• Sonuç bulunamadı

III. BÖLÜM: TÜRKİYE YUNANİSTAN İLİŞKİLERİ BAĞLAMINDA BAT

3.3. Batı Trakya Müslüman-Türk Azınlığı’nın Sorunları

3.3.3. Dini Alanda Karşılaşılan Sorunlar

3.3.3.2. Müftülükler

3.3.3.2.3. İskeçe Müftülüğü

1990 yılında Yunanistan, 2345 sayılı yasanın lağvedilmesini öngören bir kararname çıkarmıştır. Söz konusu kararname hem 1913 Atina Anlaşması’na hem de Lozan Barış Antlaşması’na aykırı bir kararnamedir. Bu kararname ile bir tür devlet

memuru yapılmaktadır.284

İskeçe’de seçimle başa gelen son müftü Mustafa Hilmi Efendi’dir. 12 Şubat 1990 yılında Mustafa Hilmi Efendi vefat etmiştir. Mustafa Hilmi’nin cenaze töreninden sonra Vazz ve İrşad Heyeti İskeçe’de bir toplantı düzenlenir. Toplantıdan alınan karar: “ Hiçbir şekilde tayinle Müftü vekili kabul

edilmeyeceği”dir. Yunan makamları aynı saatlerde asli İskeçe Müftüsü atanıncaya

kadar vekilliğe Mustafa Hilmi Efendi’nin oğlu Mehmet Emin Aga’yı atamıştır. Bu sırada Yunan makamları 6 Nisan 1990’da 30 Mart 1990 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Hafız Cemali Meço’yu Gümülcine Müftülüğü’ne atamıştır. Bu atama Yunan hükümetinin 2345/1920 sayılı yasayı uygulamaya geçirmeye hiç niyetli olmadıklarını göstermektedir. Bunun sonucu olarak da Mehmet Emin Aga Azınlık

282 Baskın Oran, a.g.e. s.164

283 “Dimetoka Müftülüğü’ne Atama Yapıldı..” Gündem

http://www.gundemgazetesi.com/trakyahaber/detay/2437 (Erişim tarihi: 08.01.2019)

284

Yüksek Kurulu’na danıştıktan sonra aynı senenin 10 Mayıs’ın da istifa dilekçesini vermiştir.285

Fahir Armaoğlu Yeni Batı Trakya Dergisi’nde ki yazısında: “yeni naib müftülük için gereken yeteneklere ve niteliklere sahip olmadığından Batı Trakya

Türk Toplumu bu tayini tepki ile karşılamıştır.” ifadelerini kullanmaktadır.286

17 Ağustos 1990’da İskeçe ilinde 52 camiide cemaatin el kaldırması usulü ile yapılan seçimde Mehmet Emin Aga, 4847 oyun 4394’ünü alarak seçilmiştir. Mehmet Emin Aga 10 Mayıstan beri kapalı olan makamı 23 Ağustos tarihinde açarak belgeleri “müftü” sıfatı ile imzalamaya başlamıştır. Bu fiili durum İskeçe Bağımsız Milletvekili Ahmet Faikoğlu tarafından bir mektup ile İskeçe valisine bildirilmiştir.287

Yunan Hükümeti bu seçimi kabul etmeyerek 22 Ağustos 1991’de Mehmet Emin Aga’yı görevden alarak yerine Mehmet Emin Şinikoğlu’nu İskeçe’ye

Müftü olarak atamıştır.288

Makamından çıkarılırken Mehmeh Emin Aga, Yunan Polisi tarafından darp edilerek hastanelik olmuştur. Yunanistan’da yaşayan Türkler bu olay üzerine 23 Ağustos’ta oturma eylemine başlamışlardır. 1995 yılında Mehmet Emin Aga makamı gasp etmek suçundan yargılanmıştır. Hapis cezasına çarptırılmış ve 6 ay hapis yatmıştır.289

Mehmet Emin Aga için ABD İnsan Hakları Konseyi, Washington Post Gazetesi’nde verdiği ilanda Mehmet Emin Aga’nın serbest

bırakılmasını istemiştir.290

2000 yılında AİHM, Mehmet Emin Aga’nın şikayeti üzerine Yunanistan’ı tazminata mahkum etmiştir. Yunanistan Hükümeti yıllar boyunca Batı Trakya’daki Müslüman Türk Azınlığın seçilmiş müftülerini, “Dini bir liderin yetkilerini ele geçirdiği” bahanesiyle defalarca cezalandırmıştır. İskeçe’nin seçilmiş müftüsü Mehmet Emin Ağa ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, AİHM kararlarına ve daha sonra Yunan mahkemelerinde normal şartlar altında “emsal dava” olarak iş

285 A.g. e. s. 168

286 Fahir Armaoğlu, “Müftü Krizi”, Yeni Batı Trakya, Sayı: 84, Mart 1990, s. 19. 287

Baskın Oran, a.g. e. s.169

288 “Batı Trakya’da Müftülükler İşgal Altında”, Batı Trakya’nın Sesi, Batı Trakya Türkleri Dayanışma

Dernekleri Yayın Organı, Sayı: 33, Ağustos 1991, s. 3.

289 “Atina’nın müftü Oyunu”, Milliyet, 27.01.1995, s. 17. 290

görmesi gereken Yunan Temyiz Mahkemesi’nin kararına rağmen, ceza almıştır. Uzun süren mücadelesi boyunca Müftü Ağa’ya birçok kez fiziki saldırı olmuş, dövülmüş, yaralanmış ve hapse atılmıştır. Fiziki saldırılardan sonuncusu 25 Nisan 2003 tarihinde, kutsal Cuma günü Müftü’nün kendi evinde sabah ibadetinden sonra yapılmıştır.291

Bu saldırıdan sonra Mehmet Emin Aga İstanbul’da tedavi görmüştür. 1993 ile 2003 yılları arasında Mehmet Emin Ağa, azınlık toplumuna verdiği 49 mesajdan ötürü devlet tarafından açılmış, 20 civarında mahkeme davasıyla karşı karşıya kalmıştır. Müftü Aga yaklaşık altı ayı hapiste yatmış ve ağır sağlık sorunları sebebiyle serbest bırakılmıştır. Ne var ki AİHM kararlarına rağmen şu ana kadar Yunan Mahkemesi, Mehmet Emin Ağa’ya tazminat vermediği gibi, yetkisini de

tanımamıştır.292

2006 yılında AİHM’de Mehmet Emin Aga davasında Yunanistan yine haksız bulunarak mahkum edilmiştir. AİHM, "din ve vicdan özgürlüğünü" güvence altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. Maddesinin ihlal edildiğine kanaat getirmiştir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün ise kısıtlanmadığına karar vermiştir. mahkeme masrafları olarak toplam 3 bin Euro ödenmesini kararlaştırmıştır.293

2006 Eylül’de Mehmet Emin Aga vefat etmiştir. Camilerde

yapılan seçimle İskeçe Müftülüğü’ne Ahmet Mete getirilmiştir.294

Müftülük sorunun çözümü için Samim Akgönül’ün bazı önerileri bulunmaktadır. Bunlardan ilki statükodur. Yani bu ikili durumun diğer bir deyişle çift başlılığın devam etmesidir. Fakat bu durum bazı hukuki ve sosyal sorunlara

sebep olmaktadır. İkinci çözüm önerisi, sistemin yeniden inşa edilmesi ve atanmış

müftülerin görevden alınarak seçilen müftülerin bu görevlere getirilmeleridir. Bu çözüm azınlık tarafından talep edilmektedir. Ancak şimdiki duruma bakıldığında bu zor görünmektedir. Üçüncüsü, Müslüman-Türk azınlık tarafından seçilmiş müftülerin yalnızca dini lider olarak kalması, atanmış müftülerin ise hukukî ve idarî görevlerini yürütmesidir. Dördüncüsü ise azınlığın dinî bir cemaat olarak kendi liderini

291 “Dini Hoşgörüsüzlük Yunanistan’da Vicdan Ve İfade Özgürlüğü İhlalleri İskeçe Seçilmiş Müftüsü

Mehmet Emin Ağa Olayı(Şubat 2004) , http://www.gundemgazetesi.com/news/rapor/2004_02.php

292

A.e.

293 “Yunanistan’a Emin Aga Mahkumiyeti”, http://www.hurriyet.com.tr/yunanistana-emin-aga-

mahkumiyeti-4750569 (Erişim tarihi:08.01.2019)

294 İskeçe Müftülüğü, http://www.iskecemuftulugu.org/iskece_muftusu.php (Erişim

kendisinin seçmesinin önünün açılmasıdır. Ancak seçilen liderin gerçekten dinî bir

lider olabilmesi için hukukî ve idarî görevlerinin yeni bir yasayla iptal edilmesidir.295

Sonuç olarak Yunanistan’da yaşayan Müslüman Türkler ile Yunanistan arasında süregelen müftülük sorunu günümüzde de devam etmektedir. Antlaşmalardan kaynaklanan hakları gereği Yunanistan’da Müslüman Türklerin başmüftülük makamı hala boştur. Aynı zamanda müftünün kendi çevresindeki Müslümanlar tarafından seçilmesi gerekirken Ortodoks Hristiyan, Yunanlı vali tarafından seçilip atanmaktadır. Azınlığın istediği ise kendilerine antlaşmalarla verilen müftülerini serbestçe seçme haklarının Yunan hükümeti tarafından kullanılmasına izin verilmesidir ve kendi dini işlerine karışılmamasıdır. Yunan Hükümeti’nin keyfi müftü atamalarına karşılık azınlık kendi müftüsünü kendi seçmeye devam etmektedir.

Azınlık tarafından seçilen müftüler yıllar boyu birçok kez Yunan Hükümeti’nin baskısı altında kalmış, yaralanmış, maddi ve manevi zararlar görmüşlerdir. AİHM’ye başvurmuşlar ve Yunan Hükümeti’nin haksız bulunduğunu göstermişlerdir. Fakat Yunan Hükümeti uluslararası platformlarda verilen kararları görmemekte müftüyü kendisi atamaya devam etmektedir.

Yunanistan kendi çıkarları doğrultusunda antlaşmalarda bulunmayan statüleri İstanbul Ortodoks Hıristiyanları için Türkiye’den talep ederken, antlaşmalarla açıkca hüküm altına alınmış durumlardan Yunanistan’daki Müslüman Türkleri yararlandırmamaktadır.