• Sonuç bulunamadı

Siyasi Partilerin ve Basının 2010 Referandumuna Yaklaşımları ve

Belgede Referandumlar sürecinde Türkiye (sayfa 134-139)

Adalet ve Kalkınma Partisi, Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi referanduma “Evet” demiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi “Evet” kampanyası içinde en etkili olan parti olmuştur. Değişecek olan anayasanın tanıtılması için “Anayasa Değişiklik Paketi İle İlgili Sorular ve Cevaplar” adlı kitapçıkta neden anayasa değişikliğine evet denmesi 40 soru üzerinden değerlendirilmiş ve cevaplanmıştır. Yine aynı kitapçıkta 1982 anayasasının antidemokratik bir anayasa olduğu belirtilmiş Adalet ve Kalkınma Partisi’nin diğer partiler ile uzlaşmadığı iddiasına cevap vermiştir (AK Parti, 2010: 15 – 17). Yine o dönemde dağıtılan el broşürlerinde “Anayasa Değişiklik Paketi ile İlgili Referandumda “Evet” Demek İçin 40 Neden” ismi ile el broşürleri dağıtılarak referandumda “Evet” kampanyaları yapılmıştır. Bunun yanında AK Parti genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan anayasada, değişen maddeleri tanıtmak amacıyla illerde mitingler yapmıştır. Mitinglerinde özellikle 12 Eylül 1980 dönemine atıf yaparak antidemokratik bir anayasanın düzeltilmesi için “Evet” denmesini irdelemiş ve muhalefet partilerini eleştirmiştir.

Bununla birlikte “Evet” oyu kullanacak olan bir diğer parti BBP olmuş “Evet” oyunun sebebini “12 Eylül cuntasına karşı bir hesaplaşma” olarak değerlendirmiştir. Abdüllatif Şener’in liderliğini yaptığı Türkiye Partisi de “Evet” oyunu desteklemiştir. Saadet Partisi lideri Numan Kurtulmuş da partisinin” Evet” oyunu destekleyeceğini bildirmiştir (Millî Gazete, 22 Temmuz 2010: 1).

“Hayır” cephesinde ise CHP ve MHP başı çekmiş diğer küçük sol partiler de “Hayır” kampanyası yürütmüştür. CHP’de yaşanan genel başkan değişikliği sonrası 12 Eylül 2010 referandum kampanyasını Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yürütmüştür. Yaklaşık 200’e yakın mitingte 70’e yakın il ve 180 üstünde ilçede konuşma yapan Kılıçdaroğlu çok faal bir “Hayır” kampanyası yürütmüştür. “Hayır’da Hayır Vardır” sloganı ile öne çıkan CHP’de birçok çalışma organize edilmiştir.

MHP ise bir diğer “Hayır” oyunu savunan parti olmuştur MHP, “Hayır” kampanyasını başlattığı toplantısında anayasanın yapılmasının bir zorunluluk olduğunu fakat bu anayasa yapılırken iç dinamiklerin dikkate alınması gerektiğini, yapılacak anayasanın uzlaşma içinde olması gerektiğini ülkenin yaşadığı siyasi, ekonomik buhran

122 durumu sırasında bir anayasa değişikliğinin tehlikeli olduğunu toplumun ayrışma tehlikesinin ortaya çıkması sebebi ile “Hayır” oyu kullanacağını belirtmiştir (Bahçeli, 2010: 21 – 53). Yine bastırdığı broşürlerde özellikle “Açılım Süreci” üzerinden AK Parti hükümetine ağır eleştirilerde bulunmuş, “PKK’ya Habur’u Türk Gençliğine Kabri Layık Görenlere “Hayır” şeklindeki sloganlar ile açılım sürecini eleştirmiş ve “Hayır” oyunu savunmuştur (MHP, 2010: 3 – 61). “Evet” ve “Hayır” gruplarının yanında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) referandum için özellikle etkili olduğu Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde halka referanduma katılmamaları için kampanyalar düzenlemiştir.

6.3. 2010 Referandum Günü ve Sonuçları

3 Ağustos’ta gümrük kapılarında başlayan oylamanın Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elâzığ, Erzincan, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Hakkâri, Kars, Malatya, Kahramanmaraş, Mardin, Muş, Ordu, Rize, Siirt, Sivas, Trabzon, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Bayburt, Batman, Şırnak, Ardahan, Iğdır ve Kilis illerinde 07.00 ila 16.00 diğer illerde ise 08.00 ila 17.00 arasında yapılmasına karar verilmiştir (YSK, 10.07.2010). Özellikle 2007 referandumunda gündemde tartışma konusu olan “Evet” mühürleri yerine “Tercih” mühürleri hazırlanmış, beyaz renkli “Evet” ya da kahverengi renkli “Hayır” bölümüne “Tercih” mührü basılmasına karar verilmiştir. Referandum sırasında alkol kullanılması silah taşınması yasaklanmış eğlence yerlerinin sadece yemek bölümlerinin açık tutulması kararı alınmıştır.

Türkiye’nin birçok bölgesinde seçimler olaysız geçerken “Boykot” kararı alan BDP’nin etkili olduğu doğu ve güneydoğu bölgelerinde PKK örgütü sempatizanlarının seçime gitmeye çalışan halkı engellemeye çalışması sebebi ile güvenlik güçleri ile çatışmalar yaşanmıştır. Adana, Van ve Batman’da çıkan olaylarda birçok PKK sempatizanı gözaltına alınmıştır (Vakit, 13 Eylül 2010: 1). Referandum için “Hayır” faaliyetini etkin biçimde yürüten CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise referandumda oyunu kullanamamıştır (Cumhuriyet, 13 Eylül 2010: 6). Referandum akşamı dünya basketbol finali Türkiye – Amerika Birleşik Devletleri maçına olan ilgi çok fazla olmuştur. 12 Eylül 2010 referandumunda %57 “Evet” oyuna karşılık %42 “Hayır” oyu çıkmış anayasa değişikliği halk tarafından kabul edilmiştir (T.C Resmî Gazete, 23.09.2010: 1).

123

6.4. 2010 Referandum Sonuçlarına Siyasi Partilerin Tepkileri

Referandumda sonuçlar netleşmeye başlaması sonrası ilk konuşmayı AK Parti İstanbul İl Başkanlığı binasından Recep Tayyip Erdoğan yapmıştır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada alınan sonuçlarla demokrasinin, hukukun çıtasının yükseldiğini ve milli iradenin kazandığını ifade etmiştir. Darbeci zihniyetin, vesayetçi zihniyetin ise kaybettiğini söylemiş, evet oyu verenlerin de hayır oyu verenlerin de ve oy vermeyenlerin de tüm tercihlerinin saygıdeğer olduğunu belirtmiştir (Yeni Şafak, 13 Eylül 2010: 14). Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşması sırasında sivil toplum kuruluşlarına, sanatçılara, sendikalara, siyasi parti gruplarına teşekkür ederken:

“Dünyanın dört bir yanından, okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi kutluyorum. Buradan okyanus ötesine mesajlar olduğuna göre, bizim de bu mesajı verenlere bir mesajımızın olması lazım” sözleri dikkat çekmiştir (Cumhuriyet, 13 Eylül 2010: 7).

Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise oyunu kullanamamakla birlikte referandum günü akşam saatlerinde bir basın toplantısı düzenleyerek durumu değerlendirmiştir. Demokrasilerde nihai iradenin halk olduğunu bu iradeyi saygı ile karşıladığını belirtirken, referandumun Türk demokrasisinin gelişmesi açısından yararlı olmasını istemiştir. Halkın iradesine saygı göstermenin koşulu olarak uygun ortam yaratılması olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu “Taraf olan bertaraf olur” mantığı ile hükümetin kamuoyunu baskı altına aldığını söylemiştir. %42’lik hayır oyunda paylarının olduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu herhangi bir erken seçime ve yeni anayasa hazırlığına destek vereceğini açıklamış konuşmasının geri kalan bölümünde ise referandumda neden oy kullanamadığını açıklamıştır (Vatan, 13 Eylül 2010: 6).

MHP genel başkanı ise referandum sonrası yaptığı yazılı açıklamada “Türkiye için hayati risk ve tehlikelerle dolu karanlık bir döneme girmiştir” demiştir. Referandum sonuçlarına herkesin saygı göstermek zorunda olduğunu açıklayan Devlet Bahçeli anayasa değişikliğinin kabul edilmesi ile Türkiye’nin riskli bir yola girdiğini belirtmiş, AK Parti’nin Kürt açılımını ilerletmesinin Türkiye’yi etnik temelde ayrışmasına, milli devlet niteliğinin ve üniter siyasi yapısının bozulması gibi ağır sonuçlarına neden olacağını ifade etmiştir. Devlet Bahçeli tüm bu sebeplerden dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı erken seçime davet etmiştir (Hürriyet, 13 Eylül 2010: 26).

124

6.5. 2010 Referandum Sonuçlarına Basının Tepkileri

Cumhuriyet gazetesinden Hikmet Çetinkaya referandum sonrası ülkedeki politik ve siyasi durumdan kaygılı olduğunu belirterek anayasada yapılan değişiklikleri eleştirmiş ve referandumda “Hayır” oyu verdiğini belirtmiştir. Bununla birlikte “Yetmez ama Evet” sloganı ile “Evet” oyuna destek veren aydın grubunu da eleştirmiştir (Cumhuriyet, 13 Eylül 2010: 5). Emre Kongar ise referandum sonuçlarını oy oranları üzerinden değerlendirmiştir. Çıkan sonucun halkın tüm kesimine hitap etmediğini belirterek birtakım çıkarımlar yapmıştır. Referandum sonrası iktidar ile Gülen cemaatinin ittifak yaptığını, BDP ve Öcalan’ın “Boykot” çağrısının doğu ve güneydoğu bölgesinde etkili olduğu ve MHP’nin tabanının “Evet” oyuna doğru kaydığını belirten Emre Kongar, söylemde demokrasinin kazanmış gibi görünse de fiili olarak AK Parti iktidarının antidemokratik bir sürece doğru ilerlediğini belirtmiştir (Cumhuriyet, 14 Eylül 2010: 3). Hürriyet gazetesi yazarı Mehmet Yılmaz 12 Eylül referandumu sonrası başbakanın önünde bir güç kalmadığını belirtmiş ve sonraki süreçte bu gelişmelerin başkanlık sistemine doğru ilerlediğini belirterek başbakanın ve AK Parti iktidar şımarıklığının tavana vuracağını belirtmiştir (Hürriyet, 13 Eylül 2010: 25). Rahmi Turan ise referandum sonuçlarının ülkeye hayırlı olmasını dilerken siyasetçilerin AK Partili bakan ve milletvekillerinin “Hayır” oyu kullanacak vatandaşa karşı sert söylemlerini eleştirmiş, referandum sırasında iktidarın devletin tüm imkanlarını kullandığını belirterek referandum ile halk arasında gerginliğin arttığını belirtmiştir. Tarihten örnek veren Rahmi Turan kurulan 16 Türk devletinin de yıkılma nedeninin iç kavgalar olduğunu belirterek bu konuda siyasilerin de sağduyulu olması gerektiğini ifade etmiştir (Hürriyet, 13 Eylül 2010: 28). Yalçın Doğan ise referandumda değişen maddelerden 15.maddenin sembolik olduğunu belirterek diğer maddelere bakılmaksızın iktidarın 12 Eylül propagandası ile halkı “Evet” oyuna teşvik ettiğini belirtmiştir (Hürriyet, 14 Eylül 2010: 14).

Türkiye gazetesi yazarı Yılmaz Öztuna ise referandum sonuçları için “Milli İrade Evet dedi” demiştir. Bunula birlikte referandum sonrası yapılacak genel seçimlerde AK Parti’nin tekrar iktidar olacağını belirmiştir (Türkiye, 13 Eylül 2010: 1). Vatan gazetesi yazarı Can Ataklı ise referandumun MHP’yi bitirdiğini, Kemal Kılıçdaroğlu’nun başa gelmesinin CHP’de pek bir etki yaratmadığını belirtmiştir. MHP’nin oy kayıplarına Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül darbesine yönelik propagandasının sebep olduğunu ve MHP’nin tabanının AK Parti’ye kaydığını ifade etmiştir (Vatan, 13 Eylül 2010: 18).

125 Basın referandum sonuçlarını farklı konulardan ele alarak tartışmış ve yazarlar referandumun ülkeye kazancını ve kaybını dile getirmiştir. Referandum sonucu olumlu karşılayan yazarlar genellikle 12 Eylül darbecilerinin yargılanması maddesi üzerinden referandumu yorumlamış ve “Evet” çıkmasının demokrasi için olumlu bir gelişme olduğunu öne sürerken, “Evet” oyunun fazla çıkmasına olumsuz yaklaşanlar AK Parti iktidarının verdiği anayasa değişikliğinde sadece 12 Eylül darbecilerinin yargılanması yanında yargıda yapılan değişiklikler ile iktidarın önünde engelleyici veya kontrol edici bir organın bulunmamasının ülke için gelecekte büyük problem yaratacağı konusu üzerinden eleştirmiştir. Bu yorumların yanında bir kısım yazar gelecekte bir başkanlık sisteminin gelip gelmeyeceği konusunu köşelerine taşımış, yapısal olarak değişen anayasada sürecin başkanlık sistemine doğru gittiğini belirtmişlerdir.

126

Belgede Referandumlar sürecinde Türkiye (sayfa 134-139)