• Sonuç bulunamadı

Milli Güvenlik Konseyinin Faaliyetleri ve Kurucu Meclisin Kurulması

Genelkurmay Başkanı Evren Başkanlığında, kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları ile jandarma genel komutanından oluşan Milli Güvenlik Konseyi (MGK) yönetimi ele almıştır. Milli Güvenlik Konseyi’nin aldığı ilk kararlar arasında tüm siyasi partilerin faaliyetleri ile tüm işçi sendikalarını askıya almak, grevler ve lokavtları yasaklamak yer almıştır. Emniyet genel müdürlüğü, jandarma genel komutanlığına bağlanmıştır (T.C Resmî Gazete, 14 Eylül 1980: 1 – 2).

4 siyasi parti liderinin (Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş) TSK kontrolünde ikamet edilmesi bildirilmiş bu bildiriye uymayan Alparslan Türkeş’e de 14 Eylül saat 13.00’a kadar mühlet verilmiştir. Bu bildirilerde yer alan bir diğer önemli karar ise devletin ekonomi politikalarında herhangi bir değişimin olmayacağı vurgulanarak yasama organının Milli Güvenlik Konseyine bağlanması olmuştur. Müdahale sonrası yayınlanan bildiriler ile hızlı bir şekilde tutuklamalar ve yargılamalar başlamıştır (T.C Resmî Gazete, 14 Eylül 1980: 3 – 8). 19 Eylül günü toplanan Milli Güvenlik Konseyi’nin ettiği yeminin içeriğinde devletin varlığını koruyacak demokratik bir anayasanın hazırlanması yer almıştır. (Milli Güvenlik Konseyi Tutanak Dergisi, 19 Eylül 1980: 15).

MGK, 20 Eylül’de aldığı karar ile Bakanlar Kurulu’nu Bülent Ulusu başkanlığında oluşturmuş, 21 Eylül’de ise bakanlar kurulu listesini kabul ederek atamaları yapmıştır. Bu listede ekonominin kontrolünün Turgut Özal’a verilmesi 24 Ocak Kararlarının devam etmesinin diğer bir göstergesi olmuştur. 27 Eylül tarihinde, 9 Temmuz 1961 tarihinde kabul edilen Anayasanın yeni bir anayasa çıkartılana kadar geçerliliğini koruyacağını belirtilmiştir. Bu anayasaya göre yasama hakkını Millet Meclisi’nin yerine Milli Güvenlik Konseyi almış yine Cumhurbaşkanlığı yetkileri ise Milli Güvenlik Konseyi başkanına verilmiştir (Milliyet, 28 Ekim 1980: 7).

Kasım ayının başında MGK Genel Sekreteri Haydar Saltık müdahale sonrası demokratik düzene geçiş programını kamuoyu ile paylaşmıştır. Buna göre Kurucu Meclis için ön şartların hazırlanması ve yetkileri hakkında yasaların hazırlanması, kurucu meclisin yeni anayasa çalışmalarına başlaması ve teşkil edilen anayasanın halkoyuna sunulması, daha sonra ise yeni parti kanunu ile partilerin kurulması olarak planlanmıştır

50 (Cumhuriyet, 2 Kasım 1980: 1). Plana göre hazırlanan kurucu meclis kanunu 30 Haziran 1981 günü kabul edilmiştir. Yasaya göre Milli Güvenlik Konseyi ve kurulacak olan Danışma Meclisi ile birlikte Kurucu Meclisi oluşturacaktır, Kurucu Meclis’in görevi halka sunulacak olan anayasanın hazırlanması ve kabul edilmesi halinde siyasi partiler kanunu hazırlamak olmuştur. Danışma Meclisi üyeleri toplamda 160 kişi olmak üzere 40’ı MGK tarafından doğrudan, 120’si ise illerin tespit ettiği üyelerin içinden MGK’nın seçmesi ile oluşturulmuştur (T.C Resmî Gazete, 30 Haziran 1981: 2485). Meclisin açılmasından önce MGK’nın aldığı en önemli karar ise 16 Haziran’da eski partilerin hepsinin feshedilmesi olmuştur. Tüm partiler ve teşkilatları kapatılmış ve tüm malvarlıklarına el konmuştur (Milliyet, 17 Haziran 1981: 1). Bir hafta sonrasında ise Danışma Meclisi ilk oturumunu düzenlemiş ve anayasa çalışmaları başlamıştır.

3.2. 1961 Temsilciler Meclisi ve 1981 Danışma Meclisi Yapı Bakımından İncelenmesi

27 Mayıs darbesi ile 12 Eylül darbesi arasındaki en bariz farklardan biri siyasi partilerin 27 Mayıs’ta Demokrat Parti hariç diğerlerine dokunmaması, 12 Eylül’de ise tüm siyasi faaliyetlerin durdurulması ile başlayan kararın daha sonra tüm partilerin feshedilmesine kadar gitmesi olmuştur. Bu nedenle 1961’de açılan Temsilciler Meclisi ile 1981’de açılan Danışma Meclisi arasında yapısal olarak birçok fark bulunmaktadır. 6 Ocak 1961 tarihinde göreve başlayan Temsilciler Meclisinin üyelerinin nasıl seçileceği hususu 13 Aralık 1960 tarihinde MBK tarafından çıkarılan “158 Numaralı Temsilciler Meclisi Seçim Kanunu” ile belirtilmiştir. Bu kanuna göre üyelerin seçiminde devlet başkanı ve MBK’nın toplam üye seçim hakkı toplamda 28, kapanmayan siyasi partiler olan CHP ve CKMP’nin toplam üye seçme sayısı 74 olmuştur. Aynı zamanda 1961 Temsilciler Meclisinde işçi sendikaları, Barolar Birliği, üniversite temsilcileri gibi birçok alanda seçilen temsilciler ile toplam üye sayısı 256 olmuştur. (T.C Resmî Gazete,16 Aralık 1961: 2770). 23 Ekim 1981 tarihinde göreve başlayan Danışma Meclisinin ise üyelerinin seçimi 2485 Numaralı “Kurucu Meclis Hakkında Kanun” içerisinde belirtilmiştir. Bu kanuna göre Danışma Meclisi 160 kişiden oluşacak ve 120 üye yine aynı kanunda belirtilen kişilerden MGK tarafından seçilecek, diğer 40 kişi de direkt MGK tarafından seçilecektir. Üye seçimleri noktasında baktığımızda Temsilciler Meclisi içinde siyasetin yapılmasına kontrollü olsa da izin verilmesinin yanında Danışma Meclisi daha açılmadan tüm siyasi partilerin feshedilmesi Danışma Meclisi içine siyasetin girmemesini

51 amaçlayan bir hamle olmuştur ki, Danışma Meclisi ilk faaliyetlerine başladığında kimsenin hangi siyasi düşüncede olduğundan haberi olmamıştır. İleride Muhafazakâr Parti’yi kuracak olan Mehmet Pamak, Sosyal Demokrasi Partisi kurultay üyesi Kamer Genç’in önergesini destekleyebiliyordu (Doğan, 1985: 165). Bununla birlikte 6 Ocak 1961’de Temsilciler Meclisinin göreve başlaması sonrası şubat ayında siyasi partilerin kurulmasına izin verilmiş ve kurulan partiler ile gerek sokakta gerekse Temsilciler Meclisi içinde siyaset yapılmaya başlanmıştır. Danışma Meclisi döneminde ise MGK, önce tüm siyasi faaliyetleri yasaklamış, daha sonra ise tüm partileri feshederek meclis üzerindeki tüm etkilerini kaldırmak istemiştir.

1961 yılında kurulan Temsilciler Meclisi MBK’nın kontrolünde olmasına karşın içerisindeki partiler ve yeni kurulan partiler ile alınan kararlarda Demokrat Parti dönemi yaşananların etkisi aynı zamanda CHP grubunun baskın olması sebebi ile “İlk Hedefler Beyannamesi” içerisinde hedeflenen tüm maddelerin anayasanın hazırlanmasında etkili olmuştur. 1982 Anayasasını hazırlayan MGK ve Danışma Meclisinde ise siyaset MGK’nın baskısı ile en alt seviyeye düşürülmeye çalışılmış ve bunun yanında 1961 Anayasasının verdiği hakların ülkenin geldiği durumda etkili olduğu önyargısı ile MGK’nın hareket etmesine neden olmuştur. Bu noktada Temsilciler Meclisinin bir üst kuvvet tarafından etkisinin az olmasına karşılık siyasi partilerin daha çok etkisine girmiştir. Danışma Meclisinde ise bu durum tam tersi olmuş en üst kuvvet sürekli Danışma Meclisi içinde baskı kurarak siyaseti sıfıra indirgemeye çalışmış ve 1961’de verilen demokratik haklarda devletin bekasına zarar vermemesi şartı aramıştır. Son olarak MBK’nın kurduğu Temsilciler Meclisi anayasayı yapıcı bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Fakat 12 Eylül sonrası kurulan Danışma Meclisi’nin sistemi isminde barındırdığı MGK’ya danışmanlık yapması olmuştur. 12 Eylül’de anayasa ve yasada son söz hakkı, hükümeti kontrol yetkisi sadece MGK’nın olmuştur.

3.3. 1982 Anayasasının Hazırlanması Kabul Edilmesi ve Geçici Maddeler

23 Kasım 1981 tarihinde anayasa çalışmaları için Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı başkanlığında kurulan 15 kişilik anayasa komisyonu çalışmalarına başlamıştır (Danışma Meclisi Tutanak Dergisi, 23 Kasım 1981: 339 – 343). Hazırlanacak taslak için birçok kurum ve kuruluş ile eski siyasilerin de MGK kontrolünde fikri alınması kararlaştırılmıştır. Bu faaliyetin kontrolü için yayınlanan karar ile MGK kontrol mekanizmasını kaybetmemiştir. Uzun süren çalışmalar sonucunda anayasa taslağı 236

52 günün sonunda 17 Temmuz 1982 tarihinde açıklanmış ve 4 Ağustos 1982’de Danışma Meclisinde oylamaya başlanmıştır. 23 Eylül 1982’de yapılan ikinci tur görüşmeleri sonunda Danışma Meclisi 120 kabul, 7 ret, 12 çekimser oyla taslağı kabul etmiştir. Anayasa tasarısının kabulü ile aynı gün halkoylaması ile ilgili kanun tasarısı kabul edilmiştir (Danışma Meclisi Tutanak Dergisi, 24 Eylül 1982: 302 – 327).

MGK gelen tasarı içindeki geçici maddelerde MGK değişiklikler yaparak gerek referandumun gerekse sonraki siyasi hayat üzerinde birçok etkisi olan kararlar almıştır. Danışma Meclisinin geçici madde 2’de aldığı karara göre halk oylaması ve yeni anayasanın kabul edilmesi ile MGK başkanının, Cumhurbaşkanı sıfatı kazanmasına karar verilmiştir (Danışma Meclisi Tutanak Dergisi, 23 Eylül 1982). Aynı zamanda bir diğer geçici madde ile Cumhuriyet Konseyi adı verilen MGK’dan sonra işleyecek bir konsey kurularak MGK’daki üyeler görevleri sonlana kadar Cumhuriyet Konseyinde görevlerine devam etmesine karar verilmiştir. Geçici madde 4 ise eski parti liderlerine siyaset yolu 10 yıl kapanmıştır. Bu kanunun bir diğer önemli noktası 1987 yılında yapılacak olan bir diğer referandumun tetikleyicisi konumunda olmuştur (MGK Tutanak Dergisi, 18 Ekim 1982: 411). Yine aynı bölüm içinde geçici 16’cı madde gereğince oy kullanmayan seçmenin 5 yıl boyunca seçimlere seçmen veya aday olarak katılmaması kararlaştırılmıştır (MGK Tutanak Dergisi, 18 Ekim 1982: 415). Bu kararlar sonrası Cumhurbaşkanına yetkilerin fazlaca verildiğini görülmektedir. Bunun yanında anayasanın kabulü Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığının da kabulü anlamına gelmiştir. Bu konuda birçok eleştiri alan Kenan Evren’e en dikkat çekici eleştiri eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar’dan gelmiştir Kenan Evren’e yazdığı mektupta özellikle anayasanın 1 ve 9’uncu maddesi üzerinde duran Celal Bayar’ın 1.Maddenin daha sonra kötü emeller için kullanılacak bir koz olması ihtimalini değerlendirdikten sonra 9.madde için ise Cumhurbaşkanı ile meclis arasındaki uyumsuzluk çıkması halinde problem oluşturabileceğini dile getirmiştir. 1.maddenin olmaması halinde bile halkın Kenan Evren’i seçeceğini belirtmiştir. (Güneş, 19 Mayıs 1987: 9). 20 Ekim’de halkoylaması şartı ile kabul edilen anayasaya karşı çıkacak eleştirilere karşı ise MGK’nin 71 numaralı kararı yayınlanarak geçici maddeler ve Kenan Evren’in anayasa hakkında yaptığı konuşmalar hakkında eleştiri yapılmasını yasaklamıştır (T.C Resmî Gazete, 21 Ekim 1982: 1). Bu yasanın içeriği özetle şu olmuştur Referanduma “Evet” demek beyan etmek bir suç teşkil etmezken “Hayır” demek yasal olarak suç haline gelmiştir.

53

3.4. Kamuoyunun Anayasa Tasarısı ve Halkoyuna Sunulacak Anayasa Karşı