• Sonuç bulunamadı

1.3 KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ETKİLERİ

1.3.3 SOSYAL ETKİLERİ

KDE sosyal yaşam ve toplumun gelişimi içinde büyük tehdittir. Yüceltilen benlik duygusu ile yaşayan bireyler giderek toplum yapısında bozulmalara neden olurken toplumda olması gereken yardımlaşma olgusunu da yok etmektedirler. Ayrıca kayıt dışılığın doğurduğu adaletsizlikler diğer bireylere de kötü örnek olarak kişilerin kendi hak ve hukuk arayışlarına yöneltir. Bu durumda herkes gücü yettiğince adalet ya da çıkar sağlar ve bu çatışma hali süreklilik arz eder. Toplum da yerleşmiş hukuk ve ahlak kuralları erozyona uğrar. Toplumsal çıkarlar bireysel çıkarlara feda edilir.

Rasyonel bireyler için devlet ve toplum öncelik olmadığı için toplumsal gelişmenin, birlikte büyümenin, iyi günde kötü günde birlikte olmanın da bir önemi yoktur. Kayıt dışılık toplumun temeline konulmuş bir dinamittir. Diğer taraftan kayıt dışılık servet sahipleri ile emek arz edenleri karşı karşıya getiren bir durumdur. Bu durum toplumsal

kamplaşmanın ve çatışmanın ortaya çıkmasına neden olur. Toplumsal sınıfların temelinde bu gelir dağılımı dengesizliği vardır ve sebebi kayıt dışılık olgusudur. Bir başka husus KDE nedeniyle sosyal bir olgu olan eğitim faaliyetleri tam ve eksiksiz yerine getirilemez. Paralı eğitim toplumsal kutuplaşmaların derinleşmesine etki eder.

Bununla beraber reel üretimin cezalandırılması kişilerin ve toplumların fikir üretkenlikleri üzerinde de aynı etkiye neden olur. Araştırmacı kişilik yerine kolaycılık ve rahatlık peşinde koşan birey ya da toplumlar ortaya çıkmaktadır. Adaletsizlikler toplumsal uyumu bozar. Millet devlet bütünlüğü sağlanamaz hale gelmektedir.

1.3.3.1 Sosyal yardım harcamaları

Gelir dağılımı adaletsizliklerinden ve toplumsal yardımlaşmanın yozlaşmasından kaynaklanan dar gelirli veya geçimini temin edecek herhangi bir geliri veya çalışma imkanı olmayan bireyler için gerekli sosyal yardım çalışmaları etkin bir şekilde yapılamaz. Bu kişilerin tespiti uzun süre alır ve mağduriyetler ortaya çıkar.

Kısıtlı kaynaklarla bu yardımlar yapılmaya çalışılır ve doğru kişilere yapılıp yapılmadığı her zaman tartışılır. Bu durum en çok siyasi parti tartışmalarına yansır ve siyasi rant malzemesi haline gelir.

1.3.3.2 Suç Ekonomisi (Yasa Dışı Faaliyetler)

Ahlaken yozlaşmış bireyler düşük gelirler karşılığı emek arz etmek yerine kolay ve büyük miktarda para kazanabilecekleri her işi yapma eğilimdedir. Bu tür işler genelde yasalarla engellenen illegal, gayri ahlaki suç faaliyetleridir. Uyuşturucu madde ticareti, kadın ticareti, insan kaçakçılığı, hırsızlık, dolandırıcılık, tefecilik, çek senet tahsilatçılığı, kara para aklama gibi yasal olarak engellenmiş olan ekonomik faaliyetler suç unsuru olmasından dolayı yüksek getiri sağlamaktadır. Yozlaşmış birey ve toplum yapısı, ötekileştiren ekonomik sistem, ezilen ve çaresiz hisseden bireylerin her işi yapma eğiliminde olmasına neden olmaktadır. Bu durum kayıt dışılığı nedeniyle engellenemez suç ekonomisini doğurmaktadır. Suç ekonomisi hem toplum yapısını hem bireyin bedensel ve ruhsal sağlığını etkileyen onarılması güç yaralar açmaktadır.

İKİNCİ BÖLÜM

KAYIT DIŞI EKONOMİNİN TÜRKİYE ve OECD ÜLKELERİNDE TAHMİNİ BOYUTLARI, TÜRKİYE’DE

UYGULANAN TEDBİRLER ve SONUÇLARI

KDE ölçme yöntemleri bu çalışma kapsamı dışında tutulmuştur. Ancak KDE nin önemini daha iyi açıklayabilmek için Türkiye ile birlikte farklı ülkelerde ki tahmini boyutlarına yer verilecektir. Bu bölümde KDE nin boyutları ile birlikte KDE sorununu önlemeye yönelik literatürde yer alan önerilerden de yararlanılarak hükümet tarafından uygulamaya çalışılan stratejik eylem planlarına ve sonuçlarına yer verilmiştir.

KDE ölçülebilen bir olgu olmasa da konunun önemi araştırmacıları bu konu üzerinde tahminler yapma noktasında çalışmalara yönlendirmiştir. KDE zaten doğası gereği gizlenme halinde olduğu için net olarak ölçülmesi beklenemez. Ancak yapılan tahminlerin ne kadar sağlıklı/doğru olduğu aynı dönem için aynı metodolojik yaklaşımlar ile yapılan farklı çalışmalarda farklı sonuçların ortaya çıkması nedeniyle sorgulanmaya devam edilmektedir. Bu çalışmada kayıt dışılığı ölçmeye çalışmak yerine konunun öneminin anlaşılabilmesi için kamu otoritelerinin de kabul ettiği Schneider’in yaptığı çalışmalar üzerinden boyutuna vurgu yapılacaktır. KDE konusu ülkeler kıyaslaması yapılırken göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husus ülkelerin gelişmişlik seviyelerine göre gruplanması gerektiğidir. Çünkü gelişmişlik seviyesine göre tahmin edilen oranlarda büyük farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

2.1 TÜRKİYEDE KDE BOYUTU

Türkiye’de KDE boyutunun ölçülmesi konusunda çeşitli çalışmalar yapılmıştır. 2001 yılı ve sonrasında yapılan çalışmalardan en önemlisi, maliye bakanlığının da dikkate aldığı ve resmi sayfasında yer verdiği için F. Schneider’in çalışmaları olmuştur. OECD Avrupa birliği ülkeleri için uzun zamandır düzenli olarak

tahminler yapan ve yayınlayan Alman bilim adamının çalışmalarına göre Türkiye’deki kayıt dışı ekonomi verileri şekil 13’de aktarılmıştır.

Dikey eksende yer alan yüzdelik dilimler Avrupa ülkelerinin 2013 yılı ortalama kayıt dışılık oranı olması nedeniyle 18,5 tan başlatılmıştır. Şekil 8 İncelenecek olursa Türkiye’de KDE 1999 yılında 32,7 2000 yılında 32,1 2001 yılında yüzde 32,8 olarak ölçülmüştür. 2006 yılında 30,4 olarak tahmin edilen kayıt dışılık oranı 2007 yılında 1,3 puan azalarak 29,1 olarak tahmin edilmiştir. 2008 yılında 28,4 tahmin edilen değer 2009 yılında 0,5 puan artarak 28,9 a yükselmiştir. 2010 yılından 2013 yılına kadar düzenli bir azalma görülmekte olup 2013 yılı tahmini 26,5 olarak ölçülmüştür.

Şekil 13: Türkiye'de Kayıt Dışı Ekonominin GSYH'ye Oranı (2001-2013)

Kaynak: Schneider, 2013, http://www.econ.jku.at/531/ PDF-File. (Erişim: 05.04.2014) Ayrıca bakınız http://www.kayitliekonomiyegecis.gov.tr/alt.php?sayfa=istatistik_oecd_40 (erişim:05.04.2014)