• Sonuç bulunamadı

TÜRK HUKUKUNDA BİRLİKTE SORUMLULUĞUN UYGULANMAYACAĞI HALLER

İŞYERİ DEVRİNİN HÜKÜM VE SONUÇLARI I İŞYERİ DEVRİNİN İŞ İLİŞKİLERİNE ETKİSİ

D. TÜRK HUKUKUNDA BİRLİKTE SORUMLULUĞUN UYGULANMAYACAĞI HALLER

1. İşverenin İflası

İş sözleşmesi, işverenin iflasıyla sona ermez. Türk Hukukunda, iflasın açılmasıyla iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ereceğini öngören bir hüküm bulunmamaktadır. Zira, iflasla birlikte iş sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiğinin kabul edilebilmesi, bu durumun sözleşmenin devamı için bir imkansızlık teşkil etmesi veya İş Kanunu’nda bir sona erme sebebi olarak gösterilmiş olması halinde mümkündür. İş Hukuku ve İcra ve İflas Hukukunda, iflas halinde sözleşmenin ifasını engelleyecek bir hüküm de bulunmamaktadır. İflas, bir mücbir sebep de teşkil etmez. İcra İflas Kanununun 198 ve 224. maddelerinde öngörülen iflas idaresinin seçim hakkı ve sözleşmenin aynen ifasına karar vererek iş vermeye devam edebilmesi, iş sözleşmesinin iflasla sona ermediğini göstermektedir. Ayrıca, iflas halinde sözleşmenin ifasına engel bir imkansızlık hali de oluşmamaktadır. İşverenin iflasından sonra da hem müflis işveren (iflas idaresi) hem de işçi, hala sözleşmeyi ifa edebilecek durumdadırlar. Öğretide de, iflasın açılmasıyla, iş sözleşmesinin sona ermediği kabul edilmektedir482.

İşverenin iflas etmesiyle birlikte iş sözleşmesinin sona ermemesi, hem işçinin hem de işverenin ve onun iflas masasının menfaatine uygundur. İflasın açılmasıyla birlikte iş sözleşmesinin kendiliğinden sona ermesi, müflisin işletmesinin faaliyetini durdurmasına neden olabilir. Bu durum, müflisin ve onun iflas masasının

482 KÖSEOĞLU; Ali Cengiz, İşverenin İflasının İş Sözleşmelerine Etkisi, e-akademi Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternet Dergisi, Ekim 2004, S: 32, ( İşverenin İflası), s:4, KÖSEOĞLU; s: 213.

menfaatlerine aykırı bir hal ortaya çıkartabilir. Böyle bir aleyhte durumu önlemek için iflas idaresine, müflisin ticari işletmesini devam ettirme hakkı tanınmıştır.

İşverenin iflasıyla birlikte iş sözleşmesinin sona ermemesi, işçinin de menfaatinedir. Bu sayede işçi de, işini bir süre daha korumuş olacaktır. Bu halde, her ne kadar işçinin iflastan sonraki ücreti İİK.m.206'da öngörülen öncelik hakkından yararlanamasa da483; iflas masası, sözleşmeyi devam ettirmek isterse, işçi çalışmasını devam ettirecek ve ücretini masadan masa alacağı olarak tam olarak alabilecektir (İİK.m.248). Üstelik işçi, bu ücreti için masadan teminat gösterilmesini talep edebilme hakkına da sahip bulunmaktadır (BK.m.346). İflasın açılması iş sözleşmesini kendiliğinden sona erdirmediği gibi, işverenin iflası, kendisi ve onun iflas masası için iş sözleşmesini sona erdirmekte haklı bir sebep (BK. m.344) teşkil etmez.

Yukarıda açıklamaya çalıştığımız gibi, işverenin iflası iş ilişkisini derhal ve kendiliğinden ortadan kaldıran bir neden değildir. İşverenin iflası halinde işyeriyle birlikte işyerinin veya işletmenin yönetimi ve tasarruf yetkisi iflas masasına geçer. İflas masası (idaresi), iflasın başlangıcından tasfiye sonuçlanıncaya kadar bir önlem olarak, işverenin bütün işletmesini ve defterlerini kontrol ve yönetimi altına almakta, bunun sonucu olarak da iş münasebetinde işçilere karşı işverenin yerine geçmektedir. İşletmenin ve işyerinin idaresi ve yönetim yetkisi iflas masasında olduğundan, masa öncelikle işyeri veya işletmenin faaliyetinin sürdürmesinin iflas masasının menfaatine olup olmadığına karar verir. Eğer işletmenin faaliyetinin sürdürülmesi mümkün değilse, iflas idaresi bildirim önellerine uyarak (İş K. m.17) iş sözleşmelerinin feshi yoluna başvurabilir. İşverenin iflası her ne kadar iş sözleşmesinin feshi için haklı bir neden olarak kabul edilmese de, geçerli bir neden (İş K. m.18) olarak kabul edilmelidir.

İşverenin iflası halinde, işçinin haklarını ne şekilde koruyacağı esas olarak BK. m.346’da düzenlenmiştir. Buna göre, işveren borç ödemekten acze düştüğünde,

483 Bu hususta bknz. DEYNEKLİ; Adnan, İşverenin İflası veya İşverene Yönelik Haciz Halinde İşçinin Ücret Alacağının Önceliği Sorunu, TBB Dergisi, Yıl: 18, S: 60, Eylül- Ekim 2005, s: 31-43, s: 34. “İİK 206. maddesindeki imtiyazlı ve adi alacaklar ile ilgili düzenlemede iflasın açıldığı tarihte mevcut olan alacaklar dikkate alınmıştır. İflasın açılmasından sonra doğan alacaklar masa borcu değilse o iflas masasından tatmin edilmeyecektir. İflas nedeniyle iş sözleşmesinin sona ermesi üzerine işçilerin hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatı alacaklarının masa borcu olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.”

işçi, işverenden uygun bir süre içinde kendisine teminat verilmesini isteyebilir. İşveren veya iflas idaresi bu süre içinde teminat göstermezse, işçi sözleşmeyi feshedebilir. Bu hüküm dışında işverenin acze düşmesi veya iflası durumunda işçi iş sözleşmesini, BK.m.344 uyarınca feshedemeyeceği genel olarak kabul edilmektedir. Ancak, bazı özel durumlar işverenin iflası veya aczi halinde işçiye iş sözleşmesini derhal fesih hakkı verebilir. Örneğin işverenin şahsı dikkate alınarak yapılmış olan sözleşmelerde işverenin iflası veya aczi halinde işçi, BK. m.344’e dayanarak iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda iş sözleşmesini derhal, ihbara gerek kalmaksızın sona erdirebilir. Bu gibi özel durumlarda artık işçinin iş sözleşmesini iflas masasıyla devamı beklenemez484.

4857 sayılı İş Kanunu’na göre, işyerinin devrine ilişkin birlikte sorumluluk hükümleri, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz (m.6/6). Bunun sonucu olarak, işyeri iflas nedeniyle malvarlığının tasfiyesi sonucunda başka bir işverene devredildiğinde, iş sözleşmesinin yeni işverenle devam ettiği ve işçi haklarından yeni ve eski işverenin birlikte sorumlu olduğu ileri sürülemeyecektir. Yine, devreden veya devralan işverenin iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedilemeyeceğine ilişkin kural işverenin iflası halinde uygulanmayacaktır.

İşyeri devri sonucunda devredilen işyerinde devir anında mevcut iş sözleşmelerinin tüm hak ve borçları ile devralan işverene geçmesinin iki istisnasından biri; İş K. m.6/f.6 hükmünde bahsedilen, işyerinin iflas prosedürü çerçevesinde el değiştirmesi durumudur. Buna göre; “yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz” hükmü ile, iflas sonucu işyerinin bir başka işverene geçmesi durumunda, yine birlikte sorumluluk hükümleri uygulamayacaktır. Kanunda sadece iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün devri üzerinde durulmuştur. Bu noktada devir şekli önemsizdir. Cebri icra, pazarlık,

veya ihale suretiyle satış işlemi gerçekleşebilir. İflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi dışında kalan cebri icra yoluyla satışlar bu kapsamın dışındadır485.

Kanun iflas sonucu işyeri devir hallerinde m.6 hükümlerinin uygulanmayacağını öngörmektedir. Bu durumda akla gelen BK m.179 hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağıdır. Çankaya ve Çil’e göre, İş Kanunu’ndaki hükmün uyarlanmış hali olan BK m.179 hükmü, İş Kanunu’nda öngörülmeyen durumlarda uygulanamaz486. Kanaatimiz de bu yöndedir487.

2. Tüzel Kişiliğin Birleşme veya Katılma Yoluyla Sona Ermesi

İş K. m.6/f.4 hükmüne göre; tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz. Burada bahsedilen, devir nedeniyle tüzel kişiliğin sona erdiği hallerdir. Tüzel kişiliği sona eren bir işverenin işçilik haklarından sorumluluğundan bahsedilemeyecektir488. Burada bahsedilen durum, tüzel kişiliğin sona erdiği ve işveren değişikliğinin gerçekleştiği hallerdir. Dolayısıyla örneğin devredici nevi değiştirmede bir işveren değişikliği olmadığından, sadece tüzel kişiliğin kalıbı değiştiğinden, birlikte sorumlu

485 EYRENCİ/ TAŞKENT/ ULUCAN; s: 113, ÇANKAYA/ ÇİL; s: 196. Ayrıca bknz. YARGITAY 9. HD. 2008/20332E. 2008/15696K. 16.6.2008T. “İşyeri devri halinde İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı İş Kanununun 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur. Somut olayda davacının çalıştığı koperatif işyeri cebri icra yoluyla satılmak suretiyle devredilmiştir. Mahkemece uyulan 26.02.2007 tarihli bozma ilamı doğrultusunda davalıların sorumlulukları belirlenerek dava konusu istekler hüküm altına alınmalıdır.” Kazancı Mevzuat Programı, http://www.kazanci.com.tr.

486 ÇANKAYA/ ÇİL; s: 196.

487 Karardan iflas sonucu tasfiye sürecine girilip girilmediği anlaşılamasa da, tasfiyeye ilişkin bknz. YARGITAY 9. HD. 2005/6628E. 2005/7496K. 7.3.2005T. Dosya içeriğine göre, davacı E A.Ş. dönemindeki hizmeti yanında, davalı şirket nezdinde geçen çalışmalarım kapsayacak şekilde işçilik alacakları için talepte bulunmuş ve davalı kendi dönemi için ödeme yaptığını savunmasına rağmen, ödediğine dair belge sunamamıştır. Bu kabule rağmen, davacının isteminin dava dışı şirket dönemi ile sınırlandırılması doğru değildir. Diğer taraftan kayıtlara göre, gerek E A.ş. 'nin gerekse davalının sigorta sicil numaraları ve adresleri aynıdır. Başka bir anlatımla davacı 1996 yılından beri aynı işyerinde çalışmıştır. Tanıklarda işverenin isim değiştirdiğini belirtmişlerdir. Ayrıca ilk işverenin borcundan dolayı tasfiye sürecine girdiği, davalı işverenin yeni bir oluşumla işyerini işletmeye devam ettiği, fiili devir olgusunun gerçekleştiği, davalı işverenin önceki dönemden de sorumlu olması gerektiği anlaşılmaktadır. Somut bu maddi olgulara göre işin esasına girilerek karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir”, Kazancı Mevzuat Programı, http://www.kazanci.com.tr.

488 ÇANKAYA/ ÇİL; s: 183, ÖZKARACA; s: 357, EYRENCİ/ TAŞKENT/ ULUCAN; s: 113, SÜZEK; s: 186.

tutulabilecek iki işveren olmadığından birlikte sorumluluk hükümleri uygulanamayacaktır.