• Sonuç bulunamadı

MESNEVİLERİN DIŞ YAPISI 3.1 Nazım Şekl

4.2. Bakış Açısı ve Anlatıcı

4.3.2. Yardımcı Kahramanlar

4.3.2.1. Fagfûr / Şapûr

Çin ülkesinin padiĢahı ve CemĢîd‟in babasıdır. Zenginliği adâleti ve oğluna olan sevgsi ile okuyucunun karĢısına çıkmaktadır. Bu yardımcı karakter, Ahmedî‟nin eserinde baĢtan sona kadar Fagfûr olarak anılırken Selmân‟ın eserinde Ġran ġapûr‟u olarak tanıtılır. Fakat bu eserde, Fagfûr olarak da anıldığı görülmektedir. Ahmedî‟nin eserinde, Fagfûr‟un oğlunu aĢk derdinden kurtarmak için ülkenin bütün hekimlerini oğlunu iyileĢtirmek için çağırmasına Selmân‟ın eserinde rastlanmamaktadır.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Ne tenhā pādişāh-ı mülk-i Çįn būd Hezārān çįn-eş ender-āstįn būd Be Çįn-eş ħ˘āndendį Şāh Faġfūr Velį der-aśl nām-eş būd Şāpūr Zi-ferzendān şehinşeh yek peser dāşt

Ki ez-cān-ı Ǿazįz-eş dūst-ter dāşt (221-223) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Bu sözleri Hümāyūn ile Faġfūr İşidüp gitdiler ĥayrān u rencūr Eŧibbā kim var idi ol yörede Getürdiler ķamusın bir arada Ǿİlāc eylediler aña ki sevdā Başından gide vü olmaya şeydā Niçe kim itdiler dürlü Ǿilācı

4.3.2.2. Hümayûn

Çin Fagfûr‟unun eĢi ve CemĢîd‟in annesidir. Ġncelenen her iki mesnevide de Hümayûn bir annenin sahip olabileceği duygu ve düĢüncelere sahiptir. Oğlunu bütün kalbiyle seven ve onun için endiĢelenen bir karakter olarak okuyucunun karĢısına çıkmaktadır. Selmân‟ın ve Ahmedî‟nin mesnevisinde aĢk derdiyle periĢan olan oğluna çareler arar ve üzüntüsünden periĢan olur. CemĢîd‟in Çin ülkesinden ayrılıp Rum diyarına gitmesiyle birlikte hasta olur ve çok zayıflar. Fakat mesnevinin sonunda oğlunun HurĢîd ile birlikte Çin‟e dönmesi Hümayûn‟u yeniden hayata bağlamıĢtır.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Hümāyūn rā çü bāz āmed be-ten hūş Girift ān serv-i sįmįn rā der-āġūş

Çü cān-ı nāzenįneş dāşt der-ber Hezāreş būse zed ber pāy u ber ser

Melik der-dest ü pāy-ı māder üftād Sirişk-i āteşįn ez-dįde be-g(ü)şād

Çü ez-māder cüdā şod Şāh Cemşįd Hümāyūn reft sūy-ı mehd Ħūrşįd

Hümāyūn dįd Ǿömrį der Ǿamārį

Çü der-zerrįn śadef-i dürr der-ārį (3023-3027) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Hümāyūn did’oġul olınca rencūr Yig oldur kim gözümüzden ola dūr Bizüpdür ol bu cān ile cihāndan

Diler kim öle vü ḳurtıla cāndan Egerçi Ǿömr durur cām-ı gevher

Şikeste yig çün andan ḳan içer (1147-1149) 4.3.2.3. Kayser

Rum ülkesinin hükümdarı ve HurĢîd‟in babasıdır. Sayısız askere, güzel bir saraya, kıymetli eĢyalara, sayısız hazineye sahip, son derece âdil, anlayıĢlı, ileri görüĢlü ve cömert bir hükümdardır. Ġçki meslislerini ve eğlenceyi sever. Kayser, bir hükümdarın taĢıyabileceği bütün özellikleri taĢımaktadır. Her iki mesnevide de, kızına eĢ olacak kiĢinin hünerli olması gerektiğini belirtir. Bu neden ġâdî‟nin Rum‟a geliĢiyle birlikte sürekli CemĢîd ve ġâdî arasında bir mukayese yapar. Fakat Kayser‟in gönlü CemĢîd‟ten yanadır. Bu nedenle eserlerin ikisinde de CemĢîd‟e karĢı hep cömert davranmıĢ ve onu kendisine vezir yapmıĢtır. ġâdî‟nin de kızıyla evlenmesini istemediği için yerine getirilemeyecek kadar zor Ģartlar sunmaktadır. Her iki mesnevide de bir amacı gerçekleĢtirmek için kullanılan araç niteliğinde bir karakter olarak okuyucunun karĢısına çıkmaktadır.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Ez-įn ħūbān ki men dįdem be-her būm Ne-dįdem miŝl-i duħt-i Ķayśer-i Rūm Meh ez-şerm-i ruħ-ı ū der-niķāb-est Miyān-ı māh-rūyān āfitāb-est (466-467) Revān ān kārvān kişver-be-kişver Resįd ān geh be-dārü’l-mülk-i Ķayśer Ħaber āmed ki āmed kārvānį

Ki peydā nįst-eş ķaŧǾā kerānį

Hemį-āmed ħurūş u nāle-i zeng (969-971) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Melik bāzārgānuñ ṣūretine Girüben vardı Şeh Ķayśer ķatına Ĥarįr ü laǾl ü yāķut-ı Bedeħşān Daħı pįrūze vü lüǿlüǿ-i ǾUmmān İletdi armaġan u Şāh Ķayśer

Anuñ içün ķodurdı kürsį-i zer (1792-1794) 4.3.2.4. Efser

HurĢîd‟in annesi ve Rum Kayser‟inin eĢidir. Kayser‟in hazinedarı olup devlet iĢlerinde söz sahibi olan akıllı bir kadındır. Efser ile birlikte eserdeki namus vurgusu ön plana çıkmaktadır. Kızının namusuna söz gelmemesi için ve çıkacak bir dedikoduyu önelemek adına her ne kadar üzülse de HurĢîd‟i bir kaleye kapatmaya karar verir ve onun bir süre CemĢîd ile görüĢmesini engellemiĢ olur. Her iki mesnevide Efser‟in altın, para ve güce olan düĢkünlüğüne de özellikle vurgu yapılmaktadır.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Be-kūhį der-ĥiśārį dāşt Efser Ki bā-gerdūn-ı gerdān būd hemser Be tįġ-i kūh-ı ħod meh rā şüħūde Beyābān cūş-ı māhį ber-güşūde Keşān Ħūrşįd rā bā-ħ˘įşten bord

Be-lālāyį dü se şebreng be-s(ü)pürd (1748-1749) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Bilindi kim nedür bāzār-ı Ħurşįd Nicesi gizleneydi kār-ı Ħurşįd Anası var id’anuñ adı Efser Ħazįne-dār u hem ħatun-ı Ķayśer Bu işden eylediler anı āgāh Yüregin’od düşüben eyledi āh Ki Ħurşįd’i dilerem nāgehānį Sevüpdür cān ile bāzārgānı Çü aña Ǿarż olındı bu ķıśśa İçi ŧoldı ķamu derd ile ġuśśa İçini lāle bigi yaķdı ġayret

Perįşān itd’anı gül gibi ĥayret (2713-2718) 4.3.2.5. Mihrâb

Selmân‟ın ve Ahmedî‟nin mesnevisinde merkezi kahramanlardan sonra adı en çok geçen karakter Mihrâb‟tır. Her iki eserde de bilge, akıllı, birçok ülkeyi gezen bir tacir ve hünerli bir ressam olarak okuyucuya tanıtılmaktadır. Bu ressamlık yeteneği sayesinde gezdiği birçok ülkedeki güzellerin resmini yapmıĢtır. CemĢîd, rüyasında güzel bir kız görüp âĢık olduğunu Mihrâb‟a anlatınca bu güzelin daha önce resmini yaptığı Rum Kayser‟inin kızı HurĢîd olduğunu belirtmektedir. Mesnevinin baĢından sonuna kadar CemĢîd‟in yanından ayrılmaz. ġehzâde için önemli bir yol arkadaĢı, sırdaĢ, dert ortağı, sadık bir dost ve rehberdir.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Bedān śūret derūn-eş meyl fermūd Be-şod Mihrāb u pįş āverd u be-g(ü)şūd

Nažar çün ber-cemāl-i śūret endāħt Hemān dem śūret-i nā-dįde be-ş(i)nāħt Melik Cemşįd naķş-ı yār-ı ħod yāft Nigārįn śūret-i dildār-ı ħod yāft Revān der-pāy-ı ān śūret der-üftād Besį ber-dest ü pāy-eş būsehā dād K’ez įn beh śūret-i zįbā ki ārāst Çünān kārį ħod ez-dest-i ki ber-ħ˘āst Tu Ħıżr-ı çeşme-i ĥayvān-ı māǿį Beşįr-i külbe-i aĥzān-ı māǿį (500-505) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

İçi pür-mihr idi vü adı Mihrāb Güneş yüzlülerüñ ķaş’aña miĥrāb Melik Cemşįd çün bulmadı çāre Ķ’oñula aña Ǿışķ urduġı yāre Oķıdı bir gice ķatına anı Ki śora her yirüñ nedür nişānı Ki ŧolıdur yirüñ yüzi ġarāyib Hem envāǾ-ı bedāyiǾle Ǿacāyib Didi iy kim cihānı geşt itdüñ Bu bütlerden kimi gördüñ işitdüñ Kim olabile ol ķıblegeh-i cān

Ne sürmeyle eyledüñ gözüñi rūşen Ne yüzle eyledüñ cānuñı gül-şen İdüben lafžını naķķāş-ı rengįn

MaǾānįsin sözüñ eyledi şįrįn (889- 896) 4.3.2.6. Şâdî

ġam ülkesinin Ģehzâdesi, padiĢah Mihrâc‟ın oğlu ve CemĢîd‟in rakibi olarak okuyucunun karĢısına çıkan karĢıt bir gücü temsil eder. Kayser, ġâdî‟nin Rum diyarına gelmesiyle birlikte onun davranıĢlarını değerlendirmeye baĢlar ve onu daima CemĢîd ile karĢılaĢtırır. Nitekim Rum ve ġam savaĢında CemĢîd‟in galibiyeti üzerine de bu durumu Efser ve HurĢîd‟e övünerek anlatır. ġâdî, her iki mesnevide de olay örgüsü içinde Rum ve ġam arasında yapılan savaĢta, meydan oynadıkları ve Efser ile HurĢîd‟in köĢkten izledikleri gûy u çevgan oyununda, Kayser‟in sarayındaki içki meclisinde okuyucunun karĢısına çıkmaktadır.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Be-ŧıflį nām kerde­est ān gül­endām Be-Şādį Şāhpūr ħüsrev-i Şām Merā emrūz Ķāyśer müjdeyį dād

Ki ferdā mį­resed ez-rāh dāmād (2270-2271) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Melik çün gördi Şādį’nüñ yüzini Unutdı ġayretinden kendözüni (3464) Anı Şādį’ye ķarşu içdi rūşen

Yüzi pür-ħande ol resme ki gül-şen Yoġ idi Şāh Şādį’nüñ mecāli

Alup içmedi ol cām-ı celāli (3508-3509) Ŧopı çevgān’urup Şādį’den aldı

Anuñ ardınca Şādį atı śaldı (3609) 4.3.2.7. Mihrâc

Her iki mesnevinin de rakip karakteri olarak okuyucunun karĢısına çıkan ġâdî‟nin babası ve ġam ülkesinin padiĢahıdır. Bu yardımcı karakter iki mesnevide de sadece ġam ve Rum ordusunun yaptığı savaĢta ortaya çıkmaktadır. Eserlerde, on sekiz oğlu olduğu, ordusu, toprağı ve haddinden fazla hazinesi olduğu belirtilmektedir.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Ser-i Mihrāc şod zi-endįşe ħįre Şodeş ber-dįde mülk-i Şām-ı tįre Melik Mihrāc rā hejde peser būd

Sipāh u mülk ü genc ez-ĥad be der-būd (2774-2775) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Virüben genc ü māl u sįm ü hem zer Melik Mihrāc düzdi ulu leşger Ki yoġ idi anuñ ĥadd ü kerānı

Düşerdi ķorķuya kim görse anı (4065-4066) 4.3.2.8. Ketâyûn

HurĢîd‟in dadısı, sırdaĢı, dert ortağı ve rehberidir. Olayların akıĢına dorudan bir katkısı olmayan sadece ihtiyaç duyulduğu anda ortaya çıkan bir yardımcı karakterdir. Her iki mesnevide de, HurĢîd‟e öğütlerde ve tavsiyelerde bulunurken okuyucunun karĢısına çıkmaktadır. Ayrıca Ahmedî‟nin eserinde Ketâyûn‟un ileri görüĢlü biri olduğu özellikle vurgulanmaktadır.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Ketāyūn nām ān meh dāyeyį dāşt Ki ez-her dānişį pįrāyeyį dāşt Firistādeş be-resm-i Ǿöźr-ħˇāhį

Be-pūşįdeş be-ħilǾathā-yi şāhį (1155-1156) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Ketāyūn dāyesin oķıtdı Ħurşįd Did’aña her neyise ĥāl-i Cemşįd Ķamu rāzın idüben āşikāra Döyemez Ǿışķ odına seng ü ħāra Çü olmış idi dāye aña dem-sāz Revā görmedi k’andan gizleye rāz Ketāyūn didi kim i yüzi gül-şen Ne kim didüñse oldı baña rūşen Kināyetle ne kim didüñse taśrįĥ

Ķatumd’olup durur mecmūǾ tavżįĥ (2464-2468) 4.3.2.9. Hurizâd / Cevrzâd

Periler sultanı olup güzeller güzeli olduğu ve mesnevi boyunca hep yardımsever ve iyi özellikleri ile okuyucunun karĢısına çıktığı görülmektedir. Hurizâd‟ın kendisinin güzelliği ve sarayının sarayının ihtiĢamı her iki mesnevinin de öne çıkan tasvirlerindendir. Mesnevinin merkezi kahramanı CemĢîd ile bir kez karĢılaĢmasına rağmen Ģehzâde Rum diyarına varana kadar ona zor durumda kaldığı zaman yardımcı olan etkili bir karakterdir. CemĢîd‟e baĢı derde düĢtüğü zaman kendisiyle haberleĢmesini kolaylaĢtırması için üç saç teli ve mücevher verir. Ahmedî‟nin eserinin olay örgüsünde bu saç tellerinden iki tanesi Ģehzâde tarafından kullanılırken

Selmân‟ın eserinde Hurizâd‟ın verdiği saç tellerinden sadece birinin kullanıldığı yani periler sultanının merkezi kahraman CemĢîd‟e bir kez yardım ettiği dikkat çekmektedir. Ayrıca CemĢîd‟i Rum yolculuğu sırasında karĢılaĢacağı güçlüklere karĢı uyaran Mihrâb‟tan sonraki ikinci kiĢidir. Selmân‟ın eserinde ilk olarak okuyucuya Cevrzâd olarak tanıtılır. Ancak mesnevinin ilerleyen kısımlarında Hurizâd olarak anıldığı da görülmektedir. Ahmedî‟nin eserinde ise periler sultanı baĢtan sona kadar Hurizâd olarak anılır.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Şehinşāh-eş zenį bā-Ǿadl ü dād-est Perį-rūy-est ü nām-eş Cevrzād-est (642) ǾAzįmet rā Melik bā-Nāzperverd

ǾAzįmet cezm ber-ħ˘ān-ı perį kerd Serāyį yāft çün eyvān-ı mįnū Perį-eş bānį vü ħūrşįd bānū MuraśśaǾ ħāneyį çün çarħ-ı aħżer

Der-ū ħıştį zi-nuķre ħıştį ez-zer (684-686) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Adıdur Ĥūrizād anuñ cemāli

Ki ayuñdur meĥāķı gün zevāli (1245) Oradan Ĥūrizād eyvāna vardı

Śanasın serv idi būstāna vardı Didi kim bu degüldür āb u gilden

Ahmedî‟nin eserinde Hurizâd, Selmân‟ın mesnevisinde de Cevrzâd ya da Hurizâd olarak anılan periler sultanının yardımcısıdır. Etkileyici konuĢması ve anlattığı güzel hikâyelerle okuyucunun karĢısına çıkmaktadır. Ayrıca her iki eserde de Nazperverd, CemĢîd‟e Hurizâd gibi bir periyi bırakıp HurĢîd‟in peĢinden gittiği için sitem etmektedir. Hurizâd‟ın emirlerini yerine getiren bir karakter olup gerektiğinde ortaya çıkarak kimi zaman CemĢîd ve Hurizâd arasında bir aracı kimi zaman da Hurizâd‟ın emriyle CemĢîd‟in zor durumunda yanına koĢan bir yardımcı olduğu görülmektedir. Ancak iki eserde merkezi kahramana yardım etme Ģekli aynı değildir. Ahmedî‟nin mesnevisinde, CemĢîd deniz kazasından sonra ıssız ormanda yalnız kalınca Hurizâd‟ın verdiği saç tellerinden birini yakar ve hemen o sırada yardımına Nazperverd gelir. Ardından Ģehzâdeyi o ormandan kurtararak Rum‟a giden yola kadar götürür. Ancak Selmân‟ın eserinde, Nazperverd CemĢîd‟e yardım için geldiğinde birlikte yürüyerek deniz kenarına kadar gelirler. Orada Nazperverd, Cem‟i Burak gibi hızlı bir ata bindirip ardı sıra deniz üstünde uçurur. Koca denizi bir saat içinde geçerler ve Rum sınırına ulaĢırlar. Nazperverd, buradan sonra CemĢîd‟e yoluna yaya olarak devam etmesini tavsiye eder. Ahmedî‟nin eserin de bu yardımcı karakterin adı on bir kez anılmıĢ olup Selmân‟ın mesnevisinde ise adı altı kez geçmektedir.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Enįsį dāşt nām-eş Nāzperverd

Ki mį-kerd ez-leŧāfet nāz ber-verd (668) Zi-peykān āteşį der-dem ber-efrūħt Ber-āteş Ǿanberįn mūy-ı perį sūħt Hemān dem geşt peydā Nāzperverd

Be-pįş-i Cem selām-ı Bānū āverd (908-909) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Vezįri vardı anuñ Nāzperverd

Oradan Nāzperverd anı aldı Bir ulu yola iletdi vü śaldı (1764) Ol üç tilüñ birisin oda śaldı Ki dermānını derdüñ anda buldı Perį-peyker ķoķudan bildi kim şāh Olupdur ħaste vü bį-mār u güm-rāh Didi ol Nāzperverd’e ki varġıl Nedür Cemşįd aĥvālini görgil Hemān-dem hāżır oldı Nāzperverd Didi kim nicedür hāl u ġam u derd N’olaydı Ĥūrizād’ı ger alayduñ

Perįlere tamāmį şāh olayduñ (1748-1752) 4.3.2.11. Hâcib

Her iki mesnevide de Hâcib adlı kiĢi Rum diyarına ulaĢan Melik CemĢîd‟e zor durumdayken yardımcı olan bir karakter olarak okuyucunun karĢısına çıkmaktadır. Fakat Ahmedî ve Selmân‟ın mesnevilerinde Hâcib ile ilgili birtakım farklılıklar mevcuttur. Bu farklılıklardan biri Selmân‟ın eserine göre Hâcib, CemĢîd‟in veziridir ve mesnevide adı altı kez geçmektedir. Ahmedî‟nin eserine göre ise Fagfûr‟un veziridir ve mesnevide adı dört kez geçmektedir. Bu karakterin her iki mesnevide geçtiği bölümler Ģu Ģekildedir;

Selmân‟ın Mesnevisinde;

CemĢîd gece yorgun bir Ģekilde ıssız bir Ģehre ulaĢır. Onun Hâcib adında bir veziri vardır. Vardığı Ģehirde Hâcib‟e benzettiği bir adamın yanına varır. Yorgun olduğunu söyler ve baĢından geçenleri anlatır. Hâcib, baĢından geçenleri duyunca bu kiĢinin

CemĢîd‟e çok benzediğini düĢünür. Onu kervansaraya davet eder. Birbirlerinin yüzünü mum ıĢığında görünce tanırlar. Böylece Cem, adamlarına kavuĢur. Eğlence meclisi düzenleyip eğlenirler.

Ġulāmį dāşt nām-eş Ħāś Ĥācib Ki būdį şāh rā peyveste ĥācib Melik der-rāh dįdeş ĥācib-āsā

Siyeh pūşįde vü ħam kerde bālā (944-945) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

CemĢîd, yaralanmıĢ ayaklarıyla Rum diyarına doğru ilerler ve Kayser‟in sarayına ulaĢır. Vardığı yerde CemĢîd‟in tanıdığı kimse yoktur. Fakat adı Hâcib olan Fagfûr‟un yardımcısı karĢısına çıkar, onu sarayına götürür ve ağırlar. Sabah olunca Çin‟den bir kervan geldiğinin haberi Cem‟e ulaĢır. Bunlar Ģehzadenin adamlarıdır. Hâcib ve Ģehzade onları karĢılar. Adamlarına kavuĢan CemĢîd, Hâcib‟e çok hazine verir. Oradaki yoksullara bağıĢlar yapar, tüccar kılığına girerek Kayser‟in huzuruna çıkar ve ona hediyeler sunar

İrişdi bir kişiye adı Ĥācib Ki Faġfür itmiş idi anı ĥācib Ol iki bir birine kim irişdi Bunuñla ol anuñla bu görişdi Alup şāhı sarāyına iletdi

Bu ĥālin şerĥ itdi ol işitdi (1773-1775) 4.3.2.12. Sührâb

Ahmedî‟nin ve Selmân‟ın mesnevisinde Kayser‟in erkek kardeĢi olarak Rum ve ġam ordusunun savaĢında okuyucunun karĢısına çıkmaktadır. Her iki eserde de genç ve yiğit bir pehlivan olduğu ve Rum ordusunun sağ kanadını idare ettiği

belirtilmektedir. Selmân‟ın mesnevsisinde adı dört kez zikredilirken Ahmedî‟nin mesnevisinde adı iki kez zikredilmiĢtir.

Selmân‟ın Mesnevisinde;

Zi-leşker dest-i çep Mihrāb rā dād Diger cānib Melik Sührāb rā dād Ki bud Sührāb Ķayśer rā birāder

Cevānį pehlevānį bud dilāver (2800-2801) Zi-dest-i rāst çün ez-kūh seyl-āb

Revān ber-ķalb-i şādį rįħt Sührāb (2803) Zi yek sū rayet-i Mihrāb şod pest

Ǿİnān ber-tāft ber-Sührāb peyvest (2806) Ahmedî‟nin Mesnevisinde;

Śavaşda meysere Mihrāb’uñ idi Nite kim meymene Sührāb’uñ idi Ki Sührāb idi Ķayśer’le bürāder

Cevān ü pehlevān idi dil-āver (4080-4081)