• Sonuç bulunamadı

2.4 Mülteci ve Sığınmacı Göçleri

2.4.1 Osmanlı İmparatorluğuna ve Türkiye Cumhuriyetine mülteci ve sığınmacı

Anadolu çok eskiden, yakın yüzyıllarda ve günümüzde daima göçlere maruz kalan bir merkezdir (TBMM, Türkiye’ye Göç). Coğrafi konum özelliğinden dolayı Anadolu göç yolları üzerinde bulunmakta ve nüfus hareketleri bakımından bir “ geçiş ülkesi” özelliği taşımaktadır. Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya ve Orta Doğu ülkeleri eskiden Osmanlı devleti zamanında Türk nüfusunun çok fazla olduğu bölgelerdendir. Bu nedenle Türkiye bu bölgedeki ülkeler için bir varış noktasıdır. Türkiye, Avrupa sığınmacı nüfusunun kaynak ülkesi olma durumundadır (Yeniacun, 2014).

2.4.1.1 Osmanlı İmparatorluğuna Mülteci ve Sığınmacı Göç Hareketleri Türkiye yerleşme tarihi içinde çok çeşitli, zengin ve farklı göç deneyimleri yaşamıştır. Bugünkü küresel çeşitlilik (kozmopolit) bu süreç doğrultusunda oluşmuştur (Tekeli, 2007, s. 447).

Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Osmanlı imparatorluğuna yapılan sığınma hareketlerini şöyle sıralamıştır:

- 1492 yılında on binlerce Yahudi’nin İspanya’dan gemilerle kurtarılarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına getirilmesi,

- 1672 Thököly Ayaklanmasının ardından matbaacılığın öncüsü İbrahim Müteferrika ile itfaiyeciliğin öncüsü Kont Ödön Seçenyi (Seçenyi Paşa)’nin ve 1699 yılında Macar Kralı Thököly Imre ve eşinin Osmanlı İmparatorluğuna iltica etmeleri,

- 1709 yılında İsveç Kralı Şarl’ın beraberindeki yaklaşık 2 bin kişilik grupla birlikte Osmanlı İmparatorluğuna sığınması,

- 1718 Pasarofça Antlaşması’nın ardından Macar Kralı II. Rakoczy Ferenc’in Osmanlı İmparatorluğuna sığınması,

20

- 1830 Polonya İhtilali’nin liderlerinden bugünkü Polonezköy’ün kurucusu Prens Adam Czartorski’nin 1841 senesinde Osmanlı İmparatorluğu’na iltica etmesi,

- 1848 Macar Özgürlük savaşını kaybeden Prens Lajos Kossuth ve yaklaşık 3 bin Macarın 1849’da Osmanlı İmparatorluğu’na gelmeleri,

- Farklı istatistiki veriler bulunmakla birlikte, 1856-1864 senesinde ise Rus Ordusundan kaçan yaklaşık 1.500.000 Kafkas nüfusu Osmanlı İmparatorluğu topraklarına kabul edilerek, Balkanlar’a ve Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleştirilmiştir.

- 1917 Bolşevik İhtilali’nin ardından Vrangel’in yaklaşık 135 bin kişiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğundan koruma talep etmesi (T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2015)

1860-1927 yılları arasında gerçekleşen balkan göçlerinin nedeni, büyük imparatorlukların ulus devletlerine parçalanması ve bu küçülen imparatorluğun topraklarında barınamayan Müslümanların Anadolu’ya göç etmesidir (Tekeli, 2007, s. 448).

Balkan göçleri ile ilgili bazı veriler aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir.

Tablo 2:

Mart 1886- Şubat 1887 Balkanlardan Anadolu’ya Göçler

Geldikleri Yer Hane Nüfus

Bulgaristan 1.897 8.972 Şarki Rumeli 623 2.743 Romanya 120 813 Bosna 103 553 Tırhala Yerleşmeleri 39 170 Batum 23 102 Kafkasya 2 12 Toplam 2.807 13.365

21

Tablo 2, 3 ve 4’ten anlaşılacağı gibi balkanlardan Mart 1886 ve 1898 yılları arasında Osmanlı devletine göç etmiş toplam 41.414 kişi ve 8.364 aile vardır. Bu tablolarlar birleştirilerek Mart 1886-1898 yılları arasında ülke bazında Osmanlı devletine göç etmiş toplam nüfus sayısı Tablo 5’te gösterilmiştir.

Tablo 3:

Mart 1891- 18 Ocak 1892 Balkanlardan Anadolu’ya Göçler

Geldikleri Yer Hane Nüfus

Bulgaristan 2.469 13.432 Şarki Rumeli 964 4.214 Romanya 591 2.977 Bosna 228 1.162 Batum 77 400 Yunanistan 5 22 Kafkasya - 3 Dağıstan - 5 Karadağ 1 5 Toplam 4.335 22.220

İpek, N. (1999). Rumeliden Anadoluya Türk göçleri (2 b.). Ankara: Türk Tarih Kurumu.

Tablo 4:

1897-1898 arası Balkanlardan Anadolu’ya Göçler

Geldikleri Yer Hane Nüfus

Bulgaristan 727 3.343 Şarki Rumeli 133 629 Bosna 47 259 Romanya 60 266 Rusya 251 1.296 Kaşgar - 2 Tırhala Yenişehri 4 34 Toplam 1.222 5.829

22 Tablo 5:

Mart 1886-1898 Yılları Arasında Ülke Bazında Osmanlı Devletine Göç Etmiş Toplam Nüfus

Ülkeler Göç Eden Nüfus Toplamı Yüzde

Bulgaristan 25.747 62,1 Şarki Rumeli 7.586 18,3 Romanya 4.056 9,7 Bosna 1.974 4,7 Rusya 1.296 3,1 Batum 502 1,2 Tırhala Yerleşmeleri 204 0,49 Yunanistan 22 0,053 Kafkasya 15 0,036 Dağıstan 5 0,012 Karadağ 5 0,012 Kaşgar 2 0,0048 TOPLAM 41414 100

İpek (1999) ‘in çalışmasından yararlanılarak oluşturulan Tablo 5’te, ülke bazında Osmanlı devletine göç etmiş muhacirler gösterilmiştir. Tablo 5’den de anlaşıldığı üzere göç eden nüfusun çoğunluğunu Bulgaristan oluşturmaktadır. Bulgaristan 25.747 kişiyle göçün %61’ini oluşturmaktadır. Şarki Rumeli ise 7586 kişi ile nüfusun % 18’ini oluşturmaktadır. Romanya 4.056 kişi ile %9,7’sini oluşturmaktadır. Bosna 1.974 kişi ile %4,7’isini oluşturmaktadır. Bunun dışında dikkatte değer bir göç Rusya ve Batum’dan gerçekleşmiştir. Rusya’dan 1.296 kişi ile % 3,1’lik bir göç gerçekleşmiştir. Batum’dan da 502 kişilik göçün %1,2’ sini oluşturan bir göç hareketi gerçekleşmiştir.

2.4.1.2 Cumhuriyet Döneminde mülteci ve sığınmacı göç hareketleri Bazı ülkeler diğerlerine kıyasla mülteci akınlarına daha fazla maruz kalabilirler. Türkiye’nin geçiş noktasında olması, coğrafi konumu itibariyle bu akınlara fazlasıyla maruz kaldığı bilinmektedir. Türkiye’nin bu özelliğinin yanı sıra mülteciler tarafından tercih edilen

23

ülkelerden olmasının nedenlerinden biri komşu olduğu ülkelere nazaran daha istikrarlı olmasıdır (Yaşar, 2014, s. 10).

Kitle iletişim araçları ve ulaşım alanındaki gelişmeler dünyanın herhangi bir ülkesine gitmeye kolaylık sağlamıştır. Bu da ülkelerin göç almasına sebep olan bir unsurdur. Türkiye'yi etkileyen bazı göç hareketlerinin arkasında bu faktörler vardır. Bunların dışında Türkiye’nin yakın çevresinde son otuz yıldır süren siyasi karmaşa, istikrarsızlık ve ekonomik dönüşümler gibi durumlar Türkiye’ye yönelen göçün nedenleri arasında gösterilebilir. (İçduygu, Erder, & Gençkaya, 2014, s. 58).

“Ülkemiz coğrafi ve stratejik konumu sebebiyle tarih boyunca kitlesel sığınma hareketleri de dâhil olmak üzere geniş anlamda göç hareketlerinin nihai durağı olmuş ve milyonlarca göçmene ev sahipliği yapmıştır” (T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, 2013).

Ülkemiz düzensiz göç hareketleriyle ilgili sorunla 1990’lı yıllarda yüzleşmek zorunda kalmıştır. Türkiye özellikle 1970’li yıllarda başta Almanya olmak üzere birçok Batı ülkesine göç vermiştir. 1990 yılından itibaren bazı Afrika ülkeleri ve dağılan SSCB’den sonra bağımsızlıklarını kazanan devletlerin oluşmasıyla ülkemiz göçe maruz kalmıştır (Özkarslı, 2014, s. 12 ).

Ülkemiz sadece göç veren bir ülke pozisyonundan çıkarak göç alan bir ülke olmuştur. Bunu en büyük nedenlerinden biri de ülkemizin konumuyla ilgilidir. Ülkemiz diğer Avrupa ülkelerine geçiş de önemli bir durak olarak görülmektedir (Südaş & Mutluer, 2008, s. 52).

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün resmi sitesinde paylaştığı verilerde, Türkiye Cumhuriyetine kurulduğu günden bugüne kadar gerçekleşen göç hareketleri şu şekilde sıralanmıştır:

• 1922-1938 yılları arasında Yunanistan’dan 384 bin kişi, • 1923-1945 yılları arasında Balkanlardan 800 bin kişi, • 1933-1945 yılları arasında Almanya’dan 800 kişi, • 1988 yılında Irak’tan 51.542 kişinin,

•1989 yılında Bulgaristan’dan 345 bin kişinin,

•1991 yılında I. Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’tan 467.489 kişinin, •1992-1998 yılları arasında Bosna’dan 20 bin kişinin,

24

•1999 yılında Kosova’da meydana gelen olaylar sonrasında 17.746 kişinin, •2001 yılında Makedonya’dan 10.500 kişinin,

•Nisan 2011- Eylül 2013 arasında Suriye’de yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle yaklaşık 500 bin kişinin Türkiye’ye gelişi,

•Özetle, Ülkemiz, 1922’den günümüze kadar 2.5 milyondan fazla kişiye kucak açmıştır. Bu sayıya çalışma ve eğitim gibi amaçlarla gelen yabancılar dahil değildir. Türkiye’ye çalışma, eğitim ve diğer amaçlarla gelmiş olan yabancılara ilişkin rakamlara bakıldığında son 13 yılda toplam 2.442.159 yabancının ikamet izni aldığı kaydedilmiştir.

Burada gösteren resmi rakamlar bazı araştırmacıların çalışmalarında farklı olarak gösterilmiştir. Örnek olarak 1988 yılında Irak’tan göç edenlerin sayılarındaki değişikleri gösterebiliriz.

Danış ve arkadaşları (2010)’na göre 1988 Mart ayında 5 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Halep’çe katliamına benzer bir katliama maruz kalmak istemeyen 100 bin Iraklı nüfus, Güneydoğudan giriş yaparak Türkiye’ye sığınmıştır. 1991 yılına gelindiğinde ise bunların 30 bin kadarının Türkiye’de kaldığı görülmüştür (Danış, Bayraktar, Çatır, & Salihi, 2010, s. 8).

Danış ve arkadaşları (2010), yaptıkları araştırmada bu farklılaşmayla ilgili şöyle bir sonuca ulaşmışlardır.

“Sığınmacılarla ilgili sayısal verilerin her kaynakta farklı verildiğini, dolayısıyla da çok güvenilir olmadıklarını belirtmek gerekir. Dönemin Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz Eylül 1988’de Türkiye’ye sığınan Iraklıların sayısının 62 bin 920 olduğunu açıklamıştı (“Irak’a Sıcak Takip İzni Yok” Cumhuriyet, 6.9.1988.) Mesut Yılmaz’ın açıklamasından 3 gün önce gazetelerde sığınmacı sayısının yaklaşık 120 bin olduğu yazılmıştı (“Kürtlere Çadırkent” Cumhuriyet, 4.9.1988). Daha sonra Türk yetkililer de, bu sayının 117 bin olduğunu ve bunların 51 bin 542’sinin sınır bölgesindeki kamplara yerleştirildiğini duyurdu (Kaynak 1992, 45-47). Farklı kaynaklardaki verileri incelediğimizde 1988’de Türkiye’deki Iraklı sığınmacıların sayısının yaklaşık 100 bin olduğunu söyleyebiliriz”.

Türkiye Cumhuriyetine Balkanlardan çok fazla göç hareketi olmuştur. Gerçekleşen bu göç hareketleri ülke bazında tablo 6’da gösterilmiştir:

25 Tablo 6:

Cumhuriyet Dönemi Balkanlar’dan Türkiye’ye Göçler

Yıllar Yugoslavya Romanya Yunanistan Bulgaristan

1912-1913 440.000 1923- 1939 115.427 117.095 384.000 198.668 1940- 1945 1.671 4.201 - 15.744 1946-1960 152.003 55 23.808 154.112 1961-1970 30.502 274 2.081 15.000 1971- 1980 1.797 136 - 116.104 1981- 1990 2.623 760 - 178.664 1993-1997 - - - 77.000 Ara Toplam 304.023 122.521 409.889 663.312 Genel Toplam 1.939.745

Kıoutsouk, C. (2013). Türkiye ve Yunanistan’da uygulanan göç politikaları (1990 Sonrası). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Tablo 6’da görüldüğü gibi 1912 -1997 yılları arasında balkanlardan Türkiye’ye 1.939.745 kişilik bir göç hareketi gerçekleşmiştir. Bu tarihler arasında Türkiye’ye Eski Yugoslavya’dan 304.023 kişi, Romanya’dan 122.521 kişi, Yunanistan’dan 409.889 kişi, Bulgaristan’dan 663.312 kişi göç etmiştir.

26 Tablo 7:

1812- 1989 Tarihleri Arası Anadolu’ya göçler.

Ülke Göç Nedenleri Göçülen Yıl Göçen

Nüfus

Bulgaristan 1923-1960 370.000

Artan Baskılar 1989 320.000

Romanya 1806-1812 Rus Saldırısı 1826 200.000

1877-1878 Rus Saldırısı 1878-1880 90.000

1930 Sonrası Baskılar 1933-1952 200.000

Yugoslavya 1806-1812 Rus Kışkırtması 1812-1826 30.000

1826 Sırp Baskısı 1826-1830 150.000 1867 Sırp Baskısı 1867-1870 150.000 Devamlı Baskılar 1908-1923 300.000 Devamlı Baskılar 1923-1930 350.000 Devamlı Baskılar 1946-1961 160.000 Devamlı Baskılar 1962-1970 50.000 Kıbrıs 1878 İngiliz egemenliği 1878-1880 15.000 1923 Lozan Barışı 1923-1950 60.000

Doğu Türkistan 1876 Çin İşgali ve Baskılar 1917-1953 20.000

1949-1953 7.000

1960-1980 1.000

Afganistan 1979 Sovyet İşgali 1982 4.350

TBMM. (tarih yok). Türkiye’ye göç.

https://www.tbmm.gov.tr/kultursanat/yayinlar/yayin073/073_00_010.pdf

Tablo 7’de görüldüğü gibi 1812- 1989 tarihleri arasında Anadolu’ya; Bulgaristan Romanya, Yugoslavya Kıbrıs Doğu Türkistan ve Afganistan olmak üzere toplamda 2.477.350 kişi göç etmiştir. Bu göçlerin çoğunluğu baskı zülüm ve zorlamayla gerçekleşmiştir. Bu göçlerin Türkiye’ye gerçekleşmesinde, Türkiye’nin doğu medeniyetiyle, batı medeniyeti arasında köprü vazifesi görmesi, stratejik olarak geçiş ülkesi olması ve göçe maruz kalan ülkelerdeki insanlarla kültürel bağlarının bulunması etkili olmuştur.