(M. Fahrettin Kırzıoğlu, Yukarı-Kür ve Çoruk Boylarında Kıpçaklar, Ankara, 1992, s.284.)
4.2.3. Alparslan Devri Selçukluların Kafkasya’ya Yönelik Askeri ve Siyasi Faaliyetleri
Büyük Selçuklu imparatorluğu, İran’da daha önce kurulmuş olan diğer devletler de olduğu gibi, doğu savunma, batı hücum ve fetih siyaseti takip ediyordu. Zaten Selçuklu sultanlarının tarih sahnesine çıktıkları ilk günden itibaren, batıya yönelmeleri ve devletin geleceğini batıda görmeleri, bu itibarla devletin yönünü batıya çevirmiştir.
94 Osman Turan, a.g.e, s.114. 95 Yaşar Bedirhan, a.g.e, s.151.
Tuğrul Bey ve diğer Selçuklu şefleri daha Horasan bölgesine inmeden amcaları Arslan (İsrail) Yabgu’nun aksine faaliyetlerini batıya yöneltmişler ve ileride kuracakları devletin temellerini batıda atacaklarının bilinciyle bir strateji belirlemişlerdi. Bununla Alp Arslan’ın esas itibariyle amcası Tuğrul Bey ve diğer Selçuklu sultanlarının takip ettiği batı siyasetine devam etmek istediğini ve yönünü batıya döndüğünü söylemek mümkündür96
. 1018 yılında Çağrı Bey’in komutası altında yapılan ilk Kafkasya seferi ve Anadolu’nun doğu bölgesine gerçekleştirilen akınlar, Sultan Tuğrul Bey zamanının da kapsamlı bir fetih politikasına dönüşmüş, Kafkasya’nın önemli mıntıkaları ve kilit noktaları ele geçirilmeye çalışılmış ancak bölgede bulunan Bizans’a bağlı mahalli hanedanlıkların şiddetli savunmaları karşısında yıpratma hareketlerinden ileriye gidilememiştir. Bundan sonra asıl mücadele Sultan Alp Arslan zamanında başlayacaktır. Arran ve Azerbaycan bölgesindeki Bizans’a bağlı Ermeni, Gürcü ve Abhaz krallıklarının ezilmesinden sonra, Tiflis, Anı, Kars gibi önemli stratejik mevkiiler ele geçirilecektir. Öyle ki, Bizans çağında “Anadolu’nun Doğu Kilidi”97
sayılan ve ana göçlerle istilalar yolu üzerinde bir kapı olan bölgenin fethiyle Kafkasya tamamen Türk hâkimiyeti altına alınmakla kalmayacak, ileride Anadolu’ya yapılacak olan akınlara da yol açılmış olunacaktır. Nihayet, böylesine sistemli ve planlı, programlı olarak başlatılan ve fakat aralıksız, yıllarca devam eden akınların tek gayesi Kafkasya’yı Bizans’tan koparmak ve onu Türk yurdu haline getirerek asıl hedef olan Anadolu ve Bizans topraklarının fethinde üs olarak kullanmaktı98
. 1062’de Tuğrul Bey’in vefatı üzerine yerine geçen Alparslan99, Gürcü beldelerinin isyan ve azgınlık içinde olduğunun
bildirilmesi üzerine Gürcistan seferine çıktı.1064’de başlayan bu sefere “Rum Gazası” denilmektedir100.
4.2.3.1. Alparslan’ın Birinci Kafkasya Seferi (1064)
Alp Arslan 1064 Şubatında “Rum gazası” amacıyla ordusu ile birlikte, Rey’den Azerbaycan’a hareket etti. “Merend” şehrine gelince kalabalık aşireti ile sık sık, Rum’a gaza eden ve cihada alışmış bulunan Tuğ-tekin isminde bir Türkmen beyi, sultanın huzuruna çıktı; gaza ve yollar hakkında ordusuna bilgiler verdi ve sultan ile birlikte
96 a.g.e, s.151.
97 Zeki Atçeken- Yaşar Bedirhan, Malazgirt’ten Vatana Anadolu Selçuklu Devleti, Konya, 2004, s.49; Bkz. A. Komnena Alexıad, Malazgirt’in Sonrası, (Çev. B. Umar), İstanbul, 1996, s.118.
98
Yaşar Bedirhan, a.g.e, s.154-155.
99 Şerif Baştav, Makaleler, C.III, Ankara, 2006, s.255-270; Şerif Baştav, “Alp Arslan ve Romen Diyojen”, Türk Kültürü, S.34, (Ağustos 1965), s.70-79.
sefere çıktı. Nahcivan’a geldikten sonra inşa eylediği gemiler ile Aras nehrinden geçirdi101
.
Alp Arslan, Melik-şah’ı ve vezirini Nahcivan’da bıraktıktan sonra Gürcistan’a girdi; Kangarni, Kartlı ve Javakhet (Tiflis-Çoruh arası) bölgelerini süratle istila ile birçok kale ve şehirleri fethetti. Ahalkelek üzerine yürürken Melikşah ve Nizamülmülk de kendisine yetişti. Sultan, veliaht yapmak istediği Melikşah’ın fetihleri müjdesine çok sevindi. Kalenin önünde 1064 Haziranında ordugâh kuran Alp Arslan şiddetli hücumlar ile kaleyi aldı. Lori (Taşir) kralı David, oğlu Giorgi’ye haber göndererek onu huzuruna getirtti; kızını ve yıllık vergi vermek sureti ile onu tabiiyetine aldı. Sultanın ihsanlarına kavuşan kral memleketine döndü. İranlıların Sapid-sahr ve Türklerin Ak-şehir adı Gürcüce Ahalkelek’in bir tercümesidir. İslam halifeleri bu kale ile Kars arasında bulunan Lori bölgesi halkının İslamiyeti kabul ettiğini söylemişlerdir102
.
Abhaz kralı Bagrat hiç görünmeden Kafkas dağlarına kaçtı. Alp Arslan Ahalkelek fethinden sonra Bagrat (Pakrat) krallarının merkezi olan Ani üzerine yürüdü. Türk akınlarının başlaması dolayısıyla Bizans imparatorluğu, şarka doğru genişleme siyasetine devam ile 1045 senesinde bu müstahkem hudut şehrini almış idi. Arpa-çayı (Ahurian) üzerinde bulunan nüfusu, kilise ve manastırları hakkında İslam ve Ermeni kaynakları abartılı rakamlar vermiştir. Kutalmış’ın Kars fethinden sonra yakınlarına kadar geldiği bu şehri kuşatan Alp Arslan surlarla uğraştı. İnşa ettiği ahşap bir kuleye yerleştirdiği mancınıklar ile surları dövmeye başladı. Nihayet yarılan surlardan geçerek, 16 Ağustos 1064’te Anadolu’nun bu müstahkem kapısını açtı. Kiliseler yerine cami inşa etti.103 Ani şehri bir müddet sonra Şaddadî emiri Abu’l-Asvâr’ın oğlu Manuçahr’ın idaresine verildi. Alp Arslan Kars’ta hüküm süren Ermeni prensi Türk prensini siyah elbiseler ile kabul ederek: “Tuğrul-beg’in ölümünden beri matem” tuttuğunu belirterek sultanı Kars’a davet etti. Ordusu ile Kars’a varan ve merasim ile karşılanan Alp Arslan Hayık’ın ziyafetini, hediyelerini ve tabiiyetini kabul etti. Sultan bu büyük sefer ve fetihlerden sonra 100.000 bin kişilik ordusu, 50.000 esir ve pek çok ganimet ile Rey’e döndü. Alp Arslan bu zaferleri fetihnameler ile komşu ülke ve hükümdarlara bildirdi. Halife Ka’im bi’-Emrillah sultanı tebrik için elçi ve mektup göndererek kendisine
101 Osman Turan, a.g.e, s.154; Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Ankara, 1995, s.50. 102 Osman Turan, a.g.e, s. 154; Ali Öngül, Selçuklular Tarihi, I, Manisa, 2007, s.44-45. 103 Osman Turan, a.g.e, s.155.
Ebu’l-fath (fetih babası) unvanını verdi. Bu fetihler İslam dünyasında büyük bir sevinç yaratmıştır104
.
“Anı Theması”, 1045 Anı-Bagratlıları (961-1045) hükümetine son veren Bizanslılar tarafından kurulmuştu. Bütün Arpaçayı boylarını, Elegez dağ çevresini ve Zeytin suyu yukarısındaki Beçni kalesini (Nig bölgesini), Kağızman deresi ve Sürmeli çukuru bölgelerini içine alıyordu105
.“Anı Theması”, merkezi Ahalkelek olan, İber Bagratlılarına tabi “Cavaket Bölgesi”, ve “Taryunt (Doğu Beyazıt)” kendilerine hanedanlık malikânesi edinmiş olan “Vanand Bagratlı Krallığı” vardı106
.
Merkezi, Arpaçay’ı sağında ve Kars’ın 40 km kadar doğusundaki Anı şehri idi. Divin’de oturan Şeddadlı Emirleri (1020-1067), Selçukluların bölgeye akınları sırasında onlara öncülük ediyor ve Anı’yı üs olarak kullanan ve kendilerine sürekli saldıran Bizans kuvvetlerine karşı mücadele veriyorlardı107.
Harita 30. Anı Şehri Krokisi (M. Fahrettin Kırzıoğlu, “Selçukluların Anı’yı Fethi ve