• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: TÜRK VE RUS KÜLTÜRLERİNİN TANIMLANMALARI

2.5. Türk ve Rus Edebiyatından Yapılan Çevirilere Örnekler

Rusça’ dan çevrilen ilk edebi eser olarak bir süre St., Petersburg’ta eğitim almış daha sonra da Rusya’dan Türkiye’ye dönen ve döndükten sonra da bir süre Mektebi Mülkiye’de tarih dersleri veren Mizancı Mehmed Murad’ın 1884 yılında Griboyedov’un Akıldan Belâ (Gore ot uma) adlı oyununu Rusça’ dan Türkçe’ye çevrilen eserdir.( Habib, 1941:267; Gariper, 1999:111)

1887-1900 yılları arasında gerçekleştirilen araştırmalarda Rusça’dan Türkçe’ye 27 şiirin çevrildiği tespit edilmiştir. Çevirilerin bazılarında şair adları belirtilmemiş bazılarında ise belirtilmiştir. Ali İhsan Kolcu tarafından başlatılan çalışmada Bunların 18’inin listesi sunulmuştur. Arşivlerde bulduğu bu çevirileri Ali İhsan Kolcu yıllara göre ayırmıştır. Bu araştırmaya göre M. Yu. Lermontov’un şiiri Rus edebiyatından gerçekleştirilen ilk çeviridir. Fransızca’dan çevrilen şiir, 26. sayısında 14 Nisan 1887 tarihinde Mehmed Murad’ın çıkardığı Mizan dergisinin yayımlanmıştır. Şiirin sunuş bölümünde Ol dem ki hazân-nümâ enînler… ile başlayan dizenin Tahir Bey tarafından tanzim edildiği yazılıdır. Yapılan çalışmalar sonucunda bunun, Lermontov’un Kogda volnuetsya jelteyuşçaya niva… şiirinin çevirisi olduğu tespit edilmiştir. Çevirinin sunuş bölümünde tanzim edildiğinin belirtilmesi bir anlam içermektedir. Çünkü tıpkı batı dillerinden gerçekleştirilen çevirilerde olduğu gibi belirli ölçüde Lermontov’un şiirinin teknik yapısına müdahale edilmemiş bazı sözcüklerle deyimler değiştirilmişse de bazı dizeleri çevrilmemiştir (Aykut, 2006: 3).

Şiir çevirileriyle ilgili Rusça’dan Türkçe’ye aktarılan çalışmarın bir diğeri de Cafer Gariper tarafından gerçekleştirilmiştir. Ali İhsan Kolcu’nun listesini sunduğu 18 şiirden

65

farklı olarak Cafer Gariper arşiv araştırmalarına dayanarak Rusça’dan çevrilen 9 şiir daha bulmuştur. Toplam 27 şiiri hem üslûp hem de konu açısından inceleyerek değerlendirmiştir (Gariper, 1999:105- 134).

Cafer Gariper yapmış olduğu çalışması sonucunda Recep Vahyî’nin askeri okulda öğrendiği Rusçasıyla Rusça’dan çevirdiği şiirleri Bursa’da Nilüfer dergisinde yayımlandığı belirlemiştir. Kazlar (Gusi) (1890) Rus Çarı I. Petro ile bir köylü (Tsar Pyotr i krestyanin) (1890), vd. Kuşcağız (Ptiçka) (1889), Çiftçi Şarkısı (Pesnya paharya) (1889), vd. Bu çeviriler üzerinde çalışan Türkan Olcay Kuşcağız’ın F.A. Tumanski’nin şiirlerinden Çiftçi Şarkısı’nın da A.V. Koltsov’un şiirlerinden olduğunu belirlemiştir (Olcay, 2005: 44).

Yapılan çalışmalar sonucunda bugüne kadar elde edilen bilgilere göre1887-1900 yılları arasında İ.A. Krılov’un fablleri ile A.V. Koltsov, F.A. Tumanski, M.Yu. Lermontov ve A.S. Puşkin’in şiirleri doğrudan Rusça’dan ve Fransızca’dan çevrilmiştir. L.N. Tolstoy ve İ.S. Turgenev’in düzyazı şeklindeki iki küçük öyküsü ise bu dönemde Rusça’dan şiir şeklinde çevrilmiştir. Rusça’dan Türkçe’ye yapılan çevriler arasında 27 şiir ve fabl arasında sahibi bilinmeyen şiirlerde bulunmaktadır.

Puşkin’in Kar Fırtınası (Metel) öyküsü Olga Lebedeva’nın Türkiye’de yayımlanan ilk çevirisidir. İlkin 1890’da Tercüman-ı Hakikat gazetesinin birkaç olarak yer alan öykü daha sonrasında da kitap olarak yayımlanmıştır. Kitabın önsözünde Ahmet Mithat, Olga Lebedeva’yı ve Puşkin’i ve tanıtmıştır (Habib, 1941:267-268). Olga Lebedeva, Puşkin’in Maça Kızı’nı “Kağıt Oyunu” adıyla çevirmiştir (1893).

Puşkin ve Tolstoy’un yapıtları 19. yüzyılın sonlarında Fransızca’dan da çevrilmeye başlamıştır. İkdam gazetesinde Kroyçer Sonatı romanının ilk bölümleri Fransızca’dan çevrilerek yayımlanmıştır (23 Ekim 1896) (Olcay, 2005: 49).

Sıkı sansür nedeniyle 1900-1908 yılları arasında çok az yapıt çevrilmiştir. Bu dönemde yayınlanan eserle arasında Abdullah Zühdü tarafından Fransızca’dan çevrilen Turgenev’in, İstanbul’da Duman ile Âb-ı Nevbahar adıyla yayımlanan İlkbahar Selleri romanları bulunuyordu (Olcay, 2005: 51).

Türk okuyucusunu en çok etkileyen ve 19. yüzyıl sonuyla 20. yüzyıl başlarında Türkçe’ye en fazla çevrilen yazar Lev Tolstoy’dur. Tolstoy’u Türkiye’de ilk tanıtanların

66

başında Olga Lebedeva’dan sonradır. Bir diğer yayımcı İbrahim Hilmi’dir (Şifman, 1960:416-417).

Meşrutiyetin ilanıyla birlikte 1908’de çevirilerde Batı dillerinin yanı sıra Rusça çevirilerinde de de bir canlanma meydana gelmiştir. Özellikle çevirilerinde büyük bir artışın gözlemlendiği yazar Tolstoy’dur. Bu dönemde “İlyas Yahut Zenginlik” başlığıyla “İlyas” öyküsü bu kez ikinci kez yayımlanır (1909) (Şifman, 1960:418). Aynı yıl “Tanrı Gerçeği Görür, Ama Hemen Bildirmez” ve “Kafkas Esiri” çalışmaları da Rusça aslından çevrilerek yayımlanır (Şifman, 1960:419). Olga Lebedeva tarafından 1893’de Familya Saadeti adıyla çevrilen Aile Mutluluğu da bu dönemde “Bir İzdivacın Romanı” adıyla Raif Necdet tarafından ikinci kez çevrilmiştir (1910) (Habib, 1941:278) Fransızca’dan Haydar Rıfat tarafından çevrilen “Diriliş” romanı Teceddüt-ü Hayat adıyla İbrahim Hilmi’nin Millet gazetesinde yayımlanmıştır (1911) (Habib, 1941:279; Hilmi, 1936: 15). Baha Tevfik tarafından da aynı roman Fransızca’dan bir kez daha çevrilmiştir (1911) (Şifman, 1960:419). 1911 yılında S. Celâl tarafından Tolstoy’un Korney Vasilyev öyküsü de çevrilmiştir (Şifman, 1960:419).

Türk edebiyatında Gogol ve Dostoyevski gibi, Rus yazarların oldukça geç tanındığını belirtmeliyiz. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Tolstoy ve Turgenev’ den sonra özellikle bu iki yazarın Avrupa’da hızla tanınmaya başlamasına paralel olarak Türkiye’ de de tanınır olmuşlardır. Türkçe’ye M. Vâsıf tarafından “İçli Kız” adıyla çevrilen Dostoyevski’nin “Krotkaya” öyküsü Dostoyevski tarafından yazıldıktan 55 yıl sonra Türkçeye çevrilmiştir (1931). “Ölü Bir Evden Anılar” romanı Haydar Rıfat tarafından yazılışından 71 yıl sonra “Ölüler Evinin Hatıraları” adıyla Türkçeye çevrilmiştir (1933). İçinde Namuslu Hırsız öyküsünün de yer aldığı “Beyaz Geceler” kitabı da Ruşen Eşref Ünaydın tarafından yazıldığından 85 yıl sonra Türkçeye çevrilmiştir (1933) (Ediz, 1979: 29)

67

BÖLÜM 3: ÇALIKUŞU ESERİ’NİN RUSÇA’YA ÇEVİRİSİ’NİN