• Sonuç bulunamadı

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2. Yeterli sosyal destek bireyin stres yaşantısını ve buna bağlı patolojik

2.4. İlgili Araştırma ve Yayınlar

2.4.2. Stresle Başaçıkma İle İlgili Yurtdışında Yapılmış Araştırmalar

Stresle başaçıkma ile ilgili yurtdışında yapılmış araştırmalar aşağıda kronolojik sırayla verilmiştir.

Hans Selye (1950; 1951-1956) fizyolojik stres tanımıyla karakterize edilen genel uyum sendromu diye adlandırdığı fizyolojik görüntüler çerçevesinde stres çalışmaları yapmıştır (Akt. Çiftçi, 2002).

Garfinkel ve diğ.’nin (1986), Minnosota’da, 4300 lise öğrencisi üzerinde, ergenlik stresi ve depresyon üzerine yaptıkları çalışma gençlerin stresle nasıl başaçıktığını incelemekte ve strese karşı savunmasız olan genç insanlar için risk faktörlerini işaret etmektedir (Akt. Walker, 2002).

Lazarus ve Folkman (1986), Kaliforniya’da yaptıkları araştırmada 85 evli çiftle altı ay boyunca, bir önceki haftanın yoğun stresli olaylarını ve bunlara ilişkin başaçıkma tarzlarını incelemişlerdir. Bu çalışmada 8 ayrı başaçıkma mekanizması belirlemişlerdir: Yüzleşme (confrontative), sosyal destek arama (seeking social support), planlanmış problem çözme (planful problem solving), faktörleri problem odaklı başaçıkmanın boyutları olarak ilişkilendirilmiştir. Diğer başaçıkma stratejileri, özkontrol (self-control), uzaklaşma (distancing), pozitif değerlendirme (positive reappraisal), kaçınma (escape/avoidance), daha çok duygusal düzenlemeye odaklanmıştır (Akt. Aydın, 2003).

Kwong’un (1991), Hong Kong’daki ortaokul öğrencilerinin yaşam olayları, stres ve başaçıkma stratejilerinin incelediği araştırma, Hong Kong’daki öğrencilerin stres düzeylerinin yüksek olduğunu ve örneklemin çoğunluğu tarafından tecrübe edilen stres semptomlarının, “konsantre olamama”, “mutsuzluk ve depresyon”, “zorlukların üstesinden gelememe”, “kendine güveni kaybetme” olduğunu göstermiştir. Öğrencilerin çoğu planlanmış problem çözme uygulamakta ve başaçıkma stratejileri olarak sorumluluk kabul etmektedir. Yüzleşmeli başaçıkma ve kaçma-kaçınma başaçıkma stratejileri daha az kullanılmaktadır. Ayrıca başaçıkma stratejilerinde cinsiyet farklılığı bulunmuştur.

Jenkins ve Calhoun’un (1991), öğretmenlerin stres ve stresle başaçıkmalarını inceledikleri araştırma iki kısımdan oluşuyor. Birinci kısım öğretmenler tarafından belirtilen başlıca stresörleri belirlemeyi içeriyor. Hem işte hem de ev içinde yaşanılan aşırı yük, evdeki ve işteki baskı ve yetersiz ödüllendirme öğretmenler tarafından belirtilen başlıca stresörlerdi. Stres reaksiyonunun sonuçlarının da araştırıldığı çalışmada, fiziksel, psikolojik ve davranışsal etkiler stres reaksiyonu olarak ortaya çıkmıştır. Çalışmanın ikinci kısmı stres yönetimiyle ilgili iki methoddan oluşuyor. Araştırma bulguları bireysel yaklaşımla eğitilen öğretmenlerin başlıca stresörlerle başaçıkmada daha fazla çeşitlilik kullandıklarını ortaya çıkarmıştır.

Sussman ve diğ. (1993), ergenlerde başaçıkma çabası, başaçıkma stratejileri, algılanan stres ve sigara içme davranışı arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır. Araştırma bulgularına göre; 11 başaçıkma stratejisi, en azından dört sigara içme maddesinden birisi ile ilişkilidir. Yalnızca başaçıkma çabası, son sigara içme davranışı ile doğrudan ilişkili, buna karşın yalnızca başaçıkma stratejileri kümülatif sigara içme ile ilişkilidir.

Deisinger, Casisi ve Whitaker’ın (1996), kişilik özellikleri, bu özelliklerin psikolojik işlevleri ve başaçıkma stratejileri arasındaki ilişkinin incelendiği bir çalışmada bireyler, “normaller”, “kaygılılar” ve “abartılılar” olarak üç gruba ayrılmışlardır. Araştırma bulguları, normallerin kaygılı ve eksantrik deneklerden anlamlı olarak daha az kaçınmayı içeren başaçıkma stratejilerini kullandıklarını

göstermiştir. Yine normallerin diğer iki grupta yer alanlara göre, sosyal destek aramayı daha az kullandıkları bulunmuştur. Üç grup arasındaki karşılaştırmada, normaller abartılılardan daha çok, ama kaygılılardan daha az duygularını boşaltmaya yönelmişlerdir. Bu araştırmada cinsiyetler açısından da başaçıkma stratejileri arasında fark bulunmuştur. Kadınlar daha çok sosyal destek aramaya yönelirken, erkekler kaçınmacı hazalmacılığı daha çok kullanma eğiliminde bulunmuşlardır (Akt. Türküm, 1999).

Williams ve McGillicuddy (2000), “Coping Strategies in Adolescents” adlı çalışmalarında kız ve erkek öğrencilerin ön ergenlik (erinlik), orta ergenlik ve geç ergenlik dönemlerinde karşılaştıkları iki değişik stresör olan, (a)günlük güçlükler, zorluklar (daily hassles) ve (b) önemli yaşam olaylarına karşı getirdikleri başaçıkma stratej,ilerini incelemişlerdir. Wiliams ve McGillicuddy araştırmalarında, her yaştaki ergenlerin başaçıkma stratejilerini stresörün çeşidine göre değiştirmekte olduklarını ve bu noktada kız ve erkek öğrenciler arasında önemli bir farklılığın bulunmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Yaşı büyük ergenlerin stresin etkisini azaltmak için çok değişik strateji ve metodlar (planlı problem çözme, tekrar değerlendirme, sosyal destek arama gibi) kullandıkları sonucuna ulaşılmıştır.

Moulds (2003), lise öğrencilerindeki stres görüntüsünü incelediği araştırmasının örneklemini, Batı Sidney’deki Katholik lise öğrencilerinden seçmiştir. Araştırma bulguları lise öğrencilerinin stres görüntüsünün anksiete, kızgınlık ve psikolojik nedenlerle kavramsallaştırılabileceğini ortaya koymaktadır.

Hampel ve Peterman (2005), çocuklarda ve ergenlerde başaçıkma davranışı üzerinde yaş ve cinsiyetin etkisini inceledikleri araştırma, üç yaş grubundaki ergenlerin (geç çocukluk, erken ve orta ergenlik) genel stresörlerle başaçıkması üzerinde yaş ve cinsiyetin etkilerini incelemeyi amaçlıyordu. Ergen erkek ve kızlar, bütün yaş dizinindeki kızlar, uyumlu başaçıkma stratejileri üzerinde yüksek skor, uyumsuz başaçıkma stratejilerinde daha yüksek skor elde etmişlerdir. Duruma özgü başaçıkma yaşa ve cinsiyete göre farklılaşmamış.

Kariv ve Heiman (2005), duygu-odaklı başaçıkma stratejilerine karşı problem-odaklı başaçıkma stratejilerini incelediği araştırmada, 283 kolej öğrencisi arasındaki stres ve başaçıkma stratejilerini incelemişlerdir. Araştırma, hem akademik stres algılarının hem de akademik yüklemelerin önemli olduğunu ve öğrencilerin başaçıkma stratejilerinde önemli etkilere sahip olduğunu ortaya koymuştur. Araştırmaya göre; Akademik stres tecrübesi öncelikle duygu-odaklı davranışların kullanımı ile ilgiliydi ve bu, stres algısının doğasının başlıca başaçıkma davranışlarının kullanımını kısıtlamada önemli olabilir. Dahası, objektif ve subjektif stres tecrübeleri başaçıkma davranışının tahmininde karşıt rol üstlenmektedir. Özellikle, akademik stresin subjektif algısı öğrencilerin problem-odaklı başaçıkma davranışlarını yerine getirmede kısıtlama faktörü olarak rol oynuyor, bunun yanında objektif akademik yüklemeler başaçıkma stratejisinin kullanımını destekliyor.

Magaya, Asner-Self ve Schreiber’ın (2005), Zimbabve ergenleri arasındaki stres ve başaçıkma stratejilerini incelediği araştırmada, Zimbabve ergenlerinin Algılanan Stres Ölçeğinde hafif stres yaşadıkları ve başlıca stresörlerin okulla ilgili işler, ilişkiler, sosyal yaşam ve maddi konular olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca kız öğrenciler, erkek öğrencilere göre daha yüksek algılanan stres belirtmişlerdir. Başaçıkma ölçeğinin sonuçları Zimbabve ergenlerinin problem-odaklı stratejilerden çok duygu-odaklı stratejileri kullandıklarını göstermektedir.

Yurtdışında stres ile ilgili yapılmış bir çok araştırmaya rastlamak mümkündür. Yapılan araştırmaların daha çok ergenlere yönelik ve stresle başaçıkma stratejileri üzerine olduğu görülmektedir.