• Sonuç bulunamadı

B- Araştırmanın Amacı ve Önemi

2.3. Sosyal Medyanın İşlevleri

2.3.4. Siyasi ve Dini Örgütlenmeler

Sosyal medyanın toplum üzerindeki etkisinin gün geçtikçe artması, toplumsal ve

kültürel tüm unsurların bu mecraya taşınmasına neden olmuştur. Sosyal medyada en çok etkinlik gösteren oluşumların başında da siyasi ve dini oluşumlar gelmektedir. Siyasi parti sempatizanları tarafından açılan hesaplar; savundukları siyasi görüşün tanıtımını, açıklamalarını, liderlerinin önemli gördükleri açıklama ve hamlelerini içeren bir dizi paylaşımda bulunmaktadır. Bunun yanı sıra karşıt görüşte olan tüm diğer parti ve siyasi görüşleri de eleştiren paylaşımlara da yer vermektedirler. Geleneksel kültürde siyasi görüşler gizlenmesi gereken bir olgu olarak kolay kolay paylaşılmazken; günümüz medyasında siyasi

47

görüşü afişe etmek popüler olmanın önemli bir sacayağı işlevini görmektedir. Özellikle genç kesim arasında fanatizme varan siyasi görüş, taraf olmanın ötesinde tehlikeli boyutlarda kendini gösterebilmektedir. Hemen hemen her seçim öncesi ve sonrası Twitter üzerinden yapılan hararetli tartışmalar, kendi başına müstakil bir haber olacak mahiyette genişleyip büyüyebilmektedir.

Sosyal medyanın sadece siyasi parti taraftarları tarafından kullanılmadığının da altını çizmek gerekir. Bugün sosyal medya; kitleler üzerinde ki önemine binaen siyasi parti liderleri tarafından da kullanılmaktadır. Bu kanal üzerinden ülke ve dünya gündemine dair paylaşımlarda bulunan siyasi parti liderlerinin; ülke ve dünya üzerinden pek çok takipçisi bulunmakla beraber, kendileri tarafından genel olarak hiçbir hesap takip edilmemektedir. ’’Sosyal ağlar sayesinde politikacılar, milyonlarca insana fikirlerini aynı anda aktarma imkanına sahiptirler. Politikacıları sosyal medya sitelerini kullanmaya yönelten en önemli etkenler, bu sitelerin gençler arasında oldukça yaygın olarak kullanılmasıdır. Yeni neslin haberleri daha çok web üzerinden takip etmesi ve görüşlerini yine bu araçlar üzerinden ifade ediyor olması politikacıların gençlere ulaşmasında sosyal ağların en önemli iletişim aracı haline gelmesine sebep oluyor. Yani sosyal medyada daha aktif olan politikacılar, gençler arasında daha çok tanınıyor. Politikacının konuştuğu vatandaşın dinlediği siyaset dönemi kapanıyor. Yerine, etkileşimli iletişime dayanan yeni bir siyaset dönemi başlıyor ve yeni bir anlayış oluşuyor. Bu değişimi gerçekleştiren en önemli güç sosyal medya araçlarıdır. Belli ki, bu araçlar siyasette önemli bir araç haline geldiler ve bu güçlerini her geçen gün arttırıyorlar. Çünkü sosyal ağlar bir yandan iletişimi daha kolay, verimli ve anlık hale getirirken, diğer yandan da bunun maliyetini düşürüyorlar.( Cihan Çildan, Mustafa Ertemiz, vd., ‘’Sosyal Medyanın Politik Katılım ve Hareketlerdeki Rolü’’ dergipark.gov.tr )

Sosyal medyada güçlü olarak temsil edilen diğer bir alanda ‘’dini’’ oluşumlardır. Bu kapsamda dini faaliyet gösteren hemen hemen tüm dernek, vakıf veya cemaatlerin ya bizatihi resmi hesapları ya da taraftarları tarafından açılmış hesapları bulunmaktadır. Bu hesaplar üzerinden hadis, ayet gibi dini içerikler ya da bağlı bulundukları liderlerin söz veya vaazlarından derlenmiş içerikler paylaşılmaktadır. Dini içerik paylaşımında daha çok video paylaşım platformu olması bakımından ‘’YouTube’’, çeşitli içerik paylaşım imkanı sağlaması bakımından Facebook ve İnstagram en çok sanal dini örgütlenmelerin olduğu sosyal medya ağlarının başında gelmektedir. Bu dini içerikli paylaşımların etkili olup olmadığı ise tartışmaya açık bir konudur. Ama genel kanı kulluk bilinci taşıyan insanlarda bu türden paylaşımların veya takiplerin vicdan rahatlatıcı rolü olduğu üzerinedir. Son yıllarda islami pek

48

çok camiada tartışılan kavramların başında ‘’sosyal medya mücahitliği/ mücahideliği’’ kavramıdır. Kulluk ve ahlaki prensipler bakımından zayıf ama, dil ve klavye becerisi yüksek ‘’neoislamcı’’ gençlerin gerçekten işgal ettikleri alana bir katkı sunup sunmadıkları tartışma konusudur.( Safi,2015, Şişman,2016: 78,79)

Ayrıca dini paylaşımlarda bulunmak sadece günlük hayatında dindar olmaya çalışan bireylerin bir tercihi değil artık, çünkü gündelik hayatında din ile uzaktan yakından hiçbir bağı olmayan insanlarda dini paylaşımda bulunabiliyorlar. Böylece toplumun belli bir kesimini temsil eden dindar kitleyle ortak bir zeminde buluşma imkanını elde etmiş oluyor. ’’ Dindarlık, insanın inanç, ibadet temelinde ortaya koyduğu dini tutum deneyim ve davranış biçimini yani dini yaşantıyı veya dindar hayatı, inanılan dinin emir ve yasakları doğrultusunda yaşamayı ifade eden ve inanç, bilgi, tecrübe, duygu, etki gibi organizasyon boyutları olan bir algıdır. ( Okumuşlar,2002: 44) Bu tanım üzerinden baktığımızda sosyal medyanın böyle bir algı oluşturmada kısmi bir etkisi olmakla birlikte; saf dini bir algı oluşturmada çok kaygan bir zemin olduğunu belirtmek de fayda var. Yukarıda da belirttiğimiz gibi sosyal medya da dini paylaşımlarda bulunma, beğenme veya takip çok farklı amaçlar güdülerek yapılabilmektedir. ‘’Nitekim bazı zamanlar sosyal medyada ki din ya da dindarlık, gerçek hayattaki din veya dindarlık ile eşdeğer durumdadır. Sosyal medya iletişim için sınırsız bir ortam oluşturmaktadır. Bu ortamda aynı anda yüzlerce kişiye selam vermek, sevgi ve sevinçleri paylaşmak, insanların ihtiyaç zamanında onlardan haberdar olup onlara yardım etmek, ilim, bilgi, ahlak yaymak da mümkündür. Aynı zamanda sosyal medya modern dünya da dini anlayış, tasavvur ve faaliyetleri yaygınlaştırmakta önemli bir işleve sahiptir. ‘’ ( A.g.e.,67) Aynı zamanda dünya Müslümanları olarak ümmet bilinci oluşmasında da rol oynadığını düşünebiliriz. Coğrafyaların aşılamayan mesafelerini bugün internet ve sosyal medya aracılığıyla aşmak mümkün hale gelmiştir.

Sosyal medyanın dindarlığa bu ve benzeri katkıları elbette olumlu katkılardır. Ancak endişe verici olan yukarıda da bahsedildiği gibi, ‘’sosyal medya dindarlığı’’ ya da ‘’sosyal medya mücahidliği/ mücahideliği’’ gibi bir olgunun zuhur etmesidir. Özellikle ‘’teknoloji ve iletişim araçlarının hızla gelişmesiyle birlikte yeni ve daha etkili olan sosyal medya dindarlığı da’’ , diğer dindarlık tipolojileri arasında yer almıştır. ‘’ Post modern dünyanın dindarlığı haline gelen sosyal medya dindarlığı, insanın inanç boyutunda ortaya koyduğu dini tutum ve davranışları hayatında yaşayıp yaşamadığına bakılmaksızın sosyal medya üzerinde topluma duyurması ve insanların bilinçaltında kendisinin dindar olduğunun alt yapısının oluşturulmaya çalışılmasıdır. Sosyal medyadaki dindarlık; daha çok pazarlama dindarlığı ve gösterişçi

49

dindarlığı teşkil etmektedir. İnsanlar sosyal medyada pazarladığı bir dini söyleme ne kadar beğeni alırsa ya da bir dini söylemi ne kadar paylaşırsa o kadar dindar olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da dindarlığı gösterişe ya da popülizme dönüştürülmesidir. Sosyal medya üzerinde ki din, daha ılımlı ve eleştirmeye müsait olduğu için yayılma özelliği de fazladır. Ancak sosyal medya dindarlığı sadece sloganlardan ibaret kalmaktadır. Modern dünyanın popüler kültür anlayışı dinin anlaşılmasında dönüşümlere sebep olmuştur. Dinin popüler bir kültür haline gelmesiyle popüler dindarlığın ya da sosyal medya dindarlığının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Sosyal medya araçları dini kurumların toplumsallaştırma işlevini elinden alarak farklılaştırıp dönüştürmektedir. Dini bireyselleştirme ve çoğulculuk sosyal medya ile daha ileri bir düzeye taşınmaktadır. Sosyal medya da her gün kutsalın yeniden üretilir ve tüketilir hale gelmesi dinin sosyalleşme işlevinden uzaklaşarak bireysel anlayışlara indirgenmiştir. Bireyselliğe indirgenen bu dindarlık gösterişten ibaret kalmıştır. (Çakır,2016:140)

Gösterişçi dindarlık, eylemsel ve manevi dindarlıktan ziyade dış güdümlü veya dışa dönük dindarlık içinde ele alınmaktadır. Gösterişçi dindarlıkta, din dindarların davranışlarının birinci derecede belirleyen unsuru olmayıp başka amaçlar için bir amaç konumundadır. (Okumuş,2002:46)

Sosyal medya çoğu kere istemsiz de olsa kullanım amacını aşan, bir anda kişileri hiç olmaması gereken yerlere sürükleyen kaygan bir zemin olması hasebiyle gerçekten de dikkatli bir şekilde kullanılmadığında dini sınırların dışına çıkmanın ‘’an meselesi’’ olduğu bir platformdur. Bu platformda gerek tutunacak bir dal bulmak, gerek psikolojik tatmin veya vicdan rahatlatma eylemi, gerek magazinsel bir eylem olarak, gerekse gerçekten cihad ettiği düşüncesiyle olsun sosyal medya da din ve dini içerikli mesajlar en çok yer bulan argümanlar arasında yer almaktadır. Bu konuya örneklik teşkil etmesi bakımından Nihat Oyman tarafından yapılan ‘’ Sosyal Medya Dindarlığı’’ konulu araştırmada ilginç sonuçlar ortaya çıkmıştır. Araştırmaya göre gençlerin %44’ü sosyal medyayı dini paylaşımlar için kullanırken (farklı öncüllerinde işaretlenebildiği bir araştırma sonucu olduğunu da belirtelim) ‘’Yapmadığı bir ibadetin önemine dair paylaşımlarda bulunanların oranı %70 olarak belirlendi. Sosyal medya kullanıcıları, farklı düzeylerde de olsa toplamda %49’u sosyal medya üzerinde dini tartışmalara katıldığı %55’i dini bir sorunun cevabını bulmak için sosyal medyayı kullandığı, %98’i sosyal medya üzerinde ki dua talebine karşılık dua ettiği , %75’i belli sayıda kişiye gönderince dileğinin kabul olacağını söyleyen paylaşımları paylaşmadığını, açıklamıştır. Profil resminde her zaman dini bir resim bulunduranların toplam oranı %7 iken

50

hiç kullanmayanların oranı% 42’dir. Sosyal medya üzerinde dini tartışmalarda her zaman kendini özgür hissedenlerin oranı %15 iken, özgür hissetmeyenlerin oranı % 35’dir. Kendisine gelen dini içerikli bildirim ve mesajlarda her zaman huzur bulanların oranı %9 iken hiç huzur bulamayanların oranı %44’tür.’’( Oyman,2018)