• Sonuç bulunamadı

Nüfusu 10 Milyonun Üzerinde Olan Megakentler

1.6.2. Mekânsal Benze•me

Küreselle•menin tüm araçlar•yla ve etkile•im boyutlar•yla mekânsal yap•lanma üzerinde b•rakt••• izlerin, etkilerin bir ba•ka sonucunu mekânsal benze•me olgusu olu•turmaktad•r. Mekânsal benze•me, ayn• araçlarla ortak amaca ula•man•n yaratt••• bir sonuç olarak de•erlendirilebilir. Kentlerin ak••kan sermayeden yararlanma

çabalar•yla kuvvetlenen kentler aras• yar•• atmosferi, bir yandan kentin bütünlü•ü içinde mekânsal farkl•l•klar yarat•rken, öte yandan kentin kimli•ine-dokusuna yans•yacak biçimde, bir ba•ka kent ölçe•iyle benze•en mekânsal olu•umlar• da yaratmaktad•r. Kentlerin adeta pazarlanmas• prati•ini içeren kentsel yar•• ortam•, ulusal de•erlerden çok küresel taleplerin yörüngesinde •ekillenmektedir. (Hac•saliho•lu, 2000:111).

Mekânsal benze•me kavram•n• destekleyen en önemli gösterge ise gökdelenle•me e•ilimidir. Günümüzde bir kentteki gökdelenlerin say•s• bir anlamda küresel sermayeden ald•klar• pay• ifade etmektedir. Bu tip kentlerin en ileri a•amas• ise dünya kenti olarak adland•r•lan, uluslararas• kurumlar•n, çok uluslu •irket merkezlerinin ve dünya çap•nda finans hareketlerinin ya•and••• kentlerdir. Tokyo, New York ve Londra bu statüdeki kentlerdir. Mekânsal olarak benze•en kentlerin bir di•er ortak özelli•i ise son y•llarda ülkemizde ba!ta #stanbul’da görülen dev al••veri• ve e•lence merkezleridir. Küreselle•meye ba•l• olarak ortaya ç•kan mekânsal farkl•la•ma ve benze•me olgular• mekânsal planlamay• zaafa u•ratmaktad•r (Es, 2010: 90; Hac•saliho•lu, 2000).

Kentler günümüzde olumlu ve yüksek kaliteli bir yer imgesi yaratmaya çok daha fazla özen göstermektedirler ve bu ihtiyac• kar••layabilecek bir mimariyi ve kentsel tasar•m biçimlerini hedeflemi•lerdir. Kentler aras• yo•un rekabet ve kentsel giri•imcilik döneminde, seyirlik kentsel mekânlar•n olu•turulmas• yoluyla kente imaj kazand•rmak sermaye ve insan cezbetmek için bir araç haline gelmi•tir (Harvey, 2003:114-115).

1.7. Kapal• Yerle•melerin Tan•m•, Özellikleri ve Ortaya Ç•k•••nda Etkili Olan Faktörler

Ulusal ekonomik geli•me farkl•l•klar•na ra•men dünyan•n pek çok metropoliten alan•nda 1980’li y•llardan itibaren yeni bir yerle•me olgusu gözlenmeye ba•lam••t•r. Ba•lang•çta gazetecilerin ilgisini çeken ve çe•itli gazete yaz•lar•na konu olan, çevresi yüksek duvarlarla çevrili, d••ar•ya kapal• olarak in•a edilen bu yerle•me alanlar•, 1990’l• y•llarda kent bilimcilerinin de dikkatini çekecek boyutlara ula•m••t•r (Kurtulu•, 2005b:161). Bu yerle•meler genellikle, güvenlikli, kontrollü giri•e sahip ve duvarlarla çevrelenmesinin yan• s•ra kendine yeterli olmas•n• sa•layan, sosyal ya•ama cevap veren

her türlü bo• zaman de•erlendirme faaliyetleri için sosyal tesisler, otopark alanlar•, spor alanlar• vb. ile donat•lmaktad•rlar. Bu tür yerle•meler metropoliten parçalanma ve sosyal ayr••man•n sembolü olarak görülmektedir (Berköz, 2008: 112).

Kent sosyolojisi, planlama, siyaset bilimi ve co•rafya gibi disiplinlerin gündemine ilkin Davis’in 1990’da yay•nlanan “City of Quartz”, McKenzie’nin 1994’de yay•nlanan “Privatopia” ve Blakely ve Snyder’in 1997’de yay•nlanan “Fortress America” adl• çal••malar•yla giren bu yeni olgu, yine bu disiplinlerden gelen farkl• yakla••mlarla analiz edilmeye çal•••lmaktad•r. Kapal• cemaatler, refah adac•klar•, kapal• adac•klar, korunakl• yerle•meler gibi s•fatlarla ay•rt edilen bu yeni yerle•meler a••rl•kl• olarak üç boyutuyla ele al•nmaktad•r. Bunlardan ilki bu yerle•me biçimini ortaya ç•karan ekonomik, sosyal, küresel ve yerel faktörler; ikincisi olgunun modern kent ve metropoliten alanlar üzerinde yaratt••• ve yarataca•• olas• sonuçlar; üçüncüsü ise; kentli toplumsal ya•am•n mekânsal ayr••ma yoluyla parçalanmas•n• ve özelle•tirilen kentsel arazilerle yok olma riski ta••yan kamusal mekân problemidir (Kurtulu•, 2005b:161-162).

Kapal• yerle•melere ili•kin literatürden bir kaç tan•mlama yap•lacak olursa; bu tip yerle•meler giri•-ç•k••lar•n kontrollü oldu•u, kap•lar•nda her daim güvenlik görevlilerinin bekledi•i, duvarlar boyunca ve site içinde stratejik noktalara kameralar•n yerle•tirildi•i yerle•im birimleridir. Bütün unsurlar•yla kendini özel ve güvenli bir konuma yerle•tiren bu birimler, belirgin bir •ekilde d••lay•c• özelli•e sahiptir (Alver, 2010: 84; Harvey, 2008; 187) (Foto•raf 2). Blakely ve Snyder (1997) ise ya•am tarz•n• ön plana ç•kartan ve tüketim e•ilimleriyle ili•kilendirilen kapal• yerle•meleri “üst ve orta gelir grubundan hane halklar•n•n d••ar•ya kapal• ve izole, üst düzey güvenlik önlemleri ile ku•at•lm••, bo• zaman olanaklar• sunan ve bir konsept etraf•nda biçimlenmi• olan yerle•me alanlar•” •eklinde tan•mlamaktad•r.

Kapal• yerle•melerin tan•m• ara•t•rmac•lara, bulunduklar• bölgeye, bölgenin çevresel özelliklerine, yerle•menin sundu•u olanaklara ba•l• olarak de•i•se de temelde bütün tan•mlarda vurgulanan baz• ortak ifadeler bulunmaktad•r. Bu ifadelere göre genel bir tan•mlama yap•lacak olursa kapal• yerle•meler, duvarlar ve demir parmakl•klarla çevresindeki yerle•melerden ayr•lan, 24 saat güvenlik hizmeti sunulan, spor, e•lence,

al••veri• gibi bo• zaman aktiviteleri ile donat•lm••, kamu kullan•m•na kapal• ve kendi içinde özerk yönetimi olan yerle•melerdir.

Foto•raf 2: Kapal• Yerle•melere Örnekler-Miami/ABD

Kaynak: Franziska Pufe, 2009 (http://articulo.revues.org/1338) (16.03.2012)

Kamusal alanlar•n özelle•ti•i, kentle•menin yeni bir •eklini temsil eden bu yerle•meler, metropoliten parçalanma ve sosyal bölünmeyi art•ran bir semboldür. Çünkü duvarlar ve kap•lar kullan•c•lar•na güvenlik, mahremiyet ve statüyü garanti etmektedir. Bu yerle•melerin, sakinlerine yüksek standartta kentsel hizmetleri sunmas• üst gelir grubunun kent çeperlerinde ya•ama e•ilimini etkilemektedir. Kentin çeperlerinde bu tür konut alanlar•n•n geli•imine imkân veren büyük arazilerin varl•••, kent merkezine k•yasla dü•ük arazi de•erleri, do•a ile içi içe olan bu alanlar•n yüksek gelir grubunun talepleri ile örtü•en cazip alanlar olmas• nedeniyle yerle•im için öncelikle tercih edilen alanlar olmaktad•r (Berköz, 2008: 110).

Ba•lang•çta modern kapitalist kentin alt kentle•mesinin yeni bir boyutu gibi alg•lanan bu yerle•melerin, kentsel alandan özelle•tirilmi• arazide, kamuya kapal• ve yönetim aç•s•ndan özerk öbekler olarak dikkati çekince, bu yerle•melerin modern kentlerin tipik orta s•n•f banliyölerinden farkl• yeni bir olgu oldu•unun fark•na var•lm••t•r. Bu üç özellik modern kentin küresel kapitalizmle birlikte girdi•i dönü•üm sürecinin habercilerinden biri olarak kar••m•za ç•kt•••n• söylemek mümkündür. Kentin kamusal kullan•m•na kapal•, kent yönetiminden ba••ms•z ve bir •ekilde özel mülkiyete dayal•

olarak, özelle•tirilmi• kentsel arazinin üzerine in•a edilen bu yeni adac•klar modern kent planlamas•, kent yönetimi ve kentsel-s•n•fsal aidiyetler aç•s•ndan radikal bir dönü•üme i•aret etmektedir. Ancak olguya farkl• analiz aç•lar•yla yakla••ld•••nda, klasik alt kentler ile kapal• yerle•meler aras•nda ekonomik, kültürel, sosyal ve hukuksal olarak da ciddi farkl•l•klar oldu•u ortaya ç•kmaktad•r (Kurtulu•, 2005b:162). Bu durum da kapal• yerle•me biçimlerinin ortaya ç•k•••nda güvenlik, •iddet, korku faktörlerinin temel faktörler olmad•••n• göstermektedir.

Dünyada artan e•itsizlik ve yoksullu•un kentlerdeki suç oranlar•n• art•rmas•, üst gelir grubuna mensup insanlar•n “güvenli yerle•im” talebini art•rd•••na dair bir yakla••m kabul edilse de, kent içi suç oranlar•ndaki art•• ile kapal• yerle•me say•s•n•n art••• aras•nda say•sal olarak anlaml• bir do•ru orant• bulunmamaktad•r (Kurtulu•, 2005b:16; Low, 2003). Yukar•da da ifade edildi•i gibi kapal• yerle•melerin ortaya ç•k•••ndaki temel faktörün “güvenlik ihtiyac•” oldu•unu kabul etmek eksik bir yakla••m olabilir. Blakely ve Snyder (1997), yeni bir “güvenlik ihtiyac•” sorununa dayanan yakla••mlar, kapal• yerle•meleri modern kentin klasik orta s•n•f alt kentlerinden çok, yüksek duvarlarla çevrili antik •ehirlere ya da ortaça••n yine duvarlarla korunan •ehirlerine benzetmektedir. Oysa antik ça• veya ortaça• kentlerinin duvarlarla çevrili olmas•, toplumsal art•••n (bu toplumsal art•••n üretim sürecinde bulunmayan) yabanc• i•galcilerden korunmas• ile ilgilidir. Oysa modern sanayi toplumunda kentler, toplumsal art••• üreten s•n•flar•n bir arada ya•ad••• mekânlard•r. Kente d••ar•dan gelebilecek bir sald•r•dan çok toplumsal art••• birlikte üreten s•n•flar•n payla••m sorunu nedeniyle kent içi kaleler in•a etmeleri söz konusu olmaktad•r. Bu nedenle antik •ehir devletlerinde ya da ortaça•da bütünlük içeren •ehrin, ba•ka •ehirlerin sald•r•lar•ndan korunmak için yapt••• duvarlarla, modern ulus devletin kentli vatanda•lar•n•n, ayn• kentin vatanda•lar•ndan gelecek olas• sald•r•lar•ndan korunmak amac•yla yüksek duvarlar•n arkas•nda kapal• cemaatler yaratmas• oldukça farkl• bir içerik ta••maktad•r (Kurtulu•, 2005b:163).

Ayr•ca özelle•tirilmi• arazi içinde bu kapal• yerle•meler, baz• kamusal hizmetler bak•m•ndan kent yönetimine ba•l• olmay• sürdürmek zorundad•rlar. Kendi özel güvenlik sistemlerine ra•men kapal• yerle•im içinde gerçekle•en suçlara kamu polisi müdahale etmektedir. Enerji, su ve kanalizasyon gibi alt yap• gereksinimleri de yine

kamusal servislerle ba•lant•l• olmak zorundad•r. Bu durumda özerklik, mülkiyete ba•l• olarak arazinin kamuya kapat•lmas• ile çevre düzeni, temizlik, günlük servisler ve iç güvenli•in sa•lanmas•n•n ötesine geçememektedir (McKenzie, 1994). Belediyelerin sa•lamakla yükümlü olduklar• bu hizmetlerin özel firmalardan sat•n al•nmas• kapal• yerle•melerin sakinlerini, kentin di•er ya•ayanlar•yla ayn• kentsel vergileri ödemek konusunda rahats•z hissettirmektedir (Kurtulu•, 2005b:164).

Kapal• yerle•melerin bir di•er özelli•i de mekânsal ayr••ma yoluyla yaratt••• toplumsal ayr••ma ve yeni seçkinlerin d••ar•da tutarak “ötekile•tirdikleri” kentli nüfustur. Belki de kapitalist kentle•me sürecinde hiçbir zaman tam olarak gerçekle•memi• bir modernite miti olan “bütünle•mi• kentli nüfus” ya da “bütünle•mi• kent” art•k aç•kça ayr••maktad•r. Bu ayr••ma, modern kapitalist kentte zaten gergin olan toplumsal ba•lar• kopartmakta ve sosyal çat••may• geni•letme riski ta••maktad•r (Kurtulu•, 2005b:164; Fainstein, Gordon ve Harloe, 1992). Böylece kentler, mekânda ve gündelik hayatta (zamanda) birbirinden farkl•la•m•• toplumsal kesimlerin birbirlerine de•meden bir arada durduklar• bir yap•ya do•ru gitmektedir (Atkinson ve Flint, 2003). Bu yeni kent, klasik modern kent mitinden oldukça uzak bir yerle•me olarak kar••m•za ç•kmaktad•r (Kurtulu•, 2005b:164).

Kapal• yerle•meler, sosyal kutupla•ma ve d••lama gibi birinci derecede riskleri ta••maktad•r. Bu konuda yap•lan ara•t•rmalar kentsel kamusal mekânlar•n azalmas•n•n dü•ük sosyal s•n•flara zararl• oldu•unu ve gönüllü korunman•n sosyal ayr••may• artt•rd•••n• ortaya koymaktad•r (Berköz, 2008:112; Blakely and Snyder, 1997; Caldeira and Teresa, 2000; Glasze, Frantz and Webster, 2002:315-320; Low, 2001:45-58).

Blakely ve Snyder (1997) korunakl• yerle•melerin benzer özelliklere sahip alanlarda bulundu•unu; genellikle metropoliten alanlar•n h•zl• nüfus de•i•imlerinin oldu•u, yüksek gelir düzeyindeki nüfusun ya•ad•••, konut ayr••mas•n•n belirgin oldu•u, yüksek suç oran• ve bu konudaki konu ve endi•enin oldu•u alanlarda yay•ld•••n• belirtmektedir. Bu tür yerle•imlerin “fiziksel mimari bariyerlerle” ya da “mimari koruma” ile bir tür gönüllü tecrit olarak (gettolar gibi) sosyal ayr••man•n bir formu oldu•u vurgulanmaktad•r (Raposo, 2009). Fiziksel s•n•rland•rma sadece mekânsal ayr••maya de•il sosyal ayr••maya da neden olmaktad•r (Berköz, 2008:113).

Genel olarak kapal• yerle•meler tüm dünyada •u ortak özellikleri ta••maktad•rlar (Kurtulu•, 2005b:178):

· Deniz, göl, orman gibi co•rafi özelliklere sahip olan bir arazide kurulmas• · Arazinin tarihsel olarak soylu s•n•fla bir ba•lant•s•n•n olmas•

· Kentin yoksullar•ndan ula••l•rl•k ve mesafe aç•s•ndan uzak olmas•

· Özel güvenlik birimleri ile korunan giri• kap•lar•, yüksek duvarlar ve demir engellerle çevrelenmi• arazi, giri•lerin elektronik kartlar ve kameralar ile denetlenmesi gibi güvenlik önlemlerinin bulunmas•

· Tan•nm•• ve seçkin bir mimarl•k •irketi taraf•ndan tasarlanm•• bir proje olmas• · Yönetim ve çevre düzeninin profesyonel bir ekiple sürdürülmesi

· Yüzme havuzu, tenis kortlar•, golf sahas• gibi spor alanlar• ve satranç, briç gibi oyun kulüplerinin olmas•

· Seçkin bir özel e!itim kurulu•una ait anaokulu ve ilkokulun bulunmas•

· Maddi sermayeleri elvermesine ra!men kültürel sermayeleri örtü•meyen al•c•lar• d••ar•da b•rakan bir sat•• stratejisinin bulunmas•

Kapal• yerle•melere ili•kin tan•mlamalar ve bu yerle•melerin özelliklerine de!indikten sonra tüm dünyada h•zla yay•lan bu olgunun ortaya ç•k•• sebeplerini ele almakta yarar vard•r. Kapal• yerle•melerin ortaya ç•k•••nda etkili olan faktörler çok boyutludur. Bununla birlikte de!i•ik ülkelerde farkl• e!ilim ve özelliklere de sahip olabilmektedirler. Bu özelliklerin ekonomik, toplumsal/kültürel, siyasal, fiziksel/mekânsal/mimari süreçlerin do!rultusunda yani çok yönlü analiz edilmesi gerekir. Kurtulu• (2005b:16) konuyu 3 boyutta ele almaktad•r: