• Sonuç bulunamadı

H. Anlaşmaları Grup Muafiyeti Kapsamı Dışına Çıkaran Ağır

5. Satış Ağlarında Yedek Parça Satışlarına İlişkin Sınırlamalar

Tebliğ’in 4 (e) maddesi hükmünde yer alan bu sınırlama “ Parçaların birleştirilmesi ile oluşturulan malların söz konusu olması halinde, bu parçaları satan sağlayıcı ile birleştiren alıcı arasındaki anlaşmalarda, sağlayıcının bu parçaları son kullanıcılara veya malların bakımı ya da onarımıyla alıcı tarafından yetkilendirilmemiş tamircilere yedek parça olarak satmanın yasaklanması” na ilişkindir. Bu hükme göre, eğer alıcı, sağlayıcıdan herhangi bir ürünü birleştirirken veya oluştururken kullandığı parçaları alıyorsa, alıcı, sağlayıcıya bu parçaları son kullanıcılara veya kendisin yetkilendirmediği tamircilere satmayı yasaklayamaz.

Böyle bir hüküm taşıyan dikey anlaşma grup muafiyetinden yararlanamayacaktır.

Son kullanıcıların veya herhangi bir orijinal ürün imalatçısının veya sağlayıcısının servis ve onarım ağında yer almayan tamircilerin, söz konusu orijinal ürünün üretiminde kullanılan bu tür parçaları, doğrudan doğruya bu parçaları üreten

175 GÜRZUMAR, O.B., a.g.m., s.29; Rehber pr.55.

işletmelerden temin edebilme imkanını korumak bu tebliğ hükmünün amacını oluşturmaktadır176.

I. GRUP MUAFİYETİ DIŞINDA KALAN SINIRLAMA – REKABET ETMEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

1. Genel Olarak

Rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin düzenleme, mehaz Tüzüğe paralel olarak Tebliğ’in 5 inci maddesi hükmünde karşımıza çıkmaktadır. Tebliğin 3 üncü maddesinde ise rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin tanım yer almaktadır. Buna göre “ Rekabet etmeme yükümlülüğü: Alıcının anlaşma konusu mal veya hizmetlerle rekabet eden mal veya hizmetleri üretmesini, satın almasını, satmasını ya da yeniden satmasını engelleyen doğrudan veya dolaylı her türlü yükümlülüktür. Ayrıca alıcının bir önceki takvim yılındaki alımları esas alınarak, ilgili pazardaki anlaşma konusu mal veya hizmetlerin ya da onları ikame eden mal veya hizmetlerin %80’inden fazlasının sağlayıcıdan veya sağlayıcının göstereceği başka bir teşebbüsten satın alınmasına yönelik olarak alıcıya doğrudan veya dolaylı biçimde getirilen herhangi bir yükümlülük de rekabet etmeme yükümlülüğü olarak kabul edilir.” Daha net bir ifadeyle rekabet etmeme yükümlülüğü; alıcının anlaşma konusu mal veya hizmetlerle rekabet eden mal veya hizmetleri üretmesini, satın almasını ya da yeniden satmasını engelleyen doğrudan ya da dolaylı yükümlülüktür. Buna ek olarak, alıcıya getirilen ve alıcının bir önceki takvim yılındaki alımlarının esas alınması suretiyle, ilgili pazardaki anlaşma konusu mal veya hizmetlerin ya da onları ikame eden mal veya hizmetlerin % 80’inden fazlasının sağlayıcıdan veya sağlayıcının göstereceği bir

başka işletmeden satın alınmasına ilişkin yükümlülük de Tebliğ kapsamında rekabet etmeme yükümlülüğü olarak kabul edilmiştir.

Tebliğ’in 5 inci maddesinde düzenlenen rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin hüküm, mehaz Tüzüğe paralel olarak, ‘rekabet etmeme yükümlülüğü’ nü, böyle bir sınırlamayı içeren bir anlaşmanın tamamının grup muafiyetinden yararlanmamasının sebebi değil ve fakat sadece ilgili sınırlamanın grup muafiyetinden yararlanamamasının sebebi olarak düzenlemiştir. Bir başka deyişle, Tebliğ’in 4 üncü maddesinden farklı olarak, rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı bir hükmün varlığı, bu hükmün yer aldığı anlaşmanın tamamının muafiyet kapsamı dışına çıkmasına neden olmaz. Sadece rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı nitelik taşıyan anlaşma hükmü muafiyet kapsamında değerlendirilmez.

2. Anlaşma Devam Ederken Rekabet Etmeme Yükümlülüğü

Tebliğ’in 5(a) maddesi “alıcıya getirilen belirsiz süreli veya süresi beş yılı aşan rekabet etmeme yükümlülüğü” nün Tebliğ’in sağladığı grup muafiyetinden yararlanamayacağına hükmetmiştir. Bu hüküm anlaşma devam ederken söz konusu olan rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin olup mehaz Tüzük ile paralel düzenlenmiştir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, Tebliğ’in Tüzük’ten farklı olarak söz konusu maddenin devamında bir istisna hükmü getirmiş olmasıdır.

Buna göre, eğer alıcının iş yerinin gerektirdiği yatırım tutarının % 35 ve daha fazlasını sağlayıcı karşılamış ise, alıcıya getirilen rekabet etmeme yükümlülüğünün süresi, beş yılı aşan kısmı sadece bu yatırımın yapıldığı tesiste yürütülecek faaliyetle sınırlı kalmak koşuluyla on yıla kadar olabilir. Bu istisna hükmü dışında, Tebliğ’in esas olarak, beş yıla kadar olan rekabet etmeme yükümlülüğüne izin verdiğini

görmekteyiz. Buna göre, alıcıya getirilen rekabet etmeme yükümlülüğünün süresi belirsiz veya beş yıldan uzun ise grup muafiyeti uygulanamayacaktır177. Böylelikle taraflar, süresi 10 yıl olan bir dikey anlaşmada, alıcıya getirilen rekabet etmeme yükümlülüğünün anlaşma süresi boyunca veya 7 yıl için geçerli olacağını belirlemişlerse, söz konusu anlaşmada yer alan rekabet etmeme yükümlülüğü grup muafiyeti kapsamı dışında kalacaktır.Bu durumda, yükümlülüğün uygulanma süresi Tebliğ’de belirtilen 5 yıllık süre olacak, söz konusu süre aşıldığında yükümlülük geçersiz hale gelecektir178. Yine belirsiz süreli dikey anlaşmalarda, taraflara alıcının rekabet etmeme yükümlülüğünün anlaşma süresince devam edeceğini kararlaştırmışlar ise, bu durumda grup muafiyetinden yararlanamayacaktır. Yine Tebliğ’in, 5(a) maddesi hükmünde “ Rekabet etmeme yükümlülüğünün bu fıkrada belirtilen süreleri aşacak şekilde zımnen yenilenebileceğinin kararlaştırılması halinde, rekabet etmeme yükümlülüğü belirsiz süreli sayılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenlemeye ilişkin olarak bir dikey anlaşmada rekabet etmeme süresinin beş yılla sınırlı olması veya beş yıla kadar zımnen uzatılabileceğinin kararlaştırılmış olması bu anlaşmayı grup muafiyeti kapsamından çıkarmayacaktır179.

3. Anlaşma Sonrası Önemde Rekabet Etmeme Yükümlülüğü

2002/2 Sayılı Tebliğ’in 5(b) maddesinin ilk paragrafında “Anlaşmanın sona ermesinden sonraki döneme ilişin olarak alıcıya getirilen, mal ya da hizmet üretmesini, satın almasını, satmasını ya da yeniden satmasını yasaklayan doğrudan

177 BKZ, Shell, 02.10.2003 t. D1/1/CS-03/1 S., s.11.

178 Bkz, Alfa Laval Ltd. 8.7.2004 t. 04-46/587-142 S., s.8.; Yemek Sepeti-1, 25.3.2004 t. 04-22/231-48 S., s.10.

179 Bkz. Camtaş Düzcam, 27.02.2003 t. 2002-1-87 S., s.6.) Rekabet etmeme süresinin uzatılmasına ilişkin söz konusu kararın ise anlaşma taraflarının ortak ve açık iradesinin sonucu olması

ya da dolaylı bir yükümlülük” ün grup muafiyeti düzenlemesinin dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hüküm de 5(a) maddesinde olduğu gibi alıcıya getirilen rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin olmakla birlikte, söz konusu yükümlülüğün anlaşmanın sona ermesinden sonraki döneme ilişkin olarak getirilmesi ihtimalini düzenlemektedir. Böylelikle, anlaşmanın sona ermesinden sonraki döneme ilişkin olarak alıcıya getirilen, mal ya da hizmet üretmeme, satın almama, satmama ya da yeniden satmama şeklindeki her türlü yükümlülük, kural olarak grup muafiyetinden yararlanamayacaktır. Kural bu olmakla birlikte, Tebliğ’in 5(b) maddesinin ikinci paragrafında bir istisna düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre; “Ancak yasaklamanın, anlaşma konusu mal ya da hizmetlerle rekabet halindeki mal ve hizmetlere ilişkin olması, anlaşma süresince alıcının faaliyette bulundu tesis ya da arazi ile sınırlı olması ve sağlayıcı tarafından alıcıya devredilen know-how’ı korumak için zorunlu olması koşullarıyla, alıcıya, anlaşmanın sona ermesinden itibaren bir yılı aşmamak kaydıyla rekabet etmeme yükümlülüğü getirilebilir.

Kamuya mal olmamış know-how’ın kullanılması ve açıklanmasına ilişkin süresiz yasaklama hakkı saklıdır.”

Böylelikle ilgili istisna hükmüne göre, alıcıya getirilen anlaşma sonrası rekabet etmeme yükümlülüğü getiren bir anlaşma maddesinin grup muafiyeti hükümlerinden yararlanabilmesi için öncelikle, yasaklamanın sadece anlaşma konusu mal ya da hizmetlerle rekabet halindeki mal ve hizmetlere ilişkin olması, yasaklamanın sadece anlaşma süresince alıcının faaliyette bulunduğu tesis ya da arazi ile sınırlı olması180, yasaklamanın süresinin anlaşanın sona ermesinden itibaren bir yılı geçmemesi ve anlaşma ile sağlayıcının alıcıya know-how aktarmış ve

180 Bkz. Toys R Us, 13.11.2003 t. 3/1/A.Ç./ S., s.7; Nine West Group Inc., 27/10/2004 t. 04-69/989-244 S., s.11.

yasaklamanın da bu know-how’ın korunması için zorunlu olması gerekmektedir181. Mendelsohn- Rose’ göre anlaşmanın sona ermesinden sonraki döneme ilişkin olarak alıcıya rekabet etmeme yükümlülüğü getirilebilmesi için getirilen istisna hükümlerinin çok fazla olması, ilgili istisna düzenlemesinin uygulamada çok fazla yarar sağlamayacak derecede dar kapsamlı olmasına yol açmıştır182.

4. Rakip Sağlayıcıların Markalı Ürünlerini Satmama Yükümlülüğü

Tebliğ’in 5(c) maddesinde seçici dağıtım sistemi üyelerine getirilen belirli rakip sağlayıcıların markalı ürünlerini satmama yükümlülüğüne ilişkin mehaz Tüzüğün 5(c) maddesi hükmü ile paralel bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre,

“Seçici dağıtım sistemi üyelerine getirilen, belirlenmiş rakip sağlayıcıların markalı ürünlerini satmama yükümlülüğü” içeren bir anlaşma hükmü grup muafiyetinden yararlanamayacaktır. Bu hükümle, seçici dağıtım sistemlerinin üyelerine yüklenen rekabet etmeme yükümlülüğünün ya tüm rakip sağlayıcıları kapsamak üzere getirilmesi ya da hiç getirilmemesi ilkesi benimsenmiştir183. Bunun dışında sağlayıcının, seçici dağıtım sistemi üyelerine rekabet etmeme yükümlülüğü getirmesinin önünde herhangi bir engel yoktur184.

181 “Know-how” ın Tebliğ bakımından söz konusu olan tanımı Tebliğ’in 3 (f) maddesi hükmünde yer almaktadır. Buna göre; “Know-how : Sağlayıcının tecrübe, denemeleri sonucu elde ettiği ve patentli olmayan uygulamaya yönelik, gizli, esaslı ve belirlenmiş bilgi paketi anlamına gelir. Bu tanımdaki; 1)

“Gizli” kavramı, know-how’ın bir bütün halinde veya parçaları tam olarak bir araya getirildiğinde ve birleştirildiğinde dahi herkes tarafından bilinmemesini ya da erişilebilir olmamasını, 2) “Esaslı”

kavramı, know-how’ın, anlaşma konusu malların veya hizmetlerin kullanılması, satımı veya yeniden satımı bakımından alıcı için vazgeçilmez bilgiler içermesini, 3) “Belirlenmiş” kavramı, know-how’ın, gizli ve esaslı olma şartlarını taşıdığını doğrulayabilmek için, yeterince ve ayrıntılı bir şekilde olmasını ifade eder.”

182 MENDELSON M. - ROSE S., a.g.e., s.61.

183 GÜRZUMAR, O.B., a.g.m., s.36.