• Sonuç bulunamadı

R. Erdem Erkul, A.g.e

3. TÜRKĐYE’DE e-DEVLET POLĐTĐKALARI 1 Türkiye’nin Bilim Politikası

4.2 Demokratik Yönetimin Gerekleri 1 Demokras

4.2.1.2 Demokrasi Modelleri 1 Klasik Demokras

Demokrasinin klasik modeli tipik örneğini Atina yönetiminin oluşturduğu kadim Grek şehir devletine (polis) dayanır. M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllarda Atina’ da işleyen doğrudan demokrasi çok kere halk katılımının yegâne saf veya ideal sistemi olarak gösterilmektedir.138 Atina demokrasisini önemli bir özelliği yurttaşların siyasi faaliyet düzeyidir. Yurttaşlar meclisin düzenli toplantılarına katılmakla birlikte aynı zamanda kamu görevi ve karar alma sorumluluğunu da yüklenmektedirler. Bu modelin temel noksanı, katılım hakkının 20 yaşın üstündeki Atina doğumlu erkeklere ait olmasıdır. Nüfusun çoğunluğunu oluşturan köleler ile kadın ve yabancıların ise siyasi hakları bulunmamaktadır. Bu çerçevede, Yunan demokrasilerinin gerçek anlamda doğrudan demokrasi olmadığı söylenebilir. Bu demokrasilerin özelliği, doğrudan olmalarından ziyade, yönetenlerle yönetilenlerin yan yana ve yüz yüze bulunmalarıdır.

4.2.1.2.2 Korumacı Demokrasi

Bu model klasik liberalizmin demokrasi anlayışını temsil etmektedir. 17. ve 18. yüzyıllarda demokrasi kadim Yunan anlayışından oldukça farklılaşmıştır. Demokrasi

135

Öztekin, Ali, A.g.e

136 Gözübüyük, Şeref, A.g.e, s.66 137 Gözler, Kemal, A.g.e, s.123

artık siyasi hayata halkın katılımını sağlayacak bir mekanizma olmaktan çok, yurttaşların kendilerini devletin müdahalelerinden korumalarına imkan veren bir araç olarak görülmektedir.139

Klasik liberal demokrasi modeli, devlet iktidarının kullanımını frenleyen resmi veya resmi olmayan kurallar çerçevesinde işleyen bir anayasal demokrasi sistemidir. Eğer oy verme hakkı bireysel özgürlüğü savunmanın bir aracı ise, o zaman özgürlüğün de anayasal demokrasinin kurumlarıyla (kuvvetler ayrılığı, temel hak ve hürriyetler vb.) güvence altına alınması gerekmektedir. Korumacı demokrasi nihayet yurttaşlara kendi hayatlarını diledikleri gibi yasamak için mümkün olan en geniş alanı sağlamayı amaçlamaktadır. Buna karşılık korumacı demokrasi sınırlı ve dolaylı bir demokrasi biçimidir. Yönetilenlerin rızası düzenli ve rekabetçi seçimlerde oy verme ile elde edilmektedir. Böylelikle yönetenlerin sorumluluğu da gerçekleştirilmektedir. Siyasi eşitlik ise oy verme hakkından ibaret olarak görülmektedir.140

4.2.1.2.3 Katılımcı Demokrasi

Rousseau için demokrasi insanların özgürlük veya özerkliği gerçekleştirebilmelerinin bir aracıdır. Yurttaşlar toplumlarının hayatının şekillenmesine doğrudan doğruya ve sürekli olarak katıldıkları zaman özgür olurlar. Böylelikle Rousseau’ nun modelini yeni yapan onun özgürlüğün nihai olarak genel iradeye itaat anlamına geldiği düşüncesidir. Genel irade her bir yurttaşın, özel veya bencil iradesinin tersine sahici iradesi olmak durumundadır. Genel iradeye uymak suretiyle yurttaşlar kendi sahici doğalarına itaat etmekten başka bir şey yapmış olmazlar.141

Günümüzdeki temsili demokrasi kurumları karar alma mekanizmalarında sınırlı bir toplumsal katılım sunmaktadır. Bu kurumlar, kadınların ve azınlık gruplarının yetersiz temsili gibi toplumsal eşitsizlikleri yansıtmaktadırlar. Oysaki Katılımcı Demokrasi kavramı, tüm vatandaşların görüşlerini açıklama hakkına sahip olduğu, kendi yaşamlarını etkileyen çevresel, ekonomik, sosyal ya da politik tartışmalara doğrudan katılabildiği, yetki ve sorumluluğun yerel ve bölgesel topluluklarda bulunduğu ve yalnızca zorunlu hallerde daha üst yönetim basamaklarına devredildiği bir sistemi öngörmektedir. Ancak, Katılımcı Demokrasi pasif yurttaşlar ile gerçekleşemez, çünkü tabiatı gereği katılımcı demokrasi bireylere aktiflik görevleri yükler. Temsili ve

139 Erdoğan, Mustafa, A.g.e, s.201 140 Erdoğan, Mustafa, A.g.e, s.202 141 Erdoğan, Mustafa, A.g.e

çoğulcu demokrasi, yöneten / yönetilen ilişkisine dayanmaktayken, Katılımcı Demokrasi’de esas Yönetişimdir. Yönetişim ise yöneten / yönetilen ayrımını kaldırmaktadır. Yönetim hiyerarşik bir yapı öngörürken, yönetişim aktörlerin sayısını arttırarak aralarındaki hiyerarşik ilişkiyi ortadan kaldırmaktadır.

Katılımcı demokrasilerin, temsili demokrasilerden farkı, bu sistemde halk egemenlik haklarını sadece seçtiği temsilciler eliyle kullanmaya razı olmaz. Kurduğu yasal örgütler vasıtası ile zaman zaman sistemin işletilmesinde devreye girerek etkili olabilir. Demokrasi kültürü gelişmiş olan ülkelerde toplumların örgütlü olması, yönetimde kolaylık sağlanması hak ve menfaatlerin sağlıklı bir şekilde korunabilmesi için desteklenmektedir.

Katılımcı demokrasilerde, ifade özgürlüğünün rituel yapabilirliği, eski hiyerarşik yapıları zayıflatırken, demokrasinin katılımcı doğasını güçlendirir. Gerek bireyler gerekse de toplum için fayda sağlayan “vatandaştan-vatandaşa” olarak tanımlanabilecek yatay ilişkiler ağı içinde, bireyler kendi yönetimleri konusunda çok daha direkt bir rol üstlenirler.

Vatandaşların, devlet yönetimine katılımını özendirecek yöntemlerin uygulanmasına önem verilmelidir. Yarı doğrudan demokrasi, halkın yönetime katılmasını sağlayacak yegâne siyasal sistemdir. Đyi bir devlet yönetimi için halkın siyasal yaşama aktif olarak katılımı gerçekleştirilmelidir. Đdeal devletin bu boyutu, 'Katılımcı Devlet" olarak adlandırılabilir.142

Halkın ekonomik ve politik karar verme süreçlerine doğrudan katılımı, kendi yaşamları kadar çevre üzerinde de etkiler yaratan temel bir hak ve sorumluluktur. Demokratik bir devlet, halkın ekonomik ve politik karar verme süreçlerine doğrudan katılımını sağlanmak için gerekli stratejileri ve destek politikalarını hazırlayan ve bu sürece toplumun ilgili tüm katmanlarını dahil eden ve dezavantajlı grupları karar verme süreçlerine katılım için yüreklendiren bir devlettir. Ayrıca, bireyin kendi demokrasi vizyonunu elde edebilmesi için; karar verme mekanizmalarının merkeziyetçi zihniyetten uzaklaştırılması, devletin şeffaflık ilkesini benimsemesi ve bireye bilgiye ulaşım hakkını kullanması için gereken desteği vermesi gerekmektedir. Bu süreç, hali hazırda mevcut olan sistemde karar verme gücüne sahip olmayan gruplarının bu güçlerinin

tanınmasını da kapsamına almakta olduğundan demokrasinin işlerlik kazanması anlamında da önemlidir.

Katılımcılık taşıdığı cazibe nedeni ile birçok yerde kullanılsa da, hatalı veya eksik kullanılma riski ile karşı karşıya olan bir terimdir. Katılımcılı yaklaşım kırsal kalkınmada, planlama, eylem planı oluşturma ve uygulama, izleme, değerlendirme gibi farklı aşamalarda da kullanılabilir. Ancak her katılımcılık adı aynı seviyede katılımı ifade etmez. Kırsal topluluğa yetki sağlayan ve kalkınma çalışmalarının sahibi yapan, sadece en üst seviyesinde ve etkin bir katılım ile mümkündür. Farklı kaynaklarda, farklı sayıda tür/seviyeleri olduğu belirtilen katılımcılık, Đngiltere’deki Essex Üniversitesi tarafından kapsamlı olarak, 6 başlıkta ele alınmaktadır:143

Pasif katılımcılıkta, topluluğa dışarıdan gelen, sonuçlardan direkt etkilenmeyecek ve genellikle kalkınmadan sorumlu kurum/kuruluş uzmanları tarafından, önceden karar verilenlerin sunulması veya topluluğun sonuçlanmış bir konu ile ilgili bilgilendirilmeleri yolu ile insanların katılımının sağlanmasıdır.

Danışmanlıklar yoluyla sağlanan katılımcılıkta, topluluğun katılımı, sorulan sorulara cevap vermek yolu ile sağlanır ancak karar verme aşamasında etkileri yoktur.

Satın Alınmış katılımcılık, olarak anılan bu seviye topluluklar, harekete geçirici olarak kullanılan gıda, nakit para gibi unsurlar yolu ile geri dönüş aldığı sürece katılır.

Fonksiyonel katılımcılıkta, insanlar bir dış kurum/kuruluş tarafından önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda, gruplar oluşturarak katılırlar.

Đnteraktif katılımcılıkta insanlar ortak analiz eder, ortak eylem planı geliştirirler ve/veya yerel grupları/kurumları güçlendirirler.

Tam katılımda, yerel toplulukların kendi dinamiklerine dayalı, kendi kendine hareket eden bir katılım mekanizması olan bu tür en aktif katılımın sağlandığı seviyedir.

4.2.1.2.4 Çoğulcu Demokrasi

Klasik çoğulcu görüşün özü Batı demokrasilerinde iktidarın dağılımının araştırılmasından türemektedir. Bu yaklaşımda iktidar hiyerarşik olarak değil yarışmacı

şekilde düzenlenmiştir. Farklı çıkarları (işveren örgütleri, sendikalar, siyasi partiler, etnik gruplar, öğrenciler, kadın örgütleri, dini gruplar vb.) temsil eden çok sayıda grubun arasındaki sonsuz bir pazarlık sürecin ayrılmaz bir parçasıdır.144

143 Özer, Dilek, Kırsal Kalkınmada Katılımcılık Ve Katılımcı Yayım, HR. Ü.Z.F.Dergisi, 2004, 8 (2),

s.19

Bundan dolayı, demokratik devletin kararlarının oluşumu nispeten küçük grupların talepleri arasında sürekli bir tavizleşmeyi gerektirir, ama bütün çıkarların tam olarak tatmini kesinlikle imkânsızdır. Ancak, bütün bunlar seçimlerin ve yarışmacı parti sisteminin politika belirlemede cüzi bir önemi olduğu anlamına gelmemektedir. Seçimler siyasi temsilcilerin vatandaşların tercihlerine bir ölçüde duyarlı olmasını sağlamak bakımından önemini korumaktadırlar. Fakat yalnız basına seçimler ve partiler demokratik devletlerdeki dengeyi garanti edemezler. Eğer demokratik süreç sürdürülecekse ve vatandaşlar kendi amaçlarını gerçekleştireceklerse çeşitli tür ve büyüklükteki aktif grupların varlığı büyük öneme sahip olmaktadır. Demokrasi, çoğulculuğu ve toplumun geleneksel gruplarıyla modernleşmiş grupların beraberce var olmasını teşvik ederek desteklemektedir. Tüm bunlara ilaveten, demokrasi aracı yapıları korumanın en pratik metodudur, bu aracı yapılar bizatihi demokrasinin koruyucularıdır.