• Sonuç bulunamadı

R. Erdem Erkul, A.g.e

6. SONUÇ ve DEĞERLENDĐRME

Çoğulcu ve demokratik bir yönetim anlayışına sahip bu çağda, saydam bir yönetim ve halkı ilgilendiren konulardaki bilgilerin halka açık olması önemini giderek artırmaktadır. Bilgi edinme hakkı, günümüzde sadece uluslararası ve ulusal belgelerde korunan bir temel hak değil; aynı zamanda çağdaş toplumun temel özelliklerinden birini teşkil etmektedir. Bu anlamda, bilgi edinme hakkı bilgi toplumu yönetim anlayışının ayırt edici özelliklerinin başında gelmekte, bir anlamda bilgi toplumu yönetim anlayışının özünü oluşturmaktadır. “Katılımcı demokrasi”, “hesap verebilirlik”, “açıklık”, vb. unsurlara sahip bilgi toplumu yönetim anlayışının gerçekleşebilmesi için, bilgi edinme hakkının vatandaşlara tanınması “zorunlu” görünmektedir. e-Devlet anlayışı, beraberinde bilgi edinme hakkının daha rahat ve zahmetsiz işlemesini,

şeffaflığı da getirecektir. Vatandaşlar kamusal hizmetlerin yaratılma ve idare süreçlerini özgürce izleyebileceği için yolsuzluklar ve görevi kötüye kullanma olguları azalacaktır. Böylelikle devletine güven duyan vatandaşla hizmetlerini şeffaflık içinde sürdüren kamu otoritesi arasındaki gerginlikler minimuma inecektir. e-Devlet modelleri katılımcı yurttaşlığın önünü de açacaktır.

Demokratik süreçlerde aktif olan bireyler ulusal ve küresel anlamda demokrasinin gelişimine katkı sağlayacaklardır. Ayrıca e-devletle, kurumlar arası bilgi paylaşımı da söz konusu olacağı için, gelecekle ilgili karar alma ihtiyacını daha kolay ve hızlı elde edecektir.

Bu bağlamda bilgi ve iletişim teknolojilerini ve dolayısıyla e-Devleti değerlendirdiğimizde, bilgi edinme hakkına ve demokratikleşmeye olan katkısını kabul etmemiz gerekir. Modernleşme ve öngörülen son aşaması olarak demokratikleşme yönündeki girişimlerin, halk unsurundan kopuk bir şekilde, memurlardan gelmesi, önceliği, demokratikleşmeden çok, devletin korunması düşüncesine getirmiştir. Gelişmelere, liberal demokrasi perspektifinden bakıldığında şu anlaşılmaktadır ki; Batılı demokratik rejimlerle kıyaslandığında, Türkiye’de demokratikleşme açısından en büyük eksiklik, siyasi hayata halkın aktif katılımı, bir başka ifadeyle sivil toplum öğesidir. Bu problemin de e-Devlet uygulamaları sayesinde çözümlenmesinin mümkün olabileceğini düşünmekteyim. Yenileşmenin dinamiğinin devlet olması, Türk demokrasisinin

bugünkü sorunlarının da büyük ölçüde kaynağını oluşturmaktadır. Bu noktada Đnternet ve e-Devlet uygulamaları da halkın katılımı ve denetlenebilirlik bağlamında Türkiye’nin demokratik yönüne katkıda bulunacağı açık olarak görülmektedir.

Varlığı ve içeriğiyle siyasal rejimler üzerinde dönüştürücü etkilerde bulunan internet, otoriter sistemleri ‘açık toplum’lar olmaya zorlamakta, demokratik rejimleri de daha çok toplumsal denetime açmaktadır. Dolayısıyla rejimler daha katılımcı, şeffaf ve denetlenebilir hale gelmektedir. Bunun nedenlerini demokrasi ve küreselleşme konularını biraz daha açarak görebiliriz.

Demokrasilerde siyasal otoritenin kullanılması demokratik katılım mekanizmalarıyla meşrulaştırılır. Katılım en ham biçimiyle seçimlerde oluşur. Ama çağdaş demokrasiler seçim dışı zamanlarda da katılımı mümkün kılacak mekanizmalar taşır ki bununla ‘temsili demokrasi’den ‘katılımcı demokrasi’ye geçiş mümkün olur. Katılımı sürekli kılmanın yolu da ‘ulaşılabilir bilgi’den ve etkin bir ‘iletişim Sistemi’nden geçer. Đnternet, yurttaşların siyasal katılımı için gerekli olan bilgi donanımını sağlar. Yönetimin faaliyetleri, bu faaliyetlerin yerindeliği, maliyeti, faydası, toplumsal taleplerle örtüşürlüğü gibi konularda derinlemesine bilgi bulmak internet çağında çok daha kolaydır. Yurttaşlar, internet yoluyla bilgiye ulaşmakla kalmaz, internet üzerinden tepkileri veya destekleri toplumsal bir harekete de dönüştürebilir. Başka insanlar ve gruplarla kurulan ağlar, yurttaş bireyleri etkin kamuoyu odakları haline getirebilir. Đnternet, dolayısıyla, yurttaşlık bilincini geliştirmekle kalmaz, bu bilinçle yurttaşları katılımcı aktif aktörler haline getirir.

Yasama, yargı ve yürütme işlevlerinin ayrıştığı kuvvetler ayrılığı prensibi, düzenli aralıklarla yapılan seçimler, sivil toplum örgütleri, çıkar grupları gibi kurumlar ve mekanizmalar gücün tekelleşmesini ve mülkleşmesini engelleyicidir. Modern teknoloji de gücün tekelleştirilmesini giderek zorlaştırmaktadır. Đnternet yoluyla haber alma kaynaklarının çeşitlenmesi ve çoğullaşması gücün tekelleşmesini önler. Bilgi güçse, bilginin çeşitliliği ve eleştirel niteliği otoriter rejimlerin kurulmasını zorlaştırır, sürdürülmesini ise imkansızlaştırır.

Bilgi kaynaklarının ve iletişim aygıtlarının çeşitliliği, toplumsal denetimi de imkansızlaştırır; bireylerin özgürlük alanını genişletir. Kimliklerin çeşitliliği için de internet ve e-devlet uygulamaları oldukça yararlıdır. Çokluk içinde özgüllük taşıyan bireylerin ve kimliklerin sergilenmesi ve birbirleriyle olduğu kadar ‘ötekilerle’ de

iletişime geçmesi kolaylaşır. Đnternetle bilgi kaynakları ve iletişim aygıtları çeşitliliğine ulaşan toplumlar üzerinde ‘homojenleştirici’ totaliter politikalar uygulamak zordur. Çünkü insanlar üzerinde mutlak denetim kurulamaz ve alternatifler ortadan kaldırılamaz. Hem kendi toplumlarında hem de dünyada olup bitenleri gizlemenin mümkün olmadığı, herkesin herkes tarafından izlendiği ve denetlendiği küresel bir

şeffaflık düzeni ve dolayısıyla e-Devlet kavramı demokratikleşmeye de katkı sağlar.

Đnternet ve e-Devlet uygulamaları her devletin yaptıklarını sergileyerek, yayarak ve arşivleyerek güce sınırlar getirme kapasitesine sahip olan, dolayısıyla, ‘küresel demokrasi’nin gelişmesine katkıda bulunan bir aygıttır.

Đnternetin gücünü ve işlevini küreselleşme bağlamının dışında düşünmek mümkün değildir. Küreselleşme, yaşadığımız dünyayı daha iyi anlayabilmemiz için geliştirilen kavramsal bir araçtır. Kullanımındaki yaygınlık ve kavrama yüklenen anlamın çeşitliliği bu ‘kavramsal araç’ın analitik geçerliğini sorgulanır kılsa da küreselleşme, en azından yaşadığımız dünyanın olgusal bir tasviri bakımından başvurulması gereken bir kavramdır. Küreselleşen bir yapıda dünyanın herhangi bir noktasında yaşanılan olaylar, alınan kararlar ve girişilen faaliyetler, dünyanın diğer yerlerindeki bireyler ve toplumlar arasında önemli sonuçlara dönüşebilmekte; ulus- devletleri aşan bir iletişim ve etkileşim söz konusu olmaktadır. Ülke sınırları hızla ‘fiziksel’ varlıklarını kaybederken insanlar, sermaye, kültür, moda, inanç, imaj ve hatta suç unsurları ulus-devlet ötesi bir akışkanlık ve yaşam alanı kazanmaktadır. Bu akışkanlığın can damarlarından biri, kuşkusuz internettir. Küreselleşmenin yarattığı zaman ve mekânı yeniden tanımlayıcı süreç sonucu artık yerelle, ulusal ve küresel arasında başrolü internetin oynadığı hızlı bir iletişim ve etkileşim söz konusudur. Bir başka ifadeyle, yerelle küresel birbirleriyle iç içe geçmiş durumdadır.

Küreselleşme aynı zamanda, insanları ‘özgürleştirici’ bir işlev de görmektedir. Birey, küreselleşme sürecinde güçlenen yeni aktörler ve yapılarla devlet karşısında yalnız olmaktan kurtulmuş, devleti kısıtlayan, hatta yer yer denetleyen yerel ve küresel aktörlerin ağları içinde yeni korunaklar edinmiştir. Mevcut küresel durum, iletişim ve etkileşim imkanları çerçevesinde bireyler, bir çok gelişmekte olan ülkede dahi temel haklarının, demokrasi ihtiyacının, iktidarın sınırlandırılması ve denetlenmesi gereğinin giderek daha fazla bilincine varmaktadır. Türkiye de bu süreçten giderek daha fazla etkilenmektedir. Bir süreç, hedef ve talep olarak demokratikleşmenin çok farklı

boyutları olduğudur. Diğer birçok faktörün yanı sıra demokratikleşmenin itici güçlerinden birinin ‘dışsal’ dinamikler (uluslararası konjonktür, seçilen uluslararası blok, bloğun niteliği, değerleri, hükümetler dışı etkili uluslararası aktörler vs) olduğu görülmektedir. Son yıllarda, bütün bu dış çevre Türkiye’de ‘bize’ özgü demokrasi anlayışından ‘tam’ demokrasiye yönelişi teşvik eden küresel bir blok oluşturmuş durumdadır. Otoriter devlet aygıtı ve anlayışının karşısında, demokrasi ve insan hakları çerçevesinde internetin sağladığı bilgi ve iletişim imkanlarından yararlanarak oluşan küresel/sivil bir oluşumun varlığı ve bu varlığın küresel aktörleri etkileyebilme potansiyeli ulusal düzeyde yürütülen demokratikleşme taleplerine güç vermektedir.

Mevcut küresel alanda, internet ve diğer iletişim teknolojilerinin varlığıyla düşüncenin kontrolü giderek zorlaşmaktadır. Düşünceyi kontrol etmeye çalışan rejimler meşruiyetlerini kaybetmektedir. Uydu antenleri, cep telefonları ve internet ile fikirlerin serbest dolaşımı önlenemez bir hal almaktadır. Düşüncenin kontrol edilemediği bu dönemde demokrasi ve insan hakları taleplerini de bastırmak, ortadan kaldırmak son derece zordur. Bu hem Türkiye’ de hem de bütün dünya ülkelerinde böyle olmaktadır.

e-Devlette, bilişim teknolojilerinin getirdiği olanaklarla iletişimin iyileştirilmesi, tekrarların ortadan kaldırılması, işlemlerin otomatikleştirilmesi sağlanacak; bilgilerin derlenmesi, saklanması, erişilmesi kolaylaşacak; iş süreçleri yeniden düzenlenecek ve sonuçta verimlilik ve etkenlik düzeyi yükselecektir. Fakat bu gelişmelerin kendiliğinden iyi yönetişimi, katılımı ve saydamlığı artıracağını, vatandaşların kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetleri ile ilgili denetimini güçlendireceğini, yani demokrasiyi olumlu anlamda geliştireceğini ileri sürmek mümkün değildir. Çünkü e-devlet nesnel ve yansız bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır.

e-Devletin demokratik yaşama etkisini, ülkenin siyasal yapı ve iktidarını elinde bulunduran kişi, grup ve odakların niyetleri belirleyecektir. e-Devlet mekanizmaları ve araçları demokrasinin genişletilmesi ve derinleştirilmesi yönünde kullanılabileceği gibi tamamen aksi bir amaca da hizmet edebilecektir. Böylesi bir durum, değişimden beklentileri de farklılaştırmıştır. Đyimser beklentileri paylaşanlar; e-devlet uygulamalarıyla birlikte daha etkin ve saydam bir yönetim sisteminin oluşacağını, demokratik katılımın artacağını, vatandaşların denetimi konusunda hükümetlerin kapsayıcı iktidarlarının azalacağını, sanal dünya ile birlikte yönetsel düzenlemelerden kaçışın kolaylaşacağını, yönetimlerin düzenleme iktidarından, bireylerin iktidarına

doğru bir gelişmenin yaşanacağını umarlarken, kötümserler ise; bilişim teknolojilerinin birer denetim aracı haline geleceği, insanların özel hayatına müdahale aracı olacağı

şüphesini taşımaktadırlar.

Đyimserler açısından e-devlet uygulamaları otoriter ve totaliter rejimleri ciddi olarak tehdit ederken, kötümserler açısından e-devlet uygulaması toplumu kontrol etme olanağı vermesi nedeniyle demokrasiye karşı bir tehdit olarak görülmektedir. Her yeni bilişim teknolojisi, vatandaşların kendi aralarında ve seçmiş oldukları temsilcileri arasındaki doğal diyaloğu, ciddi bir şekilde değişime uğratmaktadır. Temsili demokrasinin kurumlarına karşı büyüyen hayal kırıklığı, doğrudan demokratik katılımcılığın yükselen trendi ile birleşince politik sistemler doğrudan etkilenmeye ve "e-demokrasi" nin temel yapılanmaları oluşmaya başlamıştır.

Bilişim teknolojilerinin açmış olduğu iki taraflı iletişim kanalının dünyadaki öncü örnekleri sivil toplum kuruluşları tarafından verilmiştir. "Minnesota e-demokrasi" hareketi, "Đngiltere çevrim içi yurttaşlar demokrasisi" ve "Malezya net deneyimi" hükümetten ve siyasi partilerden bağımsız, yurttaşların oluşturduğu, seçimlerde halkın katılımını artırmayı, oy kullanımında bilinçli olmayı, siyasi partilerin kendilerini topluma anlatma fırsatını vermeyi, kamu yönetimiyle ilgili sorunların tartışılması amacıyla e-posta listeleri oluşturmayı, adayların e-posta yolu ile görüşlerini açıklamayı ve birbirleri ile tartışmalarını sağlamayı amaçlayan e-demokrasi uygulamaları olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

Đnternet daha etkin bir kamu sisteminin oluşturulması, politikacılar ve vatandaşlar arasında daha etkin bir iletişimin sağlanması, siyasete olan ilgi ve katılımın artırılması, halkın bilgi ve tecrübelerinden yararlanılması sayesinde daha gerçekçi kararların alınması nedeniyle elektronik demokrasinin (e-demokrasi) oluşmasına önemli katkılarda bulunmaktadır. Ancak yeterli güvenliğin olmaması durumunda seçim ve benzeri işlemlerde manipülasyon ihtimali, toplumun haberdar olan ve olmayan şeklinde bölünmesi ve fırsat eşitliği ilkesinin zarar görmesi tehlikesi, suç örgütlerinin propaganda yapabilmesi ve özellikle de bunun genç kuşak üzerindeki etkileri ve siyasal karar alma sürecinin bir çok faktörün etkisi altında kalması sonucunda siyasete verilen değerin giderek azalması, e-demokrasi konusundaki çeşitli risk ve sorunları oluşturmaktadır.

Günümüz yönetiminin bir unsuru da, bilim ve teknolojinin kamu işlerinin yürütülmesinde yoğun olarak kullanılmasıdır. Đnternet, hükümetlerin vatandaşlarıyla

iletişim kurmasında yeni olanaklar sunmaktadır. Bilişim ve iletişim teknolojilerinin gelişimi ve özellikle internetin yönetimde yoğun olarak kullanılması, çağımızın demokrasi anlayışını da etkilemiştir. Sanayi toplumunda yönetime katılım, sınırlı düzeyde ve genellikle seçimlere katılıma endekslenmiş bir biçimde ele alınırken, bilgi toplumunda internetin yaygın kullanımı, bu anlayışı dönüşüme uğratacak yetenekleri potansiyel olarak taşımaktadır. Đnternetin belki de en demokratikleştirici yönü, insanların gruplar halinde örgütlenme ve iletişimde bulunma yeteneklerini artırmasıdır. Özgür elektronik meclis ve birlikler bağlamında, vatandaşlar politika, yönetişim ve topluma katılım ve yönetimde söz sahibi olmak için yeni olanaklar kazanacaklardır.

Bilişim teknolojileri ve internet sayesinde yönetime geniş kesimlerin katılımı sağlanacak böylece demokrasi daha etkin olarak uygulanabilecektir. e-Devletle birlikte ortaya çıkan yönetişim kavramı hükümetten daha kapsamlı bir kavram olarak tanımlanmaktadır. Yönetişim sürecinin aktörleri; medya, çeşitli çıkar grupları, lobiciler, siyasi partiler, yasa yapıcılar, genel kamu, kamusal hizmet sağlayan kurumlar olarak sayılmaktadır. Đfade özgürlüğü ve kurumların işbirliğinin demokrasinin temelini oluşturduğu dikkate alındığında, kişilere ve örgütlere hızlı ve kolay iletişim olanağı sunan yeni teknolojilerin demokrasi tartışmalarını güçlendireceği söylenebilir. Hatta temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiş tartışmaları yapılmakta, şeffaflığın artması ile birlikte yolsuzlukların azalacağı öngörülmektedir. Hesap verilebilirliğin artacağı, politik eşitlik imkanı ve ifade özgürlüğü e-devlet uygulamalarından beklenen faydalar arasında sıkça sayılmaktadır. e-Avrupa+ girişimi ilk ara raporunda da belirtildiği üzere, Türkiye bilişim teknolojilerinin yaygınlığı ve sahipliği açısından diğer aday ülkelerden daha kötü bir durumda değildir. Merkezi hükümet olarak tanımlanan tüm bakanlıkların ve ilgili teşkilatlarının web sitesi bulunmakta, bu site üzerinden e- devlet hizmetlerinin ilk aşaması olarak tanımlanan vatandaşlara bilgi sunma hizmeti gerçekleştirilmektedir. Bazı kurumların sayfalarında ise başvuru formları gibi formlar alınmakta, hatta bu formlara etkileşimli bir şekilde yanıt verilmektedir.

e-Devlet uygulamalarında beklenen yararın sağlanabilmesi için öncelikle bu kavramın kendi içimizde sorgulanması ve uygulamalardan beklenecek faydaları sloganlaştırmak yerine herkesin aynı şeyi anlayacağı şekilde tanımlanması gerekmektedir. Ülkemizin kısıtlı kaynakları göz önüne alındığında, benzer uygulamalar için farklı kamu birimlerinde yapılan ayrı ayrı harcamaların önüne geçilmeli, kamu

kurumları arasında merkezi bir koordinasyon mutlaka sağlamalıdır. Bunun için kurumlar arasında işbirliği ve paylaşımı artırıcı politikalar uygulanmalı, mümkün mertebe ülkemizin kendi kaynakları bu çalışmalarda kullanmalıdır.

KAYNAKÇA

Kitap ve Makaleler:

ACAR Örnek, Kamu Yönetimi, Đstanbul, Meram Yay., 1998

AKĐPEK ilhan, Devletler Hukuku, Başnur Matbaası, Ankara 1966, Đkinci Kitap AKTAN, C. Can, Değişim Çağında Devlet, Çizgi Kitabevi, Konya, 2003

AKTAN, C. Can, Şeffaf Devlet ve Demokrasi, Yeni Türkiye Dergisi, Sayı 21, Mayıs-Haziran 1998

AKTAN, C.Can, “21.Yüzyıl ve Anayasal Demokrasi, Yeni Türkiye Dergisi, Eylül-Ekim, 1999

ALTINOK, Ramazan, “Đnternet, Demokrasi ve Devlet” Türk Đdare Dergisi, Yıl: 73, Sayı: 433, Aralık 2001

Avrupa Komisyonu Basın Açıklaması, 16-Haziran 2001, Brüksel

AKTEL, Mehmet, Küreselleşme ve Türk Kamu Yönetimi, Asil Yayın Dağıtım, 2003

ALPTÜRK, Ercan, “Đnternet Ve Etkin Devlet”, Vergi Sorunları, sayı 168, Eylül, 2002

ALTINTAŞ, Hakan, Sanal Bürokrasiden E-Devlete Teorik Yaklaşımlar, I.

Ulusal Bilgi Ekonomi Ve Yönetim Kongresi, Kocaeli Üniversitesi, ĐĐBF Yayını, Đzmit, 2002

ARĐFOĞLU, A., A. Körnes, A. Yazıcı, M.K. Akgül ve A. Ayvalı, E-Devlet

Yolunda Türkiye, Türkiye Bilişim Derneği, Ankara, 2002

ATAR, Yavuz, Demokrasilerde Anayasa Yapımı, Mimoza Basım Yayım, Konya, 2000