• Sonuç bulunamadı

A. Finansal Serbestleşmenin Anlamı ve Kapsamı

3. Serbestleşmede Sıra ve Süre Sorunu

Ekonomide piyasalar arasındaki sıkı etkileşim, serbestleşme programlarında sıra ve süre sorunlarını ön plana çıkarmaktadır. Piyasaların belirli bir sıralama içinde serbestleştirilmesi gereği, bütün piyasaların eşanlı olarak serbestleştirilemeyeceği ya da serbestleştirilmemesi gerektiği şeklindeki genel kabul görmüş bir düşünceden kaynaklanmaktadır. Yazında, serbestleştirilecek piyasaların öncelik sıralamasının doğru bir şekilde yapılmasının, serbestleşme politikalarının başarısı için oldukça önemli olduğuna ilişkin birçok görüş bulunmaktadır. Süre sorunu ise, serbestleşmenin hemen mi yoksa kademeli bir şekilde mi gerçekleştirilmesi gerektiği üzerinde durmaktadır. Yazında serbestleşmenin kademeli olarak gerçekleştirilmesine ilişkin bir görüş birliği bulunmaktadır14. 1980’li yıllarda Arjantin ve Şili gibi birçok GOÜ’de finansal serbestleşme deneyiminin krizle sonuçlanması üzerine, sorunun çeşitli serbestleşme ve reform önlemlerinin yanlış sıralanmasından ve zamansız yürürlüğe konulmasından kaynaklandığı öne sürülerek, finansal serbestleştirme için en doğru sıralamasının ne olması gerektiği konusu tartışılmaya başlanmıştır15.

Serbestleştirmenin sıralaması konusunda ilk kapsamlı analizi yapmış olan McKinnon, dış ticaret, yurtiçi finansal piyasalar ve mal piyasası üzerindeki denetimler kaldırıldıktan sonra sermaye hareketleri kısıtlamalarının gevşetilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Sermaye hareketleri kısıtlamalarının gevşetilmesi, ulusal paranın değerlenmesine yol açan sermaye girişlerini de beraberinde getirecektir. Ancak dış ticaretin serbestleştirilmesi, dış ticarete konu olan mal ve hizmet üreten sektörler için göreli fiyat koruması gerektirdiğinden, ulusal paranın

13

John Williamson ve Molly Mahar, Finansal Liberalizasyon Üzerine Bir İnceleme, Çev: Güven Delice, Liberte Yayınları, Ankara, 2002, s. 9-10.

14

Uygur, 1993, s.2.

15

Cem Somel, “Az Gelişmiş Ülkelerde Finans Politikaları”, Türkiye’de Kamu Maliyesi, Finansal Yapı ve Politikalar, Edt: Korkut Boratav ve Taner Berksoy, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1993, s.99.

değerlenmesi istenmemektedir. Ayrıca McKinnon mali açığın, dış ticaretin serbestleştirilmesinden önce giderilmesi gerektiğini belirtmektedir16.

Ancak dış ticaretin mi yoksa sermaye hareketlerinin mi daha önce serbestleştirilmesi gerektiği konusunda düşünce ayrılıkları bulunmaktadır. Bir görüşe göre, öncelikle sermaye hareketleri serbestleştirilirse, dış ticaretle uğraşan sektörler ortaya çıkan yeni denge kurlarına kendilerini baştan ayarlarlar. İkinci görüşe göre, dış ticaretin serbestleştirilmesinden bir süre sonra, dış ticaret ile uğraşan sektörler yeni rejime alışınca, sermaye hareketleri serbest bırakılmalıdır. Dış ticaretin serbestleştirilmesi reel sektörde zahmetli bir uyum ve yeniden yapılanma süreci gerektirdiğinden dolayı, sermaye hareketlerinden önce serbestleştirilmesinin daha uygun olacağı ileri sürülmektedir. Sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ise, başlangıçta ulusal paranın reel olarak aşırı değer kazanmasına yol açmaktadır. Ulusal paranın değerlendiği bir ortamda dış ticaret serbestleştirildiğinde, piyasa sinyalleri ihracatı azaltma ve ithalatı arttırma yönünde özendirici olmaktadır. Dış ticaretin sermaye hareketlerinden önce serbestleştirilmesini savunan görüş, dış rekabete ve şoklara dayanacak bir üretim-ihracat yapılanmasını gerçekleştirmeden, reel sektörün ulusal paranın aşırı değerlenmesinin etkisinde kalmasını sakıncalı görmektedir. Ayrıca sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ile birlikte, zor bir uyum dönemine giren reel sektörün, dışarıdan borçlanma olasılığı da artmaktadır17. Bu nedenle, genel olarak benimsenen görüşe göre, önce dış ticarette serbestleşmeye gidilmesi ve ülke parasında gerekli reel değer kaybı sağlanana dek sermaye hareketlerinin denetim altında tutulması gerekmektedir.

Krueger’e göre (1984) de, denetimlerin kaldırılmasına dış ticaret ile başlanmalı, tarımsal fiyatlar, emek piyasası ve yurtiçi finans piyasası ile sürdürülerek sermaye hareketleri ile sonuçlandırılmalıdır. Krueger’in bu sıralama önerisini Edwards’da (1984) onaylamaktadır18. 16 Uygur,1993, s.2. 17 Somel, s.99-100. 18 Uygur, 1993, s.2.

Geleneksel görüş, yurtiçi finansal sistem serbestleştirilmeden önce, reel sektör reformlarını tamamlama, ölçülü denetimin olduğu sağlam bir sistem geliştirme ve makroekonomik ortama istikrar kazandırmanın gerekli olduğunu öne sürmektedir. Bu temel oluşturulduktan sonra, piyasaya dayalı faiz oranlarının yürürlüğe konması ve krediler üzerindeki denetimlerin kaldırılması önerilmektedir. Birçok ekonomist sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesinin sürecin sonuna konulmasını önermektedir19. Eğer sermaye hareketleri, henüz yurtiçi finans piyasası baskı altında iken ve faiz oranları yapay olarak düşük bir düzeyde tutulmakta iken serbestleştirilirse, yurt dışına büyük miktarda sermaye çıkışı olacaktır. Bu nedenle, sermaye hareketlerinin, ancak yurtiçi finans piyasası serbestleştirildikten ve yurtiçi faiz oranları yükseltildikten sonra serbestleştirilmesi gerektiği, genelde benimsenen bir görüştür20. Sermaye hareketleri de kademeli olarak ve finansal reformların tamamlanmasının üzerinden yeterli bir süre geçtikten sonra serbestleştirilmelidir.

Birçok çalışmada serbestleştirmenin başarısında, sıralamadan çok politikaların güvenilirliğinin daha önemli bir rol oynadığı vurgulanmaktadır. Eğer politikalar güvenilir değilse, sadece serbestleşme başarısızlığa uğramayacak, aynı zamanda bir refah kaybı da söz konusu olacaktır. Serbestleştirmenin sırası ve güvenilirlik sorunları, makroekonomik dengesizlik durumunda oldukça karmaşık bir durum almaktadır. Bazı iktisatçılar, makroekonomik istikrar ve serbestleşme politikalarının eşanlı olarak yürütülebileceğini ileri sürerken, bazıları da istikrar politikalarına öncelik verilmesi gerektiğini ve ancak bu sorun çözüldükten sonra serbestleşmeye gidilebileceğini savunmaktadırlar. Bu tartışmanın temel nedeni ise, GOÜ’lerin 1980’li yıllarda ekonomik istikrarsızlık ortamında uygulamış oldukları iç ve dış finansal serbestleşme politikalarının finansal krizlere yol açmış olmasıdır21.

19

Williamson ve Mahar, s.47.

20

Ünal Çağlar, Döviz Kurlarının Belirlenmesi: Uluslararası Para Sistemi ve Ekonomik İstikrar, Alfa Yayınları, İstanbul, 2003, s.144.

21

Ömer Arasıl, Finansal Serbestleştirme ve Kamu Finansmanına İlişkin Sorunlar (Türkiye Deneyimi), Yayınlanmamış Çalışma, İzmir, 1995, s.13.