• Sonuç bulunamadı

2.2. POLİS İMAJINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

2.2.2. Polisle Yaşanan İlişkiler

2.2.2.1. Doğrudan Yaşanan İlişkilerin Etkileri

Halkın gözündeki polis imajının oluşumuna etki eden en önemli faktörlerden bir tanesi halk ile polis arasında yaşanan etkileşimin sayısı ve niteliğidir. Polisle vatandaşlar arasında yaşanan doğrudan ilişkilerde ilk hareketin kaynağına göre ikili bir ayırım yapmak mümkündür; vatandaşlar tarafından başlatılan, koruma, hizmet ve yardım talebiyle yapılan çağrılar gibi “gönüllü” ilişkiler ve polisçe başlatılan ve ağırlıklı olarak olayların aydınlatılması ve trafik kontrolü amacıyla yapılan sorgulamalar gibi “gönülsüz” ilişkiler. Bu ilişkilerin benzer bir ayırımla “isteyerek” ve “istem dışı” şeklinde de tasnif edilebildiği görülmektedir(Skogan, 2005:299). Vatandaş tarafından başlatılan ilişkilerde polis daha çok destekleyici ve yardım sağlayıcı bir konumdayken polisçe başlatılan ilişkiler daha şüpheli bir ortamda ve sorgular tarzda gerçekleşir.

Polis tarafından başlatılan ilişkiler istem dışı ya da gönülsüz ilişkiler, vatandaşın başlattığı ilişkiler ise isteyerek veya gönüllü ilişkiler olarak kabul edilir. Bu iki tür ilişki içerisinde vatandaşlar tarafından başlatılan ilişkilerin hem şekil hem de içerik olarak daha olumlu olduğu söylenebilir. Polisin meşruluğu ve olumlu imajı daha çok isteyerek ve gönüllü ilişkilerle sağlanır. Polisin başlattığı ilişkiler ise daha isteksiz ve olumsuz şekilde gerçekleşir. Doğal olarak daha kuşkucu, sorgulayıcı ve yine doğası gereği çatışmacı olma ihtimali daha yüksektir. Polis imajı açısından bu iki çeşit ilişki içerisinde gönüllü ilişkilerin gönülsüz ilişkilerden doğal olarak daha pozitif sonuçları olduğu söylenebilir.

Yapılan araştırmalarda bu iki tür ilişki içerisinde polisçe başlatılan gönülsüz ilişkilerin olumsuz etkisinin, vatandaş tarafından başlatılan gönüllü ilişkilerden çok daha güçlü olduğu görülmüştür. Bunun önemli bir sebebi polis tarafından başlatılan “gönülsüz” ilişkilerin olumsuz etkisi çarpıcı bir biçimde görülürken, vatandaş tarafından başlatılan “gönüllü” ilişkilerin olumlu etkisinin çok düşük olması ve hatta çoğunlukla hiç olmamasıdır (Ivkoviç, 2008:411).

Halkın polisle kişisel deneyimi, onların polis hakkındaki genel değerlendirmesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. İmaj üzerinde, olumlu deneyimler pozitif, olumsuz deneyimler ise negatif etki yapmaktadır. Bununla birlikte olumlu deneyimlerin pozitif etkisinin, olumsuz deneyimlerin negatif etkisinden çok daha zayıf olduğunu söylemek mümkündür (Weitzer ve Tuch, 2004:307).

Skogan, polis ile vatandaş arasındaki iletişimin etkisinin asimetrik olduğunu belirtmiştir. Olumlu ve olumsuz deneyimlerin, halkın polis hizmetlerinin kalitesiyle alakalı değerlendirmelere etkisi hakkında kıyaslanabilir sonuçlar vermeyebileceği belirtilmiştir. Örneğin polisle yaşanan olumlu deneyimlerin gençlerin polise karşı tutumuyla alakalı istenilen olumlu etkiyi mutlaka yapacağını söylemek mümkün değildir. İngiltere’de yapılan bir çalışmada oldukça ilginç bir sonuç elde edilmiştir. Bu çalışmada, polise karşı en istenilen tutumun, polisle hiç etkileşim yaşamamış olanlarda ortaya çıktığı tespit edilmiştir(Skogan, 2006:105). Bu noktada, insanların olumlu deneyimleri çoğu zaman görmezden gelebileceği, ancak bekledikleri hizmeti alamadıkları zaman bu durumu güçlü bir şekilde değerlendirecekleri söylenebilir. Benzer bir çalışmada ise polisle yaşanan iletişimin doğasına (yani gönüllü veya gönülsüz olmasına) bakılmaksızın, iletişim sayısı arttıkça polisten memnuniyet seviyesinin düştüğü tespit edilmiştir. Bu etkileşim tipleri arasında bazıları daha olumsuz etki yapmakla birlikte, her etkileşimin güçlü veya olumsuz etkileri olduğu görülmüştür. Polisle hiç etkileşim yaşamamış olanlar, herhangi bir etkileşim yaşamış olanlara oranla polisten daha memnundurlar (Ivkoviç, 2008:412; Weitzer vd., 2008:420).

Bununla birlikte polisle alakalı değerlendirme için kişisel deneyimin zorunlu bir şart olmadığını iddia edenlerde mevcuttur. Polisle hiçbir ilişki yaşamadan polisle alakalı negatif görüşe sahip pek çok insan olabilir. Polisin sözlü ve fiziksel olarak vatandaşlara kötü davrandığına inanan insanların sayısı, böyle bir muameleye maruz kaldığını bildirenlerden çok daha fazladır. Benzer şekilde, istenilen tutumun sağlanmasında da polisle olumlu ilişki gerekli değildir. Polisle iyi iletişim kuran bazı insanların polisle alakalı görüşleri oldukça eleştirel olabilmektedir. Kısaca polis hakkındaki önceki düşünceler aldatıcı olabilmektedir (Weitzer ve Tuch, 2004:308).

Polisle vatandaş arasında yaşanan etkileşimlerle ilgili olarak iki temel durum söz konusu olabilir; birincisi, değişik karakterdeki kişilerin değişik deneyimleri olur ve polis hakkındaki görüşleri bu deneyimlerin objektif gerçeklerine dayanır. İkinci durum ise, değişik geçmişleri olan kişiler polis hakkında değişik beklenti ve standartlara sahip olurlar ve olayları değişik şekilde yorumlarlar. Eğer bir kişi polisle olan etkileşimini daha önceden yaşadığı olumsuz bir tecrübeye dayandırırsa polisin davranışları arasından kendi görüşlerine uygun olanları seçip değerlendirmeye alacak diğerlerini göz ardı edecek veya en basit şekliyle herhangi bir polis davranışını o görüş doğrultusunda yorumlayacaktır.

Polisçe ve vatandaşlar tarafından başlatılan iletişimlerin polisten memnuniyet ve polis imajı üzerindeki etkileri ile ilgili çalışmalarda, alanda polisçe sorgulanmalar ve araçların durdurulmasının önemli bir faktör olduğu ve bu iki unsurun halkta önemli ölçüde rahatsızlığa sebep olduğu bulunmuştur. Bunun yanı sıra Londra’da yapılan bir araştırmada, polisten “çok” veya “kısmen” memnun olduğunu belirtenlerin durduruldukları zaman polisin kendilerine nasıl muamele ettiğinin önemli olduğunu belirttikleri tespit edilmiştir (Skogan, 2005:300).

Polis memurlarıyla yaşanan kişisel deneyimler, polisten genel memnuniyet konusunda çok az etki yapmaktadır. Bununla birlikte olumsuz ilişkiler, olumlu ilişkilerden çok daha güçlü etki yapmaktadır. Yapılan bir araştırmada polisin vatandaşı negatif biçimde durdurmasının olumsuz etkisinin, pozitif durdurmanın olumlu etkisinden altı kat daha güçlü olduğu belirlenmiştir. Hatta polisle on kez olumlu iletişim yaşamış birinin, yaşayacağı tek olumsuz iletişimde bu olumlu iletişimlerin görünmez olacağı iddia edilmiştir. Dürüst ve kibar davranma, zamanında ve yardımsever hizmetler gibi hususları içeren olumlu deneyimlerin sonucunda elde edilen birleştirilmiş katsayı çok düşük, hatta istatistiksel olarak neredeyse sıfır olarak belirlenmiştir. Polisle yaşanan deneyimlerin genel tutum üzerindeki etkisinin çok güçlü olmadığı, buna karşılık kısa zaman önce yaşanan deneyimlerin etkilerinin çok daha güçlü olduğu belirlenmiştir. Buna göre halk polisi klişeleştirir ve kendi kişisel deneyimleri doğrultusunda seçici olarak algılarlar. Halkın polisten öncelikli beklentilerinin etkisi yaşanan özel deneyimlerin etkisinden çok daha güçlüdür (Skogan, 2006:99-107).

Önceden sahip olunan polisle alakalı negatif düşünceler sonraki görüşlerin istenilen şekilde olup olmaması üzerinde etkilidir. Buna ilave olarak polisin vatandaşa karşı davranışı, vatandaşın polis hakkındaki görüşünün olumlu veya olumsuz olması üzerinde geniş bir etki yapar. Polisin halka karşı davranışı nezaketsiz, kaba ve haksızlık içeren bir şekilde olduğunda, bu deneyim halkın anlık değerlendirmelerinin yanı sıra polis hakkındaki genel düşünce üzerinde de önemli ölçüde olumsuz etki yapacaktır.

Ülkemizde yapılan bir çalışmada da daha önceden herhangi bir nedenle emniyet müdürlüğü veya polis merkezine gittiğini belirten kişilerin polisin görsel ve genel imajı konusunda daha olumlu görüş bildirdikleri tespit edilmiştir. Bu sonuç bize, polisin daha olumlu bir imaj için daha geniş halk kitleleri ile iletişime geçmesi gerektiğini göstermektedir (Taslak ve Akın, 2005:286).

Halkın polis biriminden memnuniyet seviyesini belirlemede en önemli etkenlerden birisi de polislerin halka ne kadar dostça yaklaştığıdır. Bu durum hem insanların polisle etkileşiminin kendi isteği dışında gönülsüz olarak gerçekleştiği, hem de kendilerinin başlattığı etkileşimler için geçerli bir durumdur. İnsanların kişisel ve toplumsal özellikleri de halkın gözündeki polis imajına etki yapabilmekle birlikte polis memurunun vatandaşa karşı davranışının diğer etkenlerden çok daha güçlü olduğu söylenebilir. Ayrıca halkın polis hizmetleriyle alakalı beklentileri de polis imajı üzerinde etki yapmaktadır. Polis halkın beklentilerini karşıladığı oranda pozitif bir imaja sahip olacaktır.

Polisçe başlatılan iletişimlerle alakalı çalışmalarda polisin saygılı ve tarafsız davranmasının, vatandaşları durduklarında niye durdurulduklarını karşı tarafa uygun bir şekilde anlatmasının ve karşı tarafa haklarının bildirmesinin bu karşılaşmalardan kaynaklanan memnuniyet veya memnuniyetsizlikler üzerinde etkili olduğu bulunmuştur (Skogan, 2006:105).

Tüm bu değerlendirmeler, halkın polisle yaşadığı doğrudan etkileşimin halkın polisle ilgili genel algılamasını nasıl etkilediğiyle alakalıdır. Ancak göz ardı edilmemesi gereken bir diğer husus, halkın sahip olduğu mevcut polis imajının bu doğrudan ilişkiyi de etkileyeceğidir. İnsanların daha önce sahip olduğu polisle alakalı

görüşlerinin polisle yaşadığı doğrudan etkileşim üzerinde etkili olacağı söylenebilir. Hatta daha önceden sahip olunan algılamanın bu etkileşim üzerindeki etkisi, yaşanan etkileşimin genel algılama üzerinde yaptığı etkiden daha fazla olabilir. Vatandaşların polisle doğrudan etkileşimi sonucu yaptıkları değerlendirmelerin genelleme ve seçici algıdan da etkilendiğini söylemek mümkündür. Polisle alakalı daha önceden olumlu düşünceye sahip olan insanların olumsuz düşünceye sahip olanlara oranla etkileşimi daha olumlu değerlendikleri söylenebilir.

Yapılan çalışmalarda elde edilen bir başka sonuç ise eski deneyimlerin polise karşı genel tutumlar üzerinde çok güçlü etkisi olmadığı, buna karşılık son dönemde yaşanan bir etkileşimin etkisinin ise güçlü olduğudur. Bu görüşe göre halkın polise bakışı basmakalıptır ve hatta kişisel deneyimlerinde “seçici algı” söz konusudur. Buradan polisin hizmet kalitesinin normal olarak bir miktar etkisi olmakla birlikte bu etkinin sanıldığı kadar güçlü olmadığını söylemek mümkündür (Skogan, 2005:317).

Polisle etkileşim konusunda gözden kaçırılmaması gereken husus halkın büyük çoğunluğunun polisle nadiren doğrudan doğruya etkileşim içerisine girdiğidir. Doğrudan doğruya etkileşim yaşayanların büyük çoğunluğu ise ya trafik kontrolü için ya da yardım talebi ile durdurulmaktadırlar. Çok az kişi bir suçla alakalı mağdur ya da şüpheli olarak polisle doğrudan etkileşim içerisine girmektedir. Buna bağlı

olarak polisle alakalı fikirlerin büyük çoğunluğu başka kaynaklardan

etkilenmektedir.

Bölgedeki karmaşa, sosyal uyum ve kontrolün zayıf olması polis-halk ilişkilerini tehdit eden bir durumdur. Yaşanılan bölgenin karışık olup olmadığına bakılmaksızın, memurlarla devriye sırasında veya toplumsal olaylarda yapılan görüşmeler polis performansı hakkındaki düşünce üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Gayri resmi sosyal etkileşimler halkın düşüncesi üzerinde istenilen etkiler yapar. Polis birimleri desteklenen veya desteklenmeyen gayri resmi etkileşimleri değerlendirmelidir. Gayri resmi etkileşimlerde bir araya geldikleri zaman polis-halk ortaklığı daha fazla etkilenir. Önceleri halkın polis hakkındaki düşüncesi ağırlıklı olarak demografik özelliklere dayandırılırken sonraları polis hakkında arzu edilen düşüncenin sağlanmasında en önemli faktörün polisle güçlü gayri resmi etkileşim

sağlanması, suç oranlarının azlığı, şiddet içeren suçların düzeyinin düşük algılanması, yaşanılan bölgede karmaşanın düşük algılanması, yüksek sosyal kaynaşma ve sosyal kontrol olarak tespit edilmiştir.