olarak orta ve üst gelir grubundan hane halklar•n•n d••a kapal• ve izole, üst düzey güvenlik önlemleriyle ku•at•lm••, bo• zaman olanaklar• sunan bir konsept etraf•nda biçimlenmi• olan konut alanlar• •eklinde tarif edilmektedir (Altun, 2008:75; Blakely, Snyder, 1997). Ba•lang•çta kentsel teröre kar•• güvenlik sa•lama ve homojen bir tüketici grubuna prestij sunma amac• güden bu konut topluluklar• ilk olarak Amerika’da görülmü• ve k•sa zamanda ayn• k•taya yay•lm••t•r. Türkiye’de 1980 y•l• sonras•nda kentlerin çeperlerinde görülmeye ba•layan bu tip yerle•meler ise yabanc• etkileri ta••makla birlikte, 1980 sonras• Türkiye’sinin dinamikleri içerisinde, temel olarak tüketim kültürü çerçevesinde; gelir da••l•m• profili, seçkin yeni bir tabakan•n olu•mas•, bu tabakan•n statü ve kimlik aray••lar•, kentten kaç••, kentsel alan k•s•tl•l•••, yat•r•m ve rant amaçl• yapay talep yaratma gibi nedenlerle ortaya ç•km••lard•r (Altun, 2008: 75).

Amerika’n•n Kaliforniya Bölgesi’nde 1980’li y•llardan itibaren h•zla artan kapal• yerle•meler, takip eden y•llarda Amerika’n•n di•er bölgelerinde, Avrupa, Latin Amerika, Asya, Ortado•u ve Afrika ülkelerinin belirli kentlerinde de ortaya ç•kmaya ba•lam••t•r. Bu ülkelerin, ulus devlet olarak genel geli•mi•lik seviyesinden daha çok, metropoliten kentlerin küresel pazarla bütünle•me dereceleri belirleyici olmaktad•r. Bu nedenle kapal• yerle•meler sadece eski kapitalist ülkelerin metropoliten alanlar•nda de•il, kapitalist kentle•me süreciyle yeni tan••an sosyalizm sonras• ülkelerin belirli kentlerinde de ortaya ç•kmaya ba•lam••t•r (Kurtulu•, 2005b:165; Al-Hamarneh, 1999). Sermaye birikim süreci ile kapitalist kentin ortaya ç•k••• aras•ndaki do•rusal ili•kinin sadece toplumsal art•••n yo•unla•mas•na de•il, ayn• zamanda mal ve hizmetlerin dola••m•na ve s•n•flar•n kar••l•kl• konumuna ba•l• oldu•u kabul edildi•inde, kapitalizmin yeniden yap•lanma sürecinde kent formunun yeniden yap•lanacak olmas• kaç•n•lmazd•r. Ekonomideki küresel ve ulusal liberalizasyon Türkiye’nin politik, ekonomik ve sosyal yap•s•nda önemli de•i•imlere yol açm••t•r. Bu dönü•ümün mekânsal etkileri ise, metropoliten alanlar ba•ta olmak üzere, h•zla ortaya ç•kmaya ba•lam••t•r (Kurtulu•, 2005b:165).

Dünyadaki örneklerine benzer biçimde kapal• yerle•meler Türkiye’de özellikle •stanbul ve Ankara’da h•zla ço•almaya ba•lam••t•r. Gerçek patlama ise 1990’lar•n sonlar•nda ya•anm••t•r. Bu y•llar, kentin yükselen orta ve orta-üst s•n•flar•n•n küresel yeni tüketim kültürü ile bütünle•meye ba•lad•klar• ve ya•am tarzlar•n•n de•i•ti•i y•llard•r (Kurtulu•, 2005b:165; Aksoy ve Robins, 1994; Öncü, 1999). Yine bu iki kentte kapal• yerle•melerin arazi yer seçim kararlar•nda da farkl• fiziksel, do•al ve kültürel etmenler rol oynamaktad•r. Bu nedenle Ankara ve •stanbul’daki kapal• konut alanlar• baz• yönleriyle farkl•l•klar bar•nd•rmakla birlikte büyük sermaye yat•r•mlar• ile yarat•lan bu kentsel adac•klarda konut sahibi olmak, her yönüyle bir bütün olarak tasarlanm•• bir ya•am tarz•n•n sat•n al•nmas• anlam•na gelmektedir. Ankara’daki kapal• konut yerle•melerinde gerçekle•tirilen alan ara•t•rmalar•yla (Ayata, 2002; !enyap•l•, 2003) •stanbul’da gerçekle•tirilen ara•t•rmalardaki (Bartu, 2000; Kurtulu•, 2002) en geni• benzerlik bu konuda ortaya ç•kmaktad•r. Temel farkl•l•k ise arazi yer seçim karar•n• belirleyen kriterler ve kurucular•n niteli•i konusundad•r (Kurtulu•, 2005b:167).

Kapal• yerle•meler de bu yeniden yap•lanman•n bir ba•ka boyutu olarak ortaya ç•kmaktad•r. Her ne kadar yeni ekonomilerden ve küreselle•me sürecinden ç•kar sa•layan s•n•flar•n yerle•me e•ilimi olarak ortaya ç•ksalar da h•zla di•er s•n•flar taraf•ndan taklit edilmeye ba•lam••lard•r. Bu nedenle dünyada ve Türkiye’deki ilk örneklerinde kentlerin yeni seçkinlerine uygun olarak üretilen kapal• yerle•meler, h•zla kentin orta s•n•flar• için de arzu edilen bir yerle•im biçimine dönü•erek, daha dü•ük maliyetlerle üretilmeye ba•lam••t•r (Kurtulu•, 2005b:165).

2000’li y•llarda art•k küresel bir olgu olarak sosyal bilimciler ve kent planc•lar•n•n kar••s•nda duran kapal• yerle•meler Türkiye’nin metropoliten alanlar•nda da kentin yeni formunu belirlemekte ve toplumsal ili•kilerin mekânsal olarak yeniden düzenleni•ini beraberinde getirmektedir. Türkiye’nin kentle•me deneyiminde sadece kapal• yerle•meler de•il orta s•n•f alt kentleri de yeni bir olgu olarak 1980’li y•llardan sonra ortaya ç•km••t•r (Kurtulu•, 2005b:165). Bu alt kentle•me süreci Bat•’n•n modern kentlerinde 19. yy’dan itibaren ortaya ç•kan ve Fordist kapitalizmle birlikte en yayg•n haline ula•an orta s•n•f alt kentleriyle, yeni bir olgu olan kapal• yerle•melerin bir sentezi olarak ortaya ç•karken, kapal• yerle•meler ise dünyadaki örneklerine benzer biçimde yeni bir olgu olarak kendini göstermektedir (Kurtulu•, 2005b:166).

Neo-liberal ekonomi politikalar•yla merkez kapitalist ülkelerde yeniden yap•lanan üretim süreçleri, kentsel alanlarda büyük dönü•ümler yaratmakta ve kentsel geli•me sektörünün en verimli birikimli alanlar•ndan biri olmaktad•r. Türkiye’nin “yap•sal uyum programlar•” çerçevesinde bütünle•meye çal••t••• bu yeni birikim modeli, büyük sermaye yat•r•mlar•n• h•zla kentsel alana çekmeye ba•lam••t•r. Türkiye’de neoliberal ekonomi politikalar• ve de•i•en kalk•nma stratejisi, ihracata yönelik sanayi üretimini ve yabanc• sermaye yat•r•mlar•n• te•vik etmektedir. Bu çerçevede, yabanc• sermayeyi ülkeye çekmek söylemiyle me•rula•an radikal imar uygulamalar•n•n önü yine radikal yasal reformlarla aç•lmakta ve metropoliten alanlar, büyük ölçekli kentsel yat•r•m projeleri ile h•zla yap•la•maya aç•lmaktad•r. Ancak metropoliten alanlarda büyük birikim olanaklar• sa•layan bu düzenlemeler, yabanc• sermayeden çok yerli sermayenin bu alana girmesiyle sonuçlanm••t•r (Kurtulu•, 2005b:166).

Küresel tüketim kültürünün yeni sembollerinden biri olan kapal• yerle•meler, kentin yükselen s•n•flar• için maddi ve kültürel sermayelerinin göstergesi olabilecek ideal yerle•im biçimleridir. Bir yandan plans•z yap•la•m••, yoksul kalabal•klar•n doldurdu•u kaotik kent merkezinden uzakla•mak, di•er yandan do•a içinde kusursuz olarak tasarlanm•• bir ya•am çevresinde konut sahibi olmak, kentin yeni ve eski zenginleri için seçkinli•in önemli bir parças•d•r (Bali, 1999:43). Di•er bir deyi•le, yeni ekonomi politikalar• sayesinde maddi sermayesini art•rabilen kentli seçkinler, kültürel sermayelerini de kendi s•n•flar•n•n küresel tüketim sembolleriyle tamamlamaya çal••maktad•rlar. Yukar•da sözü edilen ekonomi politikalar• ve yasal düzenlemelerin sa•lad••• olanaklarla, kentli yükselen s•n•f•n talebinin birle•mesi, in•aat sektörünün büyük sermaye gruplar•n• ve in•aat sektörüne yeni giren sermaye gruplar•n• kapal• yerle•me üretimine yöneltmi•tir (Kurtulu•, 2005b:167).

"stanbul’da ba•layan ve Ankara’dan sonra son y•llarda "zmir’de de say•lar• giderek artan, kentin içinde ya da d•••nda; ama mutlaka kentten ba••ms•z, genellikle özel sektörün piyasaya sundu•u yüksek standartl• bu yerle•meler gözde üretim biçimi haline gelmi•tir. “"deal ev” ve “ideal ya•am”•n bir arada sunuldu•u ve pazarland••• kapal• yerle•meler tüketicinin de yo•un talebini alm••t•r. "stanbul’da Kemer Country, Acarkent, Beykoz Konaklar•, Alkent 2000, Zekeriyaköy Evleri, Bahçe•ehir, Ata•ehir, Mashattan, Uphill Court, Ömerli Casaba; Ankara’da Mesa, Portakal Çiçe•i Vadisi,

Dikmen Vadisi gibi oldukça çok say•da ve genellikle üst, orta-üst gelir grubuna, i! adam• ve yüksek dereceli emeklilere hitap eden s•n•fsal imajlar•n• olu!turmu! kapal• yerle!meler meydana gelmi!tir (Altun, 2008:75).

Türkiye’nin kentle!me deneyiminde yeni bir a!amaya i!aret eden bu kapal• yerle!me olgusu, kentli orta ve orta-üst s•n•flar için en popüler ve arzulan•r yerle!me biçimi haline gelmi!tir. Daha dü!ük maliyetli orta s•n•f kooperatifleri de maliyet hesaplar•na, yerle!imi d•!ar•ya kapatacak duvarlar ya da demir engellerin maliyetini, sürekli çevre düzeni ve güvenlik harcamalar•n• katmaktad•rlar. Türkiye’de de dünyadaki benzerlerinde oldu•u gibi kentin orta ve orta-üst s•n•flar•, kentin yoksul s•n•flar•ndan ve bu yoksullu•un yans•d••• kamusal kentsel mekânlardan uzakla•mak istemektedirler (Kurtulu•, 2005b:168).

Bu uzakla•ma ve ayr•lma iste•i yine dünyada oldu•u gibi “güvenlik” kavram• ile somutla•t•r•lm••t•r. Ancak Türkiye, kentsel •iddet ve gerilim aç•s•ndan Bat•l• ve Do•ulu di•er ülkelerden belirgin farkl•l•klar ta••maktad•r. Örne•in beyaz orta ve orta-üst s•n•flar için siyah gettolardan gelen bir kentsel •iddet varsay•m• Amerikan kentlerinde güvenlik söylemi için somut bir zemin olu•turmaktad•r. Yine Güney Afrika kentlerindeki zengin beyaz az•nl•k ile yoksul siyah ço•unluk, Asya ülkelerindeki farkl• etnik gerilimler ve Latin Amerika kentlerinde geni• suç bölgelerine dönü•mü• favelalar benzer bir güvenlik söylemi için somutla•t•r•c• bir rol oynamaktad•r. Türkiye kentlerinde ise etnik, •rksal ve s•n•fsal •iddet ve gerilimin bu ülkelere göre dü•ük oldu•u aç•kça gözlemlenmektedir. Bu nedenle Türkiye örne•inde daha belirgin olan faktör, küresel tüketim kültürüyle bütünle•me iste•indeki kentsel seçkinlerin yeni konut ve konut çevresi talebi ile kentsel alandaki birikim olanaklar•n• fark eden yat•r•mc•lar•n sunum kapasiteleridir (Kurtulu•, 2005b:168).