• Sonuç bulunamadı

3.HALKLA İLİŞKİLER TEKNİKLERİ (MODELLERİ)

3.4. SİMETRİK MODEL

Bir kurum ve hedef kitlesi arasındaki ikili iletişimde her tarafın eşit derecede katkılarının olması. Simetrik halkla ilişkiler kuruluş ile hedef kitlesi arasında iki yönlü iletişimdir.(Görpe : 2001 : 95) Duyurma ve asimetrik modellerin eksik ve olumsuz yanlarını gören halkla ilişkilercilerin bir sistem modeli yaklaşımı ile geliştirdikleri, toplumun-hedef kitlenin- tüm özelliklerini iletişim ortamına katarak karşılıklı etkileşim esasına dayalı geliştirdikleri bir modeldir. Simetrik model bütüncüllük ve çevre ile karşılıklı dayanışma, bilginin serbest dolaşımı, denge, uyum esası üzerine bina edilmektedir. Buradaki iletişim öncelikle anlamayı sağlayan bir iletişimdir. Taraflar eşittir ve birbirleri üzerinde herhangi bir baskı oluşturmazlar. İletişimdeki amaç bir şeyi empoze etmek değil, karşılıklılık esasına uygun olarak uzlaşma ve konsensusa varmaktır. Bu modelin diğer varsayımları adalet (örgüt üyeleri için eşit olanaklar ve saygı), özerklik (bireylerin görevleri ile ilgili karar verme kabiliyeti ve iş tatmini), yenilik (gelenek ve verimlilik oranından daha

ayrıcalıklı olan yeni düşünceler), merkeziyetçi olmayan yönetim (merkeziyetçi olmayan ve müşterek; yüksek düzeyde özerklik, çalışanlar için tatmin edici ve yenilikçi), sorumluluk (sosyal sorumluluk), çatışma çözme (müzakere, iletişim ve uzlaşma yolu ile) ve çıkar guruplarının liberalizmi olarak sıralanabilir. (Pieczka : 2002 : 253)

Simetrik yaklaşım açık toplum modellerinde işleyen toplum değerlerini ve toplumsal beklentileri dikkate alan bir tutum izler. Toplumu anlamaya çalışır. Genel trendlerin ıskalanmasına göz yummaz. Teknolojinin, toplumsal dinamiklerin, tüketim alışkanlıklarının, algı tutum ve değer yargılarının iletişim sürecine etki ettiklerini düşünerek örgüt ve kitle arasında uyum ve dengenin sağlanmasına katkı yapar. Hareket halinde olan denge yaklaşımı simetrik modelin hedefleri arasındadır. Durgunluk çürüme ve yok olma anlamına geldiğinden sürekli çalışma, üretme, üretirken ve çalışırken etkileşimde bulunma ve genel ahengi bozmama kaygısı simetrik yaklaşımda egemendir. Eğer her hangi bir taraf dengeyi bozar ise orta ve uzun vadede bu durum bizi de etkileyecektir. Adaletsiz bölüşüm, toplumsal çalkantılara; iş görenlerin ihmali, verimin düşmesine; çevreyi kirletmek, sağlığın bozulması ve alternatif maliyetlerin oluşmasına, tek yanlı bilgilendirme uzun vadede müşteri kaybına vs. yol açacağından tercih edilmez.

Sorumluluk varsayımı yaşamın her alanında gerek bireysel gerek kurumsal sorumluluğu kapsamaktadır. Sorumluluğun kökeninde bireysel bilinç ve ahlaki temellendirmeler vardır. Tezin ana konusunu oluşturan sorumluluk kavramı ve onun felsefi, dini ve toplumsal temellendirilmesi ayrıntılı olarak incelenecektir. Burada simetrik yaklaşımın önemli bir ögesi olarak işlenen sorumluluğun örgüt içi ve örgüt dışı yanlarıyla ilgili genel bilgiler verilecektir.

Örgüt türüne göre farklılık gösterse de her örgütün hedef kitlesi nihai olarak toplumun genelini ilgilendirmektedir. Örgüt büyüklüğü hedef kitlenin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Büyümeyi hedefleyen örgütler potansiyel kitlelerine karşı da duyarlı olmalıdır. Ayrıca kendi hedef kitlesi olmasa dahi, olumsuz bir iletişim açık toplumda sarmal etkisi yapacak, örgütü de olumsuz etkileyecektir.

Halkla İlişkilerin pozitif performans sağlamak, faaliyetlerinde başarıyı yakalamak, en iyilerin kendi bünyesinde çalışmasını sağlamak ve elinde tutmak, ismini duyurup olumlu bir imaj yakalamak için belli değerleri göz ardı etmemesi gerekmektedir. Bunlar :

• Açıklık • Dürüstlük • İstikrar

• İnandırıcılık • Güvenilirlik

• Detaylara önem verme • Anlayış • Esneklik • Politik davranabilmek • Sabır • Hassaslık • Azim • Tolerans

• Espri anlayışı (Barry : 2003 : 38)

Bu ilkelerin bir halkla ilişkiler politikasında yer bulabilmesi için insan faktörünün çok iyi eğitilmiş olması, toplumun iyi tanınması ve etik değerlerin halkla ilişkiler politikasında belirleyici rol alması ile mümkündür. Simetrik yaklaşım aynı zamanda mükemmellik (excellence) yaklaşımının habercisidir. Kusursuzluk yaklaşımı da denen bu modelin güçlü bir kültürel yapı, simetrik iletişim sistemi, güçlü liderlik, stratejik planlama, sorumluluğunun dağıtılması ve sosyal sorumluluk olarak kendini göstermesi kaçınılmazdır.

Bu modeller örgüt yapısına uygun olarak kullanılabilir. Basınla ilişkiler mesleki örgütlerde olur, mekanik örgütler kamuyu bilgilendirme modeliyle birleşir,

organik örgütler iki yönlü simetrik halkla ilişkileri uygulama eğilimi gösterir, karışık örgütler ise her iki yönlü modeli uygular (Pieczka : 2002 : 248) Basını bilgilendirme/tanıtım ve kamuyu bilgilendirme modelleri kapalı sistem yönelimini gösterirken iki yönlü asimetrik ve simetrik modeller örgütlerin açık sistem yaklaşımına bağlı olarak işlev yürütürler.

Örgüte kaynak ve bilgi sağlayan, çıktısını ödedikleri parayla satın alan birey, küme ve örgütler onun çevresini oluştururlar. Örgütün iç ve dış çevresi ile iletişimi iki yönlü karşılıklı anlayış ve rızaya dayalı olarak yürütülürse, halkla ilişkiler amaçlanan verimi alabilir; bundan hem örgüt kazançlı çıkar hem toplum. “Açık sistem modeli örgütü biri iç gelişme, öbürü varlığını koruma olmak üzere iki alanda çaba harcayan, çevresine bağımlı bir sistem olarak kavramsallaştırmaktadır.”(Scott, 1977 : 73-74 ; Tosun : 1981 : 68)

Bir örgütün girdi sağlamak için salt örgüt çıkarlarını düşünerek, kazanç hırsıyla her yola baş vurması, toplumsal hassasiyetleri dikkate almaması kısa vadede kâr gibi gözükse de uzun vadede her zaman örgütün yararına olmayabilir. Çevresindeki kaynaklar tükenince ve toplumsal talep azalınca, örgüt yeni kaynak sağlamakta ve çıktılarını satmakta zorluklarla karşılaşacaktır. Bu gerçekler, örgütü ne kadar güçlü olursa olsun varlığını

sürdürme ve istikrarlı bir büyüme için çevresiyle uyumlu çalışmaya zorlayacaktır.

Örgütün piyasadaki durumu, onun ürettiği mal ve hizmetlerin müşteriler tarafından beğenilip- beğenilmemesine bağlıdır. Örgütün pazardaki konumunun elverişliliği, genellikle, onun çevreyle ilişkilerini geçmişte başarıyla yürütüp yürütmemesine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Pazar ya da piyasadaki elverişli bir konum, örgüte gelecekte de yeni imkanlar sağlama bakımından yararlı olacaktır. Örgütün piyasa ya da pazarda elverişli bir konum elde etmesi de uygulanan halkla ilişkilerin gücüyle doğru orantılıdır.

Halkla ilişkiler faaliyeti örgütün hem girdi hem de çıktısını içerisine alan bir süreçtir. Girdi; dış çevreden gelen mal, hizmet ve bilgilerin (tanıma boyutu) iyi analiz edilerek üretim sürecine katılması yani hedef kitle beklentilerinin değerlendirilerek ürün ve hizmet kalitesinin artırılması (çıktı), müşteri beklentilerinin karşılanmasıdır. Bu bilgilerle donanmış ürün ve hizmet kalite ile birleşerek müşteriye sunulur. Hedef kitlenin arzu ve beklentilerini karşılamış ürün ve hizmet müşteri memnuniyeti olarak, pazardaki payda artış olarak, kuruma duyulan güven olarak örgüte döner ve örgütün girdi maliyetlerinde önemli bir azalışı beraberinde getirir. Bu durum, örgüte kâr olarak geri döner. Ürüne ve hizmete duyulan güven beraberinde kuruma

güveni de getirecektir. Toplumda güven sağlamış bir işletmenin ürün ve hizmet kalitesini bozmadan hatta daha da geliştirerek toplumdan, halkla ilişkiler yoluyla aldığı olumlu geri bildirimler örgütün kimliğini ve varlığını uzun yıllar boyu sürdürmesi anlamına gelecektir.