• Sonuç bulunamadı

paniğe kapılmış panic-stricken kalabalıklar crowds

SIFAT-TÜMCELİK AD / NOUN ADJECTIVE CLAUSE buraya sık gelen insanlar

people who come here often

İngilizce Sıfat-Tümlecik Oluşturmakta Kullanılan Bağlaçlar Şunlardır: who, whom, whose, which, that

Ayrıca:

when, where, why

Birinci grupta sergilediğimiz "relative pronoun" lardan dolayı bu türden tümceliklere RELATIVE CLAUSES adı verenler olduğu gibi, ADJECTIVE / ADJECTIVAL CLAUSES başlıklarına da sık rastlanır. Tabiatıyla, bunlara "bağ adılları / zamirleri" adı verilmesinin de nedeni, tümceliği tümcedeki diğer bir öğeye bağlıyor olmalarından kaynaklanıyor...

* * * * *

BAĞLAÇLARIN KULLANIM İŞLEVİNE GÖRE ŞEMATİK DÖKÜMÜ

SAĞA: Sıfat-Tümcelik İçinde İşlev

AŞAĞI: İçerdiği Varlık Alanı

ÖZNE NESNE

İYELİK (mülkiyet)

İnsanlar ve Kendimize Yakın Bulduğumuz Varlıklar who, that

whom, who, that, "---" whose

Cansızlar, Hayvanlar, Bitkiler which, that which, that, "---" of which, whose Türkçe Karşılığı ki o, ki onlar ki onu, ki onları ki onun, ki onların

________________________________________________________________________

Not: Yukardaki sıralama, yazı dili ve ağdalı konuşmadan günlük konuşma yönüne doğrudur. Klasik kalıplardan günümüz kullanımlarına doğrudur, da diyebilirsiniz. Ağdalı deyişler, "The man whom we saw was our long-lost friend Hüsamettin"... şeklinde iken, bugünkü tercihimiz "The man we saw was our long-lost friend Hüsamettin" şeklinde olacaktır. Tablodaki "---" işareti, bağlacın tümüyle

kaldırılabileceği anlamına geliyor. Bu konuları ilerleyen paragraflarda ayrıntılarıyla irdeleyeceğiz.

ÖRNEK TÜMCELER

1. She is the best teacher who/that has ever taught in this school.

Tarzancası: Bugüne değin en iyi öğretmendir ki o bu okulda ders vermiştir. Güzel Türkçesi: Bugüne değin bu okulda ders vermiş en iyi öğretmendir.

Sıfat-tümcelik, "who/that has (ever) taught in this school" olup, "teacher" ad-sözcüğünü niteliyor. Bağlacımız kendi tümceliği yani sıfat-tümcelik içinde özne işlevi taşıyor, yalın haldedir ve "has taught" çekilmiş fiilinin öznesi durumundadır: "Ki O" anlamı veriyor.

Not: Üstünlük (superlative -- best gibi) derecesi ile her iki bağlaç eşdeğer sıklıkta kullanılıyor. Ayrıca, all, somebody, someone, anybody, anyone, nobody, no one sözcüklerinden sonra da, "that" kullanımının giderek arttığı söylenebilir. Ancak genelde, ve özelde ise sınavlarda, "who" tercihiniz daha güvenceli olur.

2. The man whom/who/that/"--" we saw is a professor of mine.

Tarzancası: Adam ki biz onu gördük benim bir hocamdır. Güzel Türkçesi: Gördüğümüz adam benim bir hocamdır.

Sıfat-tümlecik, "whom/who/that/"--" we saw" olup "man" ad-sözcüğünü niteliyor. Yani bağlacımız "Ki Onu" anlamını taşıyor, Türkçe'deki -i halinin (= nesne) karşılığıdır, kendi tümceliği içinde nesne işlevi taşımaktadır. Sıfat-tümcenin kendi çekilmiş fiili olan "saw" sözcüğünün nesnesidir: Kim gördü? Biz gördük... Kimi gördük? (Adam) ki onu gördük...

3. This was a decision which/that caused so much misery afterwards. Tarzancası: Bir karar işte o idi ki sonraları bunca acılara yol açtı. Güzel Türkçesi: Sonraları bunca acılara yol açan işte bu karardı.

________________________________________________________________________

Buradaki sıfat-tümcelik, "which/that caused so much misery afterwards" olup, bağlaç "Ki O" anlamıyla kendi fiilinin (=caused) öznesi durumundadır.

4. That was the book which/that /"--" they required us to read. Tarzancası: Kitap işte o idi ki onu okumamızı bizden istiyorlardı. Güzel Türkçesi: Okumamızı bizden istedikleri kitap işte o kitaptı.

Buradaki sıfat-tümlecik, "which/that/"--" they required us to read" olup, bağlaç "Ki Onu" anlamıyla kendi fiilinin, yani sıfat-tümcelik fiilinin nesnesi konumundadır.

Not: Üstünlük derecesi ile all, much, little, no, none, everything sözcükleri ile "which" pek kullanılmaz, diyebiliriz:

Almost all the goods that/"--" we bought were rather reasonably priced... This is certainly the best game that/"--" he has ever played...

5. The book is about a beautiful young woman whose husband leaves her. Tarzancası: Kitap, güzel ve genç bir kadın (ki kocası onu terkediyor) hakkında... Güzel Türkçesi: Kitap, kocası kendisini terkeden güzel ve genç bir kadın hakkında.)

"whose husband leaves her" şeklindeki sıfat-tümcelik, kadına ilişkin bir iyelik (mülkiyet = sahiplik: ki onun) nitelemesinde kullanılıyor.

6. I'm from a country whose past history (=the past history of which) is fully glorious.

"I'm from a country" temel tümceliktir. "Whose / of which" ile kurulan sıfat-tümcelik, "country" sözcüğünü niteleyen bir iyelik (mülkiyet) sıfatı konumundadır.

"-- Kİ " BAĞLACI

Bilindiği gibi "-ki" bağlacı Türkçe'ye Farsça'dan gelmiştir. Ama, aradan geçen bunca yüzyıla karşın, halâ yabancıdır. Aşağıdaki iki örnekten birincisi Türkçe'de olanaksız bir yapıdır. Nedeni ise, bizim dilimizde sıfat-tümceliğin nitelediği addan sonra değil, önce gelmesidir:

Adam ki o bize doğru yürüyor Ali'nin amcasıdır. Bize doğru yürüyen adam Ali'nin amcasıdır.

Öte yandan, Türkçe'de geçersiz olan bu yapı, tıpkı Farsça gibi Hint-Avrupa dil ailesi kökenli olan İngilizce'nin de yapısına uygundur. İşte bu nedenle, İngilizce sıfat-tümcelik yapısını çözmek için

________________________________________________________________________

Türkçe'de rastlanan "-ki" bağlaçlı yapılardan yararlanabiliriz. Şimdi İngilizce sıfat-tümcelik bağlaçlarının Türkçe karşılıklarına yeniden göz atalım:

who

ki o, ki onlar (özne) whom

ki onu, ki onları (nesne) whose

ki onun, ki onların (iyelik) which

ki o, ki onlar (özne) ki onu, ki onları (nesne)

that

ki o, ki onlar (özne) ki onu, ki onları (nesne)

of which

ki onun, ki onların (iyelik)

Not: Nesne konumundaki fiilin Türkçe karşılığı "-i" hali yerine, kimi fiillerde örneğin "-e" halini geçerlik kazanabilir: Ki ona, ki onlara, gibi. Örnek: The man (whom/who/that) we paid a visit to was a teacher of mine. = Kendisine ziyarette bulunduğumuz kişi (=kişi ki ona bir ziyarette bulunduk) benim bir

öğretmenimdi. Bu konuya az sonra ilgeç-bağlaç ilişkisinde ayrıntılarıyla değineceğiz.

TAM TÜMCENİN OLUŞTURULMASI: Şimdi, içinde bir (yada daha çok) sıfat-tümcelik yer alan tam bir tümcenin oluşturulmasını iki aşamada irdeleyelim:

1 -- ADLARIN NİTELENİŞİNE ÖRNEKLER

1. the man who is walking toward us = bize doğru yürümekte olan adam (adam ki o yürüyor bize doğru...) 2. Ali Bey, who works for the Foreign Office, = Ali Bey, ki kendisi Dışişleri Bakanlığında çalışıyor (Ali Bey, ki o çalışır Dışişleri Bakanlığında -- Yeniden nitelemeğe gerek duymadığımız tanıdık bir kimse olduğu için iki virgül arasında. Bu konuya daha ilerde tanımlayıcı olan ve olmayan sıfat tümceliği konusunda ayrıntılarıyla değineceğiz.)

3. the man (whom) we met = tanıştığımız adam (adam ki onunla biz tanıştık -- Nesne konumunda olan bağlacın çoğu zaman tümüyle kaldırıldığını unutmayınız.)

4. tables which are round = yuvarlak olan masalar (masalar ki onlar yuvarlaktır)

5. tables (which) we bought = satın almış olduğumuz masalar (masalar ki onları biz satın aldık -- Nesne konumunda olan bağlacın çoğu zaman tümüyle kaldırıldığını unutmayınız)

________________________________________________________________________