• Sonuç bulunamadı

2.2. POLİS İMAJINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

2.2.1. Vatandaşların Demografik Özellikleri

2.2.1.4. Sosyo-Ekonomik Statü

Eğitim durumu, meslek, gelir durumu, mesleki prestij, ikametgah tipi gibi sosyo-ekonomik statüyle ilgili değişkenlerin polise karşı tutum ve polis imajı üzerindeki etkilerini belirlemeye dönük çalışmalarda karışık sonuçlar elde edilmiştir.

Genel inancın aksine sosyo-ekonomik olarak daha üst noktalarda bulunan kişilerin alttakilere oranla polisle daha fazla ilişki kurdukları ve daha olumlu imaja sahip oldukları görülmüştür. Mesleki statünün, eğitime erişim ve gelir düzeyindeki yükselmenin pozitif polis imajıyla önemli ölçüde ilişkili olduğu belirtilmiştir (Johnson, 1993:3).

Çoğu hipoteze göre polis, sosyo-ekonomik olarak orta ve üst sınıf vatandaşlara karşı daha uyumludur. Çünkü polis, toplumun etkili şahıslarından pozitif değerlendirme ve destek sağlama amacındadır. Daha zengin insanlar, görüşlerin daha istenilir hale dönüştürülmesinde çok daha etkilidir. Eğer asimetri hipotezi doğru ise sosyal spektrumun sonundaki insanlarda pozitif deneyimler polise güven konusunda çok az etki yapacaktır (Skogan, 2006:102).

Konuyla ilgili pek çok çalışmada fakirler ve sosyo-ekonomik olarak daha aşağı tabakada bulunanlar zenginlere oranla daha az memnuniyet ifade etmişlerdir. Bu çalışmalarda daha aşağı sosyal sınıflarda bulunanların polis hizmetlerinden daha az memnun olduğu ortaya koyulmuştur. Benzer şekilde gelir ve eğitimin polis tarafından görülen muamele konusunda memnuniyet açısından olumlu bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Bu iki unsur hem polisin genel imajının bir göstergesi hem de polis hizmetlerinin süreciyle bağlantılı algılama açısından önemli bir değişken olarak görülebilir (Mastrofski vd., 2001:29; Weitzer vd., 2008:419). Ayrıca yerleşik toplumlarda polise destek eğiliminin daha yüksek olduğu belirtilmiştir (Skogan, 2006:102).

Bununla birlikte bazı çalışmalarda polise karşı tutumlarda eğitimin hiçbir etkisi olmadığı iddia edilmiştir. Sosyo-ekonomik statünün polis imajıyla alakalı dikkate alınması gereken çok önemli bir unsur olduğu ifade edilmekle birlikte polise karşı bu olumsuz tutumun şahsın kişisel olarak içinde bulunduğu sosyo-ekonomik durumdan mı, yoksa içinde yaşadığı toplumun statüsünden mi, yoksa her ikisinin birden etkisiyle mi oluştuğu net değildir. Eğer sosyo-ekonomik statü ırk-etnik kökende olduğu gibi gerçekten etkinse toplumsal etkilerin kişisel etkilerden daha önemli olduğunu söylemek mümkündür (Mastrofski vd., 2001:29).

Deneysel olarak sosyal durumlarla ilgili çalışmalarda karışık sonuçlar elde edilmiştir. Statü, polise karşı tutumlarda kişisel farklılıkları belirleyen önemli diğer faktörlerle güçlü bir şekilde bağlantılıdır. Sosyo-ekonomik statü ile -diğer kişisel faktörlerle de bağlantılı olarak- polisin performansından memnuniyet arasında pozitif bir ilişki olduğu belirlenmiştir. ABD’de yapılan çalışmalarda sosyal sınıfın siyahlar arasında polise karşı genel tutumu belirleyen önemli bir etken olarak göze çarpmasına rağmen yerel polisle alakalı görüşleri etkilemediği tespit edilmiştir. Orta sınıf Afrika kökenli Amerikalıların ırksal ayırıma daha meyilli oldukları ve bu kişilerin medyada yer alan polisle alakalı yorumları daha fazla dikkate aldıkları belirlenmiştir (Skogan, 2006:102).

Ülkemizde ise Pollmark 2010 “Kurumlara Güven Araştırması” sonuçları sosyo-ekonomik statü ile polis hakkındaki değerlendirmeler arasındaki ilişki olup olmadığı hususunda bir fikir vermektedir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre eğitim

düzeyinin polisi başarılı bulma konusunda etkili olduğu söylenebilir. Eğitim düzeyi “düşük”, “orta” ve “yüksek” şeklinde üç kategoriye ayrılarak yapılan bu çalışmada eğitim düzeyi yükseldikçe polisi başarılı bulma oranının düştüğü, buna paralel olarak ta polisi başarısız bulma oranının yükseldiği tespit edilmiştir. Polisi başarılı bulma oranı düşük eğitimli grupta %72.9, orta eğitimlilerde %61.2, yüksek eğitimli grupta ise %44.5’tir. Başarısız bulma oranları ise düşük eğitimlilerde %19.4, orta eğitim düzeyinde %32.4, yüksek eğitimde ise %47.1 olarak belirlenmiştir. Görüldüğü gibi hem başarılı bulma hem de başarısız bulma oranlarında düzenli farklılıklar mevcuttur(“haber7.com”, 2010). Bu sonuçlara bakıldığında eğitim seviyesi yükseldikçe polisten beklentilerin ve polisin uyması beklenen standartların yükselmesinin etkili olabileceği söylenebilir. Bu bulgular eğitim seviyesi yükseldikçe polis imajının daha olumsuz değişeceği tezini doğrular niteliktedir.

Bununla birlikte Pollmark Araştırmasının önemli bir diğer sonucu da vatandaşların siyasi eğilimlerinin vatandaşların polis hakkındaki değerlendirmeleri üzerinde önemli etkileri olduğunu ortaya koymuştur. Polisi en başarılı bulanlar Adalet ve Kalkınma Partisi ve Saadet Partisi seçmenleri olarak bulunmuştur. Bu iki parti seçmeninde polisi başarılı bulma oranı %83 civarındadır. Oysa bu oran Cumhuriyet Halk Partisi seçmenleri arasında %51.9, Barış ve Demokrasi Partisi seçmenleri arasında ise %42.9’dur. Buna paralel olarak polisi başarısız bulma oranlarının da siyasi eğilimler doğrultusunda şekillendiği tespit edilmiştir (“haber7.com”, 2010). Görüldüğü gibi siyasi eğilimlerin vatandaşların polis hakkındaki değerlendirmeleri üzerinde ciddi etkileri olabilmektedir.

Yine aynı ankette vatandaşların polis hakkındaki değerlendirmeleri üzerinde etkili önemli bir diğer değişken ise mezhep farklılıkları olarak görülmüştür. Alevi, Sünni ve Diğer şeklinde üç grup belirlenerek uygulanan çalışmada Alevilerin

%48.1’i polisi başarılı bulduğunu bildirirken bu oran Sünnilerde

%70.6’dır(“haber7.com”, 2010). Bu sonuçlarda ciddiye alınması gereken ve benzer çalışmalarla doğruluğu ölçülmesi gereken önemli bulgulardır. Halkın her kesimine hizmet etmek zorunda olan polis teşkilatının bu tür önemli değerlendirme farklılıklarını en aza indirecek çalışmalar yapması gerekmektedir.

Demografik karakteristiklerin polis imajı üzerindeki etkisi ile ilgili olarak iki temel gruplandırma yapmak mümkündür:

• Kadınlar, yaşlılar, toplumda çoğunluğu oluşturanlar, küçük şehirlerde

ve kırsal bölgelerde oturanlar geleneksel olarak polise destek vermektedirler ve olumlu bir polis imajına sahiptirler. Bu gruplar polisin koruyucu, güvenilir ve yardımsever olduğunu bildirmektedirler.

• Erkekler, gençler, etnik azınlıklar ve düşük sosyo-ekonomik

statüdekiler daha olumsuz tutum içerisindedirler. Bu gruplar polisle daha sık karşı karşıya gelirler ve özellikle gençler daha aktiftirler. Suçla ilişkili olma ihtimalleri çocuklara ve yaşlılara göre daha yüksek olduğundan polisin özel olarak ilgi alanına girerler.