• Sonuç bulunamadı

2.6 Arap Baharı Sonrası Suriye’de Olaylar

2.6.1 Suriyelilerin göç ettikleri ülkeler ve durumları

Suriye, içerisinde birçok etnik ve dini grupları barındıran çok kültürlü bir devlettir. Nüfusun etnik olarak dağılımı gösterilirse, yüzde 90 Arap, yüzde 9’u Kürt, yüzde 1’de Çerkez, Ermeni, Türkmenler ’den oluşmaktadır. Dini (mezhepsel) olarak nüfus dağılımına bakıldığında yüzde 74’ ü Sünni, yüzde 12’si Şii, yüzde 10’u Hristiyan, yüzde 3’ü Dürzi ve çok az sayıda da olsa diğer mezhep grupları da yer almaktadır. Suriye yönetiminin Müslümanlar arasında yüzde 12’lik kısmı oluşturan azınlığın elinde olması çoğunluk tarafından tepkiyle karşılanmakta ve bu da çatışma ortamlarının oluşmasına zemin hazırlamaktadır (Dinçer ve Coşkun’dan aktaran Güneş, 2013, s. 23). Çatışmaların çıkmasının altında yatan temel sebeplerin başında böyle bir durum gelmektedir.

Suriye’de 2011 yılında patlak veren iç savaştan dolayı çok sayıda insan hayatını kaybetmiş, çok sayıda insanda göç etmek zorunda kalmıştır. Göçün öncelikli amacının yaşamı devam ettirmesi, göçe zorlananların bir an önce canlarını kurtarabilecekleri yakın ülkeleri tercih etmelerine neden olmuştur. Bu nedenlerden dolayı Suriye’de gerçekleşen göçlerin çoğunluğu Türkiye, Lübnan, Irak, Ürdün, Mısır gibi yakın ülkelere olmuştur. Bu gerçekleşen göçlerle ilgili UNCHR 2017 verilerinde Suriyelilerin göç ettiği ülkeler şekil 3’te gösterilmiştir.

34

Şekil 3: UNCHR 2017 Temmuz Ayı Ülkelere Göre Suriyeli Mülteci Sayıları

http://data.unhcr.org/syrianrefugees/regional.php# sayfasından alındı.

UNCHR 2017 Temmuz ayı verilerine göre Türkiye, Lübnan, Ürdün, Irak, Mısır ve Kuzey Afrika’da toplam 5.163.650 Suriyeli bulunmaktadır. Bu Suriyelilerin 3.106.932’i Türkiye’de, 1.017.051’i Lübnan’da, 659,125’i Ürdün’de, 244,605’i Irak’ta, 122.203’ü Mısır’da, 30.104’ü de Kuzey Afrika’da bulunmaktadır ( UNCHR, 2017).

Şekil 4: UNCHR (2017). Temmuz ayı Avrupa ülkelerine göre Suriyeli mülteci sayıları

35

Şekil 4’te 2011 yılından itibaren patlak veren krizden dolayı göç eden Suriyeliler yer almaktadır. En fazla Suriyeli barındıran ülkeler sırasıyla Almanya, İsveç, Macaristan, Avusturya’dır.

2.6.1.1 Suriye’den Gelen Sığınmacıların Türkiye’de Yerleştikleri İller ve Durumları

Türkiye, Suriye’de yaşanan çatışmalar sonucunda yoğun bir zorunlu göçe maruz kalmıştır. Etnik, dini, sosyal ve demokratik vb. gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak çıkan bu çatışmalar birçok kadın, çocuk ve erkeğin hayatlarını kaybetmesine neden olmuştur. Hayatta kalanların birçoğu ise ülkelerini bırakıp farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmışlardır. Türkiye’ye sığınan bu insanların ülkelerini terk etme nedenleri AFAD’ın 2013 yılında hazırladığı rapordan yararlanılarak Tablo 8’de gösterilmiştir.

Tablo 8:

Suriyeli Mültecilerin Ülkelerinden Ayrılış Nedenleri

Kamp İçi Kamp Dışı

Suriye'den Ayrılış Nedenleri Sayı Yüzde Sayı Yüzde

Güvenlik Sebepleri 1 331 57,2 1 363 80,8 Siyasi Nedenler 440 18,9 211 12,5 Ekonomik Nedenler 384 16,5 20 1,2 Sağlık Koşulları 132 5,7 76 4,5 Diğer Nedenler 40 1,7 17 1,0 Toplam Yüzde 100 100 Toplam Sayı 2327 1687

AFAD Başkanlığı. (2013). Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar. Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.

Yapılan çalışmaya katılanların yüzde 80’i Suriye’den ayrılış nedenlerinin güvenlik sebeplerinden kaynaklandığını söylemişlerdir. Yüzde 12’si siyasi nedenler, yüzde 4, 5’ i sağlık koşulları, yüzde 1,2’si ekonomik nedenler, yüzde 1’i ise diğer nedenlerden kaynaklandığını belirtmişlerdir. Yine aynı raporda Suriyelilerin Türkiye’ye giriş biçimleri Tablo 9’da gösterilmiştir.

36 Tablo 9:

Suriyeli Mültecilerin Türkiye'ye Giriş Biçimleri

Kamp İçi Kamp Dışı

Türkiye'ye Giriş Biçimleri Erke

k

Kadın Toplam Erke k

Kadı n

Toplam

Pasaportla 5,0 4,8 4,9 26,7 26,8 26,7

Resmi Sınır Geçiş Noktasından Pasaportsuz

52,2 52,6 52,4 25,3 25,6 25,5 Gayri resmi Sınır Geçiş Noktasından 42,8 42,7 42,7 48,0 47,6 47,8

Toplam Yüzde 100 100 100,0 100 100 100 Toplam Sayı 4 031 3 815 7 846 3 724 3 525 7 249

AFAD Başkanlığı. (2013). Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar. Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.

AFAD’ın hazırladığı bu rapora göre Suriyelilerin kamp dışında olanların 26,7’si, kamp içindekilerin yüzde 4,9’u Türkiye’ye pasaportla giriş yapmıştır. Suriyelilerin kamp dışında olanların 25,5’i, kamp içindekilerin yüzde 52,4’ü Türkiye’ye resmi sınır geçiş noktasından pasaportsuz giriş yapmıştır. Suriyelilerin kamp dışında olanların 47,8’i, kamp içindekilerin yüzde 42,7’ si Türkiye’ye gayri resmi sınır geçiş noktasından giriş yapmıştır. Gayri resmi geçiş yollarından çok fazla geçiş olması, terör gruplarının bu durumdan yararlanmasına dolayısıyla Türkiye açısından güvenlik sorunlarının artmasına sebep olacağı söylenebilir. Suriyelilerin Türkiye’yi tercih etme nedenleri Tablo 10’da gösterilmiştir.

Tablo 10:

Suriyeli Mültecilerin Türkiye'yi Seçme Nedenleri

Kamp İçi Kamp Dışı

Türkiye'yi Seçme Nedenleri Sayı Yüzde Sayı Yüzde

Ulaşım Kolaylığı 5.853 74,6 5.748 79,2

Şartların Daha İyi Olması 675 8,6 597 8,2

Türkiye’ye Güvendiğim İçin 996 12,7 582 8,1

Dini Sebepler 200 2,5 102 1,4

Diğer 122 1,6 227 3,1

Toplam Yüzde 100 100

Toplam Sayı 7.846 7.256

AFAD Başkanlığı. (2013). Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar. Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.

37

Tablo 10’da görüldüğü gibi, Suriye’den Türkiye’ye gelenlerin Türkiye’yi tercih etme nedenleri arasında ilk sırada yüzde 79,2 ile ulaşım kolaylığı yer almaktadır. Bunu yüzde 8,2 ile şartların daha iyi olması, yüzde 8,1 ile Türkiye’ye güvenme, yüzde 1,4 dini sebepler ve yüzde 3,1 de diğer gibi nedenler takip etmektedir.

Türkiye’ye yapılan Suriyeli sığınmacı göçleri, Suriye krizi çıktığı günden günümüze sürekli artmaktadır. Türkiye’ye bu göçün çok fazla olmasında Türkiye’nin Suriye’ye yakın olması, Ortadoğu ülkelerine nazaran daha istikrarlı olması ve Avrupa’ya geçiş için transit bir ülke konumunda olması etkili olmuştur. Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların Suriye’nin hangi şehirlerden geldikleri ile ilgili verileri Tablo 11’de gösterilmiştir.

Tablo 11:

Türkiye’ye Suriye’den Gelen Sığınmacıların Suriye’den Geldikleri İllerin Yüzdelik Oranları

Şehir Yüzde Şehir Yüzde

Halep 35,7 Şam 3,8 İdlip 20,9 Humus 1,7 Rakka 10,9 Süveyde 0,4 Lazkiye 9,2 Dera 0,3 Hama 7,5 Kuneytire 0,1 Hasiçi 5,4 Tartus 0,1 Deyrizor 3,9

AFAD Başkanlığı. (2013). Türkiye’deki Suriyeli sığınmacılar. Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı.

Tablo 11’e göre Suriye’den gelen insanların yüzde 37,7’si Halep, yüzde 20,9’u İdlip, yüzde 10,9 Rakka, yüzde 9,2 Lazkiye, yüzde 7,5 Hama, yüzde 5,4 Hasiçi, yüzde 3,9 Deyrizor, yüzde 3,8 Şam, 1,7, yüzde 0,4 Süveyde, yüzde 0,3 Dera, yüzde 0,1 Kuneytire, Yüzde 0,1 Tartus’tan gelmişlerdir.

Suriyeli sığınmacılarla ilgili resmi yetkilerin verdiği rakamlardan bazılarını sırasıyla incelenecek olursa; Bu göç olayı ilk olarak 29 Nisan 2011 tarihinde 252 Suriye vatandaşının Hatay Reyhanlı’da bulunan Cilvegözü sınır kapısından geçmesi ile başlamış ve halen devam etmektedir (AFAD Başkanlığı, 2014). Ağustos 2013’te 200.386 Suriyeli sığınmacı AFAD’ın sorumluluğundaki kamplarda ikamet etmektedir. Yine AFAD’ın tahminlerine göre, kamp dışında 350.000 Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır. Türkiye’de toplam da yaklaşık olarak

550.386 Suriyeli sığınmacı bulunmaktadır (AFAD Başkanlığı, 2013). Türkiye’de resmi

38

olmayan rakamlara göre ise Türkiye’deki Suriye vatandaşlarının gerçek sayısının 2 milyonu aştığı söylenmektedir. Başta sınır vilayetleri olmak üzere Türkiye’nin pek çok ilinde henüz kayıt altına alınmamış ve ülkeye kaçak yollardan girmiş sığınmacı bulunmaktadır (ORSAM, 2015. s. 10). 18 Aralık 2014’te Göç İdaresi Genel Müdürü Atilla TOROS konuşmasında, ülkemizde 1 milyon 600 binden fazla geçici koruma altında Suriyeli sığınmacı olduğunu ifade etmiştir (TC. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2014). 18 Eylül 2015’te Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıklamasında Türkiye'de 2 milyon 225 bin 147 Suriyelinin bulunduğunu söylemiştir (A haber, 2015). 15 Ocak 2016 tarihinde AFAD Başkanı Dr. Fuat Oktay’ın BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi’ ile Gaziantep'te mültecileri ziyaret ederek şu verileri paylaşmıştır; Türkiye genelindeki toplam 25 ayrı kampta Suriyeli sığınmacılara güzel bir hizmet verildiğini ve bugün itibariyle kamplarda kalan Suriyeli sığınmacı sayısının 280 bine ulaştığını söylemiştir. Bu veriler toplam Suriyeli nüfusun sadece yüzde 20'si olduğunu, Türkiye'nin 2,5 milyon Suriyeli sığınmacıyı misafir ettiğini aktarmıştır (AFAD Başkanlığı, 2016a). Dr. Fuat Oktay 2 milyon 500 bin sığınmacının biometrik kaydını yaptıklarını ve 10 milyon 500 bin kişiye poliklinik hizmeti verdiklerini söylemiştir (AFAD Başkanlığı, 2016b). Verilen hizmetlerin maliyetine de değinen AFAD Başkanı Oktay, Birleşmiş Milletler standartlarında bugüne kadar 8 milyar ABD dolarını aşan bir kaynak kullandıklarını ifade etmiştir. Uluslararası yardımların toplam tutarının 455 milyon ABD dolar’ında kaldığına dikkat çekmiştir (AFAD Başkanlığı, 2016a). BM ve AB’nin sorumluluk almaktan kaçtığını belirten Oktay, AFAD olarak ülkemize Kobani’den 3 günde 300 bin Suriye vatandaşın giriş yaptığını ifade etmiştir (AFAD Başkanlığı, 2016b). UNCHR 2016 Mart ayı verilerine göre Türkiye’de, 2.715.789 Suriyeli bulunmaktadır (UNHCR, 2016). UNCHR 2017 Temmuz ayı verilerine göre Türkiye’de, 3.106.932 Suriyeli bulunmaktadır (UNCHR, 2017).

Şekil 5: 27 Temmuz 2017 Tarihi Kayıtlı Suriyeli Mülteci Sayısı. UNHCR http://data.unhcr.org/syrianrefugees/country.php?id=224 sayfasından erişilmiştir.

39

Rakamların kesin olmaması ve resmi rakamlarla uyuşmamasının iki nedeni vardır. Bunlar sığınmacıların sınır geçme yöntemleri ve bulundukları şehirde kayıt olmaktan kaçınmalarıdır. Bunun nedeni Esed’in iktidardan uzaklaşmayacağı bir Suriye’de resmi olarak ülkeyi terk ettiklerine dair kayıt bulunmasını istememeleridir. Az sayıda sığınmacı pasaportla geçiş yapmakta ve kaldıkları illerde kayıt yaptırıp kimlik almaktadır (Deniz, Hülür, & Ekinci, 2016, s. 1078). Yukarıda verilen verilerden de anlaşıldığı üzere, Suriyeli sığınmacıların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Ülkemizin uyguladığı açık kapı politikası gün geçtikçe daha fazla sığınmacının ülkemize gelmesine neden olmaktadır.

2017 yılı İçişleri Bakanlığı verilerine göre ülkemizde bulunan Suriyeli sığınmacıların il bazında sayılıları Tablo 12’de verilmiştir.

40 Tablo 12:

2017 Yılı İç İşleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü İllere Göre Suriyeli Sayısı

Kaynak: T.C. İç İşleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (2017). Hangi ilde kaç

Suriyeli var.http://www.goc.gov.tr/icerik6/suriyeli-sayisi-kamuoyuyla

41

Tablo 12’te İçişleri Bakanlığı verilerine göre en fazla Suriyeli barındıran şehir 479.555 ile İstanbul olarak görülmektedir. İkinci sırada 420.532 ile Şanlıurfa gelmektedir. Üçüncü sırada 384.024 ile Hatay, dördüncü sırada 329.670 Gaziantep, beşinci sırada 150.795 Adana, altıncı sırada 146.931 Mersin, yedinci sırada 124.481 ile Kilis, Sekizinci sırada 108.889 ile İzmir, dokuzuncu sırada 106.893 ile Bursa, onuncu sırada 94.346 ile Mardin, on birinci sırada 90.199 ile Kahramanmaraş takip etmektedir. Ancak nüfus oranına göre Suriyeli sığınmacı barındırmada güncel veriler dikkate alındığında neredeyse kendi nüfusu kadar Suriyeli barındıran tek il Kilis’tir. Kilis ili nüfusunun % 95.15’i kadar Suriyeliye ev sahipliği yapmaktadır. Bu da şehrin kültürel ve etnik yapısında değişimlere yol açmıştır.

Suriye’den gelen insanların çoğunluğu şehir merkezlerinde yaşamlarını devam ettirmektedir. Geriye kalan azınlık ise çadır ve konteyner kentlerde yaşamaktadır. 2016 AFAD verilerine göre ülkemizde bulunan Suriyelilerin Bulunduğu Çadır Kentler, Konteynır Kentlerin İllere Göre dağılımı ve Kontenjanları Tablo 13’te verilmiştir.

42 Tablo 13:

Suriyelilerin Bulunduğu Çadır Kentler, Konteynır Kentlerin İllere Göre dağılımı ve

Kontenjanları

İl Geçici Barınma Merkezi Barınma Tipi

Gbm Mevcudu

Toplam Mevcut

Hatay

Altınözü 1 Çadır kenti 263 Bölme 1.331 Suriyeli

15.254

Altınözü 2 Çadır kenti 622 Çadır 2.935 Suriyeli

Yayladağı 1 Çadır kenti 236 Çadır 2.730 Suriyeli

310 Bölme

Yayladağı 2 Çadır kenti 510 Çadır 3.205 Suriyeli

Apaydın Konteyner kenti 1.181 Kontey

ner 4.891 Suriyeli

Güveççi Çadır kenti 1.000 Çadır 162 Suriyeli

Gaziantep

İslahiye 1 Çadır kenti 1.898 Çadır 8.363 Suriyeli

50.948

İslahiye 2 Çadır kenti 2.364 Bölme 10.406 Suriyeli

9.398 Iraklı

Karkamış Çadır kenti 1.686 Çadır 7.219 Suriyeli

Nizip 1 Çadır kenti 1.858 Çadır 10.566 Suriyeli

Nizip 2 Konteyner kenti 938 Kontey

ner 4.996 Suriyeli

Şanlıurfa

Ceylanpınar Çadır kenti 4.771 Çadır 22.148 Suriyeli

110.047

Akçakale Çadır kenti 5.000 Çadır 29.655 Suriyeli

Harran Konteyner kenti 2.000 Kontey

ner 13.995 Suriyeli

Viranşehir Çadır kenti 4.100 Çadır 18.155 Suriyeli

Suruç Çadır kenti 7.000 Çadır 26.094 Suriyeli

Kilis Öncüpınar Konteyner kenti 2.063 Kontey ner 10.519 Suriyeli 33.918 Elbeyli Beşiriye Konteyner kenti 3.592 Kontey ner 23.399 Suriyeli

Mardin Midyat Çadır kenti 1.300 Çadır 3.116 Suriyeli 13.994

Kahraman

maraş Merkez Çadır kenti 3.684 Çadır 18.359 Suriyeli 18.359

Osmaniye Cevdetiye Çadır kenti 2.012 Çadır 9.486 Suriyeli 9.486

Adıyaman Merkez Çadır kenti 2.260 Çadır 9.896 Suriyeli 9.896

Adana Sarıçam Çadır kenti 2.162 Çadır 10.739 Suriyeli 10.739

Malatya Beydağı Konteyner kenti 2.083 Kontey

ner 8.021 Suriyeli 8.021

Kaynak: AFAD (2016). Suriyelilerin Bulunduğu Çadır Kentler, Konteynır Kentlerin İllere Göre dağılımı ve Kontenjanları.

https://www.afad.gov.tr/TR/IcerikDetay1.aspx?ID=16&IcerikID=84 sayfasından erişilmiştir

43

Tablo 13’te baktığımızda Hatay’da 6 adet çadır kent, 1 adet konteyner kent bulunmakta ve bu merkezler toplam 15.254 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Gaziantep’te 5 adet çadır kent, 2 adet konteyner kent bulunmakta ve bu merkezlerde toplam 50.948 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Şanlıurfa’da 4 adet çadır kent, 1 adet konteyner kent bulunmakta ve bu merkezler toplam 110.047 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Kilis’te 2 adet konteyner kent bulunmakta ve bu konteyner kentler toplam 33.918 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Mardin’de 3 adet çadır kent bulunmakta ve bu çadır kentler toplam 13.994 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Kahramanmaraş’ta 1 adet çadır kent bulunmakta ve bu çadır kent toplam 18.359 kişi barınma ihtiyacı karşılamaktadır. Osmaniye’de 1 adet çadır kent bulunmakta ve bu çadır kent toplam 9.486 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Adıyaman’da 1 adet çadır kent bulunmakta ve bu çadır kent toplam 9.896 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Adana’da 1 adet çadır kent bulunmakta ve bu çadır kent toplam 10.739 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Malatya’da 1 adet konteyner kent bulunmakta ve bu konteyner kent toplam 8.021 kişi barınma ihtiyacını karşılamaktadır. Mevcut olan bu kamplarda okul öncesi ve diğer eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri, meslekleri olmayanlara yönelik yetişkin eğitim merkezleri gibi çeşitli hizmetler verilmektedir (TC. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2015).

Ülkemizde çok sayıda çadır kent bulunmasına rağmen Suriyelilerin çoğunluğu şehir merkezlerinde yaşamaktadır. Buda toplumsal uyum acısından sorunlar oluşturacaktır. Bununla ilgili ORSAM’ın 2015 yılında yayınladığı raporda Suriyelilerin % 85’inin şehir merkezlerinde yaşadığı ve buda toplumsal uyum konusunda çok fazla soruna yol açtığına değinmiştir.

Göçlerle birlikte var olan kültürel çatışma kişilerin kimlik krizine girmelerine ve insanlarda psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır (Koçak & Terzi, 2012, s. 183)

Kısa süreli ve geçici bir durum olarak görülen bu göç dalgası, gün geçtikçe kalıcı bir hâl almaktadır. Bu durum göç eden ve göçü kabul eden insanların psikolojilerini ve tepkilerini kaçınılmaz olarak etkilemektedir (ORSAM, 2015. s. 10).

Türkiye’de Suriyeliler konusunda zaman zaman ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, nefrete varacak olumsuz tavırlara rağmen genelde “toplumsal kabul” düzeyinin olağanüstü yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Arada yaşanan protestolar ve olumsuz olaylar önemli

44

sinyallerdir ama genel tabloyu değiştirmemektedir. Ancak toplumsal kabul ucu açık, sonsuz ve bugünkü hali ile sürdürülebilir bir durum değildir ve sınırlarına dayanmıştır. Türk toplumunun olağanüstü mali ve insani fedakârlıklarla ortaya koyduğu toplumsal kabulün devamı ancak sürecin toplumun da desteğini alacak ve katılımını sağlayacak bir yönetim ile sağlanabilir. Yani “Suriyelilerle birlikte yaşamak” sadece “onlar bizim kardeşlerimizdir” söylemi ile sürdürülemez. Bu çalışma çerçevesinde yapılan kamuoyu araştırması, Türk toplumunun Suriyeliler ile arasında çok ciddi bir kültürel mesafe koyduğunu, onlara vatandaşlık verilmesine hiç sıcak bakmadığını açık biçimde ortaya koymaktadır. Bu nedenlerle bilimsel yöntemlerle verilerin toplanması ve politikaların bunun üzerine bina edilmesi son derece önemlidir. Önemli bir husus da kamunun sağlıklı veri paylaşımını bugüne kadar gerçekleştirememiş olmasıdır. Sürecin çok daha fazla “hak temelli” yürütülmesi, bu konuda evrensel hukuk kurullarının önemsenmesi ve sivil topluma mümkün olan en yüksek düzeyde inisiyatif verilmesi son derece önemlidir (Erdoğan, 2014, s. 5). İnsan yaşamında kaybedilmemesi gereken asıl duygu, yani “gelecek ümidinin” sarsılması, buradaki asıl sorundur. Yerlerinden ve yurtlarından edilen bu insanların belirsizlik duyguları, onurlarının kırılması, her şeylerini kaybettikleri duygusu oldukça yıpratıcıdır. Daha önce dilenmemiş, birinden bir şey istememiş bu insanların şimdi bu duruma düşmelerinin travmatiketkisi tüm yaşadıklarının ve yokluğun ötesinde bir anlam taşımaktadır. İçlerinde doktor, mühendis, mimar gibi birçok orta sınıftan insanın, geçimlerini emekleriyle sağlayan alt sınıf insanlarından bile daha zor durumda oldukları gözlemlerimiz arasındadır. Bu insanların yaşadıkları toplumda belirli bir statüleri ve kimlikleri varken şimdi bunların savaşla birlikte anlamını yitirmesi onlar için bir nevi boşluk hissi anlamına gelmektedir (Yaşar, 2014, s. 24).

Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Boyutlarıyla Suriyeli Mülteciler Panelinde konuşan Suriyeli konuşmacı Suriyeli kadınların neden ülkelerini terk edip Türkiye’ye geldiklerini şöyle dile getirmiştir

.

Kamplardaki kadın ve çocuk sayısının yüzde 70, 80’lerde olduğu zaman soruyorum: Ne için bu kadınlar burada? Ben açık ve net söyleyeyim size, Suriyelilerin buraya geliş sebebi ve komşu ülkelere gidiş sebebi. En önemli mesele, ırzlarını korumak için buradalar. Yani bunlar, oradaki polis ve oradaki istihbaratın en fazla acıttığı meseleye, ırzlara tecavüz ediyorlar. Onun için bu insanlar buraya geldiler, kendi ırzlarını ve çocuklarını korumak için buradalar. Onu açık ve net söyleyeyim. Açlık önemli değil, aç kalırlar, bomba da önemli değil. Evi yıkılır önemli değil, yenilerini yaparlar. Ama bu ırz meselesini bu ömür oyu bir lekedir. Özellikle Müslüman bir

45

toplumun içinde, onun için buraya geliyorlar, komşu ülkelere gidiyorlar (Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Boyutlarıyla Suriyeli Mülteciler Paneli, 2013s. 28).

Suriyelilerin Türkiye’de olmaktan memnun ve mutlu oldukları, Türk halkına ve devlete müteşekkir oldukları, mümkünse ülkelerine geri dönmek istedikleri ancak bu ihtimalin her geçen gün azaldığını ifade ettikleri gözlenmiştir. Yine Türkiye vatandaşlık verirse hemen kabul edeceklerini beyan ettikleri, çalışma haklarının sağlanmasını ve böylece kendi ihtiyaçlarını kendilerinin gidermek istedikleri sıklıkla vurguladıklarını, kendilerine “misafir” denilmesinden rahatsızlık duyduklarını, Cenevre Anlaşmasına Türkiye’nin koyduğu Suriyelilerin bu nedenle mülteci olmalarını engelleyen “coğrafi çekince”nin kaldırılmasını talep ettikleri, nitelikli olanların mümkün olursa 3. ülkelere geçmek istedikleri, çocuklarının eğitim alamamasından son derece rahatsız oldukları, her geçen gün Türkiye’de kalmaya daha sıcak baktıkları gözlenmiştir (Erdoğan, 2014, s. 7).

Türkiye’deki Suriyelilerin her geçen gün Türkiye’de sürekli olarak kalma eğilimleri artmaktadır. Bu durum dünyanın başka yerlerinde de gözlemlenen işin doğasına ilişkin bir durumdur. Her geçen gün yaşadıkları ülkede tutunmayı başaran insanlar, özellikle de ülkeleri daha kötü koşullara sahipse, hele de savaş ortamı varsa, geldikleri ülkede kalmayı tercih etmektedirler. Türkiye’de yaşayan Suriyeliler, ülkelerinde barış ve huzur ortamı sağlanırsa geri dönebileceklerini söyleseler de bunun kısa ve orta vadede imkânsızlaştığını da kabul etmektedirler. Yani Türkiye’deki Suriyelilerin çok ciddi bir bölümünün artık geri dönmeyecekleri ve sürekli olarak Türkiye’de yaşayacakları bir gerçekliktir. Bu gerçekliğin bu güne kadar Suriyelilere yönelik olağanüstü bir toplumsal kabul ve destek gösteren Türk toplumu ile paylaşılması ve onların desteğinin alınması gerekmektedir. Bunun birinci yolu da şeffaflık ve paylaşımdır (Erdoğan, 2014, s. 6).

Türkiye’nin Suriyeliler politikasının artık sadece “geçicilik” üzerine bina edilmesi mümkün görünmemektedir. “Geçicilik” beklentisi ile ertelenen, ötelenen ya da ihmal edilenler, gelecekte çok ciddi sorunları beraberinde getirebilir. Bu nedenle Suriyelilerin evlerine dönmesi konusunda iç ve dış politikada yapılması gerekenleri yaparken, çok önemli bir bölümünün Türkiye’de sürekli olarak kalacaklarına dair gerçekliği de görmek ve buradan hareketle de birlikte yaşam stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Stratejilerin geliştirilmesinde öncelikle bilgi temelli bir yaklaşımın egemen olması, konu uzmanlarının, akademisyenlerin, sivil toplumun, uluslararası kurum ve kuruluşların bilgi ve önerilerinden

46

yararlanılması son derece önemlidir. “Kalıcılık” ile ilgili stratejilerin insan ve hak merkezli olması ve aynı zamanda Türk toplumunun bu konuda desteğinin alınması hayati önem taşımaktadır. Dönem, sorumlu-suçlu aramak dönemi değil, geleceğin huzurlu Türkiye’si için insan ve hak temelli çözüm üretme dönemidir (Erdoğan, 2014, s. 8).

Suriye vatandaşları Türkiye’nin 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Cenevre Sözleşmesi’ni coğrafi kısıtlama ile kabul etmesi nedeniyle mülteci olarak kabul edilememektedir. Kamplarda kalan ve şehirlerde kayıt altına alınanlar geçici koruma belgesi alabilse de bu çekince nedeniyle coğrafi sınırlamaya takılmaktadırlar. Bu sınırlamaya göre Türkiye sadece Avrupa ülkelerinden gelen ve dini, ırkı, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği ve siyasi düşünceleri nedeniyle takibata uğrayacağı korkusu ile iltica talebinde bulunanlara mülteci statüsü verebilmektedir. Avrupa ülkeleri dışında Türkiye’ye iltica talebinde bulunan kişilerin durumu Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile birlikte değerlendirilmekte ve uygun bulunmaları halinde üçüncü bir ülkeye geçişleri sağlanmaktadır. Bu sebeple Suriye’den gelen sığınmacılar Türkiye’de mülteci