• Sonuç bulunamadı

Selmân-ı Sâvecî’nin Hayatı ve Eserleri 1 Selmân-ı Sâvecî’nin Hayatı

AHMEDÎ VE SELMÂN-I SÂVECÎ’NİN HAYATI VE ESERLERİ 2.1 Ahmedî’nin Hayatı ve Eserler

2.2. Selmân-ı Sâvecî’nin Hayatı ve Eserleri 1 Selmân-ı Sâvecî’nin Hayatı

Adı Hâce Cemâluddîn Selmân b. Alâuddîn Muhammed olup Selmân mahlasıyla Ģiirler yazdı. Tahran‟ın 125 km. güneybatısında yer alan Sâve Ģehrinde dünyaya geldi. Kaynaklarda Selmân‟ın doğum tarihiyle ilgili farklı bilgiler bulunmaktadır. ReĢid Yasemî, Ģairin çağdaĢlarının doğum ve ölüm tarihlerinden yola çıkarak 709/ 1309 yılında doğduğunu belirtir (Yâsimî, y.t.y: 9). Zebiullâh Safâ ve Tahsin Yazıcı da Selmân‟ın doğum tarihi konusunda Yasemî ile hemfikirdir (Safâ, 2005: 175; Yazıcı, 1980: 458-461). Ancak Edward G. Browne Ģairin doğum yılının 700/ 1300 olduğunu belirtmektedir (Browne, 1928: 261). Firâk-nâme adlı mesnevisindeki kayda göre Selmân‟ın doğum tarihi 709/1309 olmalıdır (Karaismailoğlu, 2009: 446; Emini, 1996: 4, 5).

Babası Alâuddîn Muhammed, Tebriz‟deki Ġlhanlılar‟ın sarayında maliye iĢlerinde görevliydi. Selmân ilk eğitimini babasından aldı. Babasının saygınlığı ve Ģöhreti sayesinde döneminin edebî bilgi ve kaynaklarına hakkıyla vakıf olma fırsatı oldu (Karaismailoğlu, 2009: 446; Emini, 1996: 5).

Selmân mahlasını kullanan Ģairin ilk hamisi güçlü vezir Giyâseddîn Muhammed b. ReĢîdüddîn Fazlullah olup Ģairin ünlü masnû kasidesi Bedâyiü’l-eshâr onun

hakkındadır. Ġlhanlı Hükümdarı Ebû Said Bahadır Han‟ın ve eĢi DilĢâd Hatun‟un dikkatini çeken genç Ģair, Ġlhanlı Devleti‟nin yıkılması üzerine 744/1343‟te Bağdat‟a gitti. Orada Celâyirli Devleti‟nin kurucusu ġeyh Hasan-ı Büzürg ve onunla evlenen DilĢâd Hatun‟un sarayında bulundu (Karaismailoğlu, 2009: 446). DilĢâd Hatun, çok cesur, bilgili ve hükümdarın çoğu iĢinde söz sahibi olduğu gibi, eĢi ġeyh Hasan-ı Büzürg üzerindeki etkisi de büyüktü. Bu nedenle Selmân‟ı himaye etmesi zor olmadı. Bu durum Selmân‟ın hayatını büyük oranda kolaylaĢtırdı. Kasidelerinde hükümdarı överken DilĢâd Hatun ve kızına da yer vermeyi unutmadı (Yâsimî, y.t.y: 12). Sarayda, melikü‟Ģ-Ģu‟arâ makamına kadar ulaĢtı. Selmân, aynı zamanda hükümdarın oğlu Üveys‟in eğitimiyle de meĢgul oldu (Emini, 1996: 6, 7; Karaismailoğlu, 2009: 446).

ġair, ġeyh Hasan-ı Büzürg ve DilĢâd Hatun‟un vefatlarından sonra Sultan I. Üveys‟in sarayında daha iyi bir konuma geldi. Bu dönemde Nâsır-ı Buhârî, Ġbn Yemîn-i Tuğrâî, Ubeyd-i Zâkânî ve Hâfız-ı ġîrâzî gibi devrin ünlü Ģairleriyle görüĢtü. Sultanla birlikte yaz aylarında Tebriz‟de, kıĢ aylarında ise Bağdat‟ta bulunuyordu (Karaismailoğlu, 2009: 446).

Selmân, Celâyirli hükümdarlar dıĢında onların husumeti olan Muzafferîler hanedanından ġah ġücâ‟ya da methiyeler yazdı. Üveys‟in vefatının (776/1374) ardından onun yerine geçen oğlu Sultan Hüseyin, Muzafferîler hanedanından ġah ġücâ için yazdığı methiye yüzünden Selmân‟a yeterince ilgi göstermedi. ġair, yaĢının ilerlemiĢ olmasıyla birlikte, sıtma, göz ve ayak ağrıları gibi hastalıklara yakalandığı için inzivaya çekildi. Bu nedenle hayatının son dönemlerini yalnızlık ve yoksulluk içinde geçirdi. 12 Safer 778/1 Temmuz 1376 tarihinde vefat etti (Emini, 1996: 7-14).

Abdurrahmân Câmî, Bahâristân‟da fasih bir Ģair, beliğ bir Ģiir söyleyicisi olduğunu belirtir. Ġbarelerindeki akıcılık ve kinayelerindeki dikkatin benzersiz olduğunu söyler (Karaismailoğlu, 2004: 116). DevletĢah ise tezkiresinde, Selmân‟ın Ģiirde devrinin önde gelen Ģairlerinden, faziletli bir kiĢi olduğunu belirtir (Çev. Lugal, 1977: 312).

Kasidelerini akıcı bir dille yazan Selmân, Menûçihrî, Senâî, Evhadüddîn-i Enverî, Hâkânî-i ġirvânî ve bilhassa Zahîr-i Fâryâbî ile Kemâleddîn-i Ġsfahânî gibi Ģairleri örnek almıĢtır. Ancak lafız ve mana açısından kendi Ģiirine özellikler kazandırmıĢtır.

Ayrıca Selmân‟ın kasideleri Browne‟a göre, tarihî birer kaynaktır. Çünkü Ģair kasidelerinde önemli tarihî olaylara yer vermiĢtir (Browne, 1928: 264). Selmân, gazelde de baĢarılı bir Ģairdir. ÂĢıkâne ve ârifâne düĢünceleri bir araya getirmiĢtir (Safâ, 2005: 178). Sa‟dî-i ġîrâzî ve Mevlânâ Celaleddîn-i Rûmî‟nin takipçisidir (Karaismailoğlu, 2009: 446, 447). Ayrıca Ģairin gazellerinde, Hâfız‟ın etkisi de büyüktür. Her iki Ģairin pek çok Ģiirinde vezin, kafiye ve mazmunların aynı olduğu göze çarpar. Selmân‟ın terciî ve terkîb-i bendlerinde Sâdî‟nin, az sayıdaki rubâilarinde ise Hayyâm‟ın etkisi görülmektedir (Emini, 1996: 10).

Selmân, dünya iĢlerinde canlılara zarar vermemeyi ve eziyet etmemeyi ahlâkî bir değer olarak görmektedir. Ġnsanlarla uğraĢmak yerine yalnızlığı tavsiye etmektedir. Ona göre, fikrin ve ruhun huzuru yalnız kalarak sağlanabilirdi. Dünya iĢleri, ömrü ziyan etmekten öteye geçemezdi (Emini, 1996: 13; Yâsimî, y.t.y.: 40-43).

2.2.2. Selmân-ı Sâvecî’nin Eserleri 2.2.2.1. Dîvân

Selmân‟ın Dîvân‟ı, kaside, gazel, terci-i bend ve terkîb-i bend, sâkî-nâme, kıta ve rubailerden oluĢmaktadır. Kasidelerinin pek azında Ġlhanlı hanedanına mensup kimseler ile vezirleri ve Muzaferîler‟den ġah ġücâ methedilmektedir. Diğer kasidelerini ise hizmetinde bulunduğu Celâyirli hükümdarı Hasan-ı Büzürg, eĢi DilĢâd Hatun ile çocukları için kaleme almıĢtır. Ayrıca Dîvân‟ında mersiyeler de yer akmaktadır (Yazıcı, 1980: 459).

Kasideler Dîvân‟ın büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Özellikle yaĢadığı devrin tarihi için önemli olan bu kasidelerde Ģair, genellikle önce maĢuktan bahsedip sonra memduha geçmek geleneğinin tersine, teĢbib ve tegâzülde her ikisini birleĢtirmek suretiyle bir yenilik yapmıĢtır (Yazıcı, 1980: 460).

ġairin Sâkî-nâme’si de bu Divân‟ın içerisinde yer almaktadır. Bu Sâkî-nâme, büyük olasılıkla Ġran edebiyatında bir dîvân içinde yer alan ilk sâkî-nâmedir (Yazıcı, 1980: 460).

Bu eserden önceki bölümde ayrıntılı bir Ģekilde bahsedilmiĢtir.

2.2.2.3. Firâk-nâme

Selmân, Firâk-nâme adlı mesnevisinde tarihî bir olayı ele almaktadır. Sultan Üveys, çok sevdiği dostu BayramĢah‟ın ölümü üzerine duyduğu acıyı dile getirecek bir eseri Selmân‟dan yazmasını ister. Selmân da bunun üzerine Firâk-nâme adlı eseri yazar. Eserde, Sultan Üveys ile Hace Mercan‟ın oğlu BayramĢah arasındaki muhabbeti dile getirerek BayramĢah‟ın Gilan‟da ölümüyle birlikte her ikisi arasındaki ayrılığı anlatır. Mütekârib vezninde kaleme alınan eser 1000 beyit civarındadır (Yaylalı; 2017: 205; Yazıcı, 1980: 460).

Selmân, eserinde edebî sanatlara özellikle teĢbih ve istiare sanatına yer vermiĢ ve adeta bu sanatlarla bir ressam gibi hikâyeyi resmetmiĢtir. Firâk-nâme, Nizâmî‟nin

3.

BÖLÜM

MESNEVİLERİN DIŞ YAPISI