5.1 Sonuçlar
5.1.2 İkinci Alt Probleme İlişkin Sonuçlar
İkinci alt probleme ilişkin Sosyal Bilgiler öğretmen adaylarına yöneltilen Suriyelilerin Türkiye’ de yaşaması hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Açıklayınız? Sorusuna verilen cevaplar sosyal alan, ekonomi ve güvenlikle alakalıdır. Sosyal alanla ilgili cevap veren öğretmen adayları çoğunluğu Suriyelilerin Türkiye’de yaşamasıyla birlikte kültürel bir bozulma yaşandığını ve bu birlikte yaşamın aile kurumunu olumsuz etkilediği, ayrıca uyum konusunda sorun yaşanabileceğini vurgulamış. Öğretmen adaylarının belli bir kısmı da nüfus artış sorunu yaşanıldığı ve çarpık kentleşmenin oluştuğunu dile getirmiştir. Yukarıda vurgulanan olumsuz düşüncelerin aksine olumlu düşünen öğretmen adayları da vardır. Bunlar içerisinde çoğunluğu onların ülkemizde yaşamasıyla yardımseverlik duyguların canlandığını, gelmeleriyle birlikte kültürel zenginlik kazandığımızı ve empati yaparak elimizdekilerin kıymetini bilmemize yardımcı olduklarının dile getirmişlerdir. Ayrıca onların gelmesiyle birlikte var olan misafirperverlik anlayışımızı göstermiş olduğumuzu belirtmişlerdir.
115
Yapılan bu çalışmada öğretmen adayları bu birlikte yaşamın kültürel bozulmalara yol açacağını söylemişlerdir. Kahraman ve Nizam (2016) yaptıkları çalışmada katılımcılar mültecilerle birlikte toplumsal yozlaşmanın, ahlaksızlığın kentte geldiğini ifade etmişlerdir.
Yapılan bu çalışmada öğretmen adayları bu birlikte yaşamın aile kurumunu olumsuz etkilediğini evliliklerin yıkılması boşanmaların artmasına neden olduğuna değinmişlerdir. Yaşar (2014) çalışmasında Kilisli kadınların Suriyeliler geldikten sonra ikinci evliliklerin arttığı ve kendi eşlerinin bu tür eylemlere girişmelerinden endişe duyduklarını belirtmişlerdir. Kilis’te Suriyelilerin gelmesiyle bu tarz ikinci evliliklerin arttığı yönünde bir algı vardır. Erdoğan (2014) Suriyelilerle ikinci evliliklerin artmasının resmi rakamlara yansımadığını ve bölge halkı tarafın abartıldığı düşünmektedir. Yaptığı çalışma çerçevesinde görüşülen bölge kadınlarının, Suriyelilerin bir an önce evlerine geri dönmesi hususunda çok daha istekli oldukları ve hatta nefrete yakın bir duygu ile Suriyelilerden hoşnutsuzluklarını dile getirdikleri gözlemlemiştir. Bunun sebebinin eşlerinin üzerlerine kuma getirmesi korkusu ve en ufak sorunlarında onları Suriyeli kadınları eş olarak almayla tehdit etmesi yatmaktadır. Orhun ve Gündoğar (2015) raporunda Suriyelilerin gelmesiyle birlikte evliliklerin zarar görmesi durumunun en yoğun olarak Kilis, Şanlıurfa ve Hatay’da yaşandığından bahsetmiştir. Bölge halkı ve özelliklede kadınlar arasında tepkiye yol açtığından bahsetmiştir. Bu üç ilde Suriyelilerle evlilikten dolayı boşanmaların artığına değinmiştir. Kilis’te evliliklerin % 20’si Suriyelilerden kaynaklandığına değinmiştir. Kahraman ve Nizam (2016) Mültecilik Hallerini Mekân Üzerinden Okumak: Gaziantep
Örneğinde Türkiyelilerin Gözünden Suriyeli Kent Mültecileri isimli çalışmasında
Gaziantepli kadın katılımcıların eşlerinin Suriyeli kadınlarla evlenmelerinden dolayı korku yaşadıklarına değinmiştir. Boyraz (2015) Suriyelilerin gelmesiyle beraber yerli halkın birden fazla evlilik yapmaya başladığını ve mecbur kalan Suriyeli genç kızların yaşlı insanlarla evlilik yapıldığına değinmiştir. USAK (2013) raporunda araştırma ekiplerinin araştırma sahasında “Suriyeli mültecilerin Türk toplumunun değerleri ve aile yapısı üzerindeki etkileri konusunda da birtakım endişeler bulunduğunu gözlemledi.”
Yapılan bu çalışmada öğretmen adayları bu birlikte yaşamla birlikte uyum konusunda sorunlar yaşanabileceğini vurgulamıştır. Yaşar (2014) Kilis’te yaptığı çalışmaya katılan halkın %64’ü Suriyelileri Kilis’e ve yerli halka uyumsuz olarak değerlendiği sonucuna ulamıştır. Bununla ilgili şu tespiti yapmıştır “Birbirlerinin dillerini anlamayan ve bu nedenle
116
birbirlerine yabancı olan eşitsiz iki topluluğun farklı yaşamları Kilis’te toplumsal bir otizm geliştirmektedir. Bu durum önyargı, ötekileştirme ve gerginlik oluşturmaktadır.” Yine Erdoğan (2014) raporunda Türk halkının çok ciddi bir bölümü (% 66,9) Suriyelilerin Türkiye’ye uyum göstereceklerine inanmadığını ifade etmektedirler. Orhan ve Gündoğar (2015) Suriyeli Sığınmacıların Türkiye’ye Etkileri raporunda Farklı dil kültür ve yaşam tarzının uyum sürecini zorlaştırdığından bahsetmiştir. Paksoy ve Arkadaşları (2012) çalışmasında Mültecilerin yerleştikleri bölgeye ve o bölgede halkla kültürel uyum sorunu yaşadığına değinmiştir.
Yapılan bu çalışmada öğretmen adaylarının belli bir kısmı da bu birlikte yaşamla birlikte nüfus artış sorunu yaşanıldığı ve çarpık kentleşmenin oluştuğunu dile getirmiştir. Benzer sonuçlar Orhan ve Güngör (2015) raporunda Suriyelilerle birlikte çarpık yapılaşmanın artığından bahsetmişlerdir. Tunç (2015) çalışmasında Suriyelilerin çarpık yapılaşma ve gecekondulaşmadaki artışa neden olduklarına değinmiştir. Boyraz (2015) “Türkiye'de Göçmen Sorununa Örnek Suriyeli Mülteciler” isimli çalışmasında mültecilerin Akçakale ilçesinde çarpık kentleşmeye yol açtıklarını belirtmiştir.
Yapılan bu çalışmada yukarıda vurgulanan olumsuz düşüncelerin aksine olumlu düşünen öğretmen adayları da vardır. Olumlu düşünen öğretmen adaylarının belli bir kısmı da bu birlikte yaşamla birlikte ülkemizde yaşamasıyla yardımseverlik duyguların canlandığını, gelmeleriyle birlikte kültürel zenginlik kazandığımızı, empati yaparak elimizdekilerin kıymetini bilmemize yardımcı olduklarını ve onların gelmesiyle birlikte var olan misafirperverlik anlayışımızı göstermiş olduğumuzu belirtmişlerdir. Yaşar ve Akdağ (2016) Suriyeli sığınmacıların gelmesiyle birlikte yaşanan olumlu durumlar nelerdir? Sorusuna katılımcıların %55’i ülkemizin kıymetini daha iyi anladık. Yine % 27 si ise Empati becerisini daha iyi kurabilme, % 16 Farklı bir kültürü tanıma olarak cevap vermiştir.
Ekonomiyle alakalı cevap veren öğretmen adaylarının çoğunluğu Suriyelilerin Türkiye’de yaşamasıyla işsizliğin arttığını belirmiştir. Yapılan bu çalışmayla benzer sonuçlara ulaşılan Atasoy ve Demir (2015) tarafından Hatay Kırıkhan’da yapılan çalışmada Suriyeliler birlikte işsizliğin artığına sonucuna ulaşmıştır. Yine Orhan ve Gündoğar (2015)’in ORSAM ve TESEV işbirliği ile yaptıkları araştırma raporunda yerel halk iş fırsatlarının ellerinden alındığına inanmaktadır. İş dünyası açısından bakıldığında bu iddianın karşılığının olmadığı sonucuna ulaşmıştırlar. Yaşar (2014), Tunç (2015), Kahraman ve Nizam (2016)
117
çalışmasında Suriyelilerin ülkemize gelmeleriyle birlikte işsizliğin artığına değinmiştir. Paksoy ve arkadaşları (2015) Suriyelilerin Ekonomik Etkisi: Kilis İli Örneği isimli çalışmalarında çalışmaya katılanların % 75’i Suriyelilerin gelmesiyle beraber işsizlik artığını söylemiştir. Memiş (2015) İç Savaş Nedeniyle Kilis’te Yaşayan Suriyelilerin Oluşturduğu
Sosyo-Ekonomik Algılar Üzerine Bir Araştırma isimli çalışmasındaki Suriyelilerin yerli
halkın işsizlik oranlarını arttırdığı sizce doğru mu? sorusa % 86 evet cevabı verilmiştir. Yine Deniz (2015) Zorunlu Göçün Mekânsal Etkileri Ve Yerel Halkın Algısı; Kilis Örneği çalışmasında Kilis’te Suriyelilerle Birlikte işsizliğin artığına değinmiştir. Boyraz (2015) çalışmasında Suriyeli mültecilerin Akçakale’ye geldikleri günden beri işsizlik sayısında çok büyük bir artış meydana geldiğini ve bundan en fazla inşat işçilerinin etkilendiğinden bahsetmiştir. Erdoğan (2014) Türkiye’deki Suriyeliler: Toplumsal Kabul Ve Uyum isimle raporunda Türk halkının “Suriyeliler işlerimizi elimizden almaktadırlar” önermesine desteği % 56,1 olarak belirlenmiştir. Çalışmalardan da anlaşılacağı üzere Türkiye’deki işsizlik rakamlarında bir artışın olduğu görülmektedir. TUİK verilerine göre Ocak 2011’de işsizlik rakamı %9,8 iken Ocak 2016’da %11,1’e çıkmıştır. Bu verilerin artmasında tamamen Suriyelilerin etkisi olamasa da bu rakamların değişmesine etkileri olmuştur. Temel (2002) çalışmasında mütareke yıllarında 50 bin kişilik bir alımın yapılması İstanbul’da işsizliğin artmasına ve bununda hayatı zorlaştırdığına değinmiştir (Temel’den aktaran Demir, 2014, s. 24). Sığınmacıların ve mültecilerin yerli halktan ucuza çalışarak işsizliğin aramasına neden olduklarına değinmiştir.
Yine Suriyelerin Ülkemizde yaşamasıyla beraber ekonomik zorluğun yaşandığı sonucuna ulaşılmıştır. Erdoğan (2014) HUGO Toplumsal Uyum Halkın % 70,8’si, Türk ekonomisinin sığınmacılardan dolayı zarar gördüğü görüşündedir.
Ayrıca Öğretmen adayları Suriyelilerin ülkemizde yaşaması konut fiyatı ve kira artışına neden olmaktadır demişlerdir. Topkaya ve Akdağ (2016) çalışmasında Kilis’te Suriyelilerin yaşamsıyla beraber ev kiraları artığı sonuçuna ulaşmıtır. Ayrıca Paksoy ve arkadaşları (2015) çalışmalarında Suriyeliler Kilis’te ev kiralarının artmasına neden oldu mu?” sorusuna katılımcıların %93,5’i evet arttı yönünde cevap verdiği sonucuna ulaşmıştır. Yine bazı araştırmacılar yaptığı çalışmalarada Suriyelilerle birlikte sınır illerinde kiraların artığına değinmişlerdir (USAK, 2013; Yaşar, 2014; Erdoğan, 2014; Demir, 2015; Deniz, 2015; Tunç, 2015; Orhan ve Gündoğar, 2015; Kahraman ve Nizam, 2016) .
118
Ekonomik anlamada Suriyelilerin Türkiye’de yaşamasına olumlu bakan öğretmen adayları da vardır. Bunlar ise Suriyelilerin ülkemizde yaşamasının ekonomik canlılığı arttırdığı görüşündedir. Yaşar (2014) çalışmasında katılanlar arasında sayıları az da olsa Suriyelilerle birlikte ekonomik canlılığa ve ucuz işçi gücüne ulaştık diyenlerin olduğuna değinmiştir. Boyraz (2015) Suriyelilerin gelmesinin olumlu yönlerine değinirken şu hususlara dikkat çekmiştir. Gelmeleriyle beraber oluşan ucuz işçi gücü işverenin yüzü güldürmüş ve temel ihtiyaç malzemelerini temin etmeleri esnafa katkı sağladığından bahsetmiştir. Cengiz (2015) Kilis’te yaşayan çok sayıda esnafın Suriyelilerin ucuz işçi gücünden yararlandığını söylemiştir.
Suriyelilerin Türkiye’de yaşamasını güvenlik yönünden değerlendiren öğretmen adayları da vardır. Öğretmen adayları çoğunluğu Suriyelilerin Türkiye’de yaşamasıyla birlikte güven probleminin oluştuğunu ve asayiş olarak hırsızlığın, kavganın ve dilenciliğin arattığını dile getirmiştir. Ayrıca Suriyelilerin direk ülke içine almalarına karşı olduklarını ve bir tampon bölgede toplanmaları gerektiğini vurgulamışlardır. Bunun dışında alımların kontrollü bir şekilde yapılmadığını böylece güvenilmez insanların ülkeye girdiğini söylemişlerdir.
Kahraman ve Nizam (2016) çalışmasında Suriyelilerin gelmesiyle birlikte sokakların daha güvensiz olduğuna değinerek kavga, saldırganlık, kadın ve çocuk ticaretinin arttığından bahsetmiştir. SGDD (2011) Çalışmalarını yapıldığı illerde insanlar mültecilerin yabancı olmaları ve bu yabancılarla yaşamak istemediklerini belirmişlerdir. Ayrıca mültecilerin mevcut düzeni bozduğu ve güvenlik tehdidi oluşturduğuna değinmiştir. Memiş (2015) çalışmasına katılan katılımcılara Suriyeliler arasında ülkemizde karışıklık çıkarmak isteyenlerin olduğuna inanıyor musunuz? sorusunu sormuş ve katılımcılar 69,5 evet yanıtı verilmiştir. Erdoğan ve Ünver (2015) raporunda, çalışmalarına katılanların önemli bir bölümünün Suriyelilerin “tampon bölgelerde” toplanması gerektiğini belirtiklerinden bahsetmiştir. Yaşar (2014) çalışmasın da Suriyelilerin gelmesiyle artan sorunlar nelerdir? Sorusuna katılımcıların büyük bir kısmı güvenlik olarak cevap vermiştir. Boyraz (2015) Suriyelilerin Akçakale ilçesinde var olan sükûneti bozduklarını, dilenciliği yaygınlaştırdıklarına ve onlara beraber hırsızlığın arttığına değinmiştir. Sönmez (2014, s. 9) İHH “Komşuda kriz: Suriyeli sığınmacılar” isimli raporunda yerel halkın Suriyelilerin şehir içerisinde değil de şehir dışındaki kamplarda kalmalarının mevcut durumun çözümüne fayda sağlayacağını belirtiklerine değinmiştir.
119
Öğretmen adayları Suriyelilerin güvenlik kontrollüne dikkat edilmeden kontrolsüz alınmasının güvenilmez kişilerin ülke içerisine giriş yapmalarına neden olduğuna ve güven problemi oluştuğuna değinmişleridir. Öğretmen adaylarının bu algıları yersiz değildir. 11 Mayıs 2013 Reyhanlı saldırısı (Hürriyet 2013), 20 Temmuz 2015 Suruç saldırısı (BBC, 2015a), 10 Ekim 2015 Ankara saldırı ( Yeniakit 2015), 12 Ocak 2016 Sultan Ahmet saldırısı (Sabah 2016), 17 Şubat 2016 Ankara askeri personel servis aracı saldırısı (HaberTürk 2016b), 13 Mart 2016 Ankara’da otobüs durağında patlama bu örneklerden bazılarıdır. Bu saldırıların bazılarından sonra halk Suriye’den gelen insanların kontrolsüz alımına tepki göstermiştir.