• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: TÜRK VE RUS KÜLTÜRLERİNİN TANIMLANMALARI

2.2. Genel Kültür Tanımı İçerisinde Rus Kültürü

Dünyadaki en eski kültürlerden biri olan Rus kültürünün, özellikle nasıl bir tarihi ve sosyal süreç içerisinde oluştuğu bilinmemektedir. Bugün, Ruslar ve diğer Rus doğumlu insanlar antik Slav kültür geleneklerine sadık kalmaktadır ve ilerici niteliklerini kullanmaktadırlar.

İlk melezlemeler, putperestliğin kademeli olarak kaldırılması, Hıristiyanlığın benimsenmesi, Slav görenek ve geleneklerin benimsenmesi, Rus kültürünün oluşturulmasında temel bir adım olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte, Rusya'daki Hıristiyanlığın egemenliği altında, iki farklı dini eğilim bir süre paralel olarak ilerleme göstermiştir. Hıristiyanlık hâkim din olarak kabul görmüştür. Bunda şüphesiz Hıristiyan kilisesinin oynamış olduğu rol yadsınamaz.

Hıristiyanlığın benimsenmesi, Rus kültür hayatında önemli bir olaydır. Hıristiyan kiliseleri ve kiliseleri ülkenin dört bir yanına inşa edilmesiyle yeni bir süreç başlamış oldu. Sanatçılar, kiliselerin dış ve iç dekorasyonlarını oluşturmakla yükümlüdürler. Hıristiyanlığın kabulünden sonra, Rus kültürünün gelişmesinde yeni bir aşama başlar.

59

Kiev, Moskova, Petrograd ve diğer şehirler hızla gelişim gösterir. Her yerde, yeni kültür merkezleri ortaya çıkmaya başlar, güzel sanatlar, ahşap ve taş mimarisi hızla gelişir ve kültürel alanda radikal bir canlanma başlar. Tolstoy Savaş ve Barış adlı kitabından ormanda geçirilen bir av gününün sounuda olan bir sahneye anlatmaktadır, bu sahne tipik bir Rus kültürünün resmini çizmektedir.

“Anisya, ev yapımı Rus iyiecekleriyle dolu bir tepsi getirir: mantar turşusu, ayran, çavdar ekmeği, ballı şekerlemeler, konserveler, köpüklü bal likörü, bitki konyağı ve votka çeşitleri”.(Figes, 2009:17)

Rusya XVIII. yüzyılda kültürel, politik ve ekonomik alanda büyük bir değişim geçirmiştir. Aydınlanma Hareketinin başarılı olması için Batılılaşma ya da modernleşme süreci doğrultusunda I. Petro’nun XVIII. yüzyılın sonlarında aldığı kararlar oldukça etkili olmuştur. Rusya’nın toplumsal değerleri ile kültürel gelişimi I. Petro’ un modernleşme düşüncesini yaşamın temel felsefesi olarak belirlemesiyle paralel ilermiştir ( Şahin, 2014: 171).

“Rus eleştirmen, şair ve tarihçi Vyazemski XVIII. yüzyılla ilgili şöyle bir yorum getirmiştir: Rus (I. Petro) bizi Almanlaştırmaya, Alman (II. Katerina) ise bizi tekrar Ruslaştırmaya çalışmıştır. Vyazemski’nin bu ifadesi, aslında Rus Kültürü’nün ilkelerini betimlemeye yöneliktir. Bu çerçevede laik Rus kültürü, batı kültürünü örnek alarak kendine özgü bir ruh arayışından ibaret görünmektedir” ( Şahin, 2014: 172).

Sınıflar arası ilişkiler ile toplumun yapısının ve eskisi gibi kalmasına karşın bu dönemin insanı çoğunlukla değişim sürecine aktif olarak katılmış ve olayların gelişimine seyirci kalmamıştır. Bu dönemin insanları kişisel yetenekleri sayesinde bağlı bulundukları sosyal sınıfa karşın yüksek mevkiler elde edebilmişlerdir. Doğal olarak gelişmelerin sonucunda kültür alanında büyük değişimler yaşanmıştır (Uzelli, 2007: 78).

Rusya için yeni bir çağın başladığı I. Petro Dönemi kültür ve sanat alanında da önemli dönüşümlerin olduğu bir dönemdir. Kültürün ve sanatın ana ilkelerinin değişmesi bunun en büyük kanıtıdır. Sanatın ana ilkesi kültürün aracı olarak “dine uygun insan” prensibinin yerini “devlete hizmet edecek yeni laik vatandaş” prensibi almıştır. Edebiyat, görsel sanat, müzik ve sanatın diğer tüm alanlarında laiklik ilkeleri egemen olmaya başlamıştır (Şahin, 2014: 182).

60

Rus kültüründe XVII. yy.’ın sonları ve XVIII. yy.’ın ilk yarısında “Barok Çağı” egemen olmaya başlamıştır. Ortaçağ formları geçerliliklerini yitirmeye başlamış ve bu çağın sanatçıları gözlerini artık dünya çapında oluşumlara çevirmeye başlamışlardır. Dünya görüşüne uygun formlar ve düşünceler kısa sürede yaratılamamıştır (Uzelli, 2007: 78). Bu dönemde eklektik ve bazen de birbirine aykırı oluşumlar Batı Avrupa ve Rus geleneklerinin etkisiyle birlikte şekil bulmuştur. Rus sanatında nispeten kısa bir dönem olmasına rağmen Barok, gerçekçi formlarla ve Yeniden Doğuş’un ilke ve düşüncelere dayanan anlayışıyla Rus kültüründe büyük değişimler geçirmiştir (Uzelli, 2007: 79). Çar, Rus sanatının yeni sayfasını “yeni insan” için yeni şehir, “yeni Rusya'yı var edecek yeni başkent” fikri doğrultusunda açmıştır. Sankt-Petersburg tüm dünya akımlarına ve modasına uygun olarak gelecek ve ileriki yıllarda “Rusya’nın kültür başkenti” sıfatıyla inşaa edilmiş ve şehir planlamacılığına uygun olarak tasarlanmıştır(Jigalo/Tukiyanin, 2011: 14)

XVIII. yüzyıl yazınsal açıdan ele alındığında çelişkili ve karmaşık ve bir dönemdir. Bu dönemde erken realizm, romantizm, santimantalizm, klasisizm, ön-klasisizm ve barok gibi edebi akımlar harmanlanarak birbirini izlemiştir. Halk arasındaki kültürel ayrışım ve tüm alanlarına yayınlan üst tabaka dönemin edebiyatına da yansımıştır ( Şahin, 2014: 186).

“Rus kültürü ve yaşamında gerçekleşen dünyevileşme sayısında, eski tür oluşumlar yeni içeriklerle zenginleşir, tek ve ulusal dilin biçimlenmesi hızlandırılır. Stefan Yarovski, Feofan Prokopoviç gibi söz ustalarının çabalarıyla hitabet sanatı Petro döneminde kültürün önde gelen sanatlarından biri olur. Bir yandan el yazmaları devam ederken, matbaa kitapları daha sık basılır olur; anonim kitapların yanı sıra, yazar adlarıyla basılan kitaplarda artış gözlenir. Bu dönemde yazılan yazıtlarda ön–klasisizmin biçimlendiğini görmekteyiz” (İnanır, 2008: 53)

Rusların milli kimlik arayışı Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle birlikte farklı bir boyut kazanmıştır. Bu durumda tarihsel sürecin herhangi bir anında her toplumun kendine münhasır bir kimliğinden bahsetmek mümkündür. Daha somut bir ifadeyle, toplumsal ve siyasal kurumsallaşmayla toplumun kendini algılama şeklinin uyum içinde olup olmaması temelde yatan soruna işaret etmektedir. Rusya Federasyonu’yla Rusların kendilerini algılama şekilleri arasındaki fark Rusların Sovyetler Birliği’nin çöküşünde oldukça önemlidir. Kimlik sorunun ortaya çıkmasında yaşanan uyumsuzluk bu yapının ortadan kalkmasıyla sonuçlanmıştır ( Soltan, 2001: 64-65).

61

Kimlik konusu sübjektif değerlendirmeler ve objektif etkenlerle şekillendirmelerle belirleniyor. Rus milli kimliğinin üretim boyutu Rus aydınlarının yaklaşımları ve aralarındaki tartışmalarıyla belirlenmiştir. Çünkü kimlik kendiliğinden var olan bir şey değil kelimeler alanında belirlenen bir rasyonalitedir (Kolosov, 2000: 268).