2.3. Bulgarlar
2.3.1. Bulgarların Kafkasya’ya Yerleşmeleri ve Siyasi Durumları
Bulgar Türklerinin M.Ö. 149-127 yıllarında Kafkasların kuzeyinde yaşadıklarından Süryani Mar-Abas Katina bahsetmektedir59
. Süryani yazar Hatip Zakharias, 555 yılı Kuzey Kafkasya’da ‘Hazar kapısı’ civarında yaşayan Bulgarlardan haber vermektedir60. Ermeni tarihçi Horenli Musa (Moses Khorenats’i), Süryani Mar- Abbas-Katina’ya dayanarak, M.Ö. II. yy’da Kafkasların kuzey eteklerinde ve Kuban nehri boylarında, silsilenin ortalarında yaşayan Bulgarları anlatır: “(Ermeni kralı Val- Arşak) kuzeye, Tayk’daki Parkhar (dağın)’ın eteklerine, yağmurlu ve sisli ormanlık ve bataklık bölgelere doğru döndü… Orada kuzey ovası ile büyük Kafkas dağının eteklerinde ve güneydeki dağdan büyük ovaya doğru inen uzun ve derin vadilerde oturan yabancı barbar ırkı topladı. Onlara haydutluğu ve kıtalleri bırakmalarını ve kralın emir ve vergilerine tabi olmalarını emretti ve bir daha ki sefer gördüğünde üzerlerine mukabil kurumlarıyla birlikte önderler ve prensler atacağını söyledi. Ve onları bilge kişiler ve nezaretçilerle birlikte bıraktı. Kendisi ise batı ordusunu terhis ettikten sonra, eskilerin ‘Ağaçsız’ ve Yukarı Basean adlandırdıkları, fakat sonra Vlendur Bulkar kolonisi Vund buraya yerleştikten sonra onun ismine binaen Vanand denen, Şaray hududundaki otlu çayırlara doğru indi.” Kaynağın yayıncısına göre, kuzeydeki yabancı barbar ırk, Bulkarlar gibi Bulgarlardır. Basean isminden, Bulgarlardan bir kısmının şimdiki Kars çevresine yerleştiklerini ve buraya kendi isimlerini verdikleri
57
Plamen S. Tzvetkov, a.g.m, s.599. 58 a.g.m, s.599.
59 Adilhan Adiloğlu, a.g.m, s.9. 60 Osman Demiral, a.g.t, s.27.
anlaşılmaktadır. Bu göç ise kısa bir süre sonra, Val-Arşak’ın oğlu Arşak zamanında olmuştur. ‘Kafkas dağlarındaki’ Bulgar ülkesinde çıkan bir kargaşanın ardından bunların bir kısmı ayrılmış ve söz konusu yerlere yerleşmiştir61
.
Yukarıdaki metinde belirtilenler içerisinde kayda değer coğrafi bir bölge de Tayk’daki Parkhar dağıdır. Bu kelimelerin bir özel isim olduğu ve Kafkasya dağlık bölgesini ifade ettiği açıktır. Birinci kelimenin sonundaki –k’yı Ermenice’de aynı zamanda yer ve bölge anlamı veren çoğul eki olarak görmek gerekir. Tay ise açık şekilde ‘dağ’dır (krş. Tavlu kelimesi, sadece buradaki Türk unsurların değil, Kafkaslıların ortak kültürel-etnik ismidir). Yani Kafkas silsilesindeki Parkhar adlı bir dağdan bahsediliyor. Bu haberin hemen öncesinde Val-Arşak’ın kuzeye Acara (Egeria) ülkesinden gittiği söyleniyor. Dolayısıyla Parkhar dağının olduğu yer Orta Kafkaslar’dadır. Bugünkü Karaçay-Balkar Türklerinin etnik bölgesine, düzlük ve çayırlıklar hesaba katılırsa, muhtemelen Çeçenistan’a doğru bir uzantıya tekabül eder. Bu dağın ismi de Bulgar olarak tasavvur edilmiştir62
. Bulgarların M.Ö. Kafkasya’da yaşadıkları V.F. Kahovsky, K. Patkanov ve Z. Velidi Togan gibi araştırmacılarca da desteklenmiştir. Bunların bir kısmının, Horenli Musa’nın da belirttiği tarihlerde Ermenistan’a göç ettiklerini söylerler63. Z. Velidi Togan, Bulgarların, Makedonyalı İskender zamanında Horasan bölgesinde yaşadıklarını söylemektedir. Ona göre Bulgar ve Hazar Türkleri, İtil havzasına muhtemelen İskender’in fetihleri sırasında gelmişlerdir. Hatta Bulgar ve Hazarların bir kısmı da, İskender’in Horasan taraflarına gelmesinden daha önce Sakalarla birlikte İtil dolaylarına gelmiş olabilirler64. Bizans kaynaklarında Bulgar Türklerinin daha çok Hunlarla birlikte anılmasına rağmen, Bulgarların aslında Hunlardan çok daha önce Kafkasya’ya gelip yerleştikleri sanılmaktadır. Fakat resmî tarih, Bulgarları, Avrupa Hun İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra Attila’nın en küçük oğlu İrnek’in kurmuş olduğu devletin en önemli kabilesi olarak saymaktadır65
.
Onogur-Bulgar boylarının V. yüzyılda Kuzey Kafkasya’da olduklarına dair bazı önemli kayıtlar vardır. V. yy’ın sonunda Bizans’ın teşvikiyle Saragurlar, Onogurlar ve Ugorlar Kafkasya ötesini istila ettiler. Saragurlar Daryal üzerinden geçerek İberya’yı
61 Moses Khorenats’ı, History of the Armenians, (İng. Çev. Robert W. Thomson), Cambridge- London,1978, s.135-136, dn.6.
62
a.g.t, s.28.
63 Adilhan Adiloğlu, a.g.m, s.9. 64 Z. Velidi Togan, a.g.e, s.169. 65 Adilhan Adiloğlu, a.g.m, s.9-10.
yakıp yıktılar. Onogurlar Kafkasya ötesine Karadeniz’in doğu sahilleri boyunca sızdılar. Aksi takdirde Kolhida kalelerinden birinin adının “Onoguris” olduğunu ve Agafi’nin VI. yy’daki Bizans-Pers savaşları bahsinde bu kaleden bahsettiğini başka türlü açıklamak mümkün değildir. Onogurların VI. yy’da Karadeniz sahilleri boyunca Kafkasya’da olduklarını bir takım araştırmacılar tarafından eski Bulgar boylarına ait olduğu öne sürülen Gelencik’e yakın Borisovsk mezarlığındaki çok sayıda mezarın karakteristik özellikleri de desteklemektedir. Zira bilindiği üzere Kuban’ın aşağı kesimleri ve aynı şekilde Kafkasya’nın kuzeybatı boşlukları Onogur ülkesi sınırları dâhilinde yer alıyordu66
.
Kuzey Kafkasya’da yapılan arkeolojik araştırmalarda ortaya çıkarılan V-VII. yy’lara ait Kızıl-Kala yerleşiminin V-VI. yy’lar kültür katmanı Saragurlarla bağlantılıdır. Bu yabancıların yerliler tarafın asimile edildikleri açıktır. Yabancı Bulgarlar yerleşik hayata geçmişler ve köklü kabilelerle karışarak onların kültürünü özümsemişlerdir. Bu konuda yerleşimdeki kalıntılar delil teşkil etmektedir. Zira bu yerleşimle yine erken dönem Bulgar kültürünü temsil eden keramik örnekleri, içi delikli tencere kalıntıları gibi materyaller Zlivkinsk ve Saltovo mezarlıklarındaki materyallere benzerliğiyle oldukça ilgi çekicidir.
Göktürk devleti ilk olarak iç savaşlarla batıdaki otoritesini kaybettikten sonra da 603 yılındaki Tieh-lé (Oğuz, Uygur ve Oğur) isyanlarıyla iyice sarsıldıktan sonra, batı bozkırlarında yaşayan halklar kendilerini bağımsız halde bulmuşlar, ‘hırpalanmayan’ Bulgar ve Onoğurlar ise bu durumdan en fazla faydalanan topluluklar olmuşlardır. Bulgarların bağımsız bir boy haline gelme tarihi bilinmiyor ancak VI. yy sonları olarak tanımlanıyor. Bu birliğin yerleşim yeri İdil ile Özü arasıdır. Birliğin kurucusu Gostun idi. Bu bağımsızlık olayını 30 yıl kadar sonraki bir başka gelişme takip edecektir. Nikephoros’a göre, Onogundur-Bulgarların reisi olan Kubrat, 635 yılı civarında Avarlara isyan etmiştir. İfade şu şekildedir: “Organas’ın yeğeni ve Onogundurların reisi Koubratos, Avar hakanına başkaldırdı, ondan aldığı bir orduyu suiistimal ettikten sonra onları topraklarından çıkardı”67
. Göktürk kağanlığının 630 yılında dağılmasından sonra Bulgarlar Kubrat Han’ın önderliğinde birleşmiştir. Bu yarı göçebe birlik Büyük Bulgaristan adını almıştır68
. Bu Bulgar devletinin yerleştiği bölge: Kafkasya’nın kuzeyi-
66
Dinçer Koç, a.g.t, s.25-26. 67 a.g.t, s.26.
68 Kadir Natho, Kafkasya’da ve Dışındaki Çerkesler, (Çev. Ömer A. Kumrel), Ankara, 2009, s.81; M. Uydu Yücel, İlk Rus Yıllıklarına Göre Türkler, Ankara, 2007, s.69.
Azak denizi civarları olarak tanımlanmaktadır69. Bizanslı tarihçi Theophanes (760-818), “Kronik” adlı eserinde Bulgarların yerleştiği yer hakkında kayda değer bilgiler vermektedir: “Gölden (Azak denizi) ve Kuphis (Koban) adıyla anılan ırmağa kadar olan yerler Bulgarların ülkesidir…”70
.
Bulgarların yerleştiği yer ile ilgili olarak son dönemlerde Róna-Tas tarafından iki makalesinde ortaya atılan fikirlere burada değinmekte fayda vardır. Onun görüşüne göre hemen hemen bütün tarihçilerce kabul edilen Kuzey Kafkasya fikrini kabul etmeyerek, Özü’nün orta boylarını, şimdiki Harkov civarını Büyük Bulgar’ın merkezi yapar71. Macar bilgin burada, Bulgar ülkesinin boyunca uzandığını söyleyen Kuphis nehrinin Kuban olmadığının iddiasının yanında, Kubrat’ın oğullarıyla ilgili Theophanes ve Nikephoros’un verdiği bilgiyi de sorgular. Bu iki kaynakta yaklaşık aynı cümlelerle şu ifade geçer: (Babalarının ölümünden sonra) Bayan, babasının emrine uyarak, ata yurdunda kaldı. İkinci oğul Kotrag Don’u geçti ve onun karşısına yerleşti. Bunların içinde Hazarlar Bayan’ı haraca bağladılar72
.
Harita 16. Eski Bulgarların Yurt Haritası-Kubrat Bulgaryası (Mirfatih Z. Zekiyev, a.g.e, s.441.)
69 İbrahim Kafesoğlu, a.g.e, s.12. 70
Adilhan Adiloğlu, a.g.m, s.9-10; Bkz. S. Y. Bayçorov, Drevniye-Türkskie Pamyatniki Evropı, Stavropol, 1989, s.33-34.
71 AndrásRóna-Tas,“Kubrat Han’ın Büyük Bulgar Devleti”, Türkler, C.2, Ankara, 2002, s.625-629. 72 Osman Demiral, a.g.t, s.58.
Róna-Tas, ikinci oğlunun Don nehrini batıdan doğuya da geçmiş olabileceğini söyler. Bu doğrudur, hangi tarafa geçildiği bu cümlede açık değildir. Ancak sonraki ifade durumu ortaya koymuştur. Hazarlar Don nehrinden geçip kendi yanı başlarına gelen Kotrag’ı bırakıp, onun üzerinden aşarak, nasıl oluyor da nehrin batı tarafında, uzak bir noktada oturan Bayan’ı haraca bağlıyorlar. Burada beklenmesi gereken şey, Hazar gücünün yükselmesiyle birlikte Kafkaslarda kalan Bulgarların, yani Bayan’ın halkının onlara bağlı hale gelmesi, batıya giden Kotrag’ın halkının ise kurtulmasıdır. Hazar hakanı Yusuf’un da mektubunda geçen “benim yaşadığım yerde önceden Vununturlar yaşıyordu” ifadesi bunu doğrular Vekaçan Vununturlarun Tuna boylarına gidişiyle de Büyük Bulgarlardan bahsedildiği anlaşılır73
. Sonuçta karışıklık ve iç savaşlardan faydalanan Hazarlar Bulgarlara saldırarak iç savaş hâlindeki Büyük Bulgaristan’a son verdiler. Asparuk önceleri Hazarlara karşı koymaya çalıştıysa yenilerek geri çekildi. Bat-bayan ise kendi idaresindeki Bulgarlarla birlikte, Elteber (vali, ikinci derece hükümdar) konumunda Hazarların hâkimiyetine girdi. Daha sonraları, Bat-bayan’ın idaresindeki Azak ve Kafkasya Bulgarları, Bizans ve Rus vakanüvisleri tarafından “Kara Bulgarlar” adıyla anılmışlardır74
.