• Sonuç bulunamadı

1.2. M.Ö II Binyıldan M.S II yy’a Kadar Kafkasya’da Türkler

1.2.3. Sarmatlar

M.Ö. II. yy’da Kimmer-İskit kültür coğrafyasında Sarmatlar egemen olmuşlardır. Çünkü Kimmer ve İskit kültürü gibi hareketli bozkır kavim kültür tipinin bir temsilcileri Sarmatlardır104

. Yazılı kaynaklarda ilk kez Sauromate adına rastlanılmaktadır. Sauromatae adı Don nehrinin doğu tarafında yaşayan bir topluluk için kullanılmıştır. Sarmatae adı ise daha sonraki dönemlerde ortaya çıkmıştır. Sauramatae adına göre Sarmatae adı daha fazla topluluğu içine almaktadır. Bir başka ifadeyle, Sauramatae adını taşıyan topluluklara doğudan yeni gelenlerin katılımlarıyla Sarmatae adını taşıyan topluluklar ortaya çıkmıştır. Sauromat adına ilk kez antik Grek yazarlarında rastlanılmaktadır. Herodotos, Hippokrates de Sauromat adını kullanmışlardır. Sauromat ismi M.Ö. V. yy’da kavim adı olarak kullanılmaktadır. Sauromatae adı Herodotos ve Hippokrates’ten sonraki yazarlarda görülmektedir. Sarmatae adına ilk kez M.Ö. IV. yy’ın sonunda “Syrmatae” şeklinde rastlanmıştır. Aynı isim zamanla Sarmatae’ye dönüşmüştür. Zamanla “Sarmatae” adı oldukça geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Miladi yıllara gelindiğinde, “Sarmatae” adıyla anılan toplulukların sayısı artmıştır. Bunlar Yazığlar, Krali Sarmatlar, Ugorlar, Roksolanlar,

Siraklar ve Alanlardır. Adı geçen topluluklarla Sarmatae adı etnik bir özellik taşımamış ve bu isim çok sayıda topluluk için kullanılmaya başlamıştır105

.

Sarmatların ortaya çıktığı coğrafya hakkında ilk bilgileri Herodotos’tan öğreniyoruz. Amazonlarla bir araya gelen İskit delikanlılarının Tanais (Don)’i geçtikten sonra, bu nehrin doğusunda yaya olarak gidildiğinde üç günlük uzaklıkta bulunan bir ülkeye kadar ilerlediklerini, buraya Palus Maiotis’ten (Azak denizi) kuzeye doğru üç günlük yürüyüşle varılabildiği ve o coğrafyayı yurt tuttuklarını bildirmektedir106

. Buradan, M.Ö V. yy’ın ortalarında Sarmatia’nın Don nehrinin doğu tarafındaki bozkırlar olduğu anlaşılmıştır. Arkeolojik kazılar ve bunun sonucunda ele geçirilen buluntulardan Sarmatların başlangıçta daha doğuda bulundukları,107

Yayık nehri ve Hazar denizinin doğusundaki bozkırlarda yaşadıkları108

ve belirli bir zaman sürecinde Hazar denizinin kuzeyinden batıya doğru göç ettikleri genel olarak kabul edilmiştir. Sarmat toplulukları çok geniş bozkırlara yayılmışlardır. Buluntulara göre, doğuda Aral gölüne kadar yayıldıkları bilinmektedir. Buranın batısında kalan coğrafya, İtil çevresi ve bozkırları, Kuzey Kafkaslardan Kafkas dağlarına kadar uzanan coğrafya başlangıçta Sarmatia olarak anılmaya başlamıştır.

Harita 12. Sarmat Coğrafyası (http://www.kafkasevi.com)

105 İlhami Durmuş, Sarmatlar, Ankara, 2007, s.46 vd. 106

Herodotos, a.g.e, IV, s.116. 107 İlhami Durmuş, a.g.e, s.13.

108 İlhami Durmuş, “Sakalar ve Hunlar Döneminde Anadolu’da Türk Varlığı”, Eski Ön Asya Uygarlarından Günümüze Anadolu’da Türk Varlığı, Ankara, 2008, s.94.

Sarmatların zamanla daha geniş coğrafyaya yayılmalarının doğal bir sonucu olarak Sarmatia adı coğrafi kavram olarak değişikliğe uğramıştır. Özellikle, Sarmatların M.Ö. II. yy’ın başlarından sonra bir güç olarak ortaya çıkmalarıyla birlikte Sarmatia başlangıca göre çok daha geniş coğrafyaya verilen ad olmuştur. Sarmatia’nın kuzey sınırını Okyanus, batı sınırını Vistül nehri, doğu sınırını ise İtil nehrinin oluşturduğu belirtilmiştir. Herodotos’un İskit ülkesi hakkında verdiği bilgiler, Sarmatia’nın tanınması açısından önem taşımaktadır. Herodotos’un Skythia olarak bahsettiği coğrafya bozkırlarda hâkimiyetin Sarmatların eline geçmesiyle Sarmatia olmuştur109

. Sarmatlar M.Ö. IV. yy’dan başlayarak doğuda Güney Uraldan kuzeyde Kuzey Kafkasya’ya batıda Don çayına kadar geniş bir coğrafyada yayılmışlardır. Sarmat kabilelerinin yayıldığı coğrafyada kabir abideleri geniş bir şekilde yayılmıştır110

. M.S. III. yy dönemlerinde Kuzey Kafkasya’nın dağ eteği ve düz alanlarında Sarmatlara has olan kurgan mezarlar yer alırdı. Arkeologlar Etoko, Kişpek, Çeqem –I ve diğer kurganlardan dik açılı katokombalar ortaya çıkarılmışlardır. Siraklara mahsus olan bu katakombalarda defnedilen şahsın yanına Sarmat kerimakası, demir kılıçlar ve ok uçları, sırlanmış ayna koymuşlardır111

.

Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda İskitler Tuna nehrinin aşağı kısmından Don nehrine kadar yayılmışlardır. Başlangıçta Don nehrinin doğu tarafından İskitlerin içerisinde ortaya çıkan Sauromatlar, yani daha sonraki Sarmatlar bulunmaktaydı. M.Ö. IV. yy’ın ortasından hemen sonra Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda Sarmatların baskısı artmıştır. Bu Sarmat hareketi İskitlerin gücünün azalmasına neden olmuştur. Böylece Sarmatların giderek artan baskıları altındaki İskitler daha da batı ve güneye sürülmüşlerdir. Bu gelişmeler karşısında Tuna, Donetz ve Dinyeper bölgelerini terk etmişlerdir. Böylece iki parçaya bölünen İskitlerin bir bölümü Tuna bölgesinde, “Küçük Skythia” olarak bilinen Dobruca’ya yerleşmiştir. Bir kısmı ise, Kırım’a yerleşme zorunluluğu duymuştur. Dobruca, Romalılar tarafından fethedilinceye kadar İskitlerin elinde kalmıştır. Diğer kol ise, Kırım’da Sarmatlara karşı oldukça kuvvetli bir direniş göstermiştir. Onlar batıdan Keltlerin, doğudan ise İtil nehrinin ötesinden gelen Sarmatların tehditleriyle karşı karşıya kalmışlardır112

.

109 İlhami Durmuş, a.g.e, s.43. 110

Nizami Zeynalov, “Son Sarmat Devrinde (II-IV asırlar) Erken Hun Migrasıyalarına Dair”, Elmi Eserler, C.26, Bakı, 2008, s.6.

111 Kabil Eliyev, a.g.e, s.166. 112 İlhami Durmuş, a.g.e, s.86-88.

Sarmatlar M.Ö. III. yy’ın başlarında Don nehrinin doğu kıyılarına yanaşmışlar, bu yüzyılın sonlarına doğru ise, Don nehrinin batısına geçebilmişlerdir. Keltler ve Sarmatlar tarafından sıkıştırılan İskitler, M.Ö. III. yy’ın başlarına kadar, eski imparatorluklarının sadece orta kısmını ellerinde tutabilmişlerdir. Bu dönemde onlar Kırım yarımadasında toplanmışlardır. M.Ö. II. yy’ın sonlarına doğru İskitlerin gücü biraz daha artarak, hareket yolları üzerindeki bölge Dinyeper’e kadar genişlemiştir. Bu durum daha sonra değişmeye başlamıştır. Onlar üzerinde Sarmatların baskısı sürmüştür ve yeni bir güç olarak ortaya çıkmaları İskitlerin zayıflamalarında etkili olmuştur. İskitlerin varlığı M.S. II. yy’a kadar Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlarda sürmüştür. Ancak, Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara doğru yönelen Gotlar onların siyasal varlığına tamamen son vermişlerdir. Krali Sarmatların liderliği altında yeni ve güçlü bir Sarmat ittifakının oluşturulması sonucunda İskitler Sarmat imparatorluğunun tebaası haline gelmişlerdir. Bu imparatorluğun politik egemenliği Grek şehirlerini de ele geçirmeye kadar varmıştır. M.Ö. II. yy’ın son on yılında Grek şehirleri üzerindeki baskısıyla Sarmat imparatorluğu etkisini Kırım yarımadasından Dinyeper bölgesine kadar hissettirmiştir. Sarmatların Grek koloni şehirlerini M.Ö. II. yy’dan sonra da kontrollerinde tutmaları muhtemeldir113.

Sarmatlar M.S. II. yy’ın sonlarına gelindiğinde büyük ölçüde güç kaybetmişlerdir. Onların bu şekilde güç kaybetmelerinde iç ve dış etkenler büyük ölçüde rol oynamıştır. Karadeniz’in kuzey kıyılarındaki Grek koloni şehirlerini elde tutmak için verilen mücadelenin yanında Dakların Sarmatia’ya saldırıları, Yazığların öncü bir kol olarak Romalılarla mücadeleleri merkezi Sarmat birliğinin dağılmasına neden olmuştur. Sarmat İmparatorluğunun mücadeleler sonucunda yıprandığı dönemde, yani M.S. II. yy’ın sonlarında Gotlar Karpatlar’dan Karadeniz’in kuzeyindeki bozkır coğrafyasına ilerlemeye başlamışlardır. Burada yaşayan Roksolanlar ve Bastarnia, Carpi vs. ülkeler Got egemenliğine girdi. Karadeniz’in kuzeyindeki bölgede Sarmatların ağırlıklı merkezi Gotların eline geçince Sarmat dönemi bitmiştir114

.

113 a.g.e, s. 90-93.

İKİNCİ BÖLÜM

2. MİLATTAN VII. YY’A KADAR KAFKASYA’DA TÜRK KAVİMLERİ

Milatın başından itibaren Kafkasya bölgesine doğudan batıya göçebe kavimler gelmeye başlamışlardır. Buraya gelen Türk kavimleri kronolojik olarak birbirini takip ederek Kafkasya bölgesinde yerleşmişlerdir. Aşağıda bunlara dair bilgiler şu şekildedir: