IV. BÖLÜM: TÜRKİYE YUNANİSTAN İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA
4.1. Türkiye’deki Ortodoks-Rum Azınlığının Sorunları
4.1.1. Lozan Barış Antlaşması’nda Azınlık Kavramı ve Ortodoks-Rumlar
4.1.6.2. Türkiye’de Rum Azınlığın Eğitimi Durumu
Eğitim hakkı, Türkiye’de 1982 Anayasası’nın 42. maddesi448
ile güvence altına alınmıştır. 42. Maddeye göre kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı, bu öğrenim hakkının kapsamının yasa ile düzenlenip tespit edileceği, Atatürk ilke ve inkılapları çerçevesinde, çağdaş bilim ve esaslarına göre, devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağı ve bu hükümlere aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamayacağı belirtilmektedir.
Ortodoks-Rum azınlık tarihsel süreç içerisinde eğitim alanında önemli bazı sorunlarla karşılaşmıştır ve bunların bir kısmı halen sürmektedir. 3 Mart 1924 tarihinde çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Türkiye Cumhuriyetindeki tüm okullar Maarif Bakanlığı’na bağlanmış, böylece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Rumların okulları da Maarif Bakanlığı’nın kontrolüne ve denetimine tabii olmuştur.449
1924 yılından bu yana İstanbul’daki Rum azınlığın eğitim sistemi hem cemaat yetkililerinin işleyişe müdahil olması hem de özel eğitimi ilgilendiren yasalarla birlikte kendine has bir hukuki çerçeve oluşturmuştur. Azınlık eğitiminin ilk özelliği, çifte yasal statüsünün olması, ikincisi çift dillilik yani müfredatın hem Türkçe hem Yunanca işlenen derslere ayrılması; üçüncüsü azınlığın eğitiminin Türk- Yunan çatışmasının içine yerleştirip siyasal bir kazanım elde etmek amacıyla baskı aracı olarak kullanılması, dördüncüsü ise okul ve öğrenci sayısında ciddi oranda azalma olması, son olarak ise bu anlamda çözülmeyi bekleyen birçok sorunun
olmasıdır.450
Günümüzde Rum Okullarında Türkçe ve Rumca eğitim dili olup yabancı dil olarak İngilizce de öğretilmekte; Rumca verilen derslerin öğretmenleri okullar tarafından seçilip Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayıyla işe alınmakta ve maaşları
448 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası,
https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tc_anayasasi.maddeler?p3=42
449
Mehmet Deri, Türkiye’de Azınlıklar ve Azınlık Kulları( Rum-Yahudi ve Ermeni Cemaatleri), IQ Kültür ve Sanat Yayıncılık, 1.baskı, Ekim 2009,İstanbul, s.66
450 Katerina Markou, “Türkiye’de Azınlık Eğitim Sistemi Çerçevesinde İstanbul Rumlarının Eğitimi”,
İstanbul Rumları, Bugün ve Yarın, Zoğrafyon Lisesi Mezunları Derneği, İstos Yayın,Birinci basım , Haziran 2012,İstanbul,s.22-23
okullar tarafından ödenmektedir. 451
Aynı zamanda okullarda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atanmış ve maaşları devlet tarafından ödenen müdür yardımcıları ile
Türkçe ve Türkçe Kültür Dersi Öğretmenleri görev yapmaktadır.452
Bir de “Kontenjan öğretmenleri” adıyla anılan ve maaşları Yunanistan tarafından ödenen, Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan Kültür Antlaşması çerçevesinde
Yunanistan’dan gelen öğretmenler vardır.453
Cumhuriyet kurulduğundan beri Türkiye’deki azınlık nüfusunun gittikçe azalması, azınlık okullarının pek çok bürokratik sınırlama ile karşılaşması, azınlık okullarının sorunlarının daha da büyümesine, okullarının büyük bir kısmının kapanmasına, kapanmayanların da öğrenci sayılarının azalmasına yol açmaktadır.
Azınlık Okulları ne özel ne de yabancı okuldur fakat özel okullara ilişkin mevzuata tabii tutulmaktadır; Bu da azınlık okullarının belirlenen kontenjanın üzerinde öğrenci almasını engellemekte, azınlık okullarına maddi bir yük yüklemektedir. Rum azınlığın eğitimi konusunda karşımıza çıkan başka sorunlardan biri de binaların varlığı ve faaliyette olması durumu, şöyle ki; korunmaları için büyük harcamalar gerektiren büyük sınıflara sahip okullarda öğrenci sayısı az olduğu için
Türk devletinin okulları kapatma tehditleri454, okul müdürleri ve yönetim
kurumlarının bu anlamda yaşadığı sıkıntılar; bir başka sorun Yunan milli bilincinin
yitirilmesi anlamına gelen Yunan öğretiminin gerilemesi sorunudur.455Bir diğer
sorun azınlık okullarında müdür başyardımcısı pozisyonuna atanan kişilerden kaynaklanmaktadır. Bu kişiler Milli Eğitim Bakanlığı tarafından atanan ve okulun yönetimi konusundaki yetkiyi okulun müdürleriyle paylaşan başmüdür yardımcıları
olup, okul yönetiminde çift başlılığa sebep olmaktadırlar.456
Azınlık okulları 2010’ kadar bu göreve gelecek memurların belirlenmesinde söz sahibi olmamıştır. O
451 Nurcan Kaya- Selçuk Akşin Somel, Geçmişten Günümüze Azınlık Okulları: Sorunlar ve Çözüm
Önerileri, tarih vakfı, 2013, birinci basım, Haziran, İstanbul, s.12
452 Nurcan Kaya-Selçuk Akşin Somel,a.g.e.,s.12 453 Nurcan Kaya-Selçuk Akşin Somel,a.g.e.,s.12 454
Öğrenci yokluğu nedeniyle iki yıl üst üste eğitime ara veren azınlık okulları, mevzuata dayanılarak MEB tarafından kapatılmıştır. ( Bkz. 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, 7. Madde,
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5580.pdf
455 Katerina Markou,a.g.m, s.24 456
tarihten beri yasal olarak bu kişilerin atanmasında okulların görüşü alınır
denilmektedir.457
Branş derslerini Rumca bilen öğretmenler, Rumca derslerini ise Türkiye’deki Yunan Dili ve Edebiyatı bölümlerinden mezun olmuş olanlar vermekte; Kültür antlaşması gereği bazı dersleri kontenjan öğretmenler vermektedir. Yunanistan’dan Türkiye’ye öğretmen gelmesi için karşılıklılık ilkesi gereği aynı sayıda öğretmenin de Yunanistan’daki azınlık okullarına gönderilmesi gerekmekte bu durum da ihtiyaç duyulan sayıda öğretmenin Türkiye’ye gönderilmesinde
aksamaya neden olmaktadır.458
Resmi verilere göre, faaliyette olan dokuz okul bulunmakta ve bunlardan yalnızca Zapyon Okulu, anaokulundan liseye tüm aşamalarda eğitim sunmakta; İlk ve ortaöğretim okullarında toplamda 170, liselerde 59, anaokullarında ise 20 öğrenci bulunmakta; Bu öğrencilerin 116’sı azınlık okullarının önemli bir dinamiğini
oluşturan, Antakya’dan göç etmiş olan Ortodoks Hıristiyanların çocuklarıdır.459
Velilerin çoğu azınlık okulunun eğitimini düşük bulmalarından dolayı çocuklarını bu okullara göndermemektedir. Başta Fransız okullarını olmak üzere özel okulları ve Türk okullarını tercih etmektedirler. Birçoğunun isteği Türkiye’deki üniversitelere giriş olsa da öğrencilerin Yunanca olarak gördüğü derslerden Türkçe olarak girdikleri sınavda başarısız olmalarından dolayı böyle bir istek imkânsız gibi görünmektedir. Rum bir öğrencinin Türk bir öğrenciye yetişebilmesi için fazladan kurs alması ve daha fazla zaman harcaması gerekmektedir bu da daha fazla maddi yük olarak görülmektedir.
Sınıflarda çok az öğrenci olduğu için bu durum hem öğrenci hem de öğretmende psikolojik anlamda sıkıntı oluşturmakta, daha iyi bir eğitim seviyesinin olması için rekabet oluşmamaktadır. Çift ve üç dilli öğrencilere yönelik bir eğitim metodu veya ders kitabı eksikliği en önemli sorunlardan birini oluşturmaktadır.
457 Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/12/20101215-4.htm
458 Nurcan Kaya, Selçuk Akşin Somel,a.g.e.,s.15-16 459
Öğretmenler de genel olarak fotokopilerle ve kendi yöntemleriyle ve çoğu zaman müfredatın dışına çıkarak başka konuların işlenmesine neden olmaktadır. Günümüzde, Rum azınlığın okulları son yılların en düşük mezunlarını vermiş; Üç
okuldan toplamda 19 kişi mezun olmuş, cemaatin okul sayısı 5’e düşmüştür.460