• Sonuç bulunamadı

B. Siyasal Kültür Analizleri ve Siyasal GeliĢme

2. Siyasal Kültür Tipleri

2.1. Siyasal Kültür ve DemokratikleĢme

Kitabın genel çerçevesine paralel olarak Almond ve Verba, demokratik katılımcı modelin geliĢebilmesinin oy hakkı, siyasal parti, parlamenter sistem gibi temel kurumlar yanında, demokrasiyle tutarlı bir siyasal kültür gerektirdiğini de

408 A.g.e., s.2.

409 A.g.e., s.3.

153 söylemiĢtir. Fakat yazarlar için, batı demokratik devletlerinin siyasal kültürünün yeni oluĢan uluslara aktarılmasında ciddi zorluklar yaĢanmaktadır:410

Bu zorluklardan birincisi, Almond ve Verba‟ya göre, demokratik kültürün kendi doğası ile ilgilidir. Demokrasinin yeni devletlerin liderlerinin hayallerini süsleyen büyük fikirleri olduğunu, ancak bu fikirlerin kültürel öğelerle bağlantılı olduğunu vurgulamıĢlardır. Demokratik toplumun karmaĢık altyapısı yalnızca Batı‟da gerçekleĢtirilmektedir. Yeni ulusların seçkinlerine iletilen demokratik politika ve toplum hayali, belirsiz ve tamamlanmamıĢ ve ağırlıklı olarak ideoloji ve biçimsel normlarla vurgulanmıĢtır. Demokrasi, öncelikle öğrenilmesi gereken bir tutum ve duygu konusudur ve bunu öğrenmek daha zordur.411

KarĢılaĢılan ikinci zorluk ise, yeni dünya devletlerinin nesnel sorunlarıdır.

Almond ve Verba‟ya göre bu ülkeler tarihe arkaik bir teknoloji ve toplumsal sistemle girmiĢler, teknolojik ve bilimsel devrimlerin çekiciliğine kapılmıĢlardır.412 Teknokratik politika, otoriter bürokrasinin hâkim olduğu ve siyasal örgütlenmelerin insan ve toplum mühendisliğinin bir aracı haline geldiği bir politika tipidir.

ModernleĢen ulusların liderlerinin, otoriter yapının risklerinin farkında olduklarını belirtmiĢtir. Bu yönüyle, azgeliĢmiĢ ülkelerin liderlerinin demokratik politikanın dengelerini tam olarak kavramasalar dahi, bu risklerden korunmak için meĢruluklarını insani politikaya dayandırma çabalarından söz etmiĢlerdir. Diğer yandan yazarlara göre, bu ülkeler bilim ve teknolojinin büyüsüne kapılarak hızla teknokratik politikaya yönelmekle birlikte, geleneksel kültürlerinin özelliklerini de sürdürmek istemiĢlerdir. 413 Almond ve Verba‟nın açıklamaya çalıĢtıkları, geliĢmekte

410 A.g.e., s.20.

411A.g.e.,,s.3-4.

412 A.g.e., s.4.

413 A.g.e., s.4.

154 olan ülkelerin kültürlerinin maddi öğeleri hızla yayılırken, manevi boyutları aynı hızı göstermemiĢtir. Sosyolojik anlamda kültürel gecikme kavramı ile karĢılanan bu olgu, Almond ve Verba için kültürler arasında hiyerarĢik sınıflandırma yaparken kullanılan bir argümana dönüĢmüĢtür. Böylelikle geliĢmekte olan ülkelerin uygulamaları çeliĢkili olarak gösterilmiĢ ve demokratik kültürün yerleĢmesinin önünde engel olarak görülmüĢtür.

Almond ve Verba‟nın siyasal kültür çözümlemesinde civic kültür, bu çıkmazdan kurtulmak için imdada yetiĢmiĢtir. Civic kültür modern kültür demek değildir. Modernlik ile geleneği kombine eder. Ġngiltere‟nin böyle bir kültürün nasıl oluĢtuğuna en güzel örnek olduğunu belirtmiĢlerdir. Çünkü Ġngiltere, Almond ve Verba‟ya göre, ulusal birlik ve mutlaklık çağında aristokratik, yerel ve korporatif özerkliği Kıta Avrupa‟sına göre daha iyi tolere etmiĢtir. Ancak 19. yüzyılda, demokratik kültürün geliĢmesinin Amerika‟da daha hızlı olduğunu belirtmiĢlerdir.

Bu kez sebep olarak, Amerika‟nın hızla geliĢen bir toplum olmasını ve göreli olarak geleneksel kurumlar tarafından engellenmemiĢ olmasını gösterirler.414 Kıta Avrupası‟nın durumunu ise civic kültür açısından daha karmaĢık olarak değerlendirmiĢlerdir. Örneğin, Fransa, Almanya ve Ġtalya‟da modernleĢme eğilimleri ile geleneksel güçler arasındaki iliĢkiler, siyasal alanda paylaĢılmıĢ bir kültüre izin vermeyecek kadar karıĢık ve uzlaĢmazdır. Civic kültür ise hala büyük bir ideal olmayı sürdürmektedir.415

Bu çerçevede Almond ve Verba, civic kültürün geliĢmesine engel olan koĢulları belirlemek, tarihsel ve kültürel bağlamı etkilemek için ne tür düzenleme ve tutumlar gerektiğini belirlemenin zor olduğunu ama sosyal bilimcilerin yararlı

414 A.g.e., s.5-6.

415 A.g.e., s.7.

155 cevaplar vermesinin mümkün olduğunu ifade etmiĢtir. Bu nedenle sosyal bilimcilere iliĢkin olarak Ģu ifadelere yer vermiĢlerdir:

“…Biz demokratik kültürün yayılmasının sorunlarını anlamaya daha yakın olursak, yayılmak zorunda olanın içeriğini belirleyebilmek, bunun için uygun ölçekler geliĢtirmek, büyük ölçüde bir demokrasi tecrübesine sahip ülkelerdeki kantitatif göstergeleri ve demografik dağılımı araĢtırmak zorunda kalırız. Böyle bilgiyle, bir ülkede demokratik kurumlardan önce demokrasiye uygun tutum ve beklentilerin kök salması için „neyin ne kadar olacağını‟ akıllıca tahmin edebiliriz.”416

“…Dolayısıyla Almanya ve Ġtalya gibi ülkelerde veya Batılı olmayan dünyanın geliĢmekte olan bölgelerinde, demokrasinin olasılıklarını tahmin etmeye çalıĢırken Ġngiliz ve Amerikan tarihinden dersler çıkarmaya çalıĢırız. Örneğin, Ġngiliz ve Amerikan siyasal deneyiminin uzun sürekliliği ve değiĢimin aĢamalı sürecinin etkili demokratikleĢmeye katkıda bulunduğu tartıĢılmaktadır… Diğer ülkeler de demokratik olmak istiyorsa, uygulamaları gereken tutum ve davranıĢlara yönelik bu tecrübelerden bazı ölçütler çıkarmak için çaba göstermelidir.”417

Bu söylemler, siyasal geliĢme kavrayıĢının ve ona bağlı olarak Amerikan merkezli modernleĢme sürecinin odak noktasındaki dünyaya yön verme anlayıĢına denk düĢmektedir. Bilim adamları ekonomik ve siyasal hegemonyanın yönlendirdiği bu anlayıĢın en önemli aktörlerinden biri olmuĢtur. Böylece demokrasi ve geliĢme söylemlerini bilimselliğin güvenilir kollarına teslim ederek resmi tamamlamıĢ olmaktadırlar:

“Demokrasinin bilimsel teorisinin geliĢimine katkıda bulunmayı umuyoruz.

ġimdiye kadar demokratik tutumlar üzerine ampirik araĢtırmaların en büyük çoğunluğu ABD‟de yapıldı. Bu yüzden kendi ülkemize ek olarak diğer dört ülkeyi ekledik, Ġngiltere, Almanya, Ġtalya ve Meksika…”418

ABD ve Ġngiltere demokrasi ve civic kültür açısından örnek ülkeleri temsil

ederken, Almanya, Ġtalya ve Meksika çeĢitli açılardan ya da düzeylerde eksik ya da sorunlu ülkeleri temsil etmektedir.419Amaç bu ülkelerin siyasal kültürlerinin demokrasinin geliĢmesine destek olup olmadığını saptamaktır. Bu amaçla, sözkonusu ülkelerde ampirik alan araĢtırmaları yapılmıĢtır. Bu çalıĢmalarda yöneltilen

416 A.g.e., s.8.

417 A.g.e., s.8.

418A.g.e., s.10.

419 A.g.e., s.35-37.

156 sorulardan ve çıkan sonuçlardan bahsetmek siyasal kültür analizlerini ayrıntılandırabilmemiz açısından verimli olacaktır.