• Sonuç bulunamadı

Satın Alma Hakkının Düzenlenmesinde Temel Gerekçeler

TTK m.208 ile getirilen satın alma hakkına ihtiyaç duyulmasında, gelişen serbest piyasa ekonomisine bağlı olarak artan rekabetçi ortamın getirdiği hukuki ve ekonomik ihtiyaçların yanı sıra azınlığa tanınan koruyucu hakların şirket faaliyetlerini olumsuz etkilemesi, geciktirmesi ve şirketin rekabetçi faaliyetlerine zarar vermesi nedeniyle azınlık pay sahiplerinin şirketten çıkarılması da önemli role sahiptir.62

1. Ekonomik Gerekçeler

Anonim ortaklıklar, birden fazla küçük ve büyük sermaye sahibini bir araya geldiği sermaye şirketleri olup taahhüt edilen sermaye borcunun ödenmesi63 dışında pay

sahiplerine ek yükümlülük getirmediğinden ve pay sahiplerinin bu yükümlülüğünün dışında şirkete karşı veya şirket borçlarından dolayı sorumluluğu bulunmadığından, uygulamada sıklıkla sermaye sahibi gerçek kişiler tarafından tercih edilmektedir.

Anonim şirketlerde kabul edilen çoğunluk ilkesi64 gereğince yönetim kurulu üyelerinin

seçimi, şirketin temsil ve ilzamı, denetçinin seçimi gibi şirket yönetimindeki önemli hususlarda karar verme yetkisi sermaye ve/veya oy haklarının çoğunluğunu elinde bulunduran pay sahiplerinin elinde olmaktadır. Bu durum ise hâkim pay sahipleri ile azınlık pay sahipleri arasında menfaat çatışmalarına yol açmaktadır.65 Bu menfaat

çatışmalarının her zaman her iki tarafın da menfaatine olacak şekilde çözümlenmesi mümkün değildir. Menfaat çatışmasının sık meydana gelmesi ve/veya uzun sürmesi ise şirket faaliyetlerine ve şirketin gelişmesini olumsuz etkilemektedir.

62 Karababa, s.67; Tütüncü, s.30 vd.

63 Doktrinde “tek borç ilkesi” olarak adlandırılan taahhüt edilen sermaye borcunun ödenmesine

yönelik detaylı bilgi için bkz. Şener, Oruç Hami: Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı, Gözden Geçirilmiş 3. Bası, Ankara 2017, s.295; Tekinalp, Ünal: Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Değişiklikler ve İkincil Düzenlemelerle Güncelleştirilmiş 4. Bası, İstanbul 2015, s.73; Bahtiyar, Mehmet: Ortaklıklar Hukuku Kısa Karşılaştırma ve Değerlendirmeler Dersler – Soru Örnekleri, Güncellenmiş 12. Bası, İstanbul 2017, s.111-113, 288 vd. Hamamcıoğlu, Esra: “Anonim Ortaklıklarda Tek Borç İlkesine İlişkin Gelişmeler”, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.6, S.1, 2018, s.125-145.

64 Çoğunluk ilkesine yönelik detaylı bilgi için bkz. Şener, s.508 vd.; Tekinalp, Ortaklıklar, s.323

vd., 344 vd.; Bahtiyar, Ortaklıklar, s.179 vd.

65 Winter, J./Christensen Schans J./ Garcia Garrido, J. M./Hopt, K. J./Rickford, J./Rossi,

G./Simon, J., s.60 vd.; Çelik, s.44 vd.; Kaya, s.307 vd.; Karababa, s.67 vd. Bu konuda detaylı bilgi için bkz. İmregün, Oğuz: Anonim Şirketlerde Pay Sahipleri Arasında Umumi Heyet Kararlarından Doğan Menfaat İhtilafları ve Bunları Telif Çareleri, İstanbul 1962.

TTK m.208’in gerekçesinde de benzer doğrultuda maddenin amacı “Amaç, bir şirketin

sermayesinin ve oy haklarının yüzde doksanbeşinin uygun gördüğü bir kararın alınıp uygulanmasına çoğu kişisel sebeplerle karşı çıkan ortakların/pay sahiplerinin şirketi bunaltan ve engelleyen davranışlarına son verip şirket içi barışı sağlamaktır.” Şeklinde

ifade edilmiştir.66

Bu bağlamda satın alma hakkının temel amacının farklı menfaat grupları arasındaki hassas dengenin kurularak anonim şirkette var olan azınlık-çoğunluk çatışmasının önüne geçilmesi, azınlık ile çoğunluk arasındaki menfaat dengesinin67 adil bir zemine

oturtularak hakkaniyet ölçütünde menfaat ihtilaflarının çözümlenmesi ve şirketin önündeki engellerin kaldırılması olarak ifade edilebilir.68

Ekonomik sebeplere doktrinde örnek olarak azınlık pay sahiplerini koruyucu hakların getirdiği prosedürler ve bunların mali külfetleri de gösterilmektedir. Azınlık pay sahiplerini koruyucu hakların69 uygulanmasıyla birlikte şirketin birçok prosedürü yerine

getirmesinin şirket üzerinde mali külfet yaratması söz konusu olup satın alma hakkının kullanılmasıyla birlikte şirket bu mali yükümlülüklerden kurtulacaktır.70

Şirketin tek pay sahipli yapıya dönüşmesi ile birlikte genel kurul toplantılarında çağrı yükümlülüğü için yapılacak masrafların ortadan kalkması ve genel kurul kararlarına karşı

66 TTK madde 208 gerekçesi, s.80.

67 Karababa, menfaat dengesinin sağlanması anlayışının bir hakkın diğerine üstünlüğü veya yeğ

tutulması yahut bir tarafın menfaatinin diğerinden daha önemli olması anlamına gelmediğini ileri sürmektedir. Bkz. Karababa, s.68, dn.120. Aynı doğrultuda bkz. Çelik, s.183-184. Okutan Nilsson ise çoğunluk pay sahibinin azınlık pay sahibinin paylarını elde etmesindeki menfaatin azınlık pay sahibinin malik olmaya devam etmesinden elde edeceği menfaatten daha fazla olduğunu ileri sürmektedir. Bkz. Okutan Nilsson, Gül: Anonim Ortaklıklarda Pay Sahipleri Sözleşmeleri, İstanbul 2003, s.430, dn.57.

68 Karababa, s.68; Orak Çelikboya, s.52-54.

69 Azınlık pay sahiplerine tanınan koruyucu hakların olumsuz niteliğine ilişkin detaylı bilgi için

bkz: Ulaş Kısa, Seda: “Anonim Ortaklıkta Yaşanan Çıkar Çatışmasının Azınlıkta Kalanlara Zarar Vermemesi İçin Öngörülen Önleyici Hukuki Araçlar”, Bilgi Toplumunda Hukuk Ünal Tekinalp’e Armağan, C.I, 1. Baskı, İstanbul 2003, s.507-536; Dural, H. Ali: “Anonim Şirkette Olumsuz Azınlık Hakları Düzenlemesi”, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu’na 65. Yaş Günü Armağanı, 2. Tıpkı Bası, İstanbul 2001, s.179-192; Helvacı, Mehmet: “Anonim Ortaklıkta Ticaret Kanunundan Kaynaklanan Azınlık Haklarının Hukuki Niteliği ve Tanımı”, Prof. Dr. Oğuz İmregün’e Armağan, İstanbul 1998, s.297-310; Anonim Şirketlerde Azınlığın Himayesi (Bildiri Yapan: Oğuz İmregün), III. Banka ve Ticaret Hukuku Haftası, Ankara 1964, s.171-199.

70 Winter/Christensen/Garcia Garrido/Hopt/Rickford/Rossi/Simon, s.60; Tütüncü, s.28 vd.; Orak

Çelikboya, s.54-55. Forum Europaeum (Yürütme Kurulu: Peter Homelhoff, Klaus J. Hopt, Marcus Lutter, Peter Doralt, Jean Nicolas Druey, Eddy Wymeersch), Corporate Group Law for Europe, Almanca aslından İngilizceye çeviren Austin Dunne, European Business Organization Law Review 1, Cambridge 2000, s.225.

iptal davasının açılması halinde şirket tarafından yapılacak yargılama masraflarından kurtulunması da şirketin satın alma hakkı ile birlikte kazanacağı mali avantajlar arasında gösterilmektedir.71

Satın alma hakkı ile birlikte hâkim şirketin yavru şirketler üzerinde kuracağı hakimiyet ile birlikte grup şirketler arasındaki entegrasyon sağlanacak olup şirketin ekonomik gelişmesi önündeki engeller ortadan kaldırılacaktır.72

2. Şirket Yönetimine İlişkin Gerekçeler

Azınlık pay sahiplerini koruyucu haklar, mali külfetlerinin yanı sıra izlenmesi gereken prosedürler de barındırmaktadır. Satın alma hakkı ile birlikte bu prosedürlerin ortadan kalkacak olması nedeniyle satın alma hakkının şirket yönetimini kolaylaştırması da doktrinde ileri sürülen gerekçeler arasındadır.73 Ayrıca, şirket yönetimindeki etkilerinin

düşüklüğüne bağlı olarak menfaat elde etmek veya şirket faaliyetlerini sekteye uğratmak amacıyla azınlık pay sahiplerine tanınan koruyucu hakların ve pay sahipliğinden doğan bireysel hakların azınlık pay sahipleri tarafından kötüye kullanılmasına da uygulamada sıklıkla rastlanılmaktadır. Satın alma hakkının kullanılmasıyla birlikte azınlık pay sahiplerinin kendilerine tanınan koruyucu hakların potansiyel kötüye kullanımlarının da önüne geçilecek ve dolaylı olarak da olsa şirket yoğunlaşması sağlanacaktır.74

TTK m.203 gerekçesinde, tam hâkimiyet için doğrudan veya dolaylı olarak bir diğer şirketin paylarının ve oy haklarının %100’üne sahip olunması gerektiği ifade edilerek,

71 Winter/Christensen/Garcia Garrido/Hopt/Rickford/Rossi/Simon, s.60; Tütüncü, s.29-30.

Yazar, Alman doktrinindeki görüşleri de örnek vererek desteklediği savının azınlık pay sahiplerini koruyucu haklardan kurtulma şeklinde yorumlanmaması gerektiğini de ifade etmektedir. Bkz. Tütüncü, s.30; Çelik, s.196-197. SerPK m.27’de düzenlenen çıkarma hakkına yönelik benzer ekonomik sebepler için bkz. Karababa, s.75 vd.

72 Karababa, s.79; Tütüncü, s.27. TTK m.208 düzenlemesi haklı sebep şartını aradığından şirket

yoğunlaşmalarının desteklenmesinden çok şirket içi dengenin sağlanması amacına yöneliktir. Buna karşın AB Direktifi’ndeki düzenlemede herhangi bir haklı sebep şartı aranmamakta olup maddenin amacının ekonomik yoğunlaşmanın desteklenmesi olduğu ileri sürülebilecektir. Bkz. Çelik, s.185-186, 189-193.

73 Tütüncü, s.30 vd.; Orak Çelikboya, s.56-58. Azınlık pay sahiplerine tanınan koruyucu hakların

olumsuz etkilerinin SerPK m.27’de düzenlenen çıkarma hakkına ilişkin incelemesi için bkz. Karababa, s.69 vd.

74 Winter/Christensen/Garcia Garrido/Hopt/Rickford/Rossi/Simon, s.60; Tütüncü, s.31 vd.;

Manavgat, Çağlar: Aleni Pay Alım Teklifi (Tender Offer – Takeover Bid), Ankara 1997, s.127.; Karababa, s.70 vd.; Çelik, s.184-186, 193-196.

TTK m.208’ün bu hükmü tamamlayıcı nitelikte olduğu vurgulanmıştır.75 Bu kapsamda,

TTK m.208’de düzenlenen satın alma hakkının gerekçelerinden birisi olarak, hâkim şirketin bağlı şirket üzerinde tam hâkimiyet sağlaması da karşımıza çıkmaktadır.76

3. Kamu Yararı

Anonim şirketlerin ülke ekonomilerinin gelişimindeki önemli rolü göz önüne alındığında anonim şirketlerin faaliyetlerini istikrarlı bir şekilde sürdürebilmesi kamu yararına olacaktır. Azınlık ve çoğunluk pay sahipleri arasındaki menfaat çatışmaları ve uzun yıllar sürecek davaların şirket faaliyetlerine ve şirketin rekabetçi yapısına zarar vereceği aşikârdır. Satın alma hakkı ile birlikte şirketin faaliyetlerinin ve rekabetçi yapısının korunması sağlanacağından kamu yararı da satın alma hakkının gerekçelerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.77

II. TÜRK HUKUKUNDAKİ BENZER KURUMLARLA

KARŞILAŞTIRMA A. Genel Olarak

Satın alma hakkı, pay sahipleri arasındaki menfaat dengesini sağlayarak şirket içi dengeyi sağlama amacının yanı sıra tam hâkimiyeti sağlama araçlarından birisi olarak da karşımıza çıkmaktadır. Satın alma hakkının da içinde bulunduğu TTK ve SerPK’da düzenlenen ıskat, satma hakkı, çıkarma hakkı, haklı sebeple fesih davası sonrası azınlığın çıkarılması, ayrılma hakkı, ayrılma akçesi ile ortaklıktan çıkarma ve zorunlu çağrı gibi hukuki kurumların tamamı payın serbestçe devri ilkesine getirilen birer kanuni istisnadır.78 Söz konusu kurumların her biri pay sahiplerinin mülkiyet hakkına Anayasa

uyarınca getirilen bir kanuni sınırlandırma olarak karşımıza çıkmaktadır.

Iskat haricinde sayılan tüm bu kurumlar, AB Direktifi m.16/3 uyarınca; şirket içi barışın sağlanması, küçük pay sahiplerinin korunması, tam hâkimiyetin sağlanarak şirket yoğunlaşmasının sağlanması, şirket faaliyetlerinin sekteye uğramasının engellenerek

75 Türk Ticaret Kanunu Madde 203 Gerekçesi, s.79. 76 Orak Çelikboya, s.59, 62-63. Forum Europeaum, s.231. 77 Karababa, s.78.

kamu düzenini korunması amaçlarına hizmet ettiğinden, karşımıza birbirini tamamlayıcı ve klasik anonim şirketler hukuku doktrinin adil bir yaklaşımla çözemediği menfaat çatışmalarına yönelik alternatif kurumlar olarak çıkmaktadır.79

SerPK m.27’de düzenlenen çıkarma hakkı hariç olmak üzere diğer tüm kurumlar kullanıldığı takdirde hakkın yöneltildiği kişinin rızasına ihtiyaç olmaksızın pay devri gerçekleşmektedir.80 Sözleşme ilişkisi çerçevesinde kurulan pay devri ilişkisinden farklı

olarak bu kurumlar çerçevesinde gerçekleştirilen pay devirlerinde taraflar ve devir şartları kanun koyucu tarafından belirlenmektedir. Devir bedeli ise yine kanun koyucu tarafından belirlenmekte veya belirlenmesine yönelik düzenlemeler söz konusudur.81